Sevgili Günsüz.
#401
Gönderim zamanı 18.02.2007 - 13:31
Hayyam
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşina
#402
Gönderim zamanı 18.02.2007 - 13:40
bir gunde eksilir ömürden
her şafak bir hırsız gibidir
elin de bir fenerle gelen
HAYYAM
gariban bir aktör bir ileri bir geri saatini doldurur.
ve sonra duyulmaz olur sesi,
bir masaldır gürültücü bir salağın anlattığı,
ki yoktur hiç bir anlamı .
#403
Gönderim zamanı 22.02.2007 - 21:15
ister öldür, ister sat gözlerimi,sensiz birakma yeter ki..
Sevsem ölürsün,sevgiye şüphesiz tüter bafra cigaram..
Ağlamak, her virgülden sonra içine çekmek son nefesini
İşitmek, tecelli eden her bedende seni..
Sıralamak,göreceli hiç bir şey kalmaması adına uzatmak bütün yalanları..
Aşk olsun sözlerin,meşk dolsun boş kadehim..
Defteri dürülmüş sözlerimin neyzen ne çare!
Ezberledim elinin tüm kıvrımlarını,mühürü dilimde, tam tersine tek müşterisi kulak..
Cümlemin eline tut ,baş harfin yine boynunu bükmüş, şaşırmışmı ne?
Hadi doldur kadehimi ,aşk olsun sözlerin..
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşina
#404
Gönderim zamanı 23.02.2007 - 00:03
Şimdilik...
Bafradır cigarası.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
#405
Gönderim zamanı 25.02.2007 - 22:12
Bulutumun arkasından benim yazdıklarım yavan gelir sana ama napalım bu da senin kaderin çapsız çapsız kalem kullananlarada kucak açmalısın hem değil mi?
Sevmezsin beni bilirim bende seni sevmem açık söyleyim niye burda olduğumu sorgulama yazasım geldi işte.
Sıradan bir pazar değildi önce, erken kalktım bir kere, kitap okudum (iki gündür iiyi okuyorum söylemesi ayıp kitaplarla barış imzaladık diyebilirim) iki film seyrettim, Günün en güzel yanı aynı saatte yudumladığım limonlu çayım. Çok keyifli günlük..Möcük
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#406
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 20:18
dudaklarım gözlerinin renginde
farzet ki yalanını sevdim,
kaybolmak adına küçük avuçunda.
farklı ebatlara içine çekmek senin nefesini
yıldızı hangi yöne cevirirsen cevir yine yıldızdır.
gözlerim hangi yöne bakarsa baksan yine ''sen''sin.
nerden başlayacağını bilmeden bilinen her şey'e.
yazıyor ama nafile , ne yazılana gidecek nede yazan'a,
ve saat yine yalnızlığı gösteriyor, terk ediliş vakti.
Günlüğünde pek tadı kalmamış , beşer şaşar.
Bu mesaj inan tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 04.04.2007 - 20:20
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşina
#407
Gönderim zamanı 07.04.2007 - 22:57
hastalıktan kıvranır ve kendime acır vaziyette yatakta dönüp dururken kapının zili çaldı veeeee evet hepsi karşımdaydı dostlarımmm gelmişlerdi beni yalnız bırakmamak için hepsi yanımdaydı.kendimi uzun zamandır ilk defa bu kadar iyi hissettim ellerinde renkli bir yığın malzeme evi süslediler .ben yatakta şaşkın şaşkın izlerken masa hazırlandı ve bir arada olabildiğimiz için sadece bunun için eğlendik insanın neden dostları olması gerektiğini,mutluluk için bir gülümsemenin bile yeteceğini daha bir iyi kavradım.ve en önemlisi her şeye rağmen yaşamak gerektiğini anımsadım,bir umuttur yaşamak diyen dostlarım sayesinde:) iyi ki varsınız dostlarımmm...
#408
Gönderim zamanı 21.04.2007 - 22:48
Senin dışında gelişen her bir şeyi
Sürüsüyle beraber kirlenmiş gerçeği
Zalimi,ahlaksızı,ihtiyarı,genci,
Dalında asılı mahzun düşünceyi
Yanık melodiye ayak uyduramayan bizleri
Kervana katsam da kaybedemem ki.
Bulunduğumuz konumun ne bir adım ötesi,ne de gerisi mevcutken. Henüz gün ışığına alışık olmayan göz bebeğimden akan hasret, mevcudiyetime ağır geliyorsa,bunun tek sebebi baktığımız yerin gerçekten de olmadığıdır hissi olsa gerek sevgili günsüz.
Bazımız şansız olduğunu düşüne dursun,aşkın güzelliğini görecek gözlerine şükretmeden bir daldan bir dala konar. Ve bazı şansızlar vardır ki; onlar hiç görmedikleri bu dünyayı bizden daha aşkla koklarlar. Aramızdaki tek fark, bize bakabilmeyi lütuf eden tanrının cezasıdır.
Sana dokunmama bahane arayan geçmişim,senden o kadar çok uzakta ki;sana dokunmak için yanıp tutuşan hevesimi,alnımda beliren ıslaklıkla,gözden aşağı bildiğimiz yaş olarak inmeye yeltenmekte. Oysa bilemediğimiz ne alın teri,ne de kendimizden sakladığımız göz yaşı…
Geceden dönüşen gündüze her daim ayak uydurmak zor olsa gerek.Dünya, bir zaman güneşi bulutun arkasına saklıyor. Bazı zaman da,hep aynı yüzün sıkılganlığında bulutu feda ediyordu güneşe. Vakitsiz öten horozların ötmesine mani olmasa da görecemiz,sakinleri olduğumuz bu semtin yabancısı da değildik. Öyle ki;ensemizi kavuran güneşe lanet okuyan bizlerin,utangaçlığında güneşin,bulutsuzluğa dönüşen haline hazırlıksız yakalanırız. Kim bilir en büyük zaafımız belki de ivedilik.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
#409
Gönderim zamanı 21.04.2007 - 22:57
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
#410
Gönderim zamanı 21.04.2007 - 23:24
Sonrasında sözleri içerisinden çıkartılmış bir İstanbul müziğini dinliyorum. Aklıma sen geliyorsun. Korkuyorum. Hiç bu kadar hiç olmamıştım. Hiç bu kadar sana yaklaşmamıştım. Meğer sana ulaşmanın yolu,yoklukmuş da bizden saklamış kader.
Kader’in de bize bir çift sözü olacaktır elbet. Ağzında suya hasret,geçen yazdan kalma otu, şehrin en yaşlı ve büyük ağcının tepesine götürme gayretinde ki kırlangıcın hikayesi diye başlasa sözüne,ama konuşamaz ki…
Kısa ve dar yollardan geçer ayrılık. Ve bizi erken bulur. Gözlerini kapayıp-açıncaya kadar mıdır doğum ile ölüm arasında ki mesafe. Biliyorum,ayrılık daha çok ömür sürecek kalplerde. Ve zaman,bir başka sayfada daha ömürlü olmanın hayaliyle yitirilecek.
Dağ başlarından dikine denize akan suların bir çıkış noktası var ki elbet. Böyle bir dengeyle oluşan yüreğimin,sol yanına vuran heyecanın da bir sebebi var. İlk kez anlamını bilmediğim kelimeler telaffuz ediyor beynimde. Ve,ben buna engel olayım derken,bir çok şeyi yitirdim kendimden. Sırasıyla aşkı,nefreti ve seni…
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
#411
Gönderim zamanı 21.04.2007 - 23:35
İçimdeki kelimeler artık dışarı çıkmıcak.Ne kadar güzel di mi en sonunda bende sustum...
#412
Gönderim zamanı 22.05.2007 - 13:09
Kaybetmek mazeret değil bulamayan için, ''hiç'' olmayanı bulmaktı.
Tükenmiş cümleler birbirini taklit eder gibi. Tastiklenmiş anlık sevişme aralarında ihmale gelmeyen aşk. Ah şu özlemek yokmu, yine cümle içerisinde bir ''Ah'' çektiriyor. kör olası kör şeytan gözün çıksın.
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşina
#413
Gönderim zamanı 22.05.2007 - 14:05
ah şu özlemek yok mu?!Ah şu özlemek yokmu, yine cümle içerisinde bir ''Ah'' çektiriyor.
bin ah çektiriyor her şeyde...
içten içe yiyip bitirirken sabrımı...
ah diye diye geçiyor ne yazık ki günlerim...
bitireceğim hasreti bir gün...
#414
Gönderim zamanı 22.05.2007 - 20:57
şükürler olsun Tanrı'm.. en azından hislerimi aldın..
Ya da bu Son;Bahar biter mi ?
#415
Gönderim zamanı 22.05.2007 - 21:30
Düştüğünde ah diyecek kadar pişman ol.
Olduğunda tanımsız acıları anlatabilmeyi dene.
Bakalım ne çıkacak ortaya.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
#416
Gönderim zamanı 03.06.2007 - 21:35
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
#417
Gönderim zamanı 03.06.2007 - 22:04
#418
Gönderim zamanı 28.06.2007 - 22:00
Ne kadar dizginleyebilirsin bir şehirden başka bir şehire giden fahişeleri(beyininde).
Dudakların kuru.
Gözlerin hala ''aynı'' ıslak.
Sözler verilmeyi beklemeden,
Unuttuğumu yazdım, unutmadıklarım cebimde.
Nokta sana emanet .
Zihin cimlastiği! alt alta ne kadar bir boka benzemesede, yan yana koyduğumda ''seni'' sayıklıyor her ''şey''.
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşina
#419
Gönderim zamanı 15.08.2007 - 14:52
Bazen,elinde olmayan sebeblerden ötürü, kirlenmiş yaşama ayak uydurmuş bedenin,böylesi bir yerin hayaline nasıl bir etki yaptığını merak ediyorum da. Uykudan alamıyorum kendimi. Bu günlerde en iyi yaptığım şey beklemek sevgili günsüz :=)
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
#420
Gönderim zamanı 21.08.2007 - 23:11
Bulunduğum şehrin en duygusal insanı ve içinde biriktiklerini ancak gün batımında haykırmayı alışkanlık haline getiren sevgili arkadaşım ile en güzel nerede günü batırırz dediğimiz yaka desem değil,koy desem hiç değil... Pek de önemi olmadığından olsa gerek yalnız bırakılan yerden güneşin batışını seyrederken. Belleğimden silmek istediğim tüm rezilliği avazım çıktığı kadar haykırarak bitirdiğim o günden sonra,günün ilk ışığında ( tamam kabul ediyorum burasını abarttım ) kalkıp yine aynı şeyi yapmak istedim.
Tabi bir şeyi ne kadar çok istersen (o) şey belirsiz bir zamana doğru gider. Ben yine de pes etmedim ve bugün arkadaşımın söz konusu yere gidemem,işim yoğun'lu olumsuz telefon konuşmasının ardından inatla sora sora ki cidden pek de önemi olmadığına şimdi daha çok inandığım yeri zor bela buldum. Oraya vardığımda bir elin parmağını geçmeyen,dünden sayıca kalabalık,yine de benim huzuruma kaçırmayacak sayıda bir insan topluluğuyla güneşi olduğu yere emanet ettim. Ve uzun aradan sonra bolça küfrettim. Huzurumu kaçırmasından korktuğum topluluğun naralarımdan rahatsız olduklarını saymazsak bugün uzun bir aradan sonra böylesi güzel bir gün geçirmedim sevgili günsüz.
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Neyzen'im...
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Murat Boz / Öldür Beni Sevgilim |
Yerli Videolar | hüfyaa |
|
|
|
2019 Sevgili Saati Modelleri |
Çeşitli Videolar | hüfyaa |
|
|
|
Terk Eden Sevgili Destanı |
Geyik | hüfyaa |
|
|
|
Sevgili bulamayınca robotla evlendi |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Sevgililer Günü'nde Sürpriz Evlilik Teklifi |
Çeşitli Videolar | hüfyaa |
|
|
43 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 43 ziyaretçi, 0 gizli