Bolu Ağır Ceza Hakimi Facebooktaki kişisel sayfasında yazdığı yazıda 12 Eylül günü en büyük nimeti olan hür ve özgür iradesi ile vicdani kanaatinin elinden alınmak istediğini söyledi.
Bolu Ağır Ceza Hakimi Çetin Canbazoğlu, internetteki sosyal paylaşım sitesi Facebooltaki kişisel sayfasında pazar akşamı Bir Hakimin Feryadı başlıklı yazıyı paylaştı.
Canbazoğlu, halen, bağımsız yargının bir mensubu olarak Bolu Adliyesinde Ağır Ceza Hakimi sıfatıyla görevine devam ettiğini belirterek, şu satırlara yer verdi:
23 yıla varan meslek hayatım boyunca, bakmakta olduğum davalar hakkında karar verirken, hiç kimsenin tesiri altında kalmaksızın, sadece vicdani kanaatlerimin sesini dinledim; haklı olduğuna inandığım davaları kabul; inanmadıklarımı reddettim. Yargının bağımsız oluşundan aldığım güçle birilerini mutlu etmek için değil, kanuna ve hukuka uygun olarak, daima vicdani kanaatlerime göre karar verdim. Şüphesiz, mesleğimin icrası sırasında, kararlarımı etkilemeye çalışan unsurlar hep oldu; ama, ben, hiç birine kulak asmadım; telefon ettiklerinde ahizeyi suratlarına kapadım; odama girdiklerinde kapı dışarı ettim; kendi hür vicdanım dışında kimseye eyvallahım olmadı!
Çünkü, arkamda, mensubu olmaktan her zaman gurur duyduğum Büyük ve Bağımsız Türk Yargısı vardı!
Eğer, mensubu olduğum yargı kuvveti, bir yerlere bağımlı olsaydı, yargılamaya ilişkin yetkilerimi vicdani kanaatlerime göre değil, birilerini memnun etmek için, onların arzuları, çıkarları ve talimatları doğrultusunda kullanmak mecburiyetinde kalacaktım; bu durumda ise, haktan, hukuktan, adalet ve hakkaniyetten söz edilemeyecekti. Keza, yüce yargı, eğer bağımlı olsaydı, mesleğimi, yargıyı bağımlı hale getiren siyasi iktidar mensuplarının görüş ve talimatları yönünde icra ediyor; kararlarımı da (açıktan açığa olmasa bile, gizliden gizliye) onların emirleri doğrultusunda veriyor olacaktım! İşte, benim, bu en büyük nimetim, kendi hür ve özgür iradem/vicdani kanaatim, 12 Eylül 2010 pazar günü ne yazık ki, bir daha geri verilmemek üzere elimden alınmak isteniyor; bundan böyle, kolu-kanadı kırılmış bağımlı ve cüce bir yargının mensubu olarak siyasi iktidarların robotu haline getirilmek isteniyorum!
Hakim Canbazoğlu, Şimdi, buradan, evetçilere, şimdilik evetçilere, yetmez ama yine de evetçilere ve boykotçulara seslenmek istiyorum diyerek, yazısına şöyle devam etti:
Benim, bir hakim olarak, yargısal kararlarımı kanuna ve hukuka uygun biçimde vicdani kanaatlerime göre mi, yoksa siyasi iktidarlara mensup organ, makam, merci veya kişilerin emir ve talimatlarına göre mi vermemi istersiniz? Suçsuz olduğuna inandığım bir sanığı tam beraat ettirmek üzere iken, o sırada beni arayan kişinin aksi yönde karar vermemi emir buyurması üzerine (içim kan ağlayarak) mahkumiyetine karar vermem hoşunuza gider mi? Veya, tam tersi, eldeki delillere göre cezalandırılması gereken azılı bir faili, hakkettiği cezaya çarptırmak üzere iken, fütursuzca odama dalan birinin ya da birilerinin zoru ile beraat ettirmem, adalet duygularınızı incitmeyecek mi? İşte, anayasa değişikliği ile yapılmak istenen budur!
Asıl amaç, bugüne kadar bin türlü hileye, badireye, entrikaya, tertip ve düzene rağmen, hala bağımsız kalabilmeyi başarmış olan yüce Türk yargısını, idareye bağımlı bir robot yargı haline dönüştürmektir! Bundan, hiç şüpheniz olmasın! Ben halk oylaması sonrasında eskiden olduğu gibi, kararlarımı, yine kendi hür irademle baş başa kalarak vermek istiyorum; idarenin mümessilleriyle kafa kafaya vererek değil!
Ben, kararlarımda bana tesir etmeye çalışan kişilerin suratlarına eskisi gibi telefonu kapamak; odama girdiklerinde ise yine kapı dışarı etmek istiyorum; her telefon ettiklerinde esas duruşa geçmek ya da mahkemeye geldiklerinde onları baş köşelerde ağırlamak değil! Evetçiler/ Boykotçular, ne olur, mesleğimin biricik güvencesi, varlık sebebi, olmazsa olmazı, bütün gücü, kuvveti, güzelliği, hatta süsü olan hür irademi/vicdanımı lütfen, ama lütfen elimden almayın, onu bana çok görmeyin, beni birilerinin kulu, kölesi, ırgadı, marabası, kuklası, robotu haline dönüştürmeyin! Ne olur! Bağımsız Türk yargısının onurlu bir mensubu olarak gerekirse sizlere yalvarıyorum: Kararınızı lütfen bir kez daha gözden geçirin! Ne olur!
Canbazoğlunun hiçbir derneğin üyesi olmadığı öğrenilirken, Bolu Merkez İlçe Seçim Kurulu Başkanı olduğunu, bu yazının ardından tarafsız olamayacağı nedeniyle Yüksek Seçim Kuruluna dilekçe vererek görevden alınmasını istediği belirtildi. Yüksek Seçim Kurulunun da bu isteğine olumlu karar verdiği açıklandı.
ntvmsnbc