2002 yılında, AKPyi tek başına iktidar yapan seçimlerin ertesi günü yazımın başlığıydı:
Müstahak...
Aradan sekiz yıl geçti...
Askerleri hapishanelere dolduruyorlar...
Önce muhtıra verip, ikinci gün Cumhurbaşkanı deyip, üçüncü gün koşup Cumhurbaşkanım diye selam çakan iradeye...
Arkadaşlarını ihbar eden paşalara...
Sarayların arka odalarında Başbakanla gizli pazarlıklar yapan Genelkurmay Başkanlarına...
Müstahak...
Sermaye el değiştirdi diyorlar...
Kendi çıkarı için Türkiyenin başına örülen çorabı görmezlikten gelen... Kulaklara memleketin gericilere kaldığını söyleyip, gazete sütunlarında iktidara yağ çeken...
Televizyonlara çıkıp tıkır tıkır diyebilen patronlara müstahak...
Medya dönmek istiyor dönemiyor...
Sekiz yıl kendi toplumunu kandırmanın günahı... Gerçekleri okurlarından gizlemenin vebali...
Şimdi ise dönme manevralarının utancı altında medya...
Müstahak...
Ve size-bize...
Hepimize müstahak...
Türkiye evhamlar-endişelerkorkular ülkesi...
Devletin organları savaşıyor, çok kayıp, çok zayiat, çok mağdur, çok esir, çok yaralı, çok ölü var...
Toplum paramparça...
Dağlardan tabutlar inerken, kentlerde-kasabalarda birbirinin kökünü asla merak etmeyen dost insanlar birbirlerini boğazlamaya başladılar...
Uygar dünya Türkiyeyi dışladı...
Karanlık bir dehlizdeyiz...
Bize müstahak...
Bekir Coşkun- 28 Temmuz 2010 Çarşamba, 11:18:24
----------------------------
Bekir abi Gayet güzel ve Medenice Bir çerçeve çizmiş.
Ben de bu uslubu bozmayayım.
Aklıyla hareket edemeyenler kendi sonlarını getirirler. Ya!
Görünen manzara aynıyla bakii