Posted 19.08.2010 - 16:44
İŞTE PKKYLA PAZARLIK TAKVİMİ
19.08.2010 14:57
PKKnın sözde ateşkes kararının perde arkasında yaşananları dikkatlerden kaçırmak için büyük gayret sarf ediliyor. En masumları(!), PKKnın Kürt halkıının baskılarına kayıtsız kalamadığından söz ediyor. İktidarı koruma görevini üstlenip, açıkça hedef saptıranlar ise ya dış güçleri adres gösteriyor ya da devlet kararını
Devlet denince akla gelen iki kurum vardır; Cumhurbaşkanlığı, ama illa da TSK
Kendilerince, Ankara-İmralı-Kandil üçgenindeki pazarlık TSK onaylı mesajı veriyorlar!..
Birkaç gündür yeni taktikler de devrede. Kimileri PKKnın referandumu boykot kararının ne olacağını tartıştırıyor, kimileri en üst perdeden TSKyı Heronlar konusunda hesap vermeye çağırıyor. Hasılı PKKnın sözde ateşkese, kimlerin, hangi pazarlıkları sonucu razı edildiği unutturulmaya, gözlerden ırak tutulmaya çalışılıyor.
O yüzden Odatv olarak bu sürecin gün gün takvimini çıkarıp, ilgi ve bilgilerinize sunmak istiyoruz. Belki bakarsınız hazır MGK da toplanmışken, Cumhurbaşkanı Gül, Başbakan Erdoğan, MGK Genel Sekreterliği veya Genelkurmay Başkanlığından bir cevap gelir
GÜL VE KARAYILAN DEDİ Kİ
Takvimin ete-kemiğe bürünmesi için en sondan, Cumhurbaşkanı Gülün Baküye giderken yaptığı açıklama ve PKKnın sözde ateşkes kararının ardından Kandildeki Murat Karayılandan gelen iddiadan başlayalım.
Gül dedi ki; Çözüm bulunmazsa sorunun ileride daha tehlikeli hale geleceğini, uluslararasılaşma riskini söyledim. Türkiyenin her açıdan çok daha büyük ve güçlü olması için bu problemi çözmesi şart. Bununla ilgili görüşlerimi MGKda, Mecliste, siyasi liderlerle görüşmelerde, medyada da dile getiriyorum. Bu işin sonu yok, herkes tekrar düşünmeli
Terörle mücadelede her türlü yöntem devreye girer. Önemli olan terörü bitirmek, ülke gündeminden çıkarmaktır. Elbette devlet, terörle masaya oturup pazarlık yapmaz; ama devletin birçok kurumu vardır ve onlar nasıl hareket edeceğini bilir. (Görüşlerimi MGKda dile getiriyorum sözünün altını çizelim)
Karayılan dedi ki;
Önderliğimiz üçüncü dönem olarak tanımladığı bu dönemin artık bittiğini ve kendisinin de aradan çekileceğini belirtti. Bunun için tarih de verdi, 31 Mayıstan itibaren aradan çekileceğim, dedi ve çekildi. Önderliğimizin aradan çekilmesiyle birlikte, bu çerçevede 1 Haziran 2010 hamlesi gündeme girdi. Biz buna dördüncü stratejik dönem dedik. Bu süreci, demokratik çözümü mutlak surette gerçekleştirecek bir süreç olarak değerlendirdik. Bu değerlendirmemiz bugün için de geçerlidir. Türk devleti eğer Kürt halkıyla barış yapmak istemiyorsa, demokratik çözüme gelmiyorsa, o zaman Kürt halkı da kendi öz gücüne dayanarak kendi çözümünü dayatmak durumunda kalacaktır. Dördüncü dönem mücadelemiz bu temelde gelişti. Bu süreç iki ayı aşkın bir zaman aldı. Bugün önemli sonuçlar ortaya çıkmıştır. Verilmesi gereken mesaj verilmiş oldu. Bu arada çeşitli çevrelerden yeniden bir ateşkes ve barışçıl çözüme bir kez daha şans verme çağrıları gündemleşti. Kürt halkının en ciddi kurumları olan DTK gibi kurumlar başta olmak üzere siyasal partiler, sivil toplum kuruluşları bu yönlü çağrılar geliştirdiler.
Artık açıklanmasında bir sakınca görmediğimiz diğer önemli bir gelişme de devletin, önderliğimizle geliştirdiği diyalog temelinde ateşkes talebinde bulunmasıdır. Eğer oyun oynamazlarsa, resmen devletin temsilcileri de ateşkes istemişlerdir. Aslında önderliğimiz aradan çekilmişti ancak talep üzerine yeniden devreye girerek, hem yapılan çağrıları ve hem devletten doğru gelen istemi de dikkate alarak bir kez bir kez daha barışa ve demokratik çözüme şans tanınması için hareketimize bir mesaj gönderdi.
Hareketimiz bu mesajı çok çeşitli açılardan değerlendirdi. İki hafta boyunca bunun üzerinde tartışmalar yürütüldü. Değerlendirme sonucunda önderliğin perspektifi hareketimiz tarafından uygun ve yerinde bulundu
(Geçen haftaki telaşı hatırlayın; Güya Öcalanın Çarşamba görüşmesi koster bozuk olduğu için yapılamadı, ateşkes talimatı gecikti. Cuma günü Adalet Bakanlığı tekne kiralayıp, avukatların İmralıya gitmesini sağladı. Onlar daha İmralıdan ayrılmadan, Kandilden ateşkes kararı geldi
Karayılan, Öcalanın mesajının iki hafta önce geldiğini açıklıyor. Bu tarih ise Öcalanın 28 Temmuz görüşmesine tekabül ediyor
)
TAKVİMİN DİLİ
Bakalım 1.5 aylık takvimde neler var?
22 Haziran: MGK toplandı. Bu toplantıya yeni MİT Müsteşarı Hakan Fidan da katıldı
Cemaatin İngilizce gazetesi Todays Zamanın haberine göre, toplantının ardından Gül, Erdoğan ve Fidan mini bir zirve yaptı. Zirvede, yeni bir harekat planı konuşuldu, ardından MİT Müsteşarı Doğu ve Güneydoğu turuna çıktı.
14 Temmuz: Öcalan BDPnin referandumu boykot kararının olumlu ve önemli olduğunu söyleyip, Demokratik bir anayasaya kadar kesin boykot dememiz lazım dedi.
15 Temmuz: Taraf Gazetesi, devlet yetkililerinin, PKKya Referanduma kadar ateşkes çağrısında bulunduğunu iddia etti.
16 Temmuz: Kandilden gelen PKKlı grubun sözcüsü Mehmet Şerif Gençdal, avukatlarının itirazı üzerine tahliye edildi. Oysa Mahkeme daha 1 hafta önce itirazı reddetmişti. Peki, nasıl oldu? Savcı, tutukluluğun kaldırılması için mahkemeye bir yazı gönderdi, mahkeme de benzer davalarda pek yapılmayan bir şeyi yaptı, toplanıp, PKK sözcüsünü resen tahliye etti. Karar, avukatlarınca da sıra dışı ve ilginç bulundu, onlara göre devlet, tüm kapıları kapatmıyoruz mesajı veriyordu.
20 Temmuz: CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan, MİT Müsteşarı Fidanın bu tarihte İmralıya gidip, gitmediğini ve Öcalanla görüşüp, görüşmediğini sorgulamaya başladı.
21 Temmuz: 12 yıl aradan sonra Öcalanın ilk kez ailesiyle açık görüş yapmasına izin verildi. Öcalan, referandum konusunda kimsenin iradesine ipotek koymadıklarını belirtip, halkı serbest bıraktıklarını açıkladı.
28 Temmuz: Öcalan önemli olanın boykot kararı alıp, almamak değil, referandum sürecinde Kürtlerin varlığını kabul ettirmek olduğunu söyleyip, şu mesajları verdi: Ben bu koşullarda rol alamam, gerillaya ulaşmam gerekir. Bu koşullarda nasıl rol oynayabilirim?... Bana burada 7-8 sekiz yıldır dört kez bekleyin dediler, her seferinde seçim var dediler. Ama sonuç ortada. Bizi oyalıyorlar, durum budur
Ben referandumdan sonra oyalamaya izin vermeyeceğim. İşte referandumdan sonra bu sefer önümüzde seçim var, seçime az süre kalmış bahanesiyle oyalanmayı kabul etmeyeceğim
4 Ağustos: Koster bozuk olduğu için avukatlar İmralıya gidemedi ve Kandile, ateşkes talimatı verilemedi!..
11 Ağustos: Koster arızası devam ettiğinden avukatlar yine görüşemedi
Bu arada iktidar ve MİT, Öcalanla görüşme iddialarını yalanlama çabasına düştü.
13 Ağustos: Adalet Bakanlığı tekne kiralayıp, avukatları İmralıya gönderdi. Avukatlar belki daha Gemlike ulaşmamışken, Kandil ateşkes kararını duyurdu.
17 Ağustos: Öcalanın talimatı üzerine geçen hafta Demokratik Toplum Kongresi Başkanlığına seçilen Ahmet Türk, Kırılma noktasındayız. Biz Kürt sorununu iç dinamiklerimizle çözebiliriz diyerek, Cumhurbaşkanı Gülden randevu talep etti. Irak Cumhurbaşkanı Talabaninin randevu taleplerine olumlu yanıt verdiğini de vurgulayan Türk, Gülle görüşmenin, Talabani ziyaretinden önce gerçekleşmesinin çok iyi olacağını bildirdi.
Odatv.com
*****************************************
"100 bin, horoz, Gülo...Bu eşoğlu eşekler bi boklar karıştırıyorlar" Kibar Feyzo filiminden bir replik.
"Ateşkes, Gül(o), MIT, Fidan, Erdoğan, İmralı, Apo, Önderliğimiz, Kandil, Karayılan, Pazarlık, Boykot, evet.. Bu, ...... ..... .. .... karıştırıyorlar." Bu filimin adını, bu filimdeki kahramanlara (!) biat edenler, tapınanlar koysun.