bu konuya 74 yanıt verildi

[Can Ka No Rey]

Evet, haysiyet cellâdısınız hepiniz.
Haysiyeti katlederek tükettiniz.

Utanma nedir bilmeden yaptıklarınızla bu toprakların değerlerini temsil etmediğiniz bir kez daha anlaşılmıştır.

Günah da sevap da gizlidir gerçeğine menfaatleriniz emrettiği için hiçbir zaman itibar etmediniz. Sevaplarınızın reklamını yapmak sevdanızı bilmeyen yoktu ama anlaşıldı ki günahları örtmek erdemine de sahip değilsiniz.

Türk siyasi tarihinde 40 yıllık mazisi olan bir ana muhalefet partisi liderini özel hayatına ilişkin bir ayıbı ile vurmak, ancak sizin gibi beyaz saray soytarılarına yakışırdı.

***

Edepsizsiniz,

Hüseyin ÜZMEZ isimli sapığın küçük bir kız çocuğuna yaptıklarını savunacak kadar alçalanlarınız olduğunu unutup; kin ve nefretinizin sınır tanımadığını bir kez daha ortaya koydunuz.

Görüntülerin içeriği umurumda dahi değil. Öyle de olmalı. Onun bunun ses kayıtlarını internet ortamına sızdırmaya benzemez bu yaptığınız. En az onun kadar ahlaksızdır ama ondan daha ağırdır.

Gözünüzün ne kadar döndüğünü, gizli ajandalarınızı, satılık vicdanlarınızı, yok olmuş ahlakınızı, sahte Müslümanlığınızı bizzat deşifre ettiniz.

***

Sizi gidi Maskeli demokratlar...

Basın özgürlüğünden anladığınız bu mudur sizin?

Milletin mahremini, özel hayatını deşifre etmek midir?

Bir kadının çıplak bedenini tüm dünyaya servis etmek midir?

Bir siyasetçinin onur ve şerefi ile oynamak mıdır?

***

Köşelerinizde yer tutmuş muhteremler, hadi biriniz çıkın da bu edepsizliğe dur deyin bakalım.

Hadi sağa sola ayar veren büyük ülkü adamı, mütefekkir, Müslüman, özgürlükçü İrfan SÖNMEZ!!! Hadi yüreğin yetiyorsa istifa et! Hadi son bir yazı yaz ve de ki ben bu alçaklığa ortak değilim.

Hadi bakalım Arzu ERDOÐRAL. Çık da de ki; ben bir kadınım, siyasi hesaplaşmalar uğruna, kin ve nefretin tatmini uğruna, bir kadının çıplak bedeninin milyonlara teşhir edilmesi, bir parti liderinin şerefiyle oynanması ayıptır günahtır de. Yaz da öğrenelim bu edepsizlik hakkındaki görüşünü.

Hadi ABDURAHİM KARAKOÇ, hidayete erenlerin arasında olmak nasıl bir şeymiş anlat bakalım. Bu yapılan alçaklık mıdır? Cevabını ver! Şair ruhlu adam, anlat da öğrenelim senden mahrem nedir, özel hayat nedir?

***

İyi oldu diyen soytarılar...

Haber değeri var diyen alçaklar...

O zaman sorarlar size...

Başbakan'ın hukuk dışı yollardan elde edilen ses kayıtlarının haber değeri yok muydu?

Turgut ALTINOK hakkında da aynı iğrençlik yapıldı.

Yayınlasaydınız ya.

İyi ki yayınlamadınız...

Zira gerçekten onları da yayınlamak en az bu kadar alçaklık olurdu.

Ama edebiniz eksik, topal Müslüman olmak size yetiyor anlaşılan...

İçinizde biriken kinin, savunduğunuz İslam ahlakı ile çatıştığının farkına dahi varmaktan acizsiniz.

Halen savunmaktasınız yaptığınızı, halen kaşımaktasınız yarayı...

***

Unutmayın sizin dilinizden düşürmediğiniz ilahi adalet bir gün gelir hesap sorar size.

Unutmayın keser döner sap döner.

Bu utanç kapısını siz araladınız. Bir gün ayağınıza dolandığında sığınacak liman bulamaz olursunuz.

Aranızdan yeni Hüseyin ÜZMEZLER çıktığında, kimselere derdinizi anlatamazsınız.

Günahı örtecek erdemi gösteremediğiniz için gün gelir günahlarınızı döker birileri, çok güvendiğiniz uluslar arası hamileriniz servis eder ayıplarınızı sizinle işi bittiğinde.

O zaman anlarsınız edebin ehemmiyetini.

***

Eminim birileri ses verecek oralardan.

Eminim halen vicdanını kaybetmeyenler de çıkacaktır.

Eminim SALİ TUNA'LAR çıkacak ve

KİMSİNİZ ULAN SİZ? diye soracaktır.

http://yenisafak.com...amp;y=SalihTuna

Eminim vardır delikanlılığı kaybetmeyenler, sadece Salih TUNA'DAN ibaret değildir adam gibi adamlar...

Yücel Bulut - Etik Haber

[Melih]

Aboo..

[lasrocas]

yurekten alkisliyorum yazari...kalemine saglik ziraa icimde birikipte dillendiremedigimiz seyi ne guzelde kaleme almis...


vakti zamaninda kanli bicakli olan iki farkli partinin chp mhp nin ...haksizlik karsinda omuz omuza durmasi beni bir okadar daha mutlu etti...

[atlantisli]

Siz niye aynısını Hüseyin Üzmez'e yapmadınız.Hem de ortada ne çıplak bir kaset ne de görüntüleri vardı.Hüseyin Üzmez'e yapılan komplo olamaz mıydı.Ama adamı sormadan milletin en ahlaksız kişisi sapığı ilan ettiniz,neden aklınıza gelmedi komplo olabileceği ya da en azından durup biraz beklemek.Ama ne gerek var dindarları onun üzerinden vurmak bundan siyasi rant elde etmek varken.O zaman anlaşalım herkes kendi çıkarını düşünüyor bu ülkede.Bi de utanmadan adam hala Hüseyin Üzmez'den örnek veriyor yazısında:))
Adamın biri camiye girmiş bi kadınla bi erkeği sevişirken yakalamış.Yüzlerine tükürüp "bu işi yapacak Alllah'ın evinden başka yer bulamadınız mı" demiş.Adam cevap vermiş; "şu işimi bi bitireyim ben sana gösteririm Allah'ın evine tükürmeyi"

[hüfyaa]

evet,belki o pis sübyancıyla baykal'ın adını aynı yazıda bulundurmak açısından bi hata yapılmış
olabilir hakketten.. : p

Bu mesaj hüfyaa tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 12.05.2010 - 00:07

[atlantisli]

evet bu mature türüne giriyor,aynı kategoriye sokmak hata olur haklısın Acaba bunda yaş farkı kaç bilen var mı)

[suheda]

Çaresizliğin dışa vurumu bu olsa gerek yaşanılan etik dışı bir çirkinliği başka bir çirkinlikle örtbas etmeye çalışmak..
Tıpkı Baykalın gider ayak suçu hükümete yıkma çabası..
Baykal bekar bir adam olsaydı ve birlikte olduğu ucube kadın bekar bir kadın olsaydı kim ne diyebilirdi ki?
Arkalarında belirli bir seçmen kitlesi olan evli barklı çoluk çocuk sahibi insanlar bunun savunulacak nesi var Allah aşkına?
Birilerinin bir şeyi iyi anlaması gerekiyor ihanetle çapkınlık aynı şey değildir..

[hüfyaa]

siz,üslubunuzdaki alaycılığın şekli bazen fazla itici gelmese,genel olarak öyle görülmeyebilir tabii;bana
itici gelmese,demek istiyorum,yazdıklarından bazen bişeyler öğrenebilecek birisiniz atlantisli,
ne demek istediğimi anladığınızı düşünüyorum,ki kendim bile zor anlarım bazen aslında ..
ben sanırım,bilgi sahibi olmadan fikir şeyttirebilen gruptan sayılırım,siz daha bilgilisiniz..bu tabii,
tam bir iltifat değil,zira insanların bilgilerini satma şeklini önemserim ben,sizinkisi bana şirin
görükmüyor pek..yine de,ayıbın dereceleri olduğunu,sübyancılığın çok ayrı bir derecesi olduğunu,
özellikle erkek zinasının ve hatta çok eşliliğinin bayaa bir oranda hoş karşılandığı bir toplumda bile
gayet -doğal olarak- itici,bambaşka bir ayıp olduğunu ve bu adamları karşılaştırmanın bu
yönde,doğru olmadığını şaka yoluyla şeyttirdiğimi anladığınıza inanıyorum,yanıldığımı da sanmıyorum,
hakkaten bak.. : )

lütfedip tikkat ettiğiniz olduysa,ben belli bir olaya birden çok açıdan bakılmasını doğru bulan ve
açıkça,dindar/muhafazakâr görüşlere,karizmalara ve niyetlere dönük belli bir gıcığım ve kuşkum
olmasına karşın önyargılarını kontrol etmeye çalışan bi insanım,bilgi yönünden sizden geride
olsam da..bu bir savunma şeysi değil tabii,bence zaten anlamış olduğunuzu,belki biraz daha
açık kılabilmek..

Bu mesaj hüfyaa tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 12.05.2010 - 10:42

[kılıç]

Kuyuya bir taş atıldı birkere ne kadar akıllı toplansa artık bu taş çıkmaz.Herkez kendi doğrulrını söyler geçer ve bu işi taraf olarak değerlendirirse bu yazışmalar hiç bir işe yaramaz sadece kişilerin kin ve nefretini artırır....Daha evvel de yazdım kişilerin özel hayatlarının peşine düşmek ve bunları sergilemek ne kadar adice bir işse, bu yapılan şey eğer savunuluyorsa ve ya "bizim taraf diyip hoş görülüyorsa" bu da bir o kadar garip.....

[AtamÇepni]

Hüseyin Üzmez sübyancının biri olarak mahkeme tarafından tescillenmiş oldu...

Hala onun yaptığını yok sayıp zırvalayanlar var...

[antiqa]

hüseyin üzmez'in ne alakası var bu konuyla anasını satıyım. adam bir kızı taciz etmiş. onların fakirliğinden yararlanmış. ya da öyle iddia ediliyor. ondan sora serbest bırakıldığında da sanki çok büyük bir iş yapmış gibi çıkıp televizyonlara ahkam kesti.
ortada bir çocuk tacizi var. komplo varsa bile hüseyin üzmez'in bir haltlar karıştırdığı da gayet açık bence. bunun savunulacak bir tarafı yok.

baykal'ın olayı bu olaydan tamamen farklı. resmen ve alenen komplo. adamın yatak odasına gizli kamera konuluyor yahu. daha ne olsun.
haa illa birileriyle kıyaslanacaksa belki cüppeli ahmet hocayla kıyaslanabilir. onun da jetskıyla fotoğrafı çekilmişti ya o bakımdan.

gelgelelim baykal'ı sevmeyebilirsiniz, siyaseten başarısız bulabilirsiniz ben de pek bayıldığımı söyleyemem ve lakin kendisine yapılan şerefsizliktir. onursuzca indirdiler adamı. baykal'ın başına gelen herkesin başına gelebilir. kimse büyük konuşmasın bu olayın içeriğini fazla kurcalamasın derim ben.

[milas]

Hüseyin Üzmez in ALLAH belasını verdi öbür dünyada da verecekte, bu sali tuna ne sayıklıyor, olayı ortaya çıkaran VAKİT mi ki, oraya saldırıp gerçek olayı örtbas etme peşinde..Baykal efendinin marifetini sayan yok varsa yoksa niye komplo?
daha evvelki olaylarda aklınız neredeydi, Üzmez i boşver Altınok olayında da ağızlarını şapırdata şapırdata saldırmadımı bu adamlar, ya ordada aynı hassasiyeti gösterirdiniz yada burda numara yapmazsınız, BAYKAL efendi bu rezil durumu bile yalan ve iftirayla siyasi ranta çevirmeye çalışacak biz hala efendim niye Baykala a bu yapılmış, onun hesabunı yapıcaz hadi git işine be sali tuna

Bu mesaj milas tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 12.05.2010 - 13:09

[antiqa]

allah kimseyi bunların eline düşürmesin zor valla.
birisi de çıkıp yeter ulan vurmayın adam öldü demez bunların. diyene de vurur bunlar.

[suheda]

Bilmiyorum içinizde hatırlayanlar varmıdır..
DSP,MHP,ANAP koalisyonu zamanında bor rezevlerinin ABD li bir şirkete satışı gündeme gelmişti o zaman ki koalisyon hükümet ortaklarının hepsinin olur verdiği karara bir tek dönemin bakanlarında DSP li Şükrü Sina Gürel itiraz etmişti öyle ki adamcağız tek başına alınan karara direnmiş bor madenlerinin ülkenin geleceği için çok ciddi bir yatırım olduğunu ve bunun yabancı sermayeye peş çekilmesinin yanlış ve ülke menfaatleri açısından doğru olmadığını söyleyip karara itiraz etmişti.
Bu direnişi sayesinde madenlerin satışı durdurulmuştu..

Amaaa sonrasında adamcağızın yeni işe alınan sekreteriyle yatakta çekilmiş resimlerinden tutunda tüm özel yaşantısı gözler önüne serilip hakkında yazılmadık haber bırakmamıştı bizim ABD kuklası basın tarafından oda sessizce istifa edip kenara çekildi..

İşte komplo budur!!!

Baykal'a bir komplo söz konusu ise bunu başka partilerde değilde kendi partisi içerisinde arması gerekir,nitekim büyük kongrelerine bir hafta kala patlak verdi bu skandal...
Baykalın diğer partiler için tehlike arz etmediğini hepimiz görüyoruz nitekim onlarca yıldır siyasi meydanlarda ömrü muhalifikle geçmiş bir adamı diğer partiler bir tehdit unsuru olarak görüp komplo yapmaz..

Ama ben bu olayın komplomudur değilmidir kısmıyla ilgilenmiyorum ben her ikiside evli bir insanın böyle bir ilişki içerisinde toplum etik kurallarına aykırı çünkü her birey toplumun bir parçası olduğu için sorumluluklarına dikkat etmek mecburiyetindedir.
Aile mefhumunu kimsenin hele hele oldukça büyük bir kesimin temsilcisi rolunde kimselerin ayaklar altına sermeye hakkı yoktur.

Hala ilk günkü sözümdeyim Baykal lafı oaraya buraya gevelemeden birine öbürene sataşmayı kesip herkesten özür dilemelidir...

[milas]

sali efendi öyle diyorsa hasan abimde böyle diyor, buyrunun itiraz ediniz.




hasan karakaya/vakit


Kaset tartışmaları... Ortada kuyu var, yandan geç!
Bakıyorum da, hiç kimse “şahsi görüş”ünü dillendirmiyor... Herkes, konuşma metnini “Resmi Gazete”den okur

gibi, “resmi görüş”ünü açıklıyor... “Komplo” diyor, “özel hayatın ifşası” diyor, “namusa saldırı” diyor!.. Diyor oğlu, diyor!.. Ne hikmetse herkes “olayın özü”nden kaçıyor... Merak ediyorum, onların da mı bir “kaçamağı” var?.. “Çiğ” yediler de, “karın”ları ondan mı ağrıyor?.. Hani, “ortada kuyu var, yandan geç” sözü var ya; aynen bunun gibi, herkes “kuyunun etrafında” dolanıyor... Bir de, “değirmen sele gitmiş, şakşağını arayan” şaklabanlar vardır ya; ne “değirmen”le ilgilenirler, ne “sel”le!.. Adam, “şakşak” peşinde koşuyor... Ulan, niye “şakşak” peşinde koşuyorsun ki; sanki şakşağı bulunca değirmen geri mi gelecek?.. “Baykal’ın yatak odası görüntüleri”ne, kalkmış “komplo” diyorsun!.. Peki o “komplo”yu ortaya çıkarırsan, Baykal’ı kurtarabilecek misin?.. Herkes, “görüntü”ye takmış kafasını, başka bir şey düşünemiyor!.. Peki “görüntünün içeriği”ni niye konuşmuyoruz?.. Tamam, “görüntünün çekilmesi” ayıp ve de günah!.. Peki, “görüntüdeki kişiler”in yaptığı ne?..
Bir “zina” değil mi bu?..
Hem “zina” gibi, “ayıp ve günah” bir iş yapacaksın, hem de, “Bunu niye duyurdunuz?” diyeceksin?..
Yani, “yapan”la hiç kimse uğraşmayacak, “çeken” ve “yayan”la uğraşacak öyle mi?..
Bu kadar basit mi bu işler?..
BU, ÖZEL HAYATIN İFŞASI MI?
İşte açık ve net yazıyorum:
Bu olayın, “özel hayatın ifşası” olduğu iddialarına kesinlikle katılmıyorum... O görüntüler; eğer Baykal’ı, “evinde” veya “hamamda” yarı çıplak vaziyette gösterseydi, ya da çok çok affedersiniz “Olcay Hanım’la birlikte” gösterseydi, işte o zaman bu “koro”ya ben de katılır, hançerem yırtılırcasına bağırırdım!.. “Ahlâksızlık” derdim, “namussuzluk” derdim, “şerefsizlik” derdim!..
Ama burada “özel hayat” yok ki!..
Burada “ifşa” edilen; “Türkiye’yi yönetme iddiası”nda bulunan “evli bir adam”ın, yine “evli bir kadın”la yaptığı “gayrımeşru bir ilişki”dir!..
Bunun, “özel hayat” neresinde?..
Altını çizerek, tekrar söylüyorum;
Eğer o görüntüler, “Baykal’ın şahsına” veya yine çok çok affedersiniz, “karısıyla olan münasebeti”ne ait olsaydı, en başta ben bağırırdım; “Bunu görüntülemek, orospu çocukluğunun dik alâsıdır!”
Ama birader, görüntüde “Baykal” veya “Deniz-Olcay ikilisi” yok ki!.. Görüntüde; “karısını aldatan bir adam” ve “kocasını aldatan bir kadın” var!..
“Ayıp” olan bu!.. “Günah” olan bu!..
Eğer ill⠓tuzak” diyeceksek, bu olayın kendisi tuzaktır!.. Bu tuzağı kuranlar da; “Deniz Baykal-Nesrin Baytok ikilisi”nden başkası değildir!.. Birisi “karısı”na, diğeri “kocası”na tuzak kurmuş, “ihanet” etmiştir!..
Bunu gözden kaçırmayalım!..
Çünkü, “olayın özü” burasıdır!..
NİYE “YALAN” DİYEMEDİLER?
Lütfen dikkat edin;
“Zina kasedi”nin ortaya çıkmasından sonra, ne Baykal’dan bir “yalanlama” geldi, ne de Nesrin Baytok’tan!..
Tam aksine;
Bay Baykal; “Yıllardır bekletilen bir kaset yoktur... Tazedir!.. İki haftalıktır” diyerek, “kasetin varlığını ve doğruluğunu” kabul etmiştir!..
Demek oluyor ki;
Bay Baykal; “anayasa değişikliği” gibi hayati bir meselenin görüşüldüğü çok önemli günlerde Meclis’te “diskur” çekerken, aslında “uçkur”unu düşünüyormuş!..
Şu hale bakın;
Türkiye, bir yandan “anayasa değişikliği”ni, bir yandan “değişikliğe direnen odaklar”ın kışkırttığı “terör”ü konuşuyor ama Bay Baykal, böylesine “cıvcıvlı” günlerde bile “uçkur” derdinde!..
Öyle diyor ya;
“Kaset 2 haftalık” diyor ya!..
Yine dikkatinizi çekerim;
Baykal’ın “görüntüleri yalanlamaması” gibi, Nesrin Baytok’un “suskun” kalması da, bir “kabul” değil midir?..
Şu hâle bakın;
Bir “kadın” ki, “zina” ile itham ediliyor, “kocasını aldatmakla” suçlanıyor ama o, derin bir suskunluk içinde!..
Sorarım size; nihayetinde “namusuna dil uzatılan” bir kadın; bu kadar sessiz, bu kadar suskun kalabilir mi?..
Ortalığı velveleye vermez mi?..
Kameraların karşısına geçip, bağırmaz mı:
“Benim namusuma kimse dil uzatamaz!.. Görüntülerdeki o kadın ben değilim!.. Ben kocamla mutlu bir kadınım!.. Hiç kimse aile saadetimizi bozamaz!.. O kadının ben olduğumu söyleyenler şerefsizdir, alçaktır, namussuzdur!”
Söyleyin, bir kadın böyle yapmaz mı?..
Ama Nesrin Hanım, susuyor!..
Evine kapanmış, konuşmuyor!..
Çok enteresandır ki;
Kocası Can Baytok da konuşmuyor!..
O da çıkıp konuşmalı değil miydi?..
“Benim karım böyle şeyler yapmaz!..
Bu kaset uydurmadır, montajdır, iftiradır” demeli değil miydi?..
Ama, demiyor!.. Hâlâ suskun!..
Tabiî, bu suskunluk, bazı “iddia”ları da güçlendiriyor... Bilmem duydunuz mu; “Ankara kulisleri”nde haber ajanslarına da yansıyan şöyle bir iddia dillendiriliyormuş;
“CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok’un yatak odası görüntülerini servis eden kişi, Nesrin Hanım’ın eşi Can Baytok’tur!”
Korkunç bir iddia!..
Akıl-havsala alacak gibi değil!..
Ne var ki; bu iddia, “kulis”lerde dile getiriliyor... Hâlâ da, “yalanlama” yok!..
Ne yalan söyleyeyim;
İnanamadım!.. İnanmak istemedim!..
Can Baytok, kendisini de zora sokacak böyle bir görüntüyü niye “servis” etsin ki?..
“Şantaj” mı yapmak istedi,
Yoksa “intikam” mı almak istedi?..
Eğer “intikam” almak istediyse, kimden intikam almak istedi?..
Baykal’dan mı, karısından mı?..
Yok, yok!.. Olamaz!..
Bir adam, “çocuklarının anası”na böyle bir şey yapamaz!.. Dilerim, bu iddialar “dedikodu”dan öteye geçmez!..
Ama, görüyorsunuz ya;
“Ağzı olan konuşuyor!”
İnsanların ağzı torba değil ki büzesin!..
BAYKAL’I “İLERİ TEKNOLOJİ” Mİ SOYDU?
Dün de ifade ettiğim gibi; bu “iğrenç” olay, tek boyutlu değil... “Körün fil tarifi” gibi; herkes bir yerlerinden tutup, olayı izah etmeye çalışıyor... Kimi “Ergenekon, Baykal’ı gözden çıkardı” diyor, kimi “uluslararası istihbarat örgütlerinin işi” olduğunu söylüyor... Baykal ve kurmayları ise, “hükümet tertibi”nden dem vuruyor!.. Hükümet “ileri teknoloji”yi kullanmışmış da, bu “görüntü”leri çekmişmiş de, “servis” etmişmiş!..
Dedim ya; hiç kimsenin “kuyu”ya bakmaya niyeti yok!.. Herkes “etrafında” dolanıyor!..
Hiç kimse kafa yorup da, sormuyor;
“İleri teknoloji” denilen bu meret, bir “mıknatıs” mıdır ki; Deniz Baykal ve Nesrin Baytok’u, aynı anda “İstanbul’daki o ev”e çekti?..
“İleri teknoloji” denilen bu meret; “elleri olan bir robot” mudur ki; “el”lerini kullanıp Baykal’ın “gömlek” ve “pantolon”unu çıkartmıştır?.. Nesrin Baytok’u soyup, “anadan üryan” bırakan “ileri teknoloji” midir?..
Yapmayın Allah aşkına!..
Her ikisi de, “kendi ayaklarıyla” gittiler o eve!.. Her ikisi de “kendi elleriyle” soyundular!.. Her ikisi de “kendi arzularıyla” girdiler o yatağa!..
Hiç kimse “zorla” getirmedi onları!.. Hiç kimse, kafalarına “silah” dayamadı!..
“İleri teknoloji” denilen bu meret, eğer “beyin”lere müdahale edip, “cinsel arzu” şırınga edecek kadar geliştiyse, orasını bilemem!..
Bay Baykal, çıkmış diyor ki;
“Yatak odası komplosunu kuran iktidardır!.. Böyle bir olayın, iktidarın onayı olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir!”
Tamam da, sorarlar adama;
Sen bu işleri yaparken, “iktidardan onay” mı alıyorsun?.. Nesrin Hanım’la ilişkinde “iktidarın onayı”nı mı aldın?.. O eve “iktidarın onayı” ile mi gittin?.. Çırılçıplak soyunup, “iktidarın onayı” ile mi girdin o yatağa?..
Bay Baykal, düştün bir batağa!..
Daha fazla debelenme, ne olur!..
ALÇAKÇA PANKART, KİMİ HEDEF ALIYOR?
İzin verirseniz, yazının tam da burasında “CHP’li provokatörlere” de bir çift sözüm var!..
Dün, Baykal’ın Agora Evleri’nin önünde “çadır”lar kurup, orasını “Ağlama Duvarı”na çevirmişler!..
Sümüklerini çeke çeke ağlaşıyorlar;
“Ne olur geri dön Baykal!..
Bizi yalnız bırakma!”
Bu “duygusal atmosfer”e hiçbir diyeceğim yok!.. İnsanlık hâlidir, olabilir... “İdam urganı” boyunlarına geçirilen insanların, “cellatlarına aşık olması” gibi; bazı CHP’liler de, “gayrımeşru bir ilişki”yi, pekal⠓dürüstlük” olarak görüp, genel başkanlarına aşık olabilirler!.. Bu, nihayetinde; onların “ahlak, namus, evlilik ve dürüstlük anlayışı”nı yansıtır!..
Ama, o “pankart” da, neyin nesi?..
Bir “pankart” asmışlar;
“Güneş balçıkla sıvanmaz
Kendi pisliğinde boğulacaksın.
Vakit az kaldı!”
Kusura bakmayın CHP’liler, ben biraz “geri zekâlı” olduğum için pankartta yazılanları anlayamadım.
Siz, kimi “hedef” alıyorsunuz;
Baykal’ı mı, Vakit’i mi?..
“Baykal’ın kellesi”nin yanına, “Güneş balçıkla sıvanmaz!.. Kendi pisliğinde boğulacaksın” yazdığınıza göre; Baykal’a mesaj gönderip, “Zina görüntülerini örtbas edemezsin!” demek mi istiyorsunuz?.. “Kendi pisliğinde boğulacaksın, az kaldı” diyerek, “Baykal’ın Kurultay’da gideceğini” mi söylemek istiyorsunuz?.. Demek ki, bu işin “pislik” olduğuna siz de inandınız...
Bu, iyiye alâmet!..
Ama, amacınız “Vakit’e saldırmak” ve “Vakit’i hedef göstermek” ise; işte orada, hiç kusura bakmayın, ben size “geri zekâlı” derim!..
Öncelikle şunu söyleyeyim;
Vakit’in, bu işlerle hiçbir ilgisi yok!.. Vakit; ne “o ev”e gitti, ne orada “zina” yaptı, ne de “kamera” koydu!..
Olayın “esas oğlan”ları ve “baş artist”leri bizden değil, sizden!..
Ne yani; Vakit’e saldırarak; “evli bir adamla evli bir kadının zina yapması”na onay mı veriyorsunuz siz?.. “Olur böyle vak’alar” mı diyorsunuz?..
Eğer bunu diyorsanız, mesele yok!..
Ama asla ve kat’a Vakit’e bulaşmayın!..
Hem, siz ne biçim mahluklarsınız ki, ne biçim “çakma” bir lideriniz varmış ki, bir “görüntü” ile yıkılıverdi!..
Dediğim gibi; Vakit’in bu taraklarda bezi yok!.. Ama sizin iddia ettiğiniz gibi; “Deniz Baykal’ı deviren Vakit” ise; bizim “ne büyük gazete” olduğumuzu söylemiş olmuyor musunuz?..
Şu hâle bakın;
“Baykal’ı Vakit istifa ettirmiş!”
Meğer, sen neymişsin be Vakit?..
“Cumhuriyeti kuran parti”nin, “Türkiye’yi yönetme iddiası”ndaki bir liderini, bir “tuş” ile “tuş” ettin, öyle mi?..
Bravo sana Vakit!..
O pankartı açan “salak”lar, böyle bir mesaj verdiklerinin farkındalar mı acaba?..
Ama, tekrar edeyim;
Bizim, bu “derin işler”le ilgimiz olamaz!..
Bu “alçakça saldırı”lar, bu “provokasyon”lar, bu “hedef gösterme”ler bize zarar veremez!..
Sadece Vakit’i büyütür!..
Bunu, “CHP’li embesiller” de anlamalı!..
Neyse, bugün de geldik yazının sonuna!..
Ama “film” bitmedi... Arkası yarın!..

Bu mesaj milas tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 12.05.2010 - 15:11

[milas]

Altaylı'dan can alıcı kaset sorusu
Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, ilişki kasetleri orta çıkan Baykal ve Nesrin Baytok'u mağdur ilan edenlere tepki gösterdi, Baykal'ın kaseti kabul etmesine dikkat çekti...



İŞTE FATİH ALTAYLI'NIN HABERTÜRK'TEKİ YAZISI:

KOCANIZ VE KARINIZ OLSAYDI DA BÖYLE Mİ DÜŞÜNÜRDÜNÜZ?

BURASI gerçekten acayip bir ülke oldu ve ben bu ülkeyi, bu ülke halkını anlamakta ciddi biçimde zorluk çekiyorum.

Tamam, kabul ediyorum Deniz Baykal'a yapılan bir komplodur.

Gizli kapaklı yürütülen bir ilişkinin bir şekilde kayda alınıp yayınlanması büyük ayıptır. Rezalettir. Ancak tartışmalar ve yorumlar artık bunun ötesine kaydı.

Bazı yazarlar ve o yazılara yorum yapanlar işin cılkını çıkardılar.

Mesela dün bir yazı ve yorum okudum. Nesrin Baytok'un bir fotoğrafı altında şöyle diyor: “Yalnız ve mağrur kadının halini düşünen yok” ve altında bu mealde yorumlar. Eh be kardeşim.

Tamam partizanlık gözleri kör etmiş ama bu kadar mı?

Peki aynı hanımefendi, bu yorumları yapan hanımefendinin eşiyle bir ilişki yürütmüş olsaydı ya da bu yorumları yazan beyefendinin eşi olsaydı aynı yorum yazılacak mıydı?

Hep ifratla tefrit arasında gidip geliyoruz. Bu ilişki hiçbirimizi ilgilendirmezdi. Ahlak bekçisi falan da değiliz ama ortada onurlu ve masum bir durum da yok doğrusu.

Bazıları da ısrarla görüntülerin montaj olduğunu vurguluyor.

Yahu olayın başaktörü ilişkinin varlığını kabul ediyor ve “Görüntüler eski değil yeni” diyor. Size ne oluyor.

Üstelik başaktör çok da düzgün bir davranışla istifasını veriyor.

Ne yapmamız bekleniyor?

Bu ilişkiyi alkışlamamız mı?

Diyorum hep, ahlak bekçisi falan değilim.

İsteyen istediği ilişkiyi yaşar.

Ama bu ilişki, ortaya çıktığı zaman bir bedel ödenmesi gereken türden bir ilişkiyse o bedeli öder. Bir siyasetçiyse halka da öder, siyasetçi değil sıradan bir vatandaşsa eşine, ailesine, yakın çevresine öder.

Bir bedel ödenmesi istenmiyor ve durum aynen kabulleniliyorsa da ödemez.

Ama kimse bizden böyle bir ilişkiyi ve ilişkinin aktör ile aktrisini alkışlamamızı beklemesin.

Kusura bakmayın!

[antiqa]

sali efendi öyle diyorsa hasan abimde böyle diyor, buyrunun itiraz ediniz.




hasan karakaya/vakit


Bir “zina” değil mi bu?..
Hem “zina” gibi, “ayıp ve günah” bir iş yapacaksın, hem de, “Bunu niye duyurdunuz?” diyeceksin?..
Yani, “yapan”la hiç kimse uğraşmayacak, “çeken” ve “yayan”la uğraşacak öyle mi?..
Bu kadar basit mi bu işler?..
BU, ÖZEL HAYATIN İFŞASI MI?
İşte açık ve net yazıyorum:
Bu olayın, “özel hayatın ifşası” olduğu iddialarına kesinlikle katılmıyorum... O görüntüler; eğer Baykal’ı, “evinde” veya “hamamda” yarı çıplak vaziyette gösterseydi, ya da çok çok affedersiniz “Olcay Hanım’la birlikte” gösterseydi, işte o zaman bu “koro”ya ben de katılır, hançerem yırtılırcasına bağırırdım!.. “Ahlâksızlık” derdim, “namussuzluk” derdim, “şerefsizlik” derdim!..
Ama burada “özel hayat” yok ki!..
Burada “ifşa” edilen; “Türkiye’yi yönetme iddiası”nda bulunan “evli bir adam”ın, yine “evli bir kadın”la yaptığı “gayrımeşru bir ilişki”dir!..
Bunun, “özel hayat” neresinde?..
Altını çizerek, tekrar söylüyorum;
Eğer o görüntüler, “Baykal’ın şahsına” veya yine çok çok affedersiniz, “karısıyla olan münasebeti”ne ait olsaydı, en başta ben bağırırdım; “Bunu görüntülemek, orospu çocukluğunun dik alâsıdır!”
Ama birader, görüntüde “Baykal” veya “Deniz-Olcay ikilisi” yok ki!.. Görüntüde; “karısını aldatan bir adam” ve “kocasını aldatan bir kadın” var!..

iğrençsiniz lan ibneler. şu yazdığı yazıya bak. böyle de rezil bir yazı okumadım. hiç utanma da yok bunlarda yahu. gören de baykal'ın karısı bu adam sanacak. böyle de terbiyesiz insanlar yahu. adamı zıvanadan çıkarırlar.

[milas]

ZIVANANI SIKI TUT BİLADER,

[hüfyaa]

chp'li embesiller mi..?

hass.. ..ağzı köpüklü manyak..şerefsiz..

insan şurda bile,beş-on kişi muhabbet ediyor,hoşlanmadığıma karşı bile bi terbiyesizliğim olmasın;
ne lüzumu var..diye bi dikkat göstermeye çalışıyor,yoksa herkesin iyi-kötü bi argo jargonu var..sen
gazetede yazıyosun..tüü..!

[suheda]

mümkün değildir!”
Tamam da, sorarlar adama;
Sen bu işleri yaparken, “iktidardan onay” mı alıyorsun?.. Nesrin Hanım’la ilişkinde “iktidarın onayı”nı mı aldın?.. O eve “iktidarın onayı” ile mi gittin?.. Çırılçıplak soyunup, “iktidarın onayı” ile mi girdin o yatağa?..

şimdi şu iktidar mevzusuyla ilgili gırgır bir yorum yapayım,ee malum adam 72 yaşında yani iktidar olmazsa olmaz arkadaşım