sali efendi öyle diyorsa hasan abimde böyle diyor, buyrunun itiraz ediniz.
hasan karakaya/vakit
Kaset tartışmaları... Ortada kuyu var, yandan geç!
Bakıyorum da, hiç kimse şahsi görüşünü dillendirmiyor... Herkes, konuşma metnini Resmi Gazeteden okur
gibi, resmi görüşünü açıklıyor... Komplo diyor, özel hayatın ifşası diyor, namusa saldırı diyor!.. Diyor oğlu, diyor!.. Ne hikmetse herkes olayın özünden kaçıyor... Merak ediyorum, onların da mı bir kaçamağı var?.. Çiğ yediler de, karınları ondan mı ağrıyor?.. Hani, ortada kuyu var, yandan geç sözü var ya; aynen bunun gibi, herkes kuyunun etrafında dolanıyor... Bir de, değirmen sele gitmiş, şakşağını arayan şaklabanlar vardır ya; ne değirmenle ilgilenirler, ne selle!.. Adam, şakşak peşinde koşuyor... Ulan, niye şakşak peşinde koşuyorsun ki; sanki şakşağı bulunca değirmen geri mi gelecek?.. Baykalın yatak odası görüntülerine, kalkmış komplo diyorsun!.. Peki o komployu ortaya çıkarırsan, Baykalı kurtarabilecek misin?.. Herkes, görüntüye takmış kafasını, başka bir şey düşünemiyor!.. Peki görüntünün içeriğini niye konuşmuyoruz?.. Tamam, görüntünün çekilmesi ayıp ve de günah!.. Peki, görüntüdeki kişilerin yaptığı ne?..
Bir zina değil mi bu?..
Hem zina gibi, ayıp ve günah bir iş yapacaksın, hem de, Bunu niye duyurdunuz? diyeceksin?..
Yani, yapanla hiç kimse uğraşmayacak, çeken ve yayanla uğraşacak öyle mi?..
Bu kadar basit mi bu işler?..
BU, ÖZEL HAYATIN İFŞASI MI?
İşte açık ve net yazıyorum:
Bu olayın, özel hayatın ifşası olduğu iddialarına kesinlikle katılmıyorum... O görüntüler; eğer Baykalı, evinde veya hamamda yarı çıplak vaziyette gösterseydi, ya da çok çok affedersiniz Olcay Hanımla birlikte gösterseydi, işte o zaman bu koroya ben de katılır, hançerem yırtılırcasına bağırırdım!.. Ahlâksızlık derdim, namussuzluk derdim, şerefsizlik derdim!..
Ama burada özel hayat yok ki!..
Burada ifşa edilen; Türkiyeyi yönetme iddiasında bulunan evli bir adamın, yine evli bir kadınla yaptığı gayrımeşru bir ilişkidir!..
Bunun, özel hayat neresinde?..
Altını çizerek, tekrar söylüyorum;
Eğer o görüntüler, Baykalın şahsına veya yine çok çok affedersiniz, karısıyla olan münasebetine ait olsaydı, en başta ben bağırırdım; Bunu görüntülemek, orospu çocukluğunun dik alâsıdır!
Ama birader, görüntüde Baykal veya Deniz-Olcay ikilisi yok ki!.. Görüntüde; karısını aldatan bir adam ve kocasını aldatan bir kadın var!..
Ayıp olan bu!.. Günah olan bu!..
Eğer illâ tuzak diyeceksek, bu olayın kendisi tuzaktır!.. Bu tuzağı kuranlar da; Deniz Baykal-Nesrin Baytok ikilisinden başkası değildir!.. Birisi karısına, diğeri kocasına tuzak kurmuş, ihanet etmiştir!..
Bunu gözden kaçırmayalım!..
Çünkü, olayın özü burasıdır!..
NİYE YALAN DİYEMEDİLER?
Lütfen dikkat edin;
Zina kasedinin ortaya çıkmasından sonra, ne Baykaldan bir yalanlama geldi, ne de Nesrin Baytoktan!..
Tam aksine;
Bay Baykal; Yıllardır bekletilen bir kaset yoktur... Tazedir!.. İki haftalıktır diyerek, kasetin varlığını ve doğruluğunu kabul etmiştir!..
Demek oluyor ki;
Bay Baykal; anayasa değişikliği gibi hayati bir meselenin görüşüldüğü çok önemli günlerde Mecliste diskur çekerken, aslında uçkurunu düşünüyormuş!..
Şu hale bakın;
Türkiye, bir yandan anayasa değişikliğini, bir yandan değişikliğe direnen odakların kışkırttığı terörü konuşuyor ama Bay Baykal, böylesine cıvcıvlı günlerde bile uçkur derdinde!..
Öyle diyor ya;
Kaset 2 haftalık diyor ya!..
Yine dikkatinizi çekerim;
Baykalın görüntüleri yalanlamaması gibi, Nesrin Baytokun suskun kalması da, bir kabul değil midir?..
Şu hâle bakın;
Bir kadın ki, zina ile itham ediliyor, kocasını aldatmakla suçlanıyor ama o, derin bir suskunluk içinde!..
Sorarım size; nihayetinde namusuna dil uzatılan bir kadın; bu kadar sessiz, bu kadar suskun kalabilir mi?..
Ortalığı velveleye vermez mi?..
Kameraların karşısına geçip, bağırmaz mı:
Benim namusuma kimse dil uzatamaz!.. Görüntülerdeki o kadın ben değilim!.. Ben kocamla mutlu bir kadınım!.. Hiç kimse aile saadetimizi bozamaz!.. O kadının ben olduğumu söyleyenler şerefsizdir, alçaktır, namussuzdur!
Söyleyin, bir kadın böyle yapmaz mı?..
Ama Nesrin Hanım, susuyor!..
Evine kapanmış, konuşmuyor!..
Çok enteresandır ki;
Kocası Can Baytok da konuşmuyor!..
O da çıkıp konuşmalı değil miydi?..
Benim karım böyle şeyler yapmaz!..
Bu kaset uydurmadır, montajdır, iftiradır demeli değil miydi?..
Ama, demiyor!.. Hâlâ suskun!..
Tabiî, bu suskunluk, bazı iddiaları da güçlendiriyor... Bilmem duydunuz mu; Ankara kulislerinde haber ajanslarına da yansıyan şöyle bir iddia dillendiriliyormuş;
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytokun yatak odası görüntülerini servis eden kişi, Nesrin Hanımın eşi Can Baytoktur!
Korkunç bir iddia!..
Akıl-havsala alacak gibi değil!..
Ne var ki; bu iddia, kulislerde dile getiriliyor... Hâlâ da, yalanlama yok!..
Ne yalan söyleyeyim;
İnanamadım!.. İnanmak istemedim!..
Can Baytok, kendisini de zora sokacak böyle bir görüntüyü niye servis etsin ki?..
Şantaj mı yapmak istedi,
Yoksa intikam mı almak istedi?..
Eğer intikam almak istediyse, kimden intikam almak istedi?..
Baykaldan mı, karısından mı?..
Yok, yok!.. Olamaz!..
Bir adam, çocuklarının anasına böyle bir şey yapamaz!.. Dilerim, bu iddialar dedikodudan öteye geçmez!..
Ama, görüyorsunuz ya;
Ağzı olan konuşuyor!
İnsanların ağzı torba değil ki büzesin!..
BAYKALI İLERİ TEKNOLOJİ Mİ SOYDU?
Dün de ifade ettiğim gibi; bu iğrenç olay, tek boyutlu değil... Körün fil tarifi gibi; herkes bir yerlerinden tutup, olayı izah etmeye çalışıyor... Kimi Ergenekon, Baykalı gözden çıkardı diyor, kimi uluslararası istihbarat örgütlerinin işi olduğunu söylüyor... Baykal ve kurmayları ise, hükümet tertibinden dem vuruyor!.. Hükümet ileri teknolojiyi kullanmışmış da, bu görüntüleri çekmişmiş de, servis etmişmiş!..
Dedim ya; hiç kimsenin kuyuya bakmaya niyeti yok!.. Herkes etrafında dolanıyor!..
Hiç kimse kafa yorup da, sormuyor;
İleri teknoloji denilen bu meret, bir mıknatıs mıdır ki; Deniz Baykal ve Nesrin Baytoku, aynı anda İstanbuldaki o eve çekti?..
İleri teknoloji denilen bu meret; elleri olan bir robot mudur ki; ellerini kullanıp Baykalın gömlek ve pantolonunu çıkartmıştır?.. Nesrin Baytoku soyup, anadan üryan bırakan ileri teknoloji midir?..
Yapmayın Allah aşkına!..
Her ikisi de, kendi ayaklarıyla gittiler o eve!.. Her ikisi de kendi elleriyle soyundular!.. Her ikisi de kendi arzularıyla girdiler o yatağa!..
Hiç kimse zorla getirmedi onları!.. Hiç kimse, kafalarına silah dayamadı!..
İleri teknoloji denilen bu meret, eğer beyinlere müdahale edip, cinsel arzu şırınga edecek kadar geliştiyse, orasını bilemem!..
Bay Baykal, çıkmış diyor ki;
Yatak odası komplosunu kuran iktidardır!.. Böyle bir olayın, iktidarın onayı olmadan gerçekleşmesi mümkün değildir!
Tamam da, sorarlar adama;
Sen bu işleri yaparken, iktidardan onay mı alıyorsun?.. Nesrin Hanımla ilişkinde iktidarın onayını mı aldın?.. O eve iktidarın onayı ile mi gittin?.. Çırılçıplak soyunup, iktidarın onayı ile mi girdin o yatağa?..
Bay Baykal, düştün bir batağa!..
Daha fazla debelenme, ne olur!..
ALÇAKÇA PANKART, KİMİ HEDEF ALIYOR?
İzin verirseniz, yazının tam da burasında CHPli provokatörlere de bir çift sözüm var!..
Dün, Baykalın Agora Evlerinin önünde çadırlar kurup, orasını Ağlama Duvarına çevirmişler!..
Sümüklerini çeke çeke ağlaşıyorlar;
Ne olur geri dön Baykal!..
Bizi yalnız bırakma!
Bu duygusal atmosfere hiçbir diyeceğim yok!.. İnsanlık hâlidir, olabilir... İdam urganı boyunlarına geçirilen insanların, cellatlarına aşık olması gibi; bazı CHPliler de, gayrımeşru bir ilişkiyi, pekalâ dürüstlük olarak görüp, genel başkanlarına aşık olabilirler!.. Bu, nihayetinde; onların ahlak, namus, evlilik ve dürüstlük anlayışını yansıtır!..
Ama, o pankart da, neyin nesi?..
Bir pankart asmışlar;
Güneş balçıkla sıvanmaz
Kendi pisliğinde boğulacaksın.
Vakit az kaldı!
Kusura bakmayın CHPliler, ben biraz geri zekâlı olduğum için pankartta yazılanları anlayamadım.
Siz, kimi hedef alıyorsunuz;
Baykalı mı, Vakiti mi?..
Baykalın kellesinin yanına, Güneş balçıkla sıvanmaz!.. Kendi pisliğinde boğulacaksın yazdığınıza göre; Baykala mesaj gönderip, Zina görüntülerini örtbas edemezsin! demek mi istiyorsunuz?.. Kendi pisliğinde boğulacaksın, az kaldı diyerek, Baykalın Kurultayda gideceğini mi söylemek istiyorsunuz?.. Demek ki, bu işin pislik olduğuna siz de inandınız...
Bu, iyiye alâmet!..
Ama, amacınız Vakite saldırmak ve Vakiti hedef göstermek ise; işte orada, hiç kusura bakmayın, ben size geri zekâlı derim!..
Öncelikle şunu söyleyeyim;
Vakitin, bu işlerle hiçbir ilgisi yok!.. Vakit; ne o eve gitti, ne orada zina yaptı, ne de kamera koydu!..
Olayın esas oğlanları ve baş artistleri bizden değil, sizden!..
Ne yani; Vakite saldırarak; evli bir adamla evli bir kadının zina yapmasına onay mı veriyorsunuz siz?.. Olur böyle vakalar mı diyorsunuz?..
Eğer bunu diyorsanız, mesele yok!..
Ama asla ve kata Vakite bulaşmayın!..
Hem, siz ne biçim mahluklarsınız ki, ne biçim çakma bir lideriniz varmış ki, bir görüntü ile yıkılıverdi!..
Dediğim gibi; Vakitin bu taraklarda bezi yok!.. Ama sizin iddia ettiğiniz gibi; Deniz Baykalı deviren Vakit ise; bizim ne büyük gazete olduğumuzu söylemiş olmuyor musunuz?..
Şu hâle bakın;
Baykalı Vakit istifa ettirmiş!
Meğer, sen neymişsin be Vakit?..
Cumhuriyeti kuran partinin, Türkiyeyi yönetme iddiasındaki bir liderini, bir tuş ile tuş ettin, öyle mi?..
Bravo sana Vakit!..
O pankartı açan salaklar, böyle bir mesaj verdiklerinin farkındalar mı acaba?..
Ama, tekrar edeyim;
Bizim, bu derin işlerle ilgimiz olamaz!..
Bu alçakça saldırılar, bu provokasyonlar, bu hedef göstermeler bize zarar veremez!..
Sadece Vakiti büyütür!..
Bunu, CHPli embesiller de anlamalı!..
Neyse, bugün de geldik yazının sonuna!..
Ama film bitmedi... Arkası yarın!..
Bu mesaj milas tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 12.05.2010 - 15:11