İçerik değiştir



* * * * * 1 Oylar

Sevgili Günsüz.


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 530 yanıt verildi

#501 sevoş

sevoş

    S&B

  • Dokunulmazlar
  • 3.934 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Şimdi Uzaklarda....

Gönderim zamanı 10.09.2009 - 01:25

her canlı şair oluvermiş günsüzüm:) ne kadar büyütüyoruz herşeyi gözümüzde,o ne kadar büyükmüş gözümde ,iki satır edebiyat ,bir iki savruk cümle büyütmüş gözümüzde herşeyi,,,Oysa ben bilirim gerçeklerin,o kadar büyük olmadığını ondaki büyüklüğün o kadar edebi olmadığını...Maharet aşkı anlatırken kurduğun cümlelerin kendin olmaktan çıkmasında değil,maharet insanın değerlerini yaşarken bencil olmamasında,aşkı yaşarken yalancı olmamasında......maharet insan olabilmekte

Gönderilen Resim








Mutfakta biri mi var ???

#502 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 07.10.2009 - 03:29

Ne idügü belirsiz karanlıklara ışık tutarcasına ve uyanırcasına ayrılıklardan koşmak vardı.
Bu mümkün değil biliyorum.
Loş odalarda seni aramaklı gözlerim bildiklerimi yargılayan beynime isyan.
Ben yine insanların içindeyim.
Her duygusallığın suistimale dönüşmesi ve sonrası her duygusallığın herkeste olası bir zanlı muamele görmesi ne acıdır.
Duygusallıktan artık nefret ediyorum.
" bunu bildiğim için sizi anlıyorum " diyen içimdeki sese engel olabilmek için yazıyorum.
Belki de mutlak değildir her rüya.
Sonra sever gibi oluyorum,düşerken tutuyorsun beni.
Tuhaf bir kargaşada kayboluyorum.
İçimi kurcalayan düzmece duygular,beni kuşkuya düşürüyor
Beynimin orta yerinde birden bire bir hafıza beliriyor ve susuyorum.
O yine de konuşuyor.
Paylaşma,paylaştıkça harcanıp giderler diyor.
İnsanlığa ihanet edecek değilim ya,
ancak yine de görebildiğim ve gittiğim hiçbir yerde sana benzeyen birini bulamıyorum.

küf kokusu alıyorum kendimde ;=)
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#503 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 09.10.2009 - 02:02

Bugün saat 11 gibi çocukların sesine uyandım. Bir müddet yatağımda, çocukluğumda oynadığım oyunlara benzemeyen oyunlar oynayan çocukların oyunları sırasında anlaşmazlığa düştükten sonra birbirlerine bağırmalarını dinledim. Pencerimin önünden evimin içine dolan bu gürültü, yüreğimde sönen yaşama umuduna bir kibrit çaktı. Bir an çocukluğuma döner gibi oldum. Hatta dönermiyim acaba diye, yatağımdan kalktım,dün gece kendime verdiğim sözü unuttum ve bir sigara yaktım. Pencerenin önüne geçtim, güneşten çoğu zaman nefret eden birinin gün ışığına ancak bu şekilde tahammül edebileceği şekilde perdeyi araladım. İçinde kuralları olan bir oyunda kural dışı hareket eden çocuğun diğer çocuklar tarafından dışlanışına şahit oldum. Ne zamandır kendimi bir başkasının yerine koyamıyordum. Hani baş dönmesi gibidir hayat telaşı, ya başın döner yere düşersin, ya da gerçekler yüzüne dank edene kadar başın dönmeye devam eder. Bu çocuğun diğer çocuklardan önce düşmesi beni hem sevindirdi hem de çok üzdü. Beni çok üzdü çünkü bunu seninle paylaşmak istemiyorum sevgili günsüz, Beni sevindirdi çünkü, şimdi anlayamayacağı bu hayat tecrübesi ayaklarının yere erken basmasını sağlayacaktı. Bedeni kaplayan çamurun hammaddesi olan toprağa ayak basmanın verdiğin şiddetli hezeyanlar aslında birer gerçekmiş Allah'ım... Artık kendim olamıyordum. Çünkü biliyordun ki sevgili günsüz, sana yazmak istemediğim gerçeğin karanlıkta susan iblis olduğu ve insanları kör kuyularda şehvete buladığını... Zamansızlık, zamane çocuklardan çok şey alıp götürmüş,ya da bizim çocukluğumuzda yine bizi başka bir pencerenin arkasında izleyen gözlere nazire yaparcasına,hiç bir oyunumuzda kuralın olmayışına hayıflanıp " yahu oyununuzun bir kuralı olsa, bu şekilde kavga etmez,uslu uslu geçinirsiniz " diyen zamane insanı şimdi çıksa idi karşıma. Dertleşseydik,gösterseydim hali hazırdaki çocukların kurala bulanmışlığını,birbirlerini sevmediklerini,saygı göstermediklerini,hatta bilmediklerini,içlerinde insanlığa dair izlerinin henüz çocukken kaybolduğu gerçeğini yüzüne vurabilseydim.
" bey uyandın demek,yine aç karnına sigaranı tüttürüyorsun "
Keşke bir an olsun unutabilsem..

Belki unutur kaldığım yerden devam ederim sevgili günsüz. Hayırlısı Allah'tan.
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#504 REBEL

REBEL

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Üyeler
  • 6.906 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 09.10.2009 - 10:49

Sevgili günsüz;
Sana yazmayalı yıllar olmuş, bilsen neler biriktirdim ben.
Ne hayal kırıklıklarım var, ne anlatılası ne yaşanası.. Ama iyi şeyler de var merak etme. Zaten hep kötü olsa hayata tutunma sebebimiz 'umut' da gitse nasıl tekrar düşmek için kalkabiliriz ki?
Bu maskeli balo ve balonun sahte yüzleri hayatımı hallaç pamuğuna çevirdi..
Dostum canım sırdaşım bile yalan oldu..
Varlık vesilem bile neler öğretti bu yaştan sonra..
Kutsal saydığım her duygum ezildi, çiğnendi, bıktırdı..
Ama hala yine utanmadan hayat güzel.. Ben yine de seviyorum insanları. Yine açıyorum kapılarımı gelip bir daha incitsinler beni diye..
Bekliyorum.
Ama ağlamadım günlük.. Yıllardır ağlamadım. Bilsen ne çok istiyorum..
Tüm ağ'ımı akıtmak..
Sana inat yaşıyorum hayat, getireceklerine merhaba..

*zong


(Bulutsuzluk abim müsaadenle)

...


#505 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 30.10.2009 - 23:31

Bir an olsun unutabilsem.
Bir an olsun...

Olduğu gibi gider bu anlık istekler. Adına da kazaen yaralanma derler. Ben yine de bir an olsun unutabilmeyi isterdim seni, sen sandığım düzmece sevgileri, içimdekileri, bedenimi çevreleyen sensizliğimi, senden başka yapamaz diyen lanet hissimi...

Bir an olsun deneyebilmek.
Bir an olsun...

Onca yol tüketmeme rağmen, yorulmama sebebimin dost ağzından aldığım hayallerimi yıkan cevabıyla -ki benim aslında beş metre ileriye beş metre geriye turlamaktan başka bir şey yapmadığımı ve insanlara ancak sigarayı bıraktığımda verimli olabileceğimi söylemesi ile irkilen bedenim.

Yine anlaşılamadım.
Bu gayet normal, bana ait değil çünkü... Herkesin bir gün içinde hissedeceği kelimelerden, benim payıma düşen de bu.

Anla, sevgili günsüz.
Bir an olsun anla.
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#506 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 31.10.2009 - 00:46

En çok hoyrat gülüşlerde özledim seni. Oysa hiç hoyrat gülüşünü göstermedin bana. Ben yine de bir başkasının dilinde yaşıyordum hoyrat gülüşünü. Bazen bitmez bir başka özlem beliriyordu zihnimde. Sonunu bilmediğim bir bencillik. Belki de hatırı sayılır bir aydınlık,ancak yine de içinde sen yoksun. Adını bile unuttum. Sahi mutluluk neydi. Sensizliğinden bana düşen çelişkileri,yalnızlığı kaldıramayanların ihanet türküsüne katık yapmaktayım. Edilgen yaşamaktan başka seçeneğim yok. Sen çalıp oynarken beni, ben bendimi seyri alemde gezdirmekle meşgülüm. Bir gün hamit oluyorum hiç ayılmıyacaksına, bir gün zifiri karanlıkta cevabı olmayan soruların içinde buluyorum kendimi. Soruyor beynimi kemiren mahlukat. Senin adın neydi. Sonra ayıkıyorum. Tanrım,bir çocuğun beni cidden kıyıya çekebilirmi sorusu niçin aklımdan çıkmıyor. Bu kadar edilgenmiyim yani. İçim de onca sen varken mümkün değil heralde. Sorular,sorular...

" Bir gün seni unuttuğumda görürsün ne hale düştüğünü. " Bunu yüzüne söyleyebilmeyi çok isterdim. Yine de bunu sana söyleyebilme ihtimalim, hani hergün yattığımda ben artık eski ben olmayacam tövbesi ve yarı açık gözüyle sayıklayan bizlerin, sabahın ilk ışığında nefsine yenik düşmesi kadar acemi. Belki de sen bu acemi halimi seviyorsun. Belki de bu yüzden saklıyorsun kendini. Korkup kaçmamdan korkuyorsun. Bilmiyorsun,daha sonra ne olacak daha sonra...

Gülüyorsun. Ben de... Sadece hayallerime kondurduğun o hoyrat gülüşünle bedenimi kaplıyorsun yine. Özlemek kadar acı sana bakmak. Sıralı sırasız ilk akla gelen kelime kadar tekilsin oysa. Bir gün aynı lisanı başlarına çalmak istediğimiz günde, korsan yürüyüşlerin aslında yasal olduğu bir aşkı yaşamak. Biliyorsun sonunda ne olacak. İşte bu yüzden " En çok hoyrat gülüşlerde özledim seni. "

Artık çekebilirsin beni.
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#507 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 03.11.2009 - 00:08

Bir insanın bir başka insanı sevmesi için bahaneler üretenlerin, Bir insanın bir başka insanı sevmemek için bahane üretenlere karşı üstün bir yanı olduğunu düşünenlerin olduğnu düşündüğümüzde -ki bu aslında ince ve uzun bir ipin ters yönünde hareket edip,tesadüf bu ya, her iki ipin sonuna aynı anda gelinip,birbirlerine gördüklerinde,aralarında her hangi bir fark olmadıklarını görecek kadar benzerdirler. Yani sevmek için bahane üretmeye alıştırılmış bir beden, kendini inkar etmiştir ve sevmemek için bahane edenlerden daha leş kargasıdır. Bu yine de demek değildir ki, sevmek için bahene bulamayanların bizden biri olduğu...
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#508 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 03.11.2009 - 00:55

Anlık bir denklemde özgür olabilmek için balık oldum sevgili günsüz. İşte bu yüzden hiç birşey hatırlamak istemiyorum. Zaten hatırlayamıyorum da... Yaşadıklarım mı beni bu anlamsız hiçliğe çekmekte. Yoksa, ben hiçliğin içindeyim de,her şey koca bir hiç gibi mi gözüme görünmekte. Bazen dikkatim dağılıyor kendimi okurken, o haldeyken değeri yitirilmiş bir pul gibi hissediyorum. Çıkamıyorum, bir türlü çıkamıyorum akvaryumumdan. Hiçliğe bulanmış bedenim bile sağır bir lisanda uyanıyor ve an içinde boğuluyor. Ben, sadece ellerim bağlı ağlıyorum karşında. Biliyorum Allah'ım hiçliği bile beceremiyorum,beni affet...
Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#509 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 03.11.2009 - 01:16

Hiç'e açılan kapılar önündeyim günsüz... Susmanın, eli ayağı bağlı derinlerde balık olup suya hasret yaşamanın soğukluğu yaktı içimi... Kan rengi, mavi tatlı okyanuslar hayal ediyordum oysa bağırışlarıma...

Tanrıyla konuşmak günsüz...
Büyüklere özgü, Tanrıya yakın olanlara has... Tanrıyla konuşmak; tutup Tanrının parmak uçlarından inancını sorgulatmadan, hatta putlaştırmadan konuşmak tanrıyla, dostça. Hiç olmak Tanrı katında...

Özlemiştim günsüz, özletmiştin...

Saygılar özündeki yabancılardan...




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#510 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 10.11.2009 - 23:52

Gözlerim gözlerine değsin istiyorum,kaybettiğimde bulabilmek için seni..
Bulaşıcı bir hastalığa yakalanmak gözlerinde.
Gözlerinden süzülen sahipsiz göz yaşına ortak olmak mesela,
alıp çeketimi ta uzaklara gitmek.


Sevgili günsüz bir bilsen beni,sahipsizliğimi. Şimdilerde dikkatsizliğim dengemi alt üst ediyor. Dengesizleştikçe de olmadık mecralara akıyor ruhum ve tutamıyorum.

Bu mesaj Bulutsuzluk tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 10.11.2009 - 23:53

Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#511 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 31.10.2013 - 03:10

Gecenin bir yarısı dinler gibi kendimi, aldım elime tozlu kalemi ve kağıdı. Bayadır uzak kalmışım kendimden ve onca hengamede beni ölümle başbaşa bırakan bir yalnızlıkta seni tekrar görebilmek ne güzel sevgili günsüz. Arayıpta bulamadıklarım ve içinde biriktirdiğim kelimelerde biraz yorgunluk, biraz da kasvet var. Ancak henüz olmadım. Ya da olamadım. Belki de olamayacağım. Ancak bir zaman sonra artık empatiden uzaklaşmama sebep olan sempati beni mutlu eylemekte ve bu yüzden mutluyum. Oğlum ilkokula başladı. Senem ile artık aynı pencereden bakabiliyoruz. Öyle de olması gerekiyordu ve oldu. Şükürler olsun. Bir gelişmeyi de belirtmek isterim ki, bir süredir Franz Kafka'nın Milenaya yazdığı mektuplar gibi ben de bir odadan bir başka odada Erdem'in günlük dersleri ile meşgul olan Senem'e mektuplar biriktirdim. Ayrıca kitap halini alan denemelerimi de zamanı gelince paylaşacağım seninle. Hem ben seni neden bıraktığımı da söyleyeyim. İş, güç telaşı değil. Biraz yorgunluk demiştim ya, bir şeye odaklanabilme telaşı,beni bugünlere getirdi. Bir şey daha itiraf etmek istiyorum.  Artık sevgili günsüz seninle gerçekten konuşacağım aramızda herhangi bir perde de olmayacak.. Öpüyorum gözlerinden  :) 


Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#512 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 31.10.2013 - 17:22

Yitik aşk'lara inat bir türkçeyle sırılsıklam olmak ne demek sevgili günsüz. 

1- Yitik aşklara inat bir türkçeyi bilmek demek.

2- Aşkın ilk merhalesinden başlamak gerek. - Ki öğretisi olmayan bir lisanda aşk, platonik ile vücut bulur.

3-  Aşk tüm vücuda yayıldığında başkalaşma süreci başlamıştır. 

4- Vücuda ağır gelen aşk, sır olmaktan çıkıp iklimlere bölünmek ister. Bunun adı çoğu zaman ilkbahar ya da sonbahar olur. Tabi biz hep aşk'ın ilk haline vurulmuş ve o halini kabul ettiğimiz için beyin de ilkbahar'ı ister.

5- Beyin ve kalp artık tek bir şeye odaklandığında kelimeler dile gelir. 

6- Artık rüyaların tek bir kapıya çıkar. Rüyanda sevgilinin şah damarına bir buse kondururken bulursun kendini. 

7- Tüm evren sevgiliyi hatırlatır sana.

8- Sonunda sevgilinin karşısında bulursun kendini.

9- Yayılan bu nefes kokusu aşk olmadığını bildiğin halde o emeksi kokunun önünde diz çöker ve kelimeler yine dile gelir.

10-Gözlerin sevgilinin göz bebeklerinde. -Ki bu son bakışta bile sevgilinin sana olan inayeti mi yoksa aşkına karşılık gösterip göstermeyeceği endişesi ile vücutta gidip gelmeler başlar.

11- Karşılık görmediğinde aşkın ilk safhası vücut olarak bitmiş ve yitirilen aşk'ın artık bilinmez bir iklime geçiş yapmıştır.

 

Yitirilen aşk'ın birinci safhası aslında en çok da içinde bulunduğumuz yakarıştır. Çünki karşılık gördüğünde aşk'ın ve sonrasında el ele dolaştığında sevgilinle anlatabileceğin çok şey yoktur aslında. Her anını zamana yenik düşeceğini bilmeden geçirmekle meşgulsündür ve sonrasında kazanan yitirilen aşk olacaktır.  


Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#513 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 06.11.2013 - 23:34

Bir zaman sonra sözcüklerin dile getiriliş şekli de başkalaşır. Ancak bir önceki sahifede ki gibi alt alta değil, alabildiğince karamsarlığa bulanmışlıkla yan yana vücut bulur bu ruh hali. Sonra kocaman bir hiçliğin içinde bulursun kendini ve şehrin tüm ışıkları gözünü alır ve gecelerin de artık seni anlamadığını anlarsın. Anlayacak bir lisan aramaya başlarsın. Döver gibi kendini, elinde bir kara kalemle şehrin tüm sokak lambasına bir kalp çizer ve adını da aşk koyarsın. Sonra feryat eder sokak lambasına çiziğin kalp şekli. Basit insanların bile basit bir dille anlattığı aşk'ın düştüğü bu haller sokak lambasına çizilen kalp şeklini de üzmüş olacak ki, içinde bulunduğu durumdan sıyrılıp insanları ışıtacak başka bir şekle bürünmesi ile son bulur. İşte bu yüzden sevgili günsüz, vedaların bile doğru yapılamadığı zaman diliminde aşk'ın içinde bulunduğu bu durumdan feragat edip başkaca yapılacak bir şey kalmaması sonrası karamsarlığı farkedemeyen basit insanların tükettiği nefes gibi yok say bizi..

 

Saygılar özümüzdeki yabancılara..


Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#514 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 09.11.2013 - 02:24

Kendimi yağmaladım ilk önce. 
Belki anlarsın.
Belki dönersin diye..

Kendime döndüm hiçlikte.
Belki biz oluruz,
Olasılıklar ülkesinde..

Gözleri, akşamdan kalma bulanık bakıyordu sevgilinin. Çok uzaklarda bir yerlerde birilerini bekler gibi ve umarsızca taa uzaklara, gizemi kalıtsal düşsel bir ülkenin avuntusunu yaşıyordu. İşte bu yaralı haykırışa inat bir türkçe ile ekliyordu,

Ayak üstü bir cigara sardım. 
Ön yargı ile bakan gözlere inat.
Bilmediler hiç ama hiç.
Sen vardın o cigaranın içinde..

Sonra, avuç içi bir yalnızlığı bulunduğu şehri öylece bırakıp gömmek geçiyordu içinden. Düşsel bir avuntunun resmini yine sırtını yasladığı beyaz bir duvara resmetmekte o yalnızlığın eseri idi. İşte bu yaralı haykırışa teslim olmuş bir türkçe ile ekliyordu,

Elin elime değsin istiyorum.
Hiçbir şey olamayacağımı bilerek,
sadece senin olabilme heyecanı ile
son nefesimi vermek..

Saygılar özümüzdeki yabancılara..


Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#515 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 17.11.2013 - 23:08

Sonra dedi ki adam, bana gökyüzü lazım.

Bu yankılı seslerle uyandı rüyasından. 

Kim bilir kim kapıyı çalan.

Beynimde birden fazla pencere inan..

 

Türlü bahanelerle saklı tutarsın kendini.

İçinde ne sen varsın 

ya da olmak istediğin.

Bilirim böyle de istemezsin kendini

hangisi gerçek hangisi misal..

 

Hayal mi seni ayakta tutan,

yoksa hayalinmidir ayakta durmak

ve

her kelimenin arkasından koşmak.

İşte o an en yorulduğumdan andır inan..

 

O zaman diyeceksin tembelliğimi de bilerek.

Ne koşar durursun sen değilsin ki onlar.

İşte o zaman hayaldir beni ayakta tutan

diyen biri olmaktır inan..


Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#516 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 17.11.2013 - 23:17

Sözde kalır kelimeler çoğu zaman bilirim. Bunu en çok da kendimden bilirim sevgili günsüz.


Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#517 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 04.12.2013 - 13:35

Bu sabah yolda geçen bir sokak köpeği ile göz göze geldik. Bana öyle bakıyordu ki, bu dünyada senin de bir görevin var benim de der gibi..


Bu mesaj Bulutsuzluk tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 04.12.2013 - 13:36

Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#518 duygusuz

duygusuz

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Üyeler
  • 8.004 Mesaj
  • Konum:niko
  • İlgi Alanları:güzel ve iyi olan her şey

Gönderim zamanı 11.12.2013 - 17:16

karın içinde uyandı şehrim. şehir soğuk, içim de öyle. ve şehrin içinde bir insan. düşündükçe kinlendiğim, kinlendikçe ahdettiğim. karlara karışıp yok olası dediğim. kar, temizle içimi. ben böyle yapamam.


............................şşşşt sessiz ol!.................................


#519 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 10.01.2014 - 05:43

Çocuk, bir eliyle bir yerleri işaret ediyordu. Adamsa, çocuğun işaret ettiği yere bakıyordu. Güneşin bulut ile ehl-i keyf yapması biraz şaşırtıcı biraz da hüzünlüydü hani. 

Sonra yanan sigaranın kültaplasına yenik düşmesiyle bir sigara daha yakar gibi geçişler. Bir anlık suskunluğa yenik düşer.

Sonra adam; şimdi içinden, öyle uzaksın ki diyordu. Hani olduğun, bulunduğun ya da hapsolduğun yerden çıplak ayaklarınla geliversen. Sonra gergefimde biriktirdiğim senli benli duygularımı üşür gibi avuç içime üflesem ve sonra avuç içimi yara bere içinde kalmış tüm vücuduna değdirsem. 

Ben hep aynı şarkıda takılı kaldı ne yazık ki.

Belki de olduğum, bulunduğum ya da hapsolduğum yerden çıplak ayaklarımla koşacak gücü bulamamışken henüz, bu sıralı cümlelerin hiç bir anlamı yokmuş meğer..


Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...

#520 Bulutsuzluk

Bulutsuzluk

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1.309 Mesaj
  • İlgi Alanları:Olmak istediği...

Gönderim zamanı 28.02.2014 - 21:39

Canım çok sıkkın be çocuk.

Akşamlara inat halen susuyor

ve kendime kızıyorum. 

Sonra yerini bir başka kızgınlık alıyor.

İçimden ağlıyorum. 


Asrın yeni bir umdesi var, hak kapanındır.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

26 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 26 ziyaretçi, 0 gizli