Gönderim zamanı 17.02.2007 - 21:30
Sagopa kajmer-kajmeran
"cihanda kaybolan yılların ve içine düştüğüm feci günahların,
sakladığımm sevaplarımla yasadım; faciaların bedelleriyle ağladım.
ben anladım; karikatür komedya koydum adını buranın...
deneyiminle deney bir denek misin sago,
gırtlağında halata bağlı sen binek misin sago,
rüzgarın hızıyla savrulur sözün elaleme;
onların şamarlarında ezilen bir sinekmisin sago...
rap dölüyle üreyen her satır karamsar hanenin dili.
sagopa yaşlı bir çocuktu zaten yıllar öncesi...
aknelerime dokunamazdım kan gölü olurdu suratım,
lisede aynadan kaçardım yorgan altı ağlardım...
ben parayla geç tanıştım;
çok güzeldi aşık olamadım, yinede vardı kalbini çaldığım dostlarım...
ben onunla merhaba sohbetinde kaldım yüz göz olamadım,
aldattığı dostlarımla merhabalaşırım...
yağmalanmış hertaraf ve hibe olmuş bertaraf.
kadim bedenlere işgüzar seçil ve seçici barlarında tek mi kaldı kajmeran;
dudaklarımda bal yok oysa tek dilekti mutluluğumuz....
sösen mumun emanetiydi gözüme sanki karanlık;
dönen şu dünya sanki taş ve biz içinde çorbalık;
katıksız iyiyi bulana dek mi sürecek tek devamlılık...
beddua... kötüyü servis edene sorulur biz doğarken dargındık.
hoş seda duyun, sabah bir martı uçurun; gökyüzünden
hediye edilen günlerinde bir duacı ol.
uluya anlaşılmadan kapanmasın, o gözlerin sulanmasın...
Darbeler yesende yüreğine affetmek en asil intikam;
varsa bir duvar dayan, yoksa bir duvar yarat,
karanlık olduğunda mumdan bir güneş yarat,
kanatların kırılmasın umutların nicesi yirmidört karat...
belki ........ manzaran tedavi acizi ya
belki kalanı bir tutam ümit tebessümünde yaralı kimbilir
sersefirse duygular ömrün yarısı yalpalar zamanla doğar olanlar
yada bir anda yok olurlar
kalleş olsa dahi biran için o yadigar dostlar
etme sesle affet
bir iki üç kaşlar gözlerinde damla yaş var
bir hüsran adlı alçak hicranına kanar"