O zaman sana iki tane samimiyetsizlik söyleyeyim..
HSYK, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner hakkında soruşturma yetkisi olmadığı gerekçesiyle Erzurum'daki savcıların yetkisini kaldırdı.
Kendilerine uymayan bir karar olduğu için ve yüce reis "Ergenekon" zımbırtısının savcılığını üstlendiği için HSYK'ya savaş açtılar. Nasıl yediririz bunu halka diye düşündüler ve içinde bolca çürüğün de olduğu bir meyve sepeti sunmaya karar verdiler..
Sonra ne oldu? "Yargı" diye saçma sapan bir şey çıktı ortaya..
cık cık cık..
Şunu şunu değiştirin dedi terbiyesizler.. AKP'ci amcalar da, "siz kimsiniz ulan benim arkamda halk var" dediler ve sokaklarda halkı kandırma turlarına çıktılar..
Diğer bir samimiyetsizlik..
Yerel seçimlerde Doğu ve Güneydoğu'dan istedikleri kadar oy kotaramadılar.
O zaman ne çıkarıcaz? Heh buldum! Kürtleri de kandıralım. İyi de nasıl?
"Kürt Açılımı". Nasıl isim baba? Üff süper oldu!
"Kürt Açılımı" ismi biraz itici geldi sanırım. Habertürk, hem gazetesinde hem de televizyonunda bunu "Demokratik Açılım" olarak lanse etti..
Zaten "sadece" Kürtlere açılmalarına karşı çıkanlar oldu, "biz de varız aloo" dediler..
Dolayısıyla AKP'ciler de beğendi bu ismi.. Hem de sadece Kürtleri de kapsamazdı.
Tamam böyle olsun deyip, "Demokratik Açılım" diye yedirmeye çalıştılar halka..
Son zamanlarda da "Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi" olarak değişti, oraya hiç girmiyorum bile
Siyaset ikiyüzlülüktür, yalan dolandır.
Ama bana kimse bunların AKP'nin samimiyetinden kaynaklandığını ve bunu "millet" için yaptığı safsatasını anlatmasın, gözünüzü seveyim
Sustum ve gittim