Necati Doğru
Müzeden tablo çalan! Hazine’den beslenen!
Bu iki tür aynı tarlanın ürünü, aynı kumaşın farklı renkte iki ipliği, aynı dokunun yan yana yerleşmiş damarı gibiler. Devlet müzesinden “tarihi eser ve tablo çalan” kravatlı hırsızlar ile “devlet hazinesinden beslenen” bildik, tanıdık, eş-dost-yandaş-akraba-kardeş takım elbiseli, kravatlı soyguncular, eskiden de vardı.
Bugün de varlar.
Bugün daha çoklar.
Tayyip Erdoğan, 8 yıl önce “milletin hakkını kimseye yedirmeyeceğiz-hortumları keseceğiz” sözleri vererek iktidara gelmişti. Bugün “müzeden tablo çalan ile hazineden beslenenlerin” sayısında bir azalma, eksilme, düşme olmadı.
Hangisi daha pislik!
Müze soyan mı!
Hazine’den beslenen mi!
Ayrım yapılamaz; devletin yani milletin malının soyulmasında “müzeden yapılan ile hazineden koparılan” fark etmez. Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nden Hoca Ali Rıza’nın kara kalem 18 tablosunu çalan ile TMSF’nin (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) mallarını ve parasını talan edenler, “aynı tornadan çıkma” aynı tezgâh sahibinin kolladıklarıdır.
***
İkisi de koruma altında.
Müzeden tablo çalanlar; o kadar korunuyorlar ki, çaldıkları tabloların kopyasını bile yaptırmamış yerine fotokopilerini çektirip müze duvarındaki çerçeveye yerleştirmişler.
TMSF Hazinesi’nden geçinenler de o kadar korunuyorlar, gizleniyorlar, örtünüyorlar ki, Meclis’teki milletvekilleri bile bunların isimlerine ulaşamıyor.
Bir milletvekili çıktı.
Peşine düştü, araştırdı; “Devleti zarara uğrattıkları ve içlerini boşalttıkları için TMSF’nin el koyduğu şirketler, bankaların, kurumların mal varlıklarından, mülklerinden kimlere, hangi fiyata satışlar yapılmıştır ve devletin malı haline gelen TV’lerde, gazetelerde, dergilerde, radyolarda kimler programcılık yapmıştır ve bu programcı yazarlara hangi maaşlar ödenmiştir? Bu ödemeler hangi ölçülere göre yapılmıştır” sorusunu en yetkili bakana sordu. Yetkili bakan da cevap verdi.
Soran: Atilla Kart.
Cevaplayan: Ali Babacan.
Atilla Kart, CHP Milletvekili.
Ali Babacan, Devlet Bakanı.
***
Millet adına sorgulayıcı milletvekili Atilla Kart, dün bir basın toplantısı yaparak, milletin malını korumaktan sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ın 170 sayfalık cevap gönderdiğini, bu 170 sayfalık cevabın 49 sayfalık bölümünde; milletin satılan mallarının türü ve özellikleri ile alıcılarının isminin boş bırakıldığını açıkladı.
Milletvekili ağır suçladı.
“Karartma yapıldı” diyor.
“Karambol yaratıldı” diyor.
Ve şu tabloyu veriyor:
Star TV’nin 170 kalem (beyaz eşya, mobilya, otomobil gibi) malının alıcısı belli değildir. Uzan Grubu’na ait, 372 kalem eşyanın (motorlu araç, atölye tezgâhı, asansör, beyaz eşya, av tüfekleri, tabanca, otomobil, otobüs gibi) belli değildir. Mehmet Albayrak isimli kişinin satın aldığı 82 kalem (video, klavye, klima gibi) eşyanın satış bedeli belli değildir. Hüseyin Kartal isimli kişinin satın aldığı 574 kalem eşyanın (elektronik cihazlar) satış bedeli belli değildir. TMSF’nin 12 milyon 875 bin TL’ye neyi satın aldığı belli değildir. Vodafone’un 15 milyon 645 bin TL’ye neyi satın aldığı belli değildir. Muhammen bedelinin (piyasa değeri) 30 milyon TL olduğu belirtilen gayri menkul, 1 milyona satılmıştır. TMSF’nin el koyduğu TV’ler, gazeteler, dergiler ve radyolarda hangi gazeteci yazarlara, hangi yüksek maaşlarla program yaptırıldığı, yazı yazdırıldığı da belli değildir.
Müzeden tablo çalan!
Hazine’den beslenen!
İkisi de aynı.
İkisinin de isimleri gizleniyor.
Ne garip tesadüf!
************************************************************
Garip gureba pek güzel düzülmüş.