0
Madenden Müjde Gelmedi..
Konuyu açan
Melih
, 20.05.2010 10:49
bu konuya 50 yanıt verildi
#41
Gönderim zamanı 24.05.2010 - 12:07
'Kader' sözümü anlamaya fikrî derinliğiniz yetmez
RECEP TAYYİP ERDOÐAN
""""""""""""""""""""""""""bu söz ebaraha hediyem olsun , aklından hiç çıkarmasın
RECEP TAYYİP ERDOÐAN
""""""""""""""""""""""""""bu söz ebaraha hediyem olsun , aklından hiç çıkarmasın
necip fazıl a sormuşlar; edebi nerden öğrendin, cevap vermiş edep sizden
#42
Gönderim zamanı 24.05.2010 - 14:37
Biat ettiğinin sözleriyle başlayalım;
"BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Zonguldak'ta söylediği sözlerin çarpıtıldığını ve bunun üzerinden siyaset yapıldığını belirterek, İnsan olarak bir yere kadar muktedirsin, daha ötesine değil. Sınırsız bir iktidarın olamaz, bunu bileceksin. İktidarımızın sınırlı olduğunu bilmeliyiz."
Biat ettiğine ve sana,
Biat ettiğin, insan olarak muktedir olduklarını yani, iş güvenliği için gerekli olanakları sağlamamış, sağlatmamış, sağlanması için gerekli denetimleri yaptırmamıştır. He, bunları temin edersin, iş kazası riskini %5'lere indirirsin tamam. Bundan sonra olacak iş kazalarında kimsenin gıkı çıkmaz.
Biat ettiğin, "Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 176 numaralı "Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi"ni" neden imzalamıyor?
Biat ettiğin diyorum çünkü, yorumun sana ait değil, biat ettiğine ait.
Bak, biat ettiğin herkesin önünde cep telefonu numarasını açıklamış. 0 532 218 47 77 http://www.habervitr...r.asp?id=138178
Sen şimdi biat ettiğini ara sor de ki;
"-Başbakanım, sizin sözünüzden alıntı yapıp, " "Kader' sözümü anlamaya fikrî derinliğiniz yetmez" diye sağa sola yazdım. Lakin, ikide bir şu, "Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 176 numaralı "Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi"ni" neden imzalamadığınız sorulup duruyor. Bana fikirlerinizin en derininden bir şeyler söyleyin de ben de bunlara bir şeyler söyleyivereyim."
Ola ki sana diyebilir, "ulemaya soralım", olsun o cevabı da öğrenmek isteriz.
Yeter ki, bir iki kelam edip düşünce açıklayıver Milas, adak adadım horoz keseceğim.
********************************************************************************
*******
O TAŞERON KİM
Zonguldak'ta geçen hafta yaşanan maden faciasında 30 işçi hayatını kaybetti.
Siz bu facianın herkese ders olacağını, bir daha işçilerin bu şekilde ölüme gönderilmeyeceğini mi düşünüyorsunuz?
Öyleyse, maden ocaklarının sahiplerine ve taşeron şirket sahiplerine fazla güveniyorsunuz demektir.
O halde size bir bilgi verelim.
2006 yılının Ocak ayı...
Başbakanlık Teftiş Kurulu, Futbol Federasyonu eski başkanı Haluk Ulusoy yönetimi hakkında bir rapor hazırlıyor.
Rapor, federasyonun usulsüz harcamalarını inceliyor.
Harcamalarda bugünü ilgilendiren bir ayrıntı var.
Futbol Federasyonu'nun Trabzon tesislerini inşa eden firmanın sahibi Bahri Köse, kişisel bir tatil masrafını federasyona ödetmişti.
Tatilin masrafı ise sadece 2 milyar (bugünün parası ile 2 Bin TL) idi.
Evet büyük ihaleler alan büyük bir şirketin sahibi sadece 2 Bin TL'lik kişisel masrafını kendi cebinden ödemiyor, devlete ödetiyordu.
Bunu yapan Bahri Köse kim mi?
Zonguldak'ta geçen hafta ölen 30 madencinin çalıştığı inşaat şirketi Yapı-Tek'in sahibi.
Şimdi herkes madende olmayan iş güvenliğinden, alınması gereken önlemlerin alınmamış olduğundan, bunun için yapılması gerekli masrafların yapılmamış olduğundan bahsedecek.
Öyleyse soralım...
Kendi tatil masrafını bile devlete ödeten bir patrondan çalıştırdığı madende işçilerin hayatı için gerekli masrafları ödeyeceğini mi düşünüyorsunuz?
AKP döneminde ihalelerle büyüyen bir zenginin 30 işçinin ölümüyle başına kötü şeyler gelebileceğinden ötürü korktuğunu mu sanıyorsunuz?
Öyleyse yanılıyorsunuz.
Bu düzen böyle gittiği sürece işçiler ölmeye devam edecek. Başbakan onların ölümü için sadece "kader" diyecek. Eşleri ve çocukları hayat boyu acı çekecek. İnsanlar onları unutacak.
Kaderlerini kendi ellerine alana kadar bundan başka bir "kader" yok...
Barış Terkoğlu
Odatv.com
*************************************************
Başbakan'ın kendisine bağlı teftiş kurulunun, "tatil masraflarını devlete ödetti" diye rapor tuttuğu kişinin şirketine MADEN İŞLETME ihalesi veriliyor. Kim veriyor, hükümet. (KADER İŞTE!)
2 Milyarlık tatil masrafını bile devlete ödeten birisi, işlettiği madende paraya kıyıp iş güvenliğini sağlayacak ha....????
Ama, tabi ki bizler bu konudan anlamayız, ne de olsa, yerin metrelerce DERİNİNDE, iş güvenliğinden yoksun halde çalışan emekçilerin, bunları anlayacak fikri DERİNLİKLERİ yok. Şeytani fikirlerinin DERİNLİKLERİNDE boğulacasılar.
Bu mesaj ebarah tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 24.05.2010 - 15:43
#43
Gönderim zamanı 27.05.2010 - 09:28
30 can kaybettiğimiz yetmiyormuş gibi birde cesetleri karıştırılmış skandala bakarmısın..
Adli tıpta bekleyen 3 cesedin kimlik tanımı yapıldıktan sonra ortaya çıkan gerçek acılı aileleri bir kez daha yaraladı cenazeler karışmış,yeniden mezarlar açıldı acı ilk gün gibi yaşandı..
Allah sabır versin..
Adli tıpta bekleyen 3 cesedin kimlik tanımı yapıldıktan sonra ortaya çıkan gerçek acılı aileleri bir kez daha yaraladı cenazeler karışmış,yeniden mezarlar açıldı acı ilk gün gibi yaşandı..
Allah sabır versin..
#44
Gönderim zamanı 27.05.2010 - 10:04
Çalışma Bakanlığının 2008 Ocak tarihli raporu: İş Yasasına göre işletme belgesi olan 87 işletme var. İşletme belgesi olmayan işletme sayısı ise 604.
İşletme belgesi olmayan 604 adet maden işletmesinin kapatılması veya işletme şartlarına kavuşturulması için, hükümetin ve Çalışma Bakanlığı'nın elini kolunu bağlayan nedir?
Hükümet, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 176 numaralı "Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi"ni neden imzalamaz?
Madencilerin alnındaki onur timsali kömür karası, bu sorulara cevap veremeyenlerin yüz karaları olacaktır.
İşletme belgesi olmayan 604 adet maden işletmesinin kapatılması veya işletme şartlarına kavuşturulması için, hükümetin ve Çalışma Bakanlığı'nın elini kolunu bağlayan nedir?
Hükümet, Uluslararası Çalışma Örgütü'nün (ILO) 176 numaralı "Madenlerde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi"ni neden imzalamaz?
Madencilerin alnındaki onur timsali kömür karası, bu sorulara cevap veremeyenlerin yüz karaları olacaktır.
#45
Gönderim zamanı 29.05.2010 - 17:48
Bakan Dinçer'den tartışılacak açıklama
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Zonguldak'da 30 madencinin can verdiği grizu faciasıyla ilgili bir yerel televizyonda tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu. Henüz 2 madencinin cesedine ulaşılamazken, ölüm ocağından çıkarılan 28 cesetten 19- 20'sinde yanık ve ezilme olmadığını kaydeden Bakan Dinçer, Güzel öldüler. O konuda ben acı çekmediklerini ve fizik olarak da güzel öldüklerini buradan rahatlıkla söyleyebilirim dedi.
*****************************************
Baş imamları Recep Bey'in siyaset dünyasına kattığı sözcükleri düşündüğümüzde, müridinin bu konuşmasını yadırgamamak gerekiyor. Kendi vizyonlarına yakıştığı gibi konuşmuş.
ÇALIŞMA ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Zonguldak'da 30 madencinin can verdiği grizu faciasıyla ilgili bir yerel televizyonda tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu. Henüz 2 madencinin cesedine ulaşılamazken, ölüm ocağından çıkarılan 28 cesetten 19- 20'sinde yanık ve ezilme olmadığını kaydeden Bakan Dinçer, Güzel öldüler. O konuda ben acı çekmediklerini ve fizik olarak da güzel öldüklerini buradan rahatlıkla söyleyebilirim dedi.
*****************************************
Baş imamları Recep Bey'in siyaset dünyasına kattığı sözcükleri düşündüğümüzde, müridinin bu konuşmasını yadırgamamak gerekiyor. Kendi vizyonlarına yakıştığı gibi konuşmuş.
#46
Gönderim zamanı 09.07.2010 - 22:58
Facianın sebebi ortaya çıktı!
30 madenci bu yüzden ölmüş
Zonguldak Karadonda 30 madencinin hayatını kaybettiği kazanın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca hazırlanan raporunda asıl iş veren TTK Genel Müdürlüğü %30, Alt İş veren Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. nin %70 oranında kusurlu bulunduğu tespit edildi. İşçilerin ise hiçbir kusurunun bulunmadığı ortaya çıktı
İŞTE O KUSURLAR
1-Sistemdeki hava kapılarının güvenli olmadığı,
2-Kullanılmakta olan pervanelerin gücünün ana havalandırmadan gelen hava miktarına göre uygun olmadığı,
3-Kontrol ve Degaj sodajlarının güvenliğinin yeterli düzeyde yapılmadığı,kontrol sondajlarının sonuçları değerlendirilerek gerekli önlemlerin alınmadığı,
4- (-540) katında kullanılan elektrikli ekipmanların kablolarda ekler yapıldığı ve gazlı ortama uygun özelliklerinin uygun olmadığı,
5-Ocak içersinde metan gazı oranının %1,5u geçmesine rağmen kesicilerin enerjiyi kesmediği,
6- (-540) katı irtibat lağımları ile su havuzlarında yapılan çalışmalarda düzenli olarak gaz ölçümlerinin yapılmadığı ve ölçüm sonuçlarının Yapı-Tek İnşaat San.Tic.A.Ş. tarafından düzenli olarak kayıt altına alınmadığı,
7-Metan gazı tehlikeli düzeye çıkmasına rağmen, gerekli ve yetkili kişilere haber verilmediği, izleme merkezi ve ocak arasında seri bir düzenek oluşturulmadığı ocağın zamanında tahliye edilmediği,
8-Çalışma alanlarına yerleştirilen sensörlerin yerlerinin değiştirildiği, ayarlarının değiştirildiği ve donanımlarının amaçları dışında kullanıldığı,
9-İşyerinde çalışan yetkili kişilere yeterli sayıda gaz ölçüm cihazı verilmediği ve gerekli yerlere (çalışma arınlarına) GP 322 otomatik gaz ölçüm cihazının yerleştirilmediği,
10-(-540) katında çalışan Yapı-Tek İnşaat San ve Tic.A.Ş. unvan alt işveren işçilerine CO veya ferdi kurtarıcı maske verilmediği,maskelerin kullanılması yönünde denetimler yapılmadığı ve çalışanların sadece belirli bir kısmına CO maske kullanma eğitimi verildiği,
11-Noterce onaylı Teknik nezaretçi rapor defteri oluşturulmadığı ve teknik
nezaretçi tarafından gerekli denetimler yapılmadığı,
12-Asıl İşveren-TTK Karadon Müessese Müdürlüğünün risk analizi yapılmadığı ve risk analizinin olmadığı, Alt işveren Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Tic.A.Ş. nin sağıl ve güvenlik dökümanı ve acil durum planı olmadığı,
13-Olay günü kaza vardiyasında TTK Karadon müessesi kablo döşeme aracılığı ile devre dışı bırakıldığı bu durumun kafesin acil bir durumda kullanılmasını ortadan kaldırdığı,
14-Yapı-Tek İnşaat San ve Tic.A.Ş. nin işçilerinden 23 işçinin mesleki eğitim belgesinin bulunmadığı,
15-30.03.2005 tarih ve 7562 sayılı sözleşme ile kurulmuş olan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin 4857 sayılı iş kanununun 2.maddesine aykırı olduğu, tespit edilmiştir.
***********************************************************************
İşte bu 15 madde bir araya gelip tezahür ediyor ve 30 maden emekçisinin hayatını kaybetmesine yol açıyor. Boşbakan Tayyip tarafından kader olarak açıklanıyor, sorumlu bakanlar hala daha görevlerinin başıda, utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan durabiliyorlar.
30 madenci bu yüzden ölmüş
Zonguldak Karadonda 30 madencinin hayatını kaybettiği kazanın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı'nca hazırlanan raporunda asıl iş veren TTK Genel Müdürlüğü %30, Alt İş veren Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. nin %70 oranında kusurlu bulunduğu tespit edildi. İşçilerin ise hiçbir kusurunun bulunmadığı ortaya çıktı
İŞTE O KUSURLAR
1-Sistemdeki hava kapılarının güvenli olmadığı,
2-Kullanılmakta olan pervanelerin gücünün ana havalandırmadan gelen hava miktarına göre uygun olmadığı,
3-Kontrol ve Degaj sodajlarının güvenliğinin yeterli düzeyde yapılmadığı,kontrol sondajlarının sonuçları değerlendirilerek gerekli önlemlerin alınmadığı,
4- (-540) katında kullanılan elektrikli ekipmanların kablolarda ekler yapıldığı ve gazlı ortama uygun özelliklerinin uygun olmadığı,
5-Ocak içersinde metan gazı oranının %1,5u geçmesine rağmen kesicilerin enerjiyi kesmediği,
6- (-540) katı irtibat lağımları ile su havuzlarında yapılan çalışmalarda düzenli olarak gaz ölçümlerinin yapılmadığı ve ölçüm sonuçlarının Yapı-Tek İnşaat San.Tic.A.Ş. tarafından düzenli olarak kayıt altına alınmadığı,
7-Metan gazı tehlikeli düzeye çıkmasına rağmen, gerekli ve yetkili kişilere haber verilmediği, izleme merkezi ve ocak arasında seri bir düzenek oluşturulmadığı ocağın zamanında tahliye edilmediği,
8-Çalışma alanlarına yerleştirilen sensörlerin yerlerinin değiştirildiği, ayarlarının değiştirildiği ve donanımlarının amaçları dışında kullanıldığı,
9-İşyerinde çalışan yetkili kişilere yeterli sayıda gaz ölçüm cihazı verilmediği ve gerekli yerlere (çalışma arınlarına) GP 322 otomatik gaz ölçüm cihazının yerleştirilmediği,
10-(-540) katında çalışan Yapı-Tek İnşaat San ve Tic.A.Ş. unvan alt işveren işçilerine CO veya ferdi kurtarıcı maske verilmediği,maskelerin kullanılması yönünde denetimler yapılmadığı ve çalışanların sadece belirli bir kısmına CO maske kullanma eğitimi verildiği,
11-Noterce onaylı Teknik nezaretçi rapor defteri oluşturulmadığı ve teknik
nezaretçi tarafından gerekli denetimler yapılmadığı,
12-Asıl İşveren-TTK Karadon Müessese Müdürlüğünün risk analizi yapılmadığı ve risk analizinin olmadığı, Alt işveren Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Tic.A.Ş. nin sağıl ve güvenlik dökümanı ve acil durum planı olmadığı,
13-Olay günü kaza vardiyasında TTK Karadon müessesi kablo döşeme aracılığı ile devre dışı bırakıldığı bu durumun kafesin acil bir durumda kullanılmasını ortadan kaldırdığı,
14-Yapı-Tek İnşaat San ve Tic.A.Ş. nin işçilerinden 23 işçinin mesleki eğitim belgesinin bulunmadığı,
15-30.03.2005 tarih ve 7562 sayılı sözleşme ile kurulmuş olan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin 4857 sayılı iş kanununun 2.maddesine aykırı olduğu, tespit edilmiştir.
***********************************************************************
İşte bu 15 madde bir araya gelip tezahür ediyor ve 30 maden emekçisinin hayatını kaybetmesine yol açıyor. Boşbakan Tayyip tarafından kader olarak açıklanıyor, sorumlu bakanlar hala daha görevlerinin başıda, utanmadan, sıkılmadan, yüzleri kızarmadan durabiliyorlar.
#47
Gönderim zamanı 31.08.2010 - 13:49
Yılmaz ÖZDİL
Suçlu ceset çıktı... Yakalanması için aranıyor!
Kırmızı et yiyenler delirerek öldü.
Danadan...
Beyaz ete dönenler gripten öldü.
Kuştan, tavuktan...
İyi de, vejetaryenler niye öldü?
Keneden...
*
Yetkililerimizin hiç suçu yok!
*
Bebeler kuvözde can verdi.
Klimadan dediler.
Üniversiteliler uykuda rahmetli.
Kombiden dediler.
*
Uçağı göz göre göre düşürdüler.
Radardan...
Dandik trenle sürat, dokuz cenaze.
Contadan...
*
(Suçlu conta kayıplara karıştı. Raylar tutuklandı. Şüpheli davranışları görülen cıvata ve somun gözaltına alındı. İngiliz anahtarı, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Lokomotif ameliyat edildi. Vagonlar ayakta tedavi gördü. Neticede, yetkililerin alayı yırttı!)
*
Fabrika havaya uçtu.
Kazandan...
Doğalgaz borusunu patlattılar.
Kepçeden...
Kuran kursu çöktü.
Tüpten...
Çocuklar lağıma düşüp öldü.
Rögardan.
Duble yollar kan gölü.
Mucurdan...
*
(Sakaryada bi otomobil, hatalı sollama yaptı, yol kenarındaki ineğe çarptı, direksiyonu kıvırdı, sollamaya çalıştığı otomobile patlattı, arkadan gelen kamyonet de şarampole yuvarlandı, bir kişi öldü, üç kişi yaralandı, inek telef oldu. Dava üstüne dava açıldı, bilirkişi üstüne bilirkişi... İşin içinden çıkılamadı, devlet karar versin denildi, Adli Tıpa başvuruldu. Adli Tıp uzuuun uzun inceledi. İnek kusurlu bulundu iyi mi... Herkes beraat etti!)
*
Evlerimizi su basıyor.
Yağmurdan...
Rizede 12 kişi daha gitti.
Heyelandan...
Otoyolun ortasında boğulduk.
İntikamcı dereden...
Metronun tavanını deldiler.
Sondajdan...
Denizotobüsüyle şilebe girdiler.
Dalgadan...
Karaköy İskelesi battı birader!
Lodostan...
*
Taşeronun vicdanına terk ettiler, Zonguldakta 30 insanımızı diri diri topraağa gömdüler... 28inin cesedini çıkardılar, sanırsın uzay boşluğunda kaybolan astronottur, ikisini üç aydır bulamadılar... Önce kader dediler, sonra baktılar kader tek başına günah keçisi olmaya yetmiyor, mecburen bilirkişi raporu hazırladılar. Ve, taaa üç ay sonra sorumluyu buldular.
*
Meğer, cesedi bi türlü bulunamayan iki madenciden biri, aşçı yamağıymış, yemek pişirmek için madene soktuğu piknik tüpü ve kibrit yüzünden grizu patlamasına sebep olmuş.
*
Yani?
Son sekiz senedir conta kombi filan yerine, ilk kez sorumlu insan tespit ettiler, o da, üç aydır bulamadıkları garibanın cesedi... Tutukluların hepsi anında tahliye tabii.
*
Kedi nerede? Ağaca çıktı. Ağaç nerede? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı? Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu. Kül nerede? Hangi kül?
*****************************************************
Suçlu ceset çıktı... Yakalanması için aranıyor!
Kırmızı et yiyenler delirerek öldü.
Danadan...
Beyaz ete dönenler gripten öldü.
Kuştan, tavuktan...
İyi de, vejetaryenler niye öldü?
Keneden...
*
Yetkililerimizin hiç suçu yok!
*
Bebeler kuvözde can verdi.
Klimadan dediler.
Üniversiteliler uykuda rahmetli.
Kombiden dediler.
*
Uçağı göz göre göre düşürdüler.
Radardan...
Dandik trenle sürat, dokuz cenaze.
Contadan...
*
(Suçlu conta kayıplara karıştı. Raylar tutuklandı. Şüpheli davranışları görülen cıvata ve somun gözaltına alındı. İngiliz anahtarı, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Lokomotif ameliyat edildi. Vagonlar ayakta tedavi gördü. Neticede, yetkililerin alayı yırttı!)
*
Fabrika havaya uçtu.
Kazandan...
Doğalgaz borusunu patlattılar.
Kepçeden...
Kuran kursu çöktü.
Tüpten...
Çocuklar lağıma düşüp öldü.
Rögardan.
Duble yollar kan gölü.
Mucurdan...
*
(Sakaryada bi otomobil, hatalı sollama yaptı, yol kenarındaki ineğe çarptı, direksiyonu kıvırdı, sollamaya çalıştığı otomobile patlattı, arkadan gelen kamyonet de şarampole yuvarlandı, bir kişi öldü, üç kişi yaralandı, inek telef oldu. Dava üstüne dava açıldı, bilirkişi üstüne bilirkişi... İşin içinden çıkılamadı, devlet karar versin denildi, Adli Tıpa başvuruldu. Adli Tıp uzuuun uzun inceledi. İnek kusurlu bulundu iyi mi... Herkes beraat etti!)
*
Evlerimizi su basıyor.
Yağmurdan...
Rizede 12 kişi daha gitti.
Heyelandan...
Otoyolun ortasında boğulduk.
İntikamcı dereden...
Metronun tavanını deldiler.
Sondajdan...
Denizotobüsüyle şilebe girdiler.
Dalgadan...
Karaköy İskelesi battı birader!
Lodostan...
*
Taşeronun vicdanına terk ettiler, Zonguldakta 30 insanımızı diri diri topraağa gömdüler... 28inin cesedini çıkardılar, sanırsın uzay boşluğunda kaybolan astronottur, ikisini üç aydır bulamadılar... Önce kader dediler, sonra baktılar kader tek başına günah keçisi olmaya yetmiyor, mecburen bilirkişi raporu hazırladılar. Ve, taaa üç ay sonra sorumluyu buldular.
*
Meğer, cesedi bi türlü bulunamayan iki madenciden biri, aşçı yamağıymış, yemek pişirmek için madene soktuğu piknik tüpü ve kibrit yüzünden grizu patlamasına sebep olmuş.
*
Yani?
Son sekiz senedir conta kombi filan yerine, ilk kez sorumlu insan tespit ettiler, o da, üç aydır bulamadıkları garibanın cesedi... Tutukluların hepsi anında tahliye tabii.
*
Kedi nerede? Ağaca çıktı. Ağaç nerede? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı? Dağ nerede? Yandı bitti kül oldu. Kül nerede? Hangi kül?
*****************************************************
#48
Gönderim zamanı 31.08.2010 - 15:02
hatalar teknik hatalar ve kullanım hataları olarak iki ye ayrılırlar
insan hatasını sıfırlayabilmiş olmamış ne kadar gurur verici
hiç bir hatada insan faktörünün sorunu ortaya çıkaran olmaması ne güzel
insan hatasını sıfırlayabilmiş olmamış ne kadar gurur verici
hiç bir hatada insan faktörünün sorunu ortaya çıkaran olmaması ne güzel
Yoktun ve Tanrı bu ihtimalden hiç bahsetmemişti....
#49
Gönderim zamanı 18.01.2011 - 19:43
Zonguldak'ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında, 17 Mayıs 2010'daki patlamanın ardından Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın cesedine zorlu süreçlerden geçilerek 8 ayda ulaşılabildi.
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağının eksi 540 kodunda 17 Mayısta meydana gelen grizu patlamasının ardından taşeron olarak galeri açma işini yürüten firmanın 30 çalışanından haber alınamamıştı.
Grizuyla birlikte Yeni Karadon Servis Kuyusu'nun hasar görmesi ve göçüklerin oluşması nedeniyle ekipler olay yerine ulaşamamış, Gelik 75. Yıl Cumhuriyet Kuyusu'ndan yürütülen çalışmalar sırasında madencilerin yakınları endişeyle beklemişti.
TTK ekipleri, 20 Mayısta kurtarma kafesine yaptıkları donanımla eksi 540 koduna inmeyi başarmış, 28 cenaze yer üstüne çıkarılmıştı. Cenazelerini teslim alan aileler definlerini yapmasından sonra karışıklık yaşandığının belirlenmesiyle şüphe duyulanlar üzerinde DNA testleri yapılmış, mezarlar açılarak doğru cesetler ailelere teslim edilmişti.
Bu sırada Erdem Alkin'in cenazesini Engin Düzcük sanarak teslim alan ailesi madencinin Dursun Kartal ile cesetlerine ulaşılamayan iki işçi arasında yer aldığını öğrenerek şoke olmuştu.
Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın, patlamayla meydana gelen göçükler altında kaldığından şüphelenen TTK ekipleri, oluşan yeni göçükler nedeniyle de büyük uğraş vererek faciadan yaklaşık 1 ay sonra yığınları kaldırabilmiş fakat cesetleri bulamamıştı.
-ÇİNLİLER'İN KUYU ONARIMI-
Madencilerin yığınların altında cenazesini bulamayan ekipler, eksi 540 metre derinlikten eksi 735 metreye kadar inen ve eksi 720 kodunda ızgara bulunan kuyuya düştükleri üzerinde durmuş, ancak içi su dolan kuyudan işçileri kurumun imkanlarıyla çıkarmanın mümkün olmadığını belirlemişti.
TTK yetkililerinin, facianın ardından Çin Büyükelçiliği vasıtasıyla çağırdığı kuyuyu dizayn eden profesör ve yardımcısı haziran ayında incelemelerde bulunmalarının ardından ülkelerine dönmüş, bir süre sonra Kurum'a, teklifleriyle dönüş yapmışlardı.
Profesör, kuyunun montajını yapan ve 10 yıllık bakım-onarım anlaşması bulunan Çinli CITIC firmasından ayrıldığını, başka firmada çalıştığını belirterek teklif sunmuş, bunu kabul etmeyen kurum yetkilileri ise CITIC yetkililerine ulaşmış, 16 Ağustosta Çinli mühendislerden oluşan ekip ocakta incelemelerde bulunmuştu.
Facianın ardından yaklaşık 120 günün geçtiği eylül ayı içinde CITIC firması elemanlarının gelerek kuyuda çalışma yapmasını bekleyen TTK yetkilileri, firmanın ''deneyimli personelleri bulunmadığı, işin uzmanlık istediğinden yapılamayacağını'' belirten mektubuyla şoke olmuştu.
Bunun üzerine TTK, 18 Ekim 2010'da uluslararası ihaleye çıkmış, 1 milyon 209 bin dolar teklifle işi üstlenen Çin'den Sino Steel Industr Trade (SSIT) Group Corporation ile 12 Kasımda sözleşme imzalanmıştı. Firma, ''kuyunun tamamının temizliği, tahribatın giderilmesi, eksi 540 kodundan eksi 720'ye kadar tüm temizlik ve bakımının yanı sıra ihraç sisteminin ve yardımcı kurtarma vincinin yeniden bütün testlerinin yapılması ve devreye alınmasını'' kapsayan işe 13 Aralıkta başlamıştı. 150 günde tamamlanması öngörülen iş kapsamında 45 günde cenazelerin çıkarılması hedeflenmişti.
Tüm bu gelişmelerin sonucu şirketin 19 kişilik Çinli ekibi, kurum madencileriyle birlikte çalışmaları sonucu kuyudaki metrelerce küp suyu boşaltmış, tonlarca hurdayı temizleyerek 8 ayda cesetlere ulaşabildi.
-AİLELER VE YAŞADIKLARI-
Grizu faciasında yakınlarını kaybetmenin acısına cenazelerinin bulunamaması eklenen Düzcük ve Kartal ailesi, 8 aylık süreçte zor günler yaşamıştı.
Yaklaşık 3 yıl önce aşçılık yaptığı firmanın iş yerini kapatmasıyla madenciliğe başlayan 2 çocuk babası Düzcük'ün, kızları 3 yaşındaki Sıla ve 8 yaşındaki Beyza da anneleri Hayriye Düzcük ile büyük üzüntü yaşamıştı.
Dursun Kartal'ın Pamukkale Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde öğrenim gören oğlu Turgut Kartal ile bilgisayar mühendisliğinde eğitimine devam eden kız kardeşi Tülay'ın çocuklarının yanı sıra babası da yıllar önce kömür ocağında hayatını kaybeden madencinin eşi Gülhizar, bir an önce cenazelere ulaşılmasını beklemişti.
Şili'de yerin 624 metre altında 2 ay mahsur kalan 33 işçinin 13 Ekim 2010'da kurtarılma çalışmalarını televizyondan hüzünle izleyen Düzcük ve Kartal ailesi, cenazelerinin halen çıkarılamamış olmasına tepki göstermişti.
Grizu patlamasıyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı inceleme raporunda TTK yüzde 30, işçilerin çalıştığı Yapı-Tek firması yüzde 70 kusurlu bulunmuştu.
-----------------------
Tam olarak rakamla 8 yazıyla da sekiz ay tam tamına 245 gün ayıp bee ayıp
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, TTK Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağının eksi 540 kodunda 17 Mayısta meydana gelen grizu patlamasının ardından taşeron olarak galeri açma işini yürüten firmanın 30 çalışanından haber alınamamıştı.
Grizuyla birlikte Yeni Karadon Servis Kuyusu'nun hasar görmesi ve göçüklerin oluşması nedeniyle ekipler olay yerine ulaşamamış, Gelik 75. Yıl Cumhuriyet Kuyusu'ndan yürütülen çalışmalar sırasında madencilerin yakınları endişeyle beklemişti.
TTK ekipleri, 20 Mayısta kurtarma kafesine yaptıkları donanımla eksi 540 koduna inmeyi başarmış, 28 cenaze yer üstüne çıkarılmıştı. Cenazelerini teslim alan aileler definlerini yapmasından sonra karışıklık yaşandığının belirlenmesiyle şüphe duyulanlar üzerinde DNA testleri yapılmış, mezarlar açılarak doğru cesetler ailelere teslim edilmişti.
Bu sırada Erdem Alkin'in cenazesini Engin Düzcük sanarak teslim alan ailesi madencinin Dursun Kartal ile cesetlerine ulaşılamayan iki işçi arasında yer aldığını öğrenerek şoke olmuştu.
Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın, patlamayla meydana gelen göçükler altında kaldığından şüphelenen TTK ekipleri, oluşan yeni göçükler nedeniyle de büyük uğraş vererek faciadan yaklaşık 1 ay sonra yığınları kaldırabilmiş fakat cesetleri bulamamıştı.
-ÇİNLİLER'İN KUYU ONARIMI-
Madencilerin yığınların altında cenazesini bulamayan ekipler, eksi 540 metre derinlikten eksi 735 metreye kadar inen ve eksi 720 kodunda ızgara bulunan kuyuya düştükleri üzerinde durmuş, ancak içi su dolan kuyudan işçileri kurumun imkanlarıyla çıkarmanın mümkün olmadığını belirlemişti.
TTK yetkililerinin, facianın ardından Çin Büyükelçiliği vasıtasıyla çağırdığı kuyuyu dizayn eden profesör ve yardımcısı haziran ayında incelemelerde bulunmalarının ardından ülkelerine dönmüş, bir süre sonra Kurum'a, teklifleriyle dönüş yapmışlardı.
Profesör, kuyunun montajını yapan ve 10 yıllık bakım-onarım anlaşması bulunan Çinli CITIC firmasından ayrıldığını, başka firmada çalıştığını belirterek teklif sunmuş, bunu kabul etmeyen kurum yetkilileri ise CITIC yetkililerine ulaşmış, 16 Ağustosta Çinli mühendislerden oluşan ekip ocakta incelemelerde bulunmuştu.
Facianın ardından yaklaşık 120 günün geçtiği eylül ayı içinde CITIC firması elemanlarının gelerek kuyuda çalışma yapmasını bekleyen TTK yetkilileri, firmanın ''deneyimli personelleri bulunmadığı, işin uzmanlık istediğinden yapılamayacağını'' belirten mektubuyla şoke olmuştu.
Bunun üzerine TTK, 18 Ekim 2010'da uluslararası ihaleye çıkmış, 1 milyon 209 bin dolar teklifle işi üstlenen Çin'den Sino Steel Industr Trade (SSIT) Group Corporation ile 12 Kasımda sözleşme imzalanmıştı. Firma, ''kuyunun tamamının temizliği, tahribatın giderilmesi, eksi 540 kodundan eksi 720'ye kadar tüm temizlik ve bakımının yanı sıra ihraç sisteminin ve yardımcı kurtarma vincinin yeniden bütün testlerinin yapılması ve devreye alınmasını'' kapsayan işe 13 Aralıkta başlamıştı. 150 günde tamamlanması öngörülen iş kapsamında 45 günde cenazelerin çıkarılması hedeflenmişti.
Tüm bu gelişmelerin sonucu şirketin 19 kişilik Çinli ekibi, kurum madencileriyle birlikte çalışmaları sonucu kuyudaki metrelerce küp suyu boşaltmış, tonlarca hurdayı temizleyerek 8 ayda cesetlere ulaşabildi.
-AİLELER VE YAŞADIKLARI-
Grizu faciasında yakınlarını kaybetmenin acısına cenazelerinin bulunamaması eklenen Düzcük ve Kartal ailesi, 8 aylık süreçte zor günler yaşamıştı.
Yaklaşık 3 yıl önce aşçılık yaptığı firmanın iş yerini kapatmasıyla madenciliğe başlayan 2 çocuk babası Düzcük'ün, kızları 3 yaşındaki Sıla ve 8 yaşındaki Beyza da anneleri Hayriye Düzcük ile büyük üzüntü yaşamıştı.
Dursun Kartal'ın Pamukkale Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümünde öğrenim gören oğlu Turgut Kartal ile bilgisayar mühendisliğinde eğitimine devam eden kız kardeşi Tülay'ın çocuklarının yanı sıra babası da yıllar önce kömür ocağında hayatını kaybeden madencinin eşi Gülhizar, bir an önce cenazelere ulaşılmasını beklemişti.
Şili'de yerin 624 metre altında 2 ay mahsur kalan 33 işçinin 13 Ekim 2010'da kurtarılma çalışmalarını televizyondan hüzünle izleyen Düzcük ve Kartal ailesi, cenazelerinin halen çıkarılamamış olmasına tepki göstermişti.
Grizu patlamasıyla ilgili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı inceleme raporunda TTK yüzde 30, işçilerin çalıştığı Yapı-Tek firması yüzde 70 kusurlu bulunmuştu.
-----------------------
Tam olarak rakamla 8 yazıyla da sekiz ay tam tamına 245 gün ayıp bee ayıp
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
#50
Gönderim zamanı 18.01.2011 - 20:02
Yok yok heyecanlanmayın öyle hükümete felan da kızmayın.Haber yalanmış daha öyle bir ulaşma yokmuş.Sanırım seneyi devriyesinde yapmayı planlıyorlar...
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Burhan İnan, Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında 17 Mayıstaki patlamanın ardından arama çalışmaları süren 2 madencinin cesetlerine henüz ulaşılmadığını bildirdi.
İnan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, maden ocağında meydana gelen patlamada, madenci Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın cesetlerinin çıkarılması için hasarlı kuyunun onarılması ihalesini kazanan Çin'in Sino Steel Industr Trade (SSIT) Group Corporation şirketinden 19 kişilik ekibin, kurum madencileriyle çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
Bazı televizyon kanallarında yer alan madencilerin bulunduğuna yönelik haberlerin gerçeği yansıtmadığını savunan İnan, şöyle dedi:
''İki madencinin cesedine henüz ulaşamadık. Kuyudaki su dışarıya tahliye ediliyor. Düşen yoğun malzeme temizleniyor. Bir süre önce de benzer haberler çıktı. Ortalığı ayağa kaldırmanın anlamı yok. Ekiplerimiz Çinliler ile yoğun şekilde çalışıyor. Cesetlere yönelik herhangi bulgu yok.''
TTK yönetimi, kuyunun onarım işi için 18 Ekim 2010'da uluslararası ihaleye çıkmış, işi üstlenen Çinli SSIT firmasıyla sözleşme imzalamış, 26 Kasımda yer teslimi yapmıştı. Çinli işçiler, 13 Aralık 2010'da maden ocağına inerek çalışmalara başlamıştı.
Kaynak: AA
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Genel Müdürü Burhan İnan, Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında 17 Mayıstaki patlamanın ardından arama çalışmaları süren 2 madencinin cesetlerine henüz ulaşılmadığını bildirdi.
İnan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, maden ocağında meydana gelen patlamada, madenci Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın cesetlerinin çıkarılması için hasarlı kuyunun onarılması ihalesini kazanan Çin'in Sino Steel Industr Trade (SSIT) Group Corporation şirketinden 19 kişilik ekibin, kurum madencileriyle çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
Bazı televizyon kanallarında yer alan madencilerin bulunduğuna yönelik haberlerin gerçeği yansıtmadığını savunan İnan, şöyle dedi:
''İki madencinin cesedine henüz ulaşamadık. Kuyudaki su dışarıya tahliye ediliyor. Düşen yoğun malzeme temizleniyor. Bir süre önce de benzer haberler çıktı. Ortalığı ayağa kaldırmanın anlamı yok. Ekiplerimiz Çinliler ile yoğun şekilde çalışıyor. Cesetlere yönelik herhangi bulgu yok.''
TTK yönetimi, kuyunun onarım işi için 18 Ekim 2010'da uluslararası ihaleye çıkmış, işi üstlenen Çinli SSIT firmasıyla sözleşme imzalamış, 26 Kasımda yer teslimi yapmıştı. Çinli işçiler, 13 Aralık 2010'da maden ocağına inerek çalışmalara başlamıştı.
Kaynak: AA
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
#51
Gönderim zamanı 19.01.2011 - 20:54
Tekrar karar değiştirmişler ve ulaştıklarına karar vermişler...
------------------------------------------------------------------
Zonguldak'ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında 17 Mayıs 2010'daki patlamanın ardından 8 ay sonra cenazeleri çıkartılan Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın cesedinden alınan numunelerle İstanbul Adli Tıp Kurumunda yapılan DNA testi sonuçlandı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, patlamada hasar gören Karadon Yeni Servis Kuyusu'nun kurtarma kafesiyle kuyunun eksi 720 metre derinliğinden dün çıkarılan ve teşhis edilemeyecek durumdaki cesetlerin kimlikleri, DNA testiyle belirlendi.
Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi morgunda bekletilen cenazeleri, ailelerin yarın defnetmek üzere teslim alacağı bildirildi.
AA
------------------------------------------------------------------
Zonguldak'ta, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessese Müdürlüğü maden ocağında 17 Mayıs 2010'daki patlamanın ardından 8 ay sonra cenazeleri çıkartılan Engin Düzcük ve Dursun Kartal'ın cesedinden alınan numunelerle İstanbul Adli Tıp Kurumunda yapılan DNA testi sonuçlandı.
AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, patlamada hasar gören Karadon Yeni Servis Kuyusu'nun kurtarma kafesiyle kuyunun eksi 720 metre derinliğinden dün çıkarılan ve teşhis edilemeyecek durumdaki cesetlerin kimlikleri, DNA testiyle belirlendi.
Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi morgunda bekletilen cenazeleri, ailelerin yarın defnetmek üzere teslim alacağı bildirildi.
AA
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Bayraktar'dan milli uçan araba müjdesi |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Pokemon sevenlere müjde |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Steve Wozniak İstanbul'a gelmedi |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Apple'dan iPhone 5 ve 5C sahiplerine müjde |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Whatsapp'dan kullanıcılara müjde |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
3 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 3 ziyaretçi, 0 gizli