12 Eylül 2010 Referandum Sonuçları
#61
Gönderim zamanı 15.09.2010 - 16:13
#62
Gönderim zamanı 15.09.2010 - 16:25
Hangi psikolojik durum içerisinde olursa olsun, 82 anayasasına lehte oy vermiş bir toplum aklı başında bir toplum mudur?
26 maddenin hepsine birden oy verilmesini isteyen referandum sistemi, içinize sinmiş midir?
Darbeler önlenecek diye lehte oy veren bir sanatçının, 12 Eylül darbesini övmüş olması, sizin için bir anlam ifade ediyor mu? Darbeyi yapanın adının cadde sokaklardan kaldırılmasına taraf olup, darbeyi övenin adının kaldırılmasına bitaraf olur musunuz?
Eyvallah, yüz kişiden 58'i kabul etmiş ama, bir anayasa değişikliği için yüz kişiden 42 kişi hayır demişse, bunu toplumsal uzlaşma olarak görür müsünüz?
Koydu dediğiniz adamın, dört bir tarafına tehditler savurmasını, bir siyasetçi üzerinden, bir mezhebe saldırısını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu mesaj ebarah tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 15.09.2010 - 16:31
#63
Gönderim zamanı 15.09.2010 - 16:35
bu mümkünmü
yüzde 50.1 hayır çıksa bu zafer olcaktı ama %58 evet olunca yetersizmi oluyo =)
#64
Gönderim zamanı 15.09.2010 - 16:35
nerede atatürkün şart koştuğu demokrasi anlayışınız ?sittin sene yurdun başında olanlar bu insanlara ne kazandırdılar ? ne kazandırdılar ki, şimdi utanmadan, sıkılmadan, bu kadar ileri giderek kınama ve yargılama hakkını kendilerinde mevcut görüyolar ?
Konunu özü işte burada
Hedef Atatürk Mirası
Ben 1950 Sonrasından bu güne kadarı oalanı asla tasvip etmiyorum.
Taze evlenmiş Yeni gelin Rahmetli Annemin Kolundaki Bilerziklerin Sıyrılıp Adnan Menderesin Kasasına Makbuz Karşılığı verilmesinin nedenini sorguluyorum.
Marshall Planıyla Hak Kazanılmış Kredinin Çarçur edilip Boynuma dolanan ilk Borç Halkasının bu güne getirisinin hesabını soruyorum
Marshall Planıyla Kredi alan savaştan çıkmış Ülkeler yükselirken neden bizim safalete sürüklendiğimizin hesabını soruyorum.
Şim ki durumun ve Şartların Tavırların da O günlerden Kat ve kat daha kötü olduğunu görüyorum.
Sekiz yılda Alınan borcun 80 Yılda alınan kadar olduğunu görüyorum.
Cumhuriyetin Kuruluşu itibariyle Dişinden tırnağından artırarak yapılanların satıldığını Üretime dönük hiçbirşeyin yapılamdığını görüyorum.
Sen neyi neye göre nasıl görüyorsun.
Giderken ağaç altında yediği Karpuz Kabuklarının üzerine İŞEYEN Nasrettin Hoca Dönüşte aynı yere gelince Susayıp Buna değdi ona değmedi diye bahene uydurup Senin gibi karpuz kabuğu yemiyorum.
Umarım anlamışındır beni.
Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 15.09.2010 - 16:39
#66
Gönderim zamanı 15.09.2010 - 16:44
bütün seçimlerde bu civarlarda fark oluyo aga, %80 lerde çıksa asıl o zaman tehlike(!) olurdu gene en iyisi bu
aga %42 nin temsilcileri meclise gelmiyor başbakanı akıllarınca muhatap almıyor sen ne uzlaşmasından bahsediyosun
#67
Gönderim zamanı 15.09.2010 - 17:00
Konunu özü işte burada
Hedef Atatürk Mirası
Ben 1950 Sonrasından bu güne kadarı oalanı asla tasvip etmiyorum.
Taze evlenmiş Yeni gelin Rahmetli Annemin Kolundaki Bilerziklerin Sıyrılıp Adnan Menderesin Kasasına Makbuz Karşılığı verilmesinin nedenini sorguluyorum.
Marshall Planıyla Hak Kazanılmış Kredinin Çarçur edilip Boynuma dolanan ilk Borç Halkasının bu güne getirisinin hesabını soruyorum
Marshall Planıyla Kredi alan savaştan çıkmış Ülkeler yükselirken neden bizim safalete sürüklendiğimizin hesabını soruyorum.
Şim ki durumun ve Şartların Tavırların da O günlerden Kat ve kat daha kötü olduğunu görüyorum.
Sekiz yılda Alınan borcun 80 Yılda alınan kadar olduğunu görüyorum.
Cumhuriyetin Kuruluşu itibariyle Dişinden tırnağından artırarak yapılanların satıldığını Üretime dönük hiçbirşeyin yapılamdığını görüyorum.
Sen neyi neye göre nasıl görüyorsun.
Giderken ağaç altında yediği Karpuz Kabuklarının üzerine İŞEYEN Nasrettin Hoca Dönüşte aynı yere gelince Susayıp Buna değdi ona değmedi diye bahene uydurup Senin gibi karpuz kabuğu yemiyorum.
Umarım anlamışındır beni.
bana yedirdikleriniz için sağolasınız. çok ışık, çok aydınlık gördüm sizi.
şu saatten sonra benim buraya yazmam hiç bişey ifade etmez. çünkü siz daha ideolojinin dibindesiniz. geçmişinize ve yaşadıklarınıza ideolojilerinizden sıyrılıpda bakmanız lazım. insanları salak aptal ahmak kör bunak cahil diye sınıflandırdığınız zaman etrafınızda konuşacak kimseleri bulamazsınız bi süre sonra. tavsiyemdir. daha düzgün durun. daha düzgün bi yerde.
50 lerden sonra ki siyaset anlayışını tasvip etmediğinizi söylüyosunuz. neyin peşindesiniz siz ? nasıl bişey hayal etmiştiniz. nasıl bi yönetim adamı. yapalım hemen ondan. sonra sizin dışınızda ki beğenmeyenlerde elleriyle şekil verip düzeltsinler. havura böyle sürsün bu. sizin tıkandığınız nokta işte bu, insanların hepsini aynı anda memnun etmek oldukça güçtür. ama ciddi bi kısmını memnun eden bi yönetim adamı varsa ortada, ona saygı duymak ve ona tabii olanları aşağılamamak da bi erdemdir.
bişeyler yazmışsınız orada. bilezik milezik varsa bi sıkıntınız, ve haklı olduğunuza inancınız, başvurun mahkemeye. avrupa insan haklarına kadar yolunuz var. neden kendinizi , elinizde ki bu hakdan mahrum edip, içinize atıyosunuz ki ?
şuna çok güldüm;
savaştan çıkmış Ülkeler yükselirken neden bizim safalete sürüklendiğimizin hesabını soruyorum.
ilahi siz. ülke sefalet içerisinde miymiş ? bu nerden baktığınızla alakalı genç.
insanların hukuk sistemini pert edip ali cengiz oyunlarıyla küçümsediler zamanında. boru diye lav silahlarını yutturmaya çalıştılar. sivil mahkemede yargılandıktan sonra, suçu sabit görülüp otuzdokuz yıla mahkum edilen adam/asker, askeri mahkeme vasıtasıyla tahliyesini gerçekleştirdi. bunlara diyecekleriniz var mı ? yok mu ? hadi selamualeykum
Bu mesaj epru tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 15.09.2010 - 17:03
#68
Gönderim zamanı 15.09.2010 - 17:02
Öncelikle şu ''koydu'' lafım içinbir şey söyleyiyim, bunu hakaret vari olsun diye söylemedim... Bir anlık bir şeyle yazdım... Buradaki herkeside tenzih ederim...
Diğer sorulara gelince..
Sizin yaşınız gereği o günleri görmüş olabileceğinizi öngörüyorum... Şimdi şunu söylemeliyim ki o dönemde yapılmış bir askeri darbe dönem itibariyle haklı tarafları vardı... Ben burada darbeyi övmüyorum, yanlış anlaşılmasın,o dönem için gerekli bir hamleydi...Ancak yapılan uygulamalar her iki tarafa karşı insanlık dışı muamelelerin hiç bir haklı tarafı olamaz.... O dönemi yaşayan bir çok kişide askerin bu hamlesinin ülke içindeki huzursuzluğu, anarşiyi bitirdiği konusunda hem fikir... Tekrar söylüyorum ama yapılan insanlık dışı muamelelerin hiç bir geçerli sebebi olamaz...
Ben bu paketi darbe anayasası değişecek diye savunmadım... Zaten bir çok kere bu anayasa değişti... Ama burada sırf bu anayasa değişikliğini istemeyenler 82 anayasasını kutsadı... Geçmiş sayfaları okursanız bunları görürsünüz...
Maddelerin topluca oya sunulmasında bir anormallik yok bana kalırsa, hayır diyenler zaten iki madde için hayır dediler... tek tek sunulsada bu maddelerin kabul göreceğini düşünüyorum...
Neden mi..? Aslında kimsenin umrunda değil bu değişiklikler, halk bir değişim istediği için bu maddelere evet dedi... Ve bana kalırsa da Akp'nin girdiği her seçimi kazanması tamamiyle bir tepkidir...
Bunun geçmişte bir çok örneği mevcut, Adnan Menderesin iktidarı, 72'de İsmet İnönünün çekilmeye zorlanması Ecevitin başa gelmesi ve Chp iktidarı, 28 şubat süreci ve Akp...
Bu gün Türkiye'de hükümetin kadrosuyla başa çıkabilecek bir muhalefet kadrosu sizce mevcut mu...? Yani Akp' yi devirebilecek bir dinamizm mevcut mu...?
Yapılan muhalefete bir bakınız... Söylemler, yapılan eleştiriler hep eskimiş siyasetin ürünü... Üstelik Hayır kampanyasının başını çeken kişi oy kullanamayarak kendisini resmen dinamitlemişken akp nin iyi çıkmasına şaşırmamak gerek...
Dikkatinizi çektimi bilmiyorum... İzmir'de evet oyları beklenenin çok üstünde çıktı... Sizce bunun nedeni ne..?
Tayyip Erdoğan'ın bu kadar çok eleştirilmesinin sebebi bu sizin bahsettiğiniz çkışları yapmasından dolayı ve bende bunu şiddetle eleştiriyorum... Yanlış bir şeyi savunacak halim yok...
Bilmiyorum dinledinizmi başbakanı ama bu uzlaşmayla ilgili açıklama getirdi.. Ve anayasa çalışmalarında her partinin milletvekili sayısına bakılmaksızın 2 üye vererek ortak bir komisyon kurup bu paketi hazırlanmasını teklif ettiklerini bunun reddedildiğini söyledi... Buna hiç bir partiden yalanlama gelmedi dikkatinizi çektimi bilmiyorum...
Son olarak şu baskı meselesi, eğer bir partı özgürlükler ve haklar söylemiyle çıkıyorsa, kendi dışındaki bir kararada saygı duymalıdır... Çünkü siz herkese özgürlük vaad ediyosunuz... Söyleminiz bu, ama siz birisi evet dedi diye ihraç ya da linç kampanyası başlatırsanız burada bir tutarsızlık vardır... Sizce bu normalmidir..?
#69
Gönderim zamanı 15.09.2010 - 19:53
Olaya tersten yaklaşalım; Olaylar darbeyi mi davet etti yoksa darbe için mi olaylar tezgahlandı? Darbe olduğu anda olayların bıçakla kesilir gibi duırmasını düşündüğümüzde bu sorunun cevabını da vermiş oluruz. Dolayısıyla, 82 anayasasının kutsnacak bir tarafı yok şahsımca. Yine şahsım adına, 82 anayasasının %92 kabulüyle, bugünkü referandumdaki oranın karşılaştırılması, yine şahsım adına tamamen esprili bir yaklaşımdan öteye geçmemiştir.
Mecliste, 2 madde dışında kalanların kabul edileceği garantisi muhalefet partilerince AKP'ye duyuruldu. Diğer 2 madde için referandum yapalım denildi. AKP bunu kabul etmedi. Kaldı ki tarafımca, diğer 24 maddenin dahi bir kandırmaca, bir tuzak bir göz boyama olduğu, gerek yaptığım yorumlarca gerekse yaptığım alıntılarla belirtildi. Bir kamu çalışanı, bir işçi olarak beni direk ilgilendiren sendikalaşma, grev, toplu iş sözleşmesi konularında, gözümüzün içine bakıla bakıla yalan söylenilmesini defalarca anlatmaya çalıştım. Bilahere, son sözün yine hükümetin kadrolarından oluşan insanların söylediği bir toplu iş sözleşmesi nasıl olur da bu etiket altında sunulur, takdirlerinize sunmak isterim. Birden fazla sendikaya üyelik diye sunulan sözde hak: Hükümete yakın sendikaya üye olmayanların ne hale düşürüldüğünü görseniz, bilseniz içine tükürürsünüz böyle hakkın. İETT ve benzeri, çoklu sendikaların bulunduğu işyerlerindeki durumu en iyi içinde bulunanlar biliyor. Çalışan, bir haksızlığa uğradığında, çalışan adına sendikası mahkemelere başvuruyordu. Şimdi ise bu başvuruyu çalışanın yapma zorunluluğu getiriliyor. Götü boklu tüketici mahkemesinde bile sonuç almak, uğraşmak, boşta gezen bir vatandaş için bile işkenceye dönüşmüşken, çalışan işi gücü bırakıp mahkeme kapılarına düşecek, bu iş için olmayan parasını harcayacak. Sen bana, kopyala yapıştır yapma düşüncelerini yaz diyorsun ama, ben ne bir çalışma yasası hukukçusu, ne ceza yasası hukukçusu, ne anayasa hukukçusuyum. Onun için, kendimle ilgili bu makyajlanmış sendikalaşma yasasına ait bir link vermekten kendimi alıkoyamayacağım sevgili posedion. http://www.radikal.c...0&CategoryID=42
Elbette mevcut anayasa antidemokratiktir, elbette bu halka yakışmıyor, elbette değişmesi gerekiyor. Cunta anayasasını değiştiriken, sivil dikta kurmak için, tuzak maddeler, göz boyamalar ne oluyor peki? Halk, istediği değişimin, değiştikten sonra kendisinden neler götüreceğini düşünmemiştir. Bu düşüncesizliktir beni çileden çıkartan, sinirlendiren.
AKP, doğuruldu, beslendi, büyütüldü ve arzı endam edildi. Bugün, AKP'ye karşı seçenek yok derken, başka arzı endamları düşünmek, beklemek gerekeceği, siyasi tarihimizde örnekleriyle orta yerde duruyor.
"Son olarak şu baskı meselesi, eğer bir partı özgürlükler ve haklar söylemiyle çıkıyorsa, kendi dışındaki bir kararada saygı duymalıdır... Çünkü siz herkese özgürlük vaad ediyosunuz... Söyleminiz bu, ama siz birisi evet (HAYIR) dedi diye ihraç ya da linç kampanyası başlatırsanız burada bir tutarsızlık vardır... Sizce bu normalmidir..?"
Parantez dışı ile birlikte içiyle de katılıyorum bu sözlerine.
#70
Gönderim zamanı 15.09.2010 - 20:17
Değişiklikler Kaydedildi...
#71
Gönderim zamanı 16.09.2010 - 11:13
Daha doğru dürüst Türkçe bilmeden, bitişik misinler, bitişik deler, dalarla , üç kuruşluk sokma akıllarla facebooklardan, messengerlardan, e-maillerden arsızca evime girip evet hayır propagandası yaptın.
Alyanoy batmış, Hasankeyf gitmiş, Munzur kül olmuş umurun da olmayıp memleket elden gidiyor goygoyu yaptın...
İlahi sabotaj
Bu arada nasıl oldu anlamadım dünkü yazımda umurunda olarak yazdığım söz umurun da diye çıktı. Benim tipik hatalarımdan biri değil. Ben son harfleri yazmayı unuturum genelde. Bilgisayarımı açıp kendi yazıma tekrar baktım, doğru yazmışım. İnternet versiyonunda düzeltilmesi için hemen mail attım, fakat nasıl bir talihsizlikler zinciriyse bu mail yerine ulaşamamış. Akşama doğru, okurdan ve arkadaşlardan bir kamyon laf işittikten sonra ancak düzeltildi. O dayı ben ayırmadım... O dayı ben ayırmadım... O dayı ben ayırmadım... O dayı ben...
http://haber.gazetev...329057/1/Gundem
#72
Gönderim zamanı 16.09.2010 - 11:18
#73
Gönderim zamanı 16.09.2010 - 13:33
şu saatten sonra benim buraya yazmam hiç bişey ifade etmez. çünkü siz daha ideolojinin dibindesiniz. geçmişinize ve yaşadıklarınıza ideolojilerinizden sıyrılıpda bakmanız lazım. insanları salak aptal ahmak kör bunak cahil diye sınıflandırdığınız zaman etrafınızda konuşacak kimseleri bulamazsınız bi süre sonra. tavsiyemdir. daha düzgün durun. daha düzgün bi yerde.
Alınganlık gösteriyorsun.
Ben durduğum yerin farkındayım. Bulunduğum yere de hakimim siz merak etmeyin .
İnsanlar Hak ettiğiyle Yaşar.Ben bu söze çok önem veririm.
Demokrasilerde Siyasiler Cehaleti de Baskı aracı Olarak kullanılabilir. Bu da çok doğal bir davranıştır.
Bu günkü Manzara bunu arzediyor.
Ne kadar Ekmekse O kadar köfteyle de biz de İdare etmeye Çalışıyoruz.. Türk Halkı gayretlenene kadar böyle gidecek gibi de gözüküyor. Demokrasinin cilveleri. Katlanacağız.
Toplumun Kapasitesi Bu kadar.
Bak yine bir önceki yazdıkların gibi Aynı noktada buluştuk.
Neydi;Siyasetçiler.
bişeyler yazmışsınız orada. bilezik milezik varsa bi sıkıntınız, ve haklı olduğunuza inancınız, başvurun mahkemeye. avrupa insan haklarına kadar yolunuz var. neden kendinizi , elinizde ki bu hakdan mahrum edip, içinize atıyosunuz ki ?
Bizim İnsanımız yumuşak yüreklidir.
En önemlisi Devlet Onlar için BABA gibidir.
O günlerde Devletin elini açıp oradan buradan borç dilenmesine alışık olmadığından minik servetlerinden vaz geçmişler. Hibe etmişler.
Kasası Tam takır bırakılmış Üstüne üslük bir de borç alnmış Aldığı borcun Faizini bile ödeyemeyecek kadar Sefil bir Devlete Devlet Baba denilebilirmiydi ki o zamanlar.
İşte Atatürkün Mirasına sadık İnsanların Tavrıdır bu.
Nedir o Tavır.
Bağımsız değil. Tam Bağımsız Türkiye Tavrı.Namus gibi algılanırmış O günlerde.
Birde Adnan Menderesin Yargılanması gündeme gelince
Feda olsun demişler Yakıp yırtmışlar Makbuzları.
Bu Tavırlar belki şimdi size Yabancı geliyordur.
Balkan savaşından, O günlere, Savaştan ve Yokluktan Çıkmış İnsanların Yorgun düşüncelerinin Sahiplenme Dürtüsüdür herhalde.
O günün gençleri de aynı duygularla yetiştirildi.
Şaşırmışsın.
Şaşırmak isteyen Şaşırır
Allah Şaşırtmasın...
Önceki yazımda;
savaştan çıkmış Ülkeler yükselirken neden bizim safalete sürüklendiğimizin hesabını soruyorum. Deiştim.
Demişsiniz.ilahi siz. ülke sefalet içerisinde miymiş ? bu nerden baktığınızla alakalı genç.
Sevgili Epru.
Önce Şunu söyleyeyim Orta yaşın Üzerindeyim ama bir genç kadarda da Güncel olduğumu da söyleyebilirim. Baktığım yönü çok iyi analiz edip öyle konuşuyorum
Şimdi Yazacaklarımı Umarım sıkılmadan okursun.
Bildiğiniz gibi,
Cumhuriyet kendi kaynaklarıyla Borç alınmadan Tam anlamıyla sıfırdan Kuruldu.
O günlerde Yetişmiş Eğitimli İnsanı bırak doğru dürüs okuma yazma bilen bile yoktu.
Okuma Yazma bilenler Parmakla gösteriliyordu.
Çiçeği burnunda yeni Devlet; zeki,akıllı,bilgili, bilinçli ve çalışkan İnsanların elleri üzerinde emekle, Öz veriyle, KENDİ kaynaklarını kullanarak Hızla Yükseliş içindeyken bu süreç ne kadar devam etti?
Ne zamana Kadar gitti?
Taa ki Demokrat Parti gelene kadar.
DP Geldi döndü yuvarndı !!
Zaman geçti Gün geldi devran döndü.
Demokrat Partiden İtibaren Alınan Borca da Rağmen HAZİNE tam takır kuru bakır dingil dingil öten koyun çanı gibi tıngırdamaya başladı.
FOL YOK YUMURTA YOK. SAVAŞ YOK DEPREM YOK SEL YOK YANGIN YOK. YOK OĞLU YOK YOK YOK DA YOK.
Tamam da Hazinede Para da yok.
1955 İtibariyle İnsanlar çaresiz umutsuz bir durumda Gavur dedikleri gurbet ellere yüz sürdüler, yöneldiler.
Çünkü Yıkıntılar içinden Yeniden ve tekrar doğrulan Kalkınan Avrupa Onları çağırıyordu.
Yollara düştü sıra sıra tek tük insanlar.
Sonra Gruplar halinde.
Daha sonra Katar katar Trenlere tıka basa doldurularak gittiler.
Kim bu Alamanya yollarına düşen İnsanlar ?
Üzerinde Emek verilmiş para harcanmış Nitelikli , Meslek sahibi ülkesini kalkındırmak için yetişmiş insanlar.
Türkiyenin geleceğini inşaa edecek yeni nesil.
Tekrar Yazıyorum ki kulağında çınlasın diye.
Bu bahsettiklerim Yetişmiş nitelikli meslek sahibi insanlar.Yani Ağır sanayinin Yani Makina Üreten Makina sanayisinin insanları
Almanya Kucağını Açmış bunlara bekliyor.
Yollarını gözlüyor Adata yalvarıyor.Gel ne olur gel diyor Yeterki gel ben seni rahat ettireceğim diyor.
Gelen İşçileri Bando Mızıkayla Tren istasyonlarında Törenle Karşılıyorlar.
Çalışacağı Fabrika Göz nuru dökeceği Tezgah yatacağı yer bile belli.
Cumhuriyetin Kıt kananat öz veriyle yetiştirdiği bu İnsanlar işte o insanlar
TÜRK EKONOMİSİNİ KALKINDIRMAK İÇİN YETİŞTİRİLDİLERAlmanların Kucağına düştüler.
Alman EKONOMİSİN KALKINDIRMAK İÇİN GÖKTEN ZEMBİLLE İNER GİBİ İNDİ bu İnsanlar.
Bir tarafta;
Bilgisiz, İlgisiz,Basiretsiz yanlış ve hatalı Yatırmlarla Avrupa Jet sosyetesine özentili yaşam tarzlarıyla Aldığı borcun Faizini bile Ödeyemeyek durumdaki basiretsiz İnsanlar
Dğer tarafta;
Ailesini çocuğunu sevdiklerini yerini Yurdunu Bırakıp gurbet yolculuğua çıkanlar.
Bir diğer tarafta ;
USA, Borca Karşılık borç ile Türkiyenin GIRTLAĞINI AVUCUNUN İÇİNE İYİCE YERLEŞTİRİP 1919 Önceki hayallerini yeniden ve tekrar hayata geçirme Planları için Yepyeni bir Fırsat yakalamanın zevki içinde Klasör ve dosya açma günlerindedir.
TÜRKİYENİN GIRTLAĞI O GÜNDEN BU GÜNE sımsıkı, daha sıkı, daha da sıkı, daha kuvvetli, daha da kuvvetli, SIKILIYOR.
O günlerde Duyunu Umumiye Hayalleri yeniden başlıyor.
Bu günlerde ise Duyunu Umumiye Hayallerine Ulaşmaya ramak kaldı.Şimdi Sıcak Parayı Sel gibi Türkiye’nin üzerine akıtıyor.
Fakat!!
Bir ŞARTLA DİYOR.
Üretme diyor. Sakın haaa Üretme.
Harca diyor.
Fabrika mabrika neyim meyim asla ve kata kesinlikle yapma diyor.
Ticaret yap diyor.
Parayı Mega Alışveriş marketlerine yatır diyor.
Çok Lüks binalara harca parayı diyor.
İçini sen düşünme Aklına gelen herşeyle ben doldururum diyor.
Paran bitince yine gel diyor.
Daha sonraki Megalar bir öncekine göre daha Işıltılı daha lüks daha şatafatlı olsun diyor.
Sen merak etme içini ben doldururum diyor.
Taşla, Toprakla, Ot'la, hayvanla Uğraşma diyor.
Ben sana üretirim diyor.
Yediğini içtiğini ben önüne hazır paketler halinde koyarım diyor.
Siz şimdilik domates biber patlıcanla idare edin yakında onlarıda Tohmunu ben verecem diyor.
Üretme diyor.
Harca, harca ben yine borç veririm sana diyor.
Bankaları bana sat, Sanayini bana sat. Arada Seni de görürüm diyor.
Halkına krediyi de ben vereceğim diyor.
Harcat daha çok harcat diyor.
Halk tek tek Aile Aile Fert fert sana değil doğrudan bana borçlansın diyor.
Sat diyor;
Cumhuriyet’den Kalan ne var ne yok sat diyor.
İzi bile kalmasın kazıt diyor.
Satarkende yine ben seni görürüm diyor.
Şimdi;
Geldiğimiz noktada
Alacaklar birikti.
Borç verenler;
Parmağıyla göstere göstere istiyor.
Şurayı şurayı şurayı İstiyorum diyor.
Bizimki veririm vermesine de
Anayasa Mahkemesi her seferinde Takozu Koyuyor.
Sana son Şans diyor.
Değiştir şu Anayas M. Yapısın Yoksa sana Su bile yok diyor.
Türk Halkının %99 müslüman olduğu halde.
Yüce Yaradan Nasıl gelirsen gel ama Kul hakkıyla gelme dediğinden dolayı..
Okyanus Ötesindan gelen Vahyi ile.
İslamı, Ilımlısıyla . Dinini de Ilımlı İslamla değiştirip gönül rahatlığıyla Haram yiyenlarin saltanatına onay veriyor.
Kul Hakkı yiyenlere yardım ve yataklık yapanlara Kur'an Ne diyor Umursamıyor.
Huşu içinde, Sanki Kabe duvarına yüz sürer gibi Sandığa yüz sürmak için Koşuyor. Allahın gönderdiği Gerçek Kur’an Dinine Kazık Atmak için adeta Yarışıyor.
Sevgili epruinsanların hukuk sistemini pert edip ali cengiz oyunlarıyla küçümsediler zamanında. boru diye lav silahlarını yutturmaya çalıştılar. sivil mahkemede yargılandıktan sonra, suçu sabit görülüp otuzdokuz yıla mahkum edilen adam/asker, askeri mahkeme vasıtasıyla tahliyesini gerçekleştirdi. bunlara diyecekleriniz var mı ? yok mu ? hadi selamualeykum
Adam ne dedi*
Lav silahı Tek Kullanılımlıktır. Bunlar Kullanılmış Silahlardır.
Yani Şimdi Bunların BORUDAN FARKI YOKTUR.
Sevgili epru
Tek yanlı yandaş medyanın eksik ve yalan beyanatlerının Etkisini görüyorum sende.
Biraz SİRKELEN BAK ETRAFINA çok farklı olduğunu göreceksin.
Aleykümselam
Hoşçakalın.
Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 16.09.2010 - 14:58
#74
Gönderim zamanı 16.09.2010 - 20:11
bakın ülkede artık darbe anayasasının kesinlikle hiç bir arka çıkıcısı kalmamıştır. liberali, sağcısı, solcusu , koministi. artık hepsi darbeyi savunmadığı gibi sivri dille eleştiriyolar. burada mutabık olalım istiyorum.
çünkü, vaktiyle türkeş, o zaman ki iktidara tek bi şartla, o da varolan ana yasa da bazı değişikliklere gidilmesi şartiyle ve o sözü aldıktan sonra güvenoyunu vermişti.90 seçimlerinde de dyp ve sanırım shp idi. ikitidar da bulunan bu iki parti daha demokratik bi yasa tasarısı hazırlamışlardı. amaçları oydu. sevgili chp lideri baykal'ın darbe anayasası için buyurduğu " mevcut yasanın temeli hatalı " cümlesi, evvelden günümüze değin, hemen hemen tüm siyasi partilerin ve anlayışların mevcut anayasayı tasvip etmediklerinin birer kanıtı değil mi? senelerdir, darbe anayasasını sivri dille yerden yere vuran kesimlerin (siyasilerin) şimdi bu değişikliklere çıldırmlarının nedeni, üzgünüm ama ufak siyasi hesaplar. hzırlanan pakedin karşısında durmalarının asli nedeni emin olun bu.
yurt geneline faideli olsun ya da olmasın, yapılan ya da yapılmak istenen her icraate, gözü kapalı muhalefet yapmayı kendilerine ilke edinen muhalif partilerin, şimdi bir uuu dönüşüyle hayırcı kesilmeleri sanırım bi bana ilginç geliyo.
şimdi, tüm bunların sonrasında, siyasilerin dışında ki hayırcıları konuşalım biraz da. sizden, eberahdan, makrowdan, ondan , bundan, şundan bahsedelim.
hazırlanan yasa da ne var ne yok diye merak bile etmeden, okumadan hayır diyenler. bunların var ya, sayıları hiç de az değil.sonra, yüksek lisans mezunu olup da, her fırsatta "bu milllet bu kadar cühela olduktan sonraa...." gibi girizgahları mevcut olan küfre dayalı cümlelere uzanan/ sarfeden lakin henüz neye onay vermediğinin farkında olmayan insan evlatları tanırım ben. hukuk okuyup da, face de şurda burda tüm zamanını harcayıp, 10 dakıkasını hazırlanan yasayı okumaya ayırmadan "evetcileri" vatan hainliğiyle atfedenleri bilirim.evinde işinde kotası sınırsız adsli olup da hazırlanan yasayı okumaktan erinen zihniyeti tanırım.
işte siyasiler de; ( hayırcıları) pakedi okumadan, sırf erdoğana aldıkları garddan ötürü, hiç uğraşmadan yorulmadan ikna edebilecekleri bu kesimin üzerine yumuluyo haliyle. erdoğan meydanlar da hazırlanan yasanın okunup incelenmesini anlatırken, talep ederken, muhalefet, hayır diyin bize güvenin, den öteye gidemiyo. bu çok şey.
çok samimi söylüyorum; muhalafet partisiyle, akp nin resmi sitelerine girdiğinizde durum şöyle:
siteye giriyosunuz ve hazırlanan yasayı okumak için dizayn edilmiş, değişen maddeler, tıkını görüyosunuzz. ve muntazam bi şekilde okuyosunuz. /akp resmi sitesi/
muhalefetin sitesinde ise, neden hayır, gibi bi tık görmek istersiniz laaaakin, gördüğünüz " türk milleti hayırseverdir, hayır de hayır bul,hayırlı referandumlar" vb gibi sloganlardan öteye gidememiş bi anlayış olur.
ve ben bunları okuduğumda, gördüğüm de, izah etmeye çalıştığımda, yanlı ve yandaş medyanın etkisinde kalmış olurum. size göre. komedi.
bana göre.
ezsatır, muhalefetin güdümünde olan sistem yavuklularının aslında hayır deyip de kahramanlıklarını ilan etmeye çalıştıkları şey, daha kitleye açık, fazla özgür ve çok sesli merciilere sırt dönüşleridir.
şimdi bi de hazırlanan yasayı sırf muhalif olmak için okuyanlar mevcut. valla. erdoğanla olan husumetlerinden mütevellit, körü körüne hayırı basanlar. eğer yasanın tamamını erdoğan ve yandaşları hazırlamışsa vardır bunda bi piçlik deyip, okduklarını anlamakdan aciz olanlardan bahsediyorum.evet.
misal, memur kesime tanınmamış olan grev hakkına celallenip hayır uleeen ! diye yırtınanlar, lokavt hakkının tanınmadığı devleti farketmekden kaçınıyolar. neden ? yani bunlar, acaba nerede ve nasıl değişiklikler öngörülmüş bi düşüneyim hele'den çok, acaba nerede ve ne tür değişiklikler yapılmamışın, peşindeler. bana göre sizde onlardan birisi ikisi üçüsünüz.
askeri mahkemenin hazırladığı yasayı, " tsk yı sivilin eline veriyolar " zihniyetiyle okuyanlar, neden korkuyolar ? neden korkuyosunuz ya ? mahkemelere mi güvenmiyosunuz ? tsk ya mı itibar etmiyosunuz ben anlamadım ki ? şayet mahkemeye itibar etmiyosanız, öyleyse bu tümceyi niçin sadece tsk için sarfediyosunuz ? bu vatanda onlarca berber, yüzlerce dişçi, binlerce dansöz, yüzbinlerce eğitim insanı yargıda yargılanırken, onlar için aynı cümleyi neden sarfetmiyosunuz ?neden, terziler, dişçiler, eğitimciler sivilin eline veriliyo, şeklinde yaygara koparmıyosunuz? bu kıt ideolojiyle, zaten yemediği nane kalmayan tsk ya var olan güveni daha da alta çektiğinizin idrakında değilmisiniz ? pardon, misiniz ayrı.
şimdi meselam, hazırlanan yasayı okuyup da hayır diyenlerin, çok sesli bi kurumun meydana getirilmesini, aza sayısının çoğlamasına karşılık, yetilerinin, abartı olduklarını söyledikleri cumhurbaşkanının, direkt olarak tahsis ettiği aza sayısın da bi değişiklik olmamasını - kısmen azalmasını, farketmek istemeyişleri bi bana mı tuhaf geliyo ?
bu kadar muhalefet neye yani ? niye ? şikayetçi olup da sıraladığınız korkularınız sadece varsayım. bu topraklar üzerinden yüz yıllardır varsayımlar üretildi, çöpe atıldı, yeniden üretildi, sakız gibi ağızda dolandırıldı. ve çöpe atıldı. bunlara zaten aşinayız. da ben hakkatten anlamıyorum bu kadar korku neden ? varsayımlarınızı koltugun kenarına bırakıp öyle söyleyin.
nedenini suçunu bilmeden tsk dan gönderilen, akabinde etiketlenmiş bi hayata itilen, ve kimi demokratik haklarından mahrum bırakılan mağdurları da görmüyo musunuz waranko ? ama siz mağdurdan bile mağdur, profesörden bile profesör olmuşsunuz maşallaah.
netice itibariyle, ülkenin elinde artık nefis bi fırsat var. evvelce görülmemiş nefis bi fırsat.
oyalamayalım beynimizi, içimizi, kendimizi. evet hayır belki nasip kısmet, bunlardan öte bişey önümüze sunulan. vesayetçi, demokrasiden uzak, insanları devlete tabii tutan, hizmetkar vari tutumları olan, sınıflanma yanlısı, darbe anayasasına inen osmanlı tokadı bu. tamamlı ve temelden değişime hazır hale getirilecek bir anayasadır bu. buna ben inanıyorum. ülkenin % 58 i inanıyor. kanka bile inanıyo. siz de inanmayı deneseniz de kabus gibi çökmeseniz. edebiyat parçalayıp da yandaş medyanın sümsüğü olmuşsun der gibi tavır takınmasanız. ima ettiğiniz gazetelerin, kanalların hiç biriyle ilgim yoktur. atmasanız ?
bu postum sonrasında, beni doyuracak bi yanıt alamayacağımı düşündüğümden, cevap vermemeyi düşünüyorum. zira çok sevimsiz ve sıkıcı bi hal almaya başladı bu durum. e bende de kalp var malum hadi ben gideroğlu
#75
Gönderim zamanı 16.09.2010 - 20:40
şu özelleştirme vb den konuşulması da çok komik çünkü özelleştirme hükümet deil devlet politikasıdır ve oldukçada güzel bi olaydır çiftlikler kurutuldu halkın sırtından geçinenler azaldı ya bu yaygara bundan.
telekom olsun tekel olsun satılan hizmetlerden alınan vergiler halen hazineye gelmektedir yani sigara satılınca tamamını yada tel faturasının tamamını şahıslar almıyor hazine hakkını hemde hiç emek sarfetmeden gereksiz bi sürü memur çalıştırmadan sıfır maliyetle alıyor.
özelleşen kurumlarda 100 kişinin yaptığı işi doğal olarak 2-3 kişiye yaptırdıklarından kar etmeleri çok doğal
acaba bu eleştirenlerin hangisi 2 kişinin yeteceği kendi dükkanlarına 100 işçi alır
maksat eleştiri olduktan sonra gözün üstündede kaş var
#76
Gönderim zamanı 16.09.2010 - 21:13
#77
Gönderim zamanı 17.09.2010 - 15:20
Anayasa paketinin sendikal haklarla ilgili bölümüne dikkatle bakın, statükoyu ve uluslararası çalışma hukukuna karşı direnci göreceksiniz
AZİZ ÇELİK (Arşivi)
Anayasa paketine evet diyenlerin bir bölümü, paketi eleştiren ve karşı çıkan solcular için bir entelektüel linç kampanyası başlattı. Anayasa paketini eleştiren ve hayır diyenleri “statükocu” ve “bürokrat aydın” olmakla, “Nizam-ı Cedit ideolojisinin devamcısı” olmakla ve 12 Eylül’ü desteklemekle itham ediyorlar. Bir yandan da bir taraftar ruh haliyle eksik ve yanlış bilgilerle paketi parlatmaya çalışıyorlar.
Anayasa paketine soldan evet diyenlerin bir bölümü, “evet”lerini kuvvetlendirmek için işçi haklarından, sendikal haklardan, grevden dem vuruyor. Paketin genel grev, siyasi grev hakkı getirdiğini, memurların sendikalaşma, toplu pazarlık ve grev hakkını içerdiğini iddia ediyorlar. Hükümete yakın sendikaların bile “evet” derken sendikal haklardan pek söz edemedikleri, daha çok sivilleşmeyi öne çıkardıkları koşullarda, soldan evet diyenlerin bir bölümünün bu iddiaları şaşkınlık verici.
Anayasa paketini parlatmak için sendikal haklara başvurmanın son örneğini Oral Çalışlar “Statükocuları anlıyorum, onlar ‘hayır’ desinler” başlıklı yazısıyla verdi (Radikal, 18.7.2010). Yazının başlığının vahameti bir yana şu ifadeye ne demeli? “Bu ‘gürültü koparan’ maddelerin yanısıra; memurların sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev hakkı (...) gibi çeşitli değişiklikler paketin içinde.” Paketin emekçilere sağladığı haklar konusunda bir diğer iddia ise çok daha fantastik: “12 Eylül’de yasak getirilen siyasi amaçlı grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, iş yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişlere de olanak sağlanacak” (Taraf, 20 Temmuz 2010).
Anlaşılan yılların köşe yazarı ve siyasetçisi de, muhabiri de aynı sorundan mustarip: Taraftarlık. Taraftar olunca sorgulamıyorsunuz, ince eleyip sık dokumuyorsunuz, yüzeyle ilgileniyorsunuz, detaya bakmıyorsunuz. Önce Çalışlar’ın, pakette “memura sendikalaşma, toplu sözleşme ve grev hakkı gibi değişiklikler var” iddiasından başlayalım. 1) Anayasada hiçbir zaman memura sendika yasağı yoktu ama memurların sendikalaşması fiilen engelleniyordu. 2) Memurlar 1980’lerin ortalalarından itibaren sürdürdükleri mücadele sonucunda sendikalarını kurdular ve nihayet 1995’te Anayasa’da değişiklik yapılarak bütün çalışanların sendikalaşma hakkı açıkça tanındı. Memura sendika hakkı bu pakette değil, 15 yıl önceki paketteydi. Bu pakette memurun sendika hakkı konusunda yeni bir şey yok. 3) Gelelim toplu pazarlık hakkına: 53. Maddede yer alan anlamsız “toplu görüşme” ifadesi yerine “toplu sözleşme” ifadesi konuldu. Ancak devamında çok vahim bir mekanizma olan “zorunlu tahkim” getirildi. Zorunlu tahkim örtülü grev yasağı, grevin imkansız olması demek. Dolayısıyla Çalışlar’ın iddiasındaki üçüncü unsur olan grev hakkı konusunda da Anayasa’da ilerleme bir yana, gerileme var. Paket grev değil tersine zorunlu tahkim getiriyor. Mesut Gülmez’in ifadesi ile bu hüküm “grev yasak demenin bir başka yolu” (Radikal İki, 28.3.2010). AKP sendikal haklar konusunda tam da Çalışlar’ın dediği gibi statükocu davrandı. Çalışlar, paketin sendikal haklarla ilgili bölümünü bir kez daha okusun ve okurun zekasıyla dalga geçmesin lütfen. Öte yandan Çalışlar’ın paketin diğer maddelerini de böyle özensiz okumadığı ne malum?
13 Eylül günü Türkiye
Anayasa paketinin siyasi amaçlı grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, iş yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişlere de olanak sağlayacağı iddiası ise bilgisizlik üzerine kurulu gayriciddi bir iddia. Bu ne demek şimdi? 13 Eylül günü Türkiye bir işçi hakları cenneti mi oluyor? İşçiler her türlü direnişi yapabilecek, öyle mi? En çok grev erteleyen hükümetlerden biri olan AKP, emekçilere envaiçeşit grev hakkı sağlıyor, öyle mi? İş hukuku ve çalışma ekonomisi bölümlerinde lisans düzeyindeki bir öğrenci bunları yazsa sınıfta kalır.
Peki nasıl oluyor da bu iddialar ciddi ciddi gündeme getiriliyor? Çünkü evet diyenlerin bir bölümü “evet” için her yol mübah anlayışıyla davranıyor. Paketin lafzını dahi anlamadan “evet” için tahkimat yapmaya kalkıyor ve ortaya böylesine trajikomik iddialar çıkıyor. Peki sendikal haklar konusundaki yanılgı nereden kaynaklanıyor?
Paket Anayasanın 54/7. fıkrasını yürürlükten kaldırıyor. Fıkra şöyle: “Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz.” Bu değişikliği düz mantıkla okuyanlar bütün bu grevlerin serbest hale geleceğini sanıyor. Oysa birazcık araştırsalar değişikliğin makyaj olduğunu anlayacaklar. Bu değişiklikle grev yasakları kalkmıyor, yeni grev hakkı sağlanmıyor. Grev yasağı statükosu korunuyor. Çünkü 54/1’deki asıl yasak sürüyor. Ne diyor 54/1: “İşçiler toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde greve başvurabilir.” Bu fıkra “menfaat grevi” dışındaki bütün grevlerin yolunu kapıyor. 54’ün özü budur. AKP, 54’ün özüne dokunmuyor. Statükocu davranıyor. Madde 54’te yer alan grev erteleme ve Yüksek Hakem Kurulu gibi yasaklara da dokunmuyor.
Dahası Anayasa’nın lafzından çıkarılan ama özünde korunan siyasi grev, genel grev ve diğer grev türleri yasa ile zaten yasaklanmış durumda ve AKP geçtiğimiz aylarda hazırladığı sendikal yasa değişiklikleri paketinde bu yasakları aynen korudu ve grev statükosunu koruma niyetini açığa vurdu. Bakın AKP tarafından hazırlanan o taslakta ne yazıyor: “Madde 31: Kanuni grev ve lokavt için aranan koşullar gerçekleşmeden yapılan grev ve lokavt ile siyasi amaçlı grev ve lokavt, genel grev ve lokavt ve dayanışma grev ve lokavtı kanun dışıdır. İşyeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler hakkında kanun dışı grevin yaptırımı uygulanır.”
Anayasa paketinin sendikal haklarla ilgili bölümüne dikkatle bakın statükoyu ve uluslararası çalışma hukukuna karşı direnci göreceksiniz.
*********************************************
Sevgili Epru;
Bu başlık ve referandum başlığı altında bana ait yorum ve alıntılarda neden hayır dediğimi anlatmaya, anlaşılacak dilden ifade etmeye çalıştım. Bir çalışan olarak, memurlara getirildiği söylenilen grev, toplu sözleşme haklarının da(!), gerçekte, makyajlanmış, aynı kendileri gibi maskelenmiş birer kandırmaca olduğunu da defalarca ifade etmeye çalıştım. Başka arkadşlar da, neden evet denilmesi gerektiğini ifade etmeye çalıştılar. Şimdi ne oldu, iş bitti... Bundan sonrasında neler olur, yaşayıp göreceğiz.
Sevgili sapac,
Çalıştığın kurumda kendini fazlalık olarak görüyorsan, kamu yararı adına, karlılık adına, verimlilik adına istifanı vermende hiç bir engel yok.
Bu mesaj ebarah tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.09.2010 - 15:22
#78
Gönderim zamanı 17.09.2010 - 17:32
artık maval okumayın rica ediyorum. bulunduğunuz ithaflar sadece ithaf. hiç bir dayanağı ve tutanağı olmayan şeyler. bana elle dokunulabilir göz okunulabilir belge niteliği kazanmış şikayetlerle gelin ki bende size aynı tonda açıklamalar da bulunayım aklımın erdiğince. bi kere ak parti ülkenin başında geçtiğin de satılacak yer mi kalmıştı allah aşkına ? senelerdir bankalar hortumlanmıyor, bu durum rahatsız mı ediyo sizi ben anlamadım ki ? neler yapılmıştan çok neler yapılmamışın peşindesiniz, şaşırıyorum ya.
Sevgili epru
Dur hemen öyle bir selam verip çekip gitmek olurmu!?
Hele bir nefeslen kendine gel.
Daha çay kahve içeceğiz.
Uzun bir sohbetimiz olacak.
Sizi sabırla dinledim siz de bir kulak verin hele.
Sevgili epru
Türkiye gerçeklerini iyi takip et yaşanmış gerçekleri oradan görürsün.
Özetle; Menderes
Türkiyenin Hazinesini Tıkır Tıkırdan
Tam takır kuru bakıra çevirerek
Amerika'nın Marshall yardımını alıp onu da tüketen . o yardım ile birilikte Amerika’yı bizim Sicil Amirimiz yapan Başbakan dır.
Kendisi çok yanlışlar yapmış fakat asılması da bir okadar YANLIŞ DI.
Gerkirse Daha geniş tartışırız.
Hortumlanmaya gelince;
Şimdi bunun AKP İLE NE ALAKASI VAR ALLAH AŞKINA.
Yani şimdi de Bankaların hortumlanmasını önleyen AKP mi oldu.
Vay canına!! Şaştım da şaşırdım kaldım.
Pes diyorum.
Sevgili epru
Kızgınlığımı ifade ettiğim zaman da niye böyle davranıyorsun diyorsun.
Yapma Allah aşkına.
Rahmetli Ecevitin Hakkını da burada gasp ediyorsun.Farkında bile değilsin Üstelik de bunu o zamanlar Kendine muhalefet eden Hiç hak etmeyenlere mal ediyorsun.
Durup dururken günaha da giriyorsun.
23 Haziran 1999 tarihinde yürürlüğe giren 4389 sayılı Bankalar Kanunu, bankacılık sistemine çeki düzen verdi. Kanunla bankacılık sisteminin düzenleyici-denetleyici çerçevesi yenilendi. Bu çerçevede Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kuruldu.TBMM'de 30 Ocak 2002 günü çıkarılan ve Resmi Gazete'de 31 Ocak 2002 günü yayınlanan 4743 sayılı yeni Bankacılık Yasası ile de yeni düzenlemeler getirildi.
Bütün bunlar Yapılırken O Günleri hatırlıyorumda SİZİN DİNCİ BASIN AYNEN ŞÖYLE DİYORDU.
BU " BANKA KURTARMA OPERASYONU" Dediler. . "Efendim, madem banka kurtaracaktınız, öncekilerini niye devletleştirdiniz? Dediler
Kurtarılması gereken bankalar değil, üretken sektördür" diye itiraz ettier
. Ettilerde ettiler dediler de dediler
Şimdi BAĞIRA BAĞIRA SÖYLÜYORUM.
İşte O gün BAĞIRA BAĞIRA BUNLARI DİYENLER ŞİMDİ KAYMAĞINI YİYORLAR.
SON DÜNYA KIRIZİNDE TÜRKİYEDEKİ BANKALAR NEDEN ETKİLENMEDİ.Neden?????????
HEPSİ DİM DİK AYAKTA
AKLINA ESEN DE KENDİ BANKASINI NEDEN HORTUMLAYAMIYOR?
Gelelim satış ve Pazarlama Meselesine
16.10.2005 - Milliyet GAZETESİ aynen şöyle yazıyordu.
"Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim."
Hadi buradan yak şimdi.
Dünya böyle bir Lidere tanık oldu!! Kim acaba!!??
Şimdi;
- Türk Telekom, Arap'ın.
- Telsim İngiliz'in.
- Kuşadası Limanı İsrailli'nin.
- İzmir Limanı Hong Konglu'nun...
- Araç muayene işi Alman'ın.
- Başak Sigorta Fransız'ın.
- Adabank Kuveytli'nin.
- İETT Garajı Dubaili'nin.
- Avea Lübnanlı'nın.
- Petkim? Ermeni'nin. (Kazak'a sattık, dediler. Kazağı bi çıkardık
Ermeni...)
- Rakı, Amerikalı'nın.
- Finansbank Yunanlı'nın...
- Oyakbank Hollandalı'nın.
- Denizbank Belçikalı'nın.
- Türkiye Finans Kuveytli'nin.
- TEB Fransız'ın.
- Cbank İsrailli'nin.
- MNG Bank Lübnanlı'nın.
- Alternatif Bank Yunanlı'nın.
- Dışbank Hollandalı'nın.
- Şekerbank Kazak'ın.
- Yapı Kredi'nin yarısı İtalyan'ın.
- Turkcell'in yarısı Finli'nin Rus'un.
- Beymen'in yarısı Amerikalı'nın.
- Enerjisa'nın yarısı Avusturyalı'nın.
- Garanti'nin yarısı Amerikalı'nın.
- Eczacıbaşı İlaç, Çek'in.
- İzocam, Fransız'ın.
- TGRT(Fox) Amerikalı'nın.
- Demirdöküm Alman'ın.
- Döktaş Fransız'ın.
- Süper FM Kanadalı'nın.
Hepsi TÜRK' tü bir zamanlar... (yani AKP hükümetinden
önce).
bakın ülkede artık darbe anayasasının kesinlikle hiç bir arka çıkıcısı kalmamıştır. liberali, sağcısı, solcusu , koministi. artık hepsi darbeyi savunmadığı gibi sivri dille eleştiriyolar. burada mutabık olalım istiyorum.
Sorun şurdan kaynaklanıyor;
AKP’ nin Yalan beyan ve yanıltma taktikleriyle Siz bize yaftaladığınız için Biz SİZİN GÖZÜNÜZDE DARBECİ OLUYORUZ.
Hatta bazen hızınızı alamayıp faşist maşist kominist ataist,dinsiz imansız oluyoruz.Hatta yeri gelince durum ve şartlara göre Ebu cehil yanlısı PUTPERES BİLem Ola-bildiriyorsunuz...
Sadece Çamur Atarsınız attığınız çamur'a da delil veya bilimsel bir açıklama getirmezsiniz, pisliği pislediğinz yere öylece bırakır daha da geri gelmezsiniz. Orası hep öylece Pis Kalır..
Problem Sizin YAMUK bakışınız dan kaynaklanıyor. Olayları iyi teşhis edemediğinizden Kaynaklanıyor.
Tam burada,
Daha Önce de sordum ,
27 Nisan Muhtırasını veren general, Anıt gibi Ortada öylece dururken. Sivil Hükümet bu kişiye (TBMM’de AKP milletvekillerinin oylarıyla) ÜSTÜN HİZMET MADALYASI VERİRKEN YETMEDİ ALTINA KURŞUN GEÇİRMEZ ZIRHLI ARABA YI ÇEKERKEN
BU GENERALLE BAŞBAKAN BAŞ BAŞA KUMRULAR GİBİ İKİ SAAT GÖRÜŞÜP KONŞTUKLARIMIZ MEZARA KADAR GİDECEK DERKEN
Sen bana dönmüş
Darbecisiniz diyebiliyorsun.
Burası,Bu fiiliyata bu anlayışa göre DEMEOKRATİK ÜLKE OLAMAZ. SİZLERDE ASLA VE KATA DEMOKRAT OLAMAZSINIZ ÇÜNKÜ TAVRINIZ DEMOKRASİ DIŞI. BU KARA LEKEYİ TEMİZLEMEDİKÇE OLAMAZSINIZ DA
Siz Ancak ve ancak Kağıt Üzerinde Müsamere Demokratı olabilirsiniz.
Çünkü Fikriniz ile Zikriniz Birbirni asla tutmuyur.
Güvenilmez Konumundasınız.
darbeden darbecilerden DEMEOKRASİDEN bahsediyorsun
Türkiye demokratik bir ülkemi yoksa sivil darbeyle yönetilen bir ülkemi şimdi otur sen bunu sorgulamaya başla bakalım.
Sözün Özü ben Bütün DARBELERE KARŞIYIM..
Ben de sana soruyorum
Darbenin Ünüformalısı Gravatlısı Ceketlisi Gömleklisi Giyiniği Çıplağı nın birbirinden farkı olabilirmi?
Darbe Darbedir.
yurt geneline faideli olsun ya da olmasın, yapılan ya da yapılmak istenen her icraate, gözü kapalı muhalefet yapmayı kendilerine ilke edinen muhalif partilerin, şimdi bir uuu dönüşüyle hayırcı kesilmeleri sanırım bi bana ilginç geliyo.
şimdi, tüm bunların sonrasında, siyasilerin dışında ki hayırcıları konuşalım biraz da. sizden, eberahdan, makrowdan, ondan , bundan, şundan bahsedelim.
Sevgili epru
Buradan itibaren
Seni şimdi daha iyi anlıyorum ve asla kızmıyorum.
Çünkü çok iyi niyetli konuşuyor, soruyor sorguluyorsun
Zaman ayırıp sabırla yazmak da boynumuzun borcu olsun..
Sevgili epru
SHP’nin 1991 de Hazırladığı Anayasa Taslağindan Haberin var mı??
O Taslak o kadar geniş kapsamlıydı ki
Sizin dinciler Bu taslakla egemenlik, AB'ye teslim ediliyor bile diyebiliyordu.
Taslakta Baykal'ın da imzası var.
O taslakda 12 eylül 1982 Anayasası'nı toptan değiştirme özlemi var'dı.
Üniversitelere akademik, idari ve mali özerklik tanınmasına ilişkin değişiklikler getirilirken, YÖK sisteminin kaldırılması öngörülüyor.
Üniversitelerin kendi içlerinden seçtikleri organlar aracılığıyla yönetilmesine imkan sağlanıyor.
Üniversiteler arası eşgüdümü sağlamak amacıyla YÖK'ten farklı bir Yüksek Öğretim ve Eğitim Kurumu'nun oluşturulması teklif ediliyor.
Cumhurbaşkanının üniversitelere ve yargıya atama yapma yetkileri kaldırılıyor……. Devem edip gidiyor da gidiyor..........
AKP’nin Yaptığı Paket in Anayasa ile Babayasa ile Hatta ve hatta Ninem, babannem YASASIYLA HİÇBİR alakası yok.
O SADECE KENDİ YARGICINI-SAVCISINI SEÇME PAKETİYDİ.
BU DÜNYADA Kİ HATALARINI ÖRT BAS EDECEK HAKİM KADROSUNU OLUŞTURMA GİRİŞİMİYDİ.ŞİMDİ BAŞARDILAR.
Saygı Duyuyoruz.
Bunu Yaparken Öteki dünyada kendilerine Yol Arkadaşı yarenlik edecek insanlar grubunu da bu dünyada gerçekleştirdiler.
Yani Toplu Rezervasyon.
Sen şimdi otur da bunları düşün.
Biz Yemedik ama siz yediniz.
Afiyet olsun diyorum.
Kul hakkı yiyenlerin yanlışlarına Allah Katında Hesap vermek üzere Sorumlu oldunuz.
Ben bir MÜSLÜMAN OLARAK BU GÜNAHA ORTAK OLMAK İSTEMEDİM.
Bu Paket SADECE VE SADECE Tek ADAM İktidarının zeminini güçlendirdi, iyice Pekiştirdi. Sağlama aldı.
Sayenizde şimdi hepsi rahat rahat uyuyorlar.
Bütün tantana Bu.
Benim bu Pakatde öncelikle olması gerekenleri defalarca söyledim. Özetle şöyle söylersem;
Öncelikle Şunlar olmalıydı;
Siyasi Partiler Yasası değişmeliydi.( Lider sultasına yani robotlaşmış milletvekiline son verilmeliydi. Gerçi TBMM’si Cemaatler Konfederasyonu gibi çalışmakta ama siyasi olarak bu yasa mutlaka değimelidir.
%10 Barajı kaldırılmalıydı.
Dokunulmazlıklar Kaldırılmalıydı
Yök kaldırılmalıydı.
Bu Pakete ;
Buradan bakarsanız 12 Eylüle karşı değil 12 Eylül Darbecilerinin dahi cesaret edemeyecekleri hükümler içeren Sivil Darbe Anayasasının yolunu açan bir Paket dir.
hazırlanan yasa da ne var ne yok diye merak bile etmeden, okumadan hayır diyenler. bunların var ya, sayıları hiç de az değil.sonra, yüksek lisans mezunu olup da, her fırsatta "bu milllet bu kadar cühela olduktan sonraa...." gibi girizgahları mevcut olan küfre dayalı cümlelere uzanan/ sarfeden lakin henüz neye onay vermediğinin farkında olmayan insan evlatları tanırım ben. hukuk okuyup da, face de şurda burda tüm zamanını harcayıp, 10 dakıkasını hazırlanan yasayı okumaya ayırmadan "evetcileri" vatan hainliğiyle atfedenleri bilirim.evinde işinde kotası sınırsız adsli olup da hazırlanan yasayı okumaktan erinen zihniyeti tanırım.
.
işte siyasiler de; ( hayırcıları) pakedi okumadan, sırf erdoğana aldıkları garddan ötürü, hiç uğraşmadan yorulmadan ikna edebilecekleri bu kesimin üzerine yumuluyo haliyle. erdoğan meydanlar da hazırlanan yasanın okunup incelenmesini anlatırken, talep ederken, muhalefet, hayır diyin bize güvenin, den öteye gidemiyo. bu çok şey.
çok samimi söylüyorum; muhalafet partisiyle, akp nin resmi sitelerine girdiğinizde durum şöyle:
siteye giriyosunuz ve hazırlanan yasayı okumak için dizayn edilmiş, değişen maddeler, tıkını görüyosunuzz. ve muntazam bi şekilde okuyosunuz. /akp resmi sitesi/
muhalefetin sitesinde ise, neden hayır, gibi bi tık görmek istersiniz laaaakin, gördüğünüz " türk milleti hayırseverdir, hayır de hayır bul,hayırlı referandumlar" vb gibi sloganlardan öteye gidememiş bi anlayış olur.
ve ben bunları okuduğumda, gördüğüm de, izah etmeye çalıştığımda, yanlı ve yandaş medyanın etkisinde kalmış olurum. size göre. komedi.
bana göre.
ezsatır, muhalefetin güdümünde olan sistem yavuklularının aslında hayır deyip de kahramanlıklarını ilan etmeye çalıştıkları şey, daha kitleye açık, fazla özgür ve çok sesli merciilere sırt dönüşleridir.
şimdi bi de hazırlanan yasayı sırf muhalif olmak için okuyanlar mevcut. valla. erdoğanla olan husumetlerinden mütevellit, körü körüne hayırı basanlar. eğer yasanın tamamını erdoğan ve yandaşları hazırlamışsa vardır bunda bi piçlik deyip, okduklarını anlamakdan aciz olanlardan bahsediyorum.evet.
misal, memur kesime tanınmamış olan grev hakkına celallenip hayır uleeen ! diye yırtınanlar, lokavt hakkının tanınmadığı devleti farketmekden kaçınıyolar. neden ? yani bunlar, acaba nerede ve nasıl değişiklikler öngörülmüş bi düşüneyim hele'den çok, acaba nerede ve ne tür değişiklikler yapılmamışın, peşindeler. bana göre sizde onlardan birisi ikisi üçüsünüz.
Sevgili Hanımefendi.
Haksızlık ediyorsun.
Kılıçtaroğlu Defaatle ve defaatle Erdoğanı; Size himeti görev bilen İki düzüne Televizyon kanalınız da ve İki düzüne Otobüs dolusu robotlaştırılmış Seçilmiş Gazetecilerinizle birlikte Erdoğanın istediği bir TV Kanalına
Gelmesi için Yollara Gül döktü ama Erdoğan hep Tırstı.GELMEDİ
Niye?
Gelmem Gelemem Şimdi Çok hastayım mı dedi!!!
Milleti Boşu boşuna TV karşında Bekletti.
ABD de Liderler Televizyona çıkar Tartışır.
O TARTIŞMA İnsanları İlgilendirir BİLGİLENDİRİ sonuca da YÖNLENDİRİR.
AK mı Pak mı, Beyaz mı Siyah mı, yoksa Şak şak mı, Tak tak mı, Tık tık mı Tınnn Tınnn mı?
Belli olurdu.
Fakat şu EVET Diyen Seçim Kalabalıklarındaki Gazeteci Mülakatları Gösteriyorki;
Evet Verenlerin bir kısmı ya ideolojik veyahut Recep Beyin Kaşına Gözüne Hayran mış.
Sanki Yeşil çama Artiizzz seçiyoruz.
İçerik hakkında tamanının hiçbir bilgileri olamadığı görüldü.
askeri mahkemenin hazırladığı yasayı, " tsk yı sivilin eline veriyolar " zihniyetiyle okuyanlar, neden korkuyolar ? neden korkuyosunuz ya ? mahkemelere mi güvenmiyosunuz ? tsk ya mı itibar etmiyosunuz ben anlamadım ki ? şayet mahkemeye itibar etmiyosanız, öyleyse bu tümceyi niçin sadece tsk için sarfediyosunuz ? bu vatanda onlarca berber, yüzlerce dişçi, binlerce dansöz, yüzbinlerce eğitim insanı yargıda yargılanırken, onlar için aynı cümleyi neden sarfetmiyosunuz ?neden, terziler, dişçiler, eğitimciler sivilin eline veriliyo, şeklinde yaygara koparmıyosunuz? bu kıt ideolojiyle, zaten yemediği nane kalmayan tsk ya var olan güveni daha da alta çektiğinizin idrakında değilmisiniz ? pardon, misiniz ayrı.
Epru Yazdıkça Uzayıp gidiyor.
Çok kısa ve öz ve öz bir SORU SORACAM
Şu anda Yargılanan Askerler.
Hangi mahkemelerde yargılanıyor???
Askeri mahkemedemi Yargılanıyor?
Yoksa SİVİL MAHKEMEDE Mİ Yargılanıyor.?
Ayrıca bu konu. Bu Paketle Ne Alaka!!!??
Kahve içmeye mutlaka gelecem Orta şekerli olsun.
Cevabınızı Niyet okuyarak değil,Belge ve Delillerle İspatlamanızı Rica ediyorum...
Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.09.2010 - 18:20
#79
Gönderim zamanı 17.09.2010 - 18:42
ve hala inatla sizin dinci medya' tabirinize öf hakkatten ya. öf yani.
ayrıca kılıçdaroğlu düelloya çağırmasaydı da, meydanlarda erdoğan'ın yaptığını yapabilip, NEDEN HAYIR sorusuna insanların içlerine sinecek cevaplar verebilseydi, de, alnından öpeydik biz de.
dediğim gibi her yapılana bir itirazınız bi açıklamanız varsa, beğenmiyorsanız, indirirsiniz iktidarı. onları acayip küçümseyip aptal yerine koyuyosunuz ya, siz daha zekiyseniz, onları indirip yerle yekzan etmesini de bilirsiniz. indirirsiniz ya. biz de görürürüz, bakarız ne kadarsınız ?
kaldı ki bi yığın siyasi hamaset taşıyan cümleler kuruyosunuz. hala. ve inatla. öyleymiş böyleymişlerle olmaz bu. hadi herşeyi es geçtim, ergenekon da mı içinizi rahatlamıyor sizin yahu ? bu memleket on sene öncesine kadar su kesintisi yaşayan garip bi yerdi. her sokağa günde tek bi kez tankerlerle su gelir, anneler vs. elerinde bidonlarla tankerin arkasına kuyruğa girer sularını doldurur evlerine kadar taşırlardı. her sokakta kuyu aranırdı yav. ( üstelik 90 ların siyaesetinde yaşanıyo bunlar.) ben 28 yaşımdayım. hayatımda ilk kez ilköğretim ve lise seviyesinde ki çocukların ders kitaplarının okullarda ücret alınmadan dağıtıldığını görüyorum. ya bunlar çok şeyler. inanılmaz önemli şeyler. sizin satıldı dediğiniz şeyler, özelleştirme adı altında bittabi yasal olan işler. sapac* da bu tip bi şeye neden ihtiyaç duyulabileceğini az bakarsanız yukarı, açıklamış. valla benim için bütün hastanelerin SSK ile anlaşmalı olup hastaları ssk üzerinden tedavi ettirmeleri bile kafi. acilin kapısından sosyal guvencesi yok diye evine gönderilen çok insanlar gördük. bugün, cebinde beş kuruş paran yoksa bile, acile gelen bi hastayı geri göndermek, tedavisini yapmamak suç. hastanelerde rehin tutma, suç. doktorun özel muayenehanesine yönlendirip cebe indiregandi yapması suç. ( bunlar hamaset taşıyan cümleler değil. etkilendiğim bi yazarın etkilendiğim bi yazısından etkisinde kaldıklarımda değil, dıdımın dıdısı filan da değil, komşumun şunun bunun başına gelenlerde değil. benim yaşadıklarım bunlar. şahit olduklarım.)
rahmetli ecevit demeyin gözünüzü seveyim. o adam nasıl can verdi. nasıl can verebildi. ben bilmiyorum:)
vay arkadaş, on yıldır memleketin başına gelmeyen kalmamış, ama herşey yolunda. hakkatten sayenizde akp sempatizanı olacam.
******
yine, yeniden, yineden ;
referandum 2010 evetle sonuçlandı. diler kabullenirsiniz. diler kabullenmezsiniz. ama netice bu. ilerleyen dönemlerde de yurdun nasıl ve ne tür bi ivme kazanacağını nasipse beraber görecez zaten. şu mevzuuu hakkında iyimser yahut kötümser olan yaklaşımların tümü, sadece birer tahmin. ötesi yok. hadiiin geçmiş ola size.
Bu mesaj epru tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.09.2010 - 18:50
#80
Gönderim zamanı 17.09.2010 - 18:42
Bir deeee,
Yıllardır ülkeyi yöneten, Müslüman, muhafazakar, halkçı, liberal-kapitalist sağ partilerin seçmeni olun, mutlu olun, hayatınızı yaşayın. Başka türlü marjinalliklere bulaşıp da hayatınızı karartmayın.
Bi hürmetike ya erhamer rahimin.
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Reyting sonuçları 18 Ekim: AB ve total kategoride reyting sıralaması |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Apple iPhone 8'i Eylül'e yetiştiremiyor |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Seçim Sonuçları Anında "cebinize" Gelecek |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Nil Karaibrahimgil - Kanatlarım Var Ruhumda (Bi Küçük Eylül Meselesi) |
Film Müziği Klipleri | _VenüS_ |
|
|
|
Sedat Ucan - Zalim Nefsim (2010 / 2011 Yeni Ilahi Albümü) |
Çeşitli Videolar | medahms |
|
|
18 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 18 ziyaretçi, 0 gizli