Terim Hiddink'le oynuyor!Metin Kondel diye biri yazmış.Kimdir bilemiyorum yazı biraz uzun gibi amailginç şeyler yazmış abi Futbolla ilgili herkes ezberleyene kadar bunları yazmak durmundayım. Türk milli takımının Euro 2012'de önce Almanya'ya ardından Azerbaycan'a yenilmesi Türk milli takımının iplerini hala elinde tutan Fatih Terim'in Oğuz üzerinden kariyeri bitme aşamasına gelmiş Guus Hiddink'e ince bir oyunudur. Bunu izah edebilmem için aşağıdaki somut gerçekleri hatırlatmam gerekiyor ısrarla.
FİFA 2010 dünya kupası elemelerinde Ekim 2009 Türkiye-Belçika maçından sonra Fatih Terim istifa etti. Peki Terim'in 2012'ye kadar uzanan sözleşmesinin akıbeti ne oldu? Bilen yok. Bu durumda demek ki Türkiye'de gazeteci, araştırmacı ve yazar yok. Varsa da bunlar Terim'in Türk spor basınına yerleştirdiği piyonlar.
Bu istifadan sonra Türk milli takımı neden aylarca teknik direktörsüz kaldı? Terim dünya spor tarihinde bir ilk daha başardı. İstifa ettiği halde milli takımın koltuğunu çaldı ve aylarca evine götürdü..TFF ve spor baklanlığı bu duruma ses çıkarmadı. Herşey herkesin gözü önünde oldu. Türk spor camiası bu duruma neden sessiz kaldı. Çünkü bir çoğu Terim'in bir çift sözüyle göreve başlamıştı.
Nasıl oldu da dünya kupası grup maçlarında başarısız olan Terim-Oğuz ikilisinden Oğuz Çetin tekrardan önce milli takımın başına sonra Hiddink'in yardımcılığına getirildi? İşte istifa ettiği Terim'in aslında Türk milli takımını nasıl kontrol ettiğine en somut delili.
Oğuz Çetin'in Fenerbahçe yardımcı teknik direktörü olduğu Lorant zamanında nasıl bir ''mezar kazıcısı'' olduğunu anımsayın Türk milli takımlarındaki Terim casusu rolü üzerinde bir daha düşünün.
Guus Hiddink'le neden Türkiye'de değil de Hollanda'da sözleşme imzalandı? KGB Vladimir Putin adına bu kirli işi tespit etti. Ve Rusya'daki tahta bavulunu bir an önce toplamasını ve ülkeyi terk etmesini söyledi.
Sonra ortaya garip bir durum çıktı. Guus Hiddink'in Dünya kupasında bir Afrika takımı olan Fildişi Sahillerini çalıştırabileceği sonra Türkiye ile sözleşme imzalayabileceği söylendi. Hatta Ağustos'ta milli takımın başına ancak Ağustos'ta gelebileceği söylendi. O arada Mars'ta ayrı bir takımı çalıştırdığı ise Türk basınında yer almadı. Bu nasıl bir kuralsızlıktır anlamak mümkün değil.
Guus Hiddink'in eski teknik direktör Fatih Terim'in aldığı ücretin tam iki katını alıyor olmasının anlamı nedir? ''Gel evlat..Ne işin var soğuk iklimlerde. Gel burada teknik direktörlük rolü yap, bölüşelim böreği.'' Farkındaysanız Guus Hiddink teknik direktörlük değil teknik direktörlük rolü yapıyor. Zihninde ve bakışlarında herhangi bir sahiplenme yok. Ve bakışları sanki bir lise tiyatrosundaki asosyal bir çocuğun ruh halini yansıtıyor. Türkiye'ye geldi geleli adamın suratı Nemrut gibi.
Diğer bir faktör Türk milli takımının başında görev yapmış Ersun Yanal'ın Terim-Hakan-Uluç üçgeninin Türk futbolundaki birleşik manevrasıyla milli takımların teknik direktörlüğün uzaklaştırılmış olmasına rağmen milli takımın altyapısında Anadolu kulüplerinden gelebilecek teknik direktörlere karşı Terim adına nöbet tutuyor oluşudur. Milli takıma herhangi bir oyuncu vermiyor oluşu Terim'in milli takımı mutlak kontrolü planının başka bir yönü.
Milli takımın başına geldiğinde Guus Hiddink'in Türk milli takımı yerine tribünde oturmasının anlamı neydi? Terim milli takımı playstation takımı haline getirme işinde o kadar ileri gitti ki Hiddink'e hazırlık maçlarında bile milli takımın bençini layık görmedi. Hatırlarsanız Hiddink bir kaç maçı tribünden izleyerek teknik direktörlük rolü yaptı.
Fatih Terim'in kanıksanmış Türk milli takımını sakat ve takımında oynamayan üç kızkardeşlerin oyuncuları ıslah etme amacıyla kullanma politikası Guus Hiddink'le hiç değişti mi? Kesinlikle hayır. Türk milli takımı dediğimiz takım üç kızkardeşlerin rehabilitasyon merkezi görevini aynen sürdürdü.
Üç kızkardeşlerde sakat cezalı ve formsuz futbolcu varsa onlar Türk milli takımlarında rehabilte edilip lige yetiştirilirler. Bu durum yıllardan beri en çok Galatasaray lehine kullanılmıştır. Galatasaray'ın Avrupa'daki başarılarının nedenlerinde bu hep göz ardı edilir. Üç kızkardeşlerin futbol karakteri ile 70 milyona ait ulusal bir takımın olması gereken soyut futbol karakteri bu iç içe geçmişlik yüzünden karaktersizleşmiştir. Kısaca Türkiye'de bir milli takımı yoktur. Üç kızkardeşlerin rehabilitasyon karması vardır..Bu karmanın milli maçlarda yenilmiş olmasını Türk milleti artık umursamıyor.
Hadi diyelim ki; bütün bunları yazan bir spor yazarına koplo teorisyeni diyorsunuz? Peki şuna ne diyeceksiniz? Bütün bunlar olurken Fatih Terim Türkiye'de ve dünyada hiçbir kulüp çalıştırmıyor. Terim hiçbir tiviye spor programına çıkmıyor hiçbir gazeteye açıklama yapmıyor. Ki o Terim Türkiye'de tiviye çıkmak için İtalya'dan uçağa atlayıp gelen bir şovmendi.
Türk milli takımını Terim'in masa başından yönettiğiyle ilgili diğer veri; Trabzonspor'lu futbolcuları dışlayan Fatih Terim'in tutumu ile Guus Hiddink'in Trabzonspor tutumu neden bu kadar benzediği sorusudur? Fatih Tekke kişiliğini Terim'e karşı korumasının bedelini milli takımdan uzaklaştırılarak ödedi. Gökdeniz Karadeniz ise hala Türk futbolunda kronik sorun olan Emre'nin korunaklı çocuk egosuna kurban edildi Terim tarafından. Rusya'nın en iyi iki takımında yıllardan beri futbol oynamalarına rağmen her ikisi de milli takıma çağırılmadılar. Fatih Tekke Beşiktaş'a transfer oldu. Gökdeniz Karadeniz'in Galatasaray'a transferi gündemde. Bakalım bizim yıllardan beri dillendirdiğimiz gerçeklerden ne zamana kadar kaçacaklar.
Hiddink neden Türkiye liglerinin uzaktan kumanda ile izliyor? Çünkü Hiddink'in kadro tercihi diye bir şey yok ortada. Kadroyu Terim seçiyor ve e-maille Oğuz Çetin'e gönderiyor. Yahu ne kadar safsınız. Bunu Oğuz Çetin kendisi itiraf etti. Ama o bunu Guus Hiddink Rusya'da iken sözde Guus Hiddink için söylemişti. Oysa kafasındaki düşünce Fatih Terim'in idi. Aslında bu durumda da bir ilk yaşandı. Hani bir milli ilklere tapınma durumumuz vardı ya..İlk kez bir teknik direktör bir ülkenin başında iken diğer bir ülkeyi çalıştırabileceğini deklere etti. Bu durumda Terim'in fesh edilmeyen ve 2012'ye kadar uzatılan kontratı TFF'nin kirli manajerlerinin gözünde gölge bir teknik direktörlüğe dönüştü.
Almanya-Türkiye maçı sonrasında Hiddink'in açıklaması
''Almanya hak etti..'' Sakın bu açıklamaya kizmayın. Çünkü bu açıklama Terim ile Hiddink'in dünya spor tarihinde oynadığı en kirli oyunun son aşamaya gelmeye başladığını gösteren özenli bir açıklamaydı. Hiddink artık kendine yazılan senaryoda sona yaklaşıldığının farkında..Onun için Türk halkının gözündeki devasa taktisyen profilini kendi beyanatlarıyla eritiyor. Dünya futbol tarihinde bir ilktir. Hiddink'in onca bilmişliği ve futbol görgüsünün işe yaramadan ortalıkta dolaşması. Ve durum o denli açık bir komediye dönüştü ki,
Hiddink Hollanda'dan ayda bir gelip milli takımın başında poz veriyor.
Bana Hiddink'in bir hazırlık maçında oynattığı geometrik futbol dışında milli takımla ilgili bir yenilik söyleyebilir misiniz? Söyleyemezsiniz?
Oğuz Çetin'in Lorant'ın yardımcıyken yaptığı mezar kazıcılığı tam da Terim dublorlu teknik direktör yardımcılığına uyuyor..
Türkiye'nin 3-0 yenildiği Almanya maçıyla ilgili Erman Toroğlu'nun başlığı;
''Terim Aklandı..!'' İşte bu da Türk basınında Türk futbolunun bir numarasının hala nasıl korunduğuna bir örnek. Mevcut hükümetin spordaki bir numaraları ne zaman bulup adaletin önüne çıkaracağını halk merak ediyor.
Son olarak ne demek istediğimi Azerbaycan maçındaki gelişmelerle ıspatlamak durumundayım. Fatih Terim Arda üzerinden iki yerle birden oynuyor. Birincisi Galatasaray teknik direktörlüğü ikincisi milli takım teknik direktörlüğü. Hangisi önce düşerse Terim kapağı oraya atacak.
Almanya maçında milli takım kötü oynadı ve 3-0 yenildi. Bütün spor otoriteleri takımlarında doğru dürüst oynamayan Özer ile Tuncay'ın milli takımda direkt olarak oynamasını eleştirdi. Ama Azerbaycan karşısında durum değişmedi. Bu tipik bir Terim takıntısıdır. Terim her milli maçta kendine iki rakip seçer. Birincisi normal rakip ikincisi Türk spor basını. Olmayacak kadro ile hem rakibini hem de Tütk spor basınını yenmeye çalışır. Bu yıllardan beri böyleydi. Azerbaycan maçında da aynı şeyi denedi. Ama işler istediği gibi gitmeyince ise Türk spor medyasının ortak aklına döner. O durumda da olmayınca Türk spor medyası
''demek ki bizim dediğimiz gibi de olmuyor..''der. Terim Azerbaycan maçında da bunu dedirtti ama faturayı dublörüne çıkarttı. Bütün hikaye bu.
Bir kenara yazın. Yarın düğmeye basılacak ve Türk spor basınında Fatih Terim sesleri yükselmeye başlayacak. Oysa hesap edemedikleri birşey var. Bütün bunların sorumlusu zaten Fatih Terim. Hiçbir yere gitmemişti ki.