bu konuya 530 yanıt verildi

[Bulutsuzluk]

Bıraksan kendini,mutluka elinden tutarlar.



Yıllar sonra...






Bir gün...




Tebessüm edeceksin geçmişine.



Elinden tutan olacaktır mutlaka... Zor olan,amansız bekleyiş sevgili günsüz.

[Gölge]

Kişilik ne kadar sürede deişir ?
Oturmuşsa kalkmazmı ?
Nasıl bişidir bu kişilik neden bana ugramaz ?

[Bulutsuzluk]

Bazen kimse zarar görmesin ve köşe bucak kaçaçak yer aramaktansa..

Güzel bir yalanı süsleyip,bir de inanırsan kendinle birlikte bir başkası,eyvallah deme de yanında yat sevgili günsüzüm.

Not: Bu kaçış,kimse zarar görmesin diye olric.

[LaHesis]

Basit, sade, sakin ve hakaretsiz, bedduasız, küfürsüz, kavgasız ayrıldık. Son bir telefon konuşması ile bitmişti herşey.
Belki birgün ilerde birgün çok pişman olacak geri dönmek isteyecek kimbilir. Yada böylece bitmiş olacak herşey.Tertemiz laçkalaşmadan seviyesizleşmeden bitecek . Görüyorsun ya günsüz bitmesi bile güzel bitti

aşklar kadar acılarda benziyor birbirine insanlara inat

[Bulutsuzluk]

Birbirimizden farkımız avuç içi kadardı oysa.

[Bulutsuzluk]

Vazgeçmek için cesaret gerekir. Kör bir kuyuya düşmek için de aptal. O kuyudan çıkmak için de hem aptal,hem de cesaretli olmak gerekir ki. En son kaybettiğimde kendimi, ikisi el ele vermiş bir başka bedeni, düştüğüm yere doğru sürüklüyorlardı. Karanlıkta seçilmiyordu bedenin yüzü,adımlarından anladığım kadarıyla O'ydu.

Kaderde böyle bir şeydir olric.

[Bulutsuzluk]

Şimdi saklansam,bir müddet görünmesem ortalıklarda köşe bucak arayışlar olurmu arkamdan acaba?

Düşünmesi bile korkutuyor beni. Umarım kaybolmam olric.

[Bulutsuzluk]

Bu benim hikayem değil,olmak istediğim de. Hayal kurmayı öğrendiğim günden bu zamana,kimsenin haberi olmadığı bir yer keşfettim. Ne kaybolduğumu kimse biliyor,ne de aranılacak insan derdine düşürüyorum nefesli insanları.

Oh değme keyfime. Şimdi oradayım. Soranım yok,karışanım yok.

Yok ile kendime bir küvet yaptım. İçine kelimeleri doldurdum. Yükseğe çıkıyorum. Salıyorum kendimi küvetin içine,küvetin içinden bana tahammül edemeyen kelimeler dışarı çıkıyor. İşte o kelimeler olmak istemediğim olric.

[dokuzharf]

O'nu konuşturmak çok zordu. Ne zaman sorulsa " O'nu çok seviyorum " diyor başka birşey söylemiyordu.. O büyük bir aşk'la , heyecanla O'nunda kendisini sevmesini bekliyordu. Zaman sürekli ilerliyor, birgün evet birgün gelip söyleyecek diye düşünüyordu. " Ben'de seni seviyor , senden hoşlanıyorum. " sözünü duymak için nasıl da bekliyordu.

O'nun için Aşk'ın günü yoktu.

Günlerin , ayların hatta yılların adı Aşk olmuştu. Nasıl olmasın ki ? Her dakika O vardı hayatında. Hergün O'nun cemali düşüyordu hayaline. Ve hergün beklemekten yılsa da belli etmiyordu kendisine bile..

O "Aşk" kokan bir gül'dü.

O geçen zaman karşısında artık yılmış , beklemekten yorulmuştu.. Artık hayat anlamsız , O'nsuz birgün ölmekten farksızdı..O "Aşk" kokan bir gül'dü zamanında.. Artık solmuş kalbini ne O'na ne de bir başka birine açacaktı.. O Aşk'ın diğer yüzü olmuştu.. !

[DaaAnnK]

Sevgili günsüz ,
İşte bir gün daha geçti onsuz.

[axe]

vazgeçer mi sevdiğinden yiğit
dokunur muydu anka sı yavrusuna
kaf dağı dile gelse de söylese aşkını
taşır mıydı ötelere beni de sevda'ma sevdalıma
zirvene konan düş diyarı bekçisi.

mutluluğu çizememiş abidin nazım'ına ;
-aşk ı tarif etsene anka
nerdesin , nerede sevdiğim

söyle anka , ölmeye yazdım
bu kul "aşkı"na düçar.

bi dehliz ki ummanı yok
bir dert ki dermanı yok
bir söz ki hitabı yok .

-senin sahibin kim Anka
-senin sahibin Kim ?

ötelerden öteye bir yol var dediler
uçmakla ölmek arası
eskiden "uçmağa vardı" derlermiş cennet için

cennet ten alır gelir miydin
kaf dağını aşıp benim için
yitik sevdiğimi.

- "aşk"ı O'ndan ister miydin ?

resmedilmemiş daha aşk
anlatılabilememiş

bir kalp ki , yürek'te yürek , cihan'da cihan
alem O'na hayran , suya kanmış , kurumuş , erimiş .

"O" diyen dil "ben"i bilememiş.
sen der ille de sen der

ille de sen

biz diyememiş .

...

* çaresizlere .

[Bulutsuzluk]

Üstünde sadece tozlanmış kadardır,aklın bir köşesinde gün yüzüne çıkarılmaya namzet dostluk.
Hiç değişmeyen us'unla hoşgelmişsin Hasan'ım.

Anımsadım da birden,ne zaman seninle uzun,uzadıya sohbet etsem aklıma iskender'in şiirleri gelirdi. Biliyormusun,şimdi kafamda o şiirler yarım-yamalak.

Belki zaman bizden çok şey götürdü.
Beraberinde aklımı.
Belki hiç yoktu zaman.
Yitirilen sandığımızdı.

[Bulutsuzluk]

Mazhar'ın, Fuat'ın,Özkan'ın yüreğinden kopan bir sevda ile Güllerin içinden olmalı hayat,güzel gözlerle bakmalı koşar adım sevdayla.

Evet. İşte tam burada "Dayanamadım, gayri döndüm canım." detirtecek alın yazısı.

Oy,oy ne efkarlıyım bir başkası için olric. Ve bunu tahmin bile edemezsin.

[inan]

Her iyinin içerisinde bir kötü her kötünün içerisinde bir iyi var senin teorinde.. Bir git bırakıyorsun en değişik cümleleri kuruyor en basit senliği gösteriyorsun tecelliyatında ki görsel şöleni yitip giden onca cümleyi unutmak ister gibi Sen öğretmedinmi bana ıslak kibritin bir yarsınında hasret olduğunu yanan kıvılcımında sen olduğunu kaçıncı vir gül koymayışım bilemiyorum zaten bilmeden yazıyorum kaçıncı bulut geçişidir bu bilinmez bir inanana bir de inanmayana dair özünde kim gizi hatırlatıyor her gidiş gelişler ve ben inadına bunları hiç utanmamak adına yazıyorum...

[Bulutsuzluk]

Her iyinin içinde bir sen,aynı yasaklara yeminliyken henüz. Karşımıza dikilecek ilk günahı sabırsızlıkla elimizin tersiyle itmeyi beklerken,gözden kaçırmamak için hiç birşeyi göz kapağımızı bile nöbetleşe kırpıyorduk.

İnatla belirtilir ki " avuç içi kadardır birbirimizden farkımız. "

[inan]

Sana bunu 10:42'de yazıyorum dilimde seni görme ihitmalindeki sesler adı sende gizli kelimelerin en yağmurlu yazında gözlerinde görmek..
Sonrası da unutulan sözlerim var yalın haliyle bırakılmış bir o kadar objektif olmana inat =) Her bakılan güneşte seni görmek gibi asılsız mektupların, hangi postacının getireceğini aldırmadan..Kaçınçı durakta seni arayışım , bir o kadar uzak belki de bu dediğim kaçınçı aşk sarhoşluğundayım..Sana bunu 10:50 de yazıyorum zaman geçiyor amansız mekanlarda pat diye buluyor bizi işte hepsi bu.


-----------------------------------------------------------------------------------------------

Sana bunu bu şekilde içten yazdıran duyguya sebep olan ben miyim yoksa içindeki sevgiyle yoğrulmuş, sevmeye aşık ve gönüllü yüreğin mi?
Teşekkür ederim.

[REBEL]

EVET YALNIZIM...
Sadece bunu söyleyip susmak isterdim... ebediyyen susmak... çünkü canım acıyor, konuştukça, özledikçe,arzuladıkça en kötüsü de yaşadıkça...
şimdi odama girdim, içimin ışığını yaktım, yatağıma uzandım. kendime dokundum sonra... Hiç tanımadığım birine, bir boşluğa, bir unutulmuşluğa dokunur gibi dokundum kendime... ''Ne kötü'' dedim... Ne kötü insanın kendi kendine acıması... Oysa kendime acımıyordum bile.. Öyle uzaktım ki kendimden... Seni aramayı düşündüm sonra, ama hemen vazgeçtim...Çünkü seni değil tenini özlediğimi hissettim o an...çaresizken, muhtaçken değil seninle dopdoluyken aramalıydım. bunu düşünmek bile bana iyi geldi............. C.ERSÖZ ( Ş.AŞKA MEKTUP)

[kara]

bende karalayımmı sana günsüz;

olmayan, olamayan yitik günlerimin arasında gezdim dün gece... hafızamda hep eksik ve tanımlayamadığım bir kaç görüntü... yüzlerin belirsiz olduğu fulu fotoğraflar... karanlık iç mekanlar... ayırd edilmesi güç ayrıntılar... onların arasında sadece kalbimin kırık yıldızlarını gördüm... bıraktım fulu fotoğrafları, belirsiz ayrıntıları... kırıklıklarımla boğuşuyorum şimdi... aşkın olmadığını ve olamayacağını düşündüğüm eksik günlerimle...

kara...

[inan]

Asılsız ihbar korkusunda kalan aşkımız bir avuç Onsuzluk.. Islak kibritim ya yanmazsa diye korkan sıgaramın titrek filitresi... Gözümde tüten ilk duman, senden çaldığım iki harf ve iadesi beklenen içi boş süt şişeleri... Yağışında anlaşılıyor yitikliğin ve günsüzlüğün vuruyor harmanlığım, Asılsız ihbar korkusunda ki bu yürek.....

[LaHesis]

Her şey bıraktığın gibi... Seni tanımadan, bilmeden önce nasılsa yine öyle hazin, öyle buruk, öyle paramparça... Bir bilgeden okmuştum çok önce Siz bu hayatta iyi başlayıp kötü bitmeyen bir şey gördünüz mü? diyordu... İnanmamış, yırtıp atmıştım o kitabı. Meğer ne haklıymış. Bu hayatta iyi başlayıp kötü bitmeyen hiç bir şey yokmuş... Haklıymış, kimse düzeltemezmiş bu hayatın adaletsizliğini.. Oysa her büyümemiş insan gibi inanmıştım yaşadığım bu aşkın dünyanın ilk aşkı olduğuna, bu aşkın bütün çağların aşkı olduğuna... Bu aşkın, biz istersek dünyanın bütün adaletsizliklerini düzeltebileceğine... Ne kadar çocukmuşum. Meğerse bu hayatın bütün adaletsizlikleri bizim aşkımızdan başlayıp yayılmış her yere... (alıntı)