bu konuya 530 yanıt verildi

[Bulutsuzluk]

Güneşin adam akıllı ensemi kavurduğu gün,uzun zamandır adımlamadığım şehrimin ilk saatlerinde asker nidalarıyla köşe başlarını kapmış,vatan sevgisiyle dolu gençlerin,arabalarını gelin gibi süsleyip,en çaf çaflısından vatan sağolsun,şehitler ölmez gururuyla kendi şehirlerinde son turlarını atarlarken ki halleri;kanıksadığım ve anılarımı hayli meşgul eden askerliğin etkisini hatırladım da bir an,ki o zaman bu kadar istekli olmasam da,neticesinde isteksizliğimi asker ocağına,nizamiye kapısından içeri girdikten sonra " aha bir kuş daha geldi." sözüyle isteksiz adımlarımın bir ara durup,niyeti de bozup gerisin geriye gitmek istediğimi düşündüm de,o an sıralı konvoy arabalarından birini durdurup,sakın hayal kırıklığına uğramayın demek istedim. Ana-Baba,bacıları sonrası tanışıklı sevgilisini geride bırakıp davullu-zurnalı bir makber ile vatan görevini yapmaya gittikten sonra ki o önemli insan duygusunun,nizamiye kapısından içeri girdikten sonra toz bulutu gibi kaybolduğu, hiç de düşündüğüm gibi olmadığını gördüğü vatan savunmasının aslında faydasız mecburiyetten başka bir amaç olmadığını görünce sonu bilinen bir seyir defteri haline dönüşmesi sonucu hayal kırıklığına uğrayanları düşündüm de,koca bir suskunluk düşer gibi payıma. Hani sözüm meclisten dışarı,üstüne alınan da çıkacaktır mutlaka. Lakin belirtilen vatanın korunması ile ilgili bir sıkıntının sıkıntısı değil. Türkiye Cumhuriyetinin hür iradesinde ordunun katkılarının inkarı da... Suskunluğumu bozan,yaptırım gücüne sahip olan 1. Tekil şahısların böylesi durumlarda insiyatifleri suistimale uğratıp,nice gencin şevkini kırdığı hususuna itirazım. Hani kalifiyeli,gelenekçi,mevcut miletinin her ferdine kendi gibi bakan türk komutanları bunun dışında tutuyorum. Ama askerliğini yapanlar daha iyi bilirler ki,bedava edilen küfürler,diz boyu seviyesizlik ve hakaretler sonucu 1. Tekil'in şerefsizliği değil,devletin kudreti tartışılır çoğu zaman. Günsüzlüğüm bu olsa gerek. Şimdi,omuzlara alınmış delikanlı,bilindik nidalarla yanımdan geçti. Ve ben neler anlatıyorum. Aptallığıma ver sevgili günsüz,bu detaylar beni bir gün dibe vuracak. Neticede "Ne mutlu Türk'üm diyene."
ve yurdumun her köşesine... Hayırlısıyla bu delikanlılarımız vatan borçlarını bitirir ve sosyal yaşamlarına kaldıkları yerden devam ederler.

Saygılar bu ülkenin gerçek yükünü çekenleri bilenlere...

[Bulutsuzluk]

Bıyık bırakmanın adabını tartıştığımız günleri düşündüm de. O karelerden birinin şırnak da,birinin erzurum da, bir diğerinin de kütahyada olduğunu düşündükçe ve içlerinden birinin de istanbul'u seçerek fire vermeyi göze almasıyla benim dahil olduğum bu karade acemi bilgilerle kendimi eğitip,adalı sözler kullanmanın o zamanlarda karşısında duran benin şimdi bu kelimelerle oynayacağım güne kadar ki geçen zamanda stendap kültürünün yeni yeni yayıldığı bir zamanda, bıyığın hilal şekline dönüşmesinin cehaleti,pos bıyığın moda olmasını hayal edemeyen marx'a kadar ve en iyi esprinin küfürsüz ve düşündüren konular olmasında mutabık kılınan keyifli sohbetleri özlüyorum doğrusu. O zaman bu kadar basit de değildik. Ve her şey şimdi ki kadar normal değildi.

Değişen zaman diyordu Yılmaz ERDOÐAN ve halen bu mevsimin en güzeli sensin Olric.

[Bulutsuzluk]

Sessizliği bozmanın icabı yok ama dayanılamayan bir husumet sezinliyorum sensizlikte. İnce bir sesle sana koşmak ve sürünmek kelimelerde. Yerli bir olan gururumun ne kadarı doğru onu arıyorum. Ve sonra ansızın karşıma çıkıyorsun,yine susuyorum. Konuşmayı beceremediğimi bir daha,bir daha yüzüme vuruyorsun. Terkedilen sigara,nasıl olduysa duduklarımın arasında ıslanıp,dişlerimin arasından hızla geçen duman ile ismini yazıyorum maviliğe. Alışıla gelmiş halinle sihir oluyorsun gecenin şahidinde. Kızgınlığım ve sonrası pişmanlığım kalıyor senden geriye. O zaman anlıyorum sensiz olan anlamsızlığı.

Bu da sana ders olsun olric!.

[IssIz]

bu üstteki aşık yaf..


günsüzcüğüm şeysim;yeniden poğaça yaptım,annem yatarsa votkayla okeyi de hazırlaycem ve sabahı bekliycem...nihaahhaaa..yarın birilerinin kabusu olcem...

[inan]

neden he bunun gibiler çıkıp ambiyansı boza

[Bulutsuzluk]

Ne zaman sıkışsam sana koşarım. Ve her defasında elime tutuşturduğun eski yazıyla birlikte teselli kelimelerin deminde bu seni biraz daha eyler der,kaybolursun. Sen de mutsuzsun olric,mutsuzluğun elime tutuşturduğun eski yazıdan anlaşılıyor. " Pulunun üzerinden yırtılmış bir senet ne kadar mutluysa.. Onu aşamadık geçmişimizde. Ne kadar geçerliysek bir o kadar umutlu say bizi. " diyerek soyut dünyanın hakimiyetine kanat açmışsın.

[Bulutsuzluk]

Bu kadar acemi değilim ya neyse. ;=)

[inan]

gör geç,gör,geç,gör geç,yaşa geç, yaşa geç, anla geç anla geç,

[Bulutsuzluk]

Bu gece uyku gelmek bilmiyor gözlerime.

[dokuzharf]

"Aksak" gibi sevdim...Diz çöküp aşkımı ilan ettim. Ama bir "Çınar" olamadım...

[inan]

İkimizde acemi birer aşıktık o zamanlar, sen yollarda eski bir aşka ağlıyordun, ben ise kendimi usta zannediyordum bu işlerde, ve yağmur gibi akıp giden yıllardan geri ne kaldığını bilmiyordum, seni tanıyana kadar,ama farkındaydım yinede , ne zaman seninle olsam tanıdık bir kuş cıvıltısı ile uyanırdım her sabah ,şimdiyse kırılgan mektuplar yazıyorum hangi adrese göndereceğimi bile bilmeden, malumun olsun ben sende ülkemi sevdim hüzün dolu yağmurlarla taşan boynu bükük nehirleri, ben sende yolları sevdim dallarını hiç bir kuşun konmaya yanaşmadığı ağaçlarla kaplı yolları,ikimizde acemi birer aşıktık aslında ve çoğu zaman ne yapacağımızı bilmeden serseri dolaşırdık sokaklarda.....

Bu mesaj inan tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 03.06.2006 - 17:39

[Bulutsuzluk]

Hani voltran diye bir çizgi film vardı. Hatta unutulamayanlar gibi bir bölümde buna benzer yazılarda da geçmiştir. İşte böyle bir 5'linin en bilgesidir Orhan. Ayak üstü alışık olmadığım bir şekilde internet üzerinden konuştuk ve ağzımdan " Ya artık sonuna geldim. Bir kaç imla hataları var. Ama alt alta geldiğinde iyi bir eser ortaya çıkacak gibi" dedim ve ekledim. Lakin senden,ve Eşşek'den çok korkuyorum. Hani anlattıklarım ile yaşadıklarım arasında ki nüansı yakalayacak kadar çok tanıyorsunuz beni,bunu nasıl halledebiliriz. " dediğim de bana ne dese buyurursun günsüzüm.

"biz bitmek tükenmek bilmez bir koz olarak tutarız o bildiklerimizi... Ne söyleyip bu hakkımızdan mahrum bırakırız kendimizi ne de seni ifşa ederiz. "

Yahu açık kapı bırakılır ya,ya da ne bileyim asarsın bir adamı,ölsen bir dert,yaşamak bir ızdırap. Yazdıklarından sonra " yok canım henüz esinlemedim ki imla derdine düşeyim. " dedim. Bakma öyle bana,sen de olsan işgillenirdin olric...

[inan]

Başım üstüne,yazılanlara cevap kaç gün düşünülenebilir, yada cevap verilebilirmiyidi bu an'sız düşüncelere, yaşanır içindeyken sizdeyken özellikle dikenlere aldırışsız çıplak ayaklarla direnişe geçmeden tamami teslim yaşanır,aldırşsız günler ardısıra gelen gülüşmeler kulaklarında, her zamanki yatalak kalmış kelimeler dudaklarımda, kaç cevap yazılabilirdi bundan sonra, yada yazsam bile kaç kişi anlayabilirdi sizden başka.. :

[Bulutsuzluk]

Bu dünyada tesadüf etmek istemediğim insanlardan bir beden olarak,yine tesadüf etmek istemediğim bir sözle yüzüme vurulan bu şahsiyetin bir dizesinin son beyitinde Yılmaz ERDOÐAN diyor ki;

"Herkese kısmet olmuyor maalesef
Her yoksun öğünden tok kalmak üzerine eğitilmek "


Önüme sürülen şifaen uyanış,gecenin bu saatinde sigarayı özleyen beni,tutarsızlığım ile kaldığım yerden devam etmeliyim şahitlere... Ve ben de herkes gibi özlerken o günleri, arda kalan şimdiki zamanımdan utandım.

Ey günsüz yapmak istediğimizle yaptıklarımızı aynı zamanda değerlendirmeliyiz.Aksi takdirde biz herhangi birşey yapmaya çalışan bir insan olarak nitelendirilemeyiz. Bir çalar saatten farkımız olmaz.Biz akrep ve yelkovanını bizzat saatin çarklarının bir başka bağlamda sabah seherinin ve aynı anda akşamın gurup vaktinin ta kendisiyiz bu yokluk meyhanesinde.

Ve sana belkide bu son sözüm;öyle bir oyalayış ki, neyi gözden kaçırdığımızı düşünüp anlamaya fırsatımız kalmıyor. Teoriden pratiğe geçişte atan kalbimizin an içindeki fonksiyonunu asla gözden uzak tutamayız. Bunu anlayana kadar kendime ceza veriyorum.Bugünden itibaren sigaraya tekrar başlıyorum.

[Serra]

yaşadım sevgili günsüz
yaşamaya devam etmek sırtımda bi saplantı ve kasıklarımda bi sancı...
yazıcak çok şey var sana.. bi ayılsam. yaşadıklarımı gününü hatırlamıyo r olmam sana yazmaya sebeb.

[Bulutsuzluk]

Anlaşılmak halen saklı denizde saklı... Ve bugün adım gibi biliyorum Salı. Cümleden hepimize iyi geceler.

[inan]

Her gecenin anlamsız günü olmasın, herkese merhaba:)

[elma]

Hayata kırgın olduğumu biliyor muydun günsüz?

[elma]

çekip gitmek kolay olsa da, alsam çantamı sırtıma, dönüp bakmadan arkama gidebilsem, şimdi şu dakika yok olsam, olabilsem.

[elma]

Her hüznün ardına bir de göz yaşı bırakırım, izi kalır geçtiğim yollarda, açtığım yollardan geçtikçe, yine yeniden canım yanar yine, içim acır.