İçerik değiştir



"Evet" Uygulamaları


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 23 yanıt verildi

#21 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 21.12.2011 - 09:52

Başlıksız ve yorumsuz
ŞÜKRÜ KÜÇÜKŞAHİN
ANAYASA değişikliği sonrası oluşan yeni Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) bazı atama kararlarını art arda sıralıyorum.

Ergenekon davasında toplu arama/dinleme ve rahmetli Türkan Saylan'ın evinde arama kararı veren, Ergenekon sanığı Prof. Mehmet Haberal'ın şikâyeti üzerine tazminata hükmedilen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Ömer Diken, Özel Yetkili 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı yapıldı.
Erzincan eski Başsavcısı İlhan Cihaner'le ilgili soruşturma ve davada katkısı olan Erzurum Başsavcıvekili Taner Aksakal, Aksaray Başsavcısı; Cumhuriyet savcısı Rasim Karakullukçu, Erzurum Başsavcı vekili; Savcı Osman Şanal, Antalya Cumhuriyet savcısı; yargıç Mehmet Karatay, Ankara hâkimi oldu.
HABERAL'IN TAZMİNAT KAZANDIKLARI
Albay Dursun Çiçek'i tutuklayan, tahliye taleplerine ret kararı vermekle tanınan, Haberal'a tazminat ödemeye hükmedilen yargıç Rüstem Eryılmaz, özel yetkili 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na atandı.
Ergenekon başta olmak üzere, benzeri davalarda önemli miktarda tutuklama kararının altında imzası bulunan, tahliye taleplerine ise aynı oranda soğuk bakmakla tanınan, Haberal'ın tazminat kazandığı 14. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Resul Çakır, 18. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı yapıldı.
Tahliye ve tutuklama konusunda Çakır'a benzer tutuma sahip olarak bilinen 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi, yine Haberal'ın tazminat kazandığı Gökmen Demircan, 17. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı'na getirildi.
TAHLİYE İSTEYEN HAKİM SAVCILAR
Ergenekon davasında, tahliye yönünde muhalefet şerhi koyan Özel Yetkili İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Zafer Başkurt, Balyoz davası duruşmaların başlamasına bir hafta kala Gebze'ye atandı.
Aynı şekilde tahliye yönünde muhalefet şerhi koyan Özel Yetkili İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Erkan Canak, Sakarya'ya çekildi.
Ergenekon davasında başkanlık yapan bir çok sanıkla ilgili tahliye isteyen Köksal Şengün, Bolu Adliyesi'ne tayin edildi.
“Parasız eğitim istiyoruz” pankartı açan, 14 ay tutuklu kalan 3 öğrenciye beraat isteyen Özel Yetkili savcı Kasım İlimoğlu, Büyükçekmece savcısı yapıldı.
Emekli Org. Hurşit Tolon'u tahliye eden, Haberal'ı da tahliye edeceği yönünde pek çok habere konu edilen, “Kurumsal olarak baskı altındayım” diyerek görevden ayrılmak isteyen İstanbul Özel Yetkili 12. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Necat Ede, Bakırköy'e çekildi.
Balyoz davasında 21 sanık hakkında tahliye kararı veren İstanbul özel yetkili hâkimi Oktay Kuban, Eskişehir'e atanırken, Dursun Çiçek'in tahliyesini sağlayan yargıç Mehmet Faik Saban, Bakırköy yargıcı yapıldı.
Balyoz sanıkları için tahliye yönünde muhalefet şerhi yazan 11. Ağır Ceza Mahkemesi üyesi Oktay Acar, sulh ceza hâkimi oldu.
Balyoz davasında 26 sanık asker için tahliye yönünde oy kullanan yargıçlar Tuncay Aslan, Bakırköy; Yılmaz Alp ise Fatih hâkimliğine gönderildi.
Bülent Arınç'a suikast iddiası soruşturmasında gözaltına alınan üç subayı serbest bırakan Ankara 12. Ağır Ceza üyesi Erol Tatar, asliye ceza yargıcı oldu.
Deniz Feneri e.V davasının üç savcısı görevlerinden alındığı gibi haklarında soruşturma açıldı; ardından da sanıkların tamamının tahliye kararları çıktı.
“Poşu Davası” diye bilinen davada 22 aydır tutuklu öğrenci Cihan Kırmızıgül için ‘beraat' isteyen savcı 6. duruşma öncesinde değişti, yerine gelen savcı 45 yıla kadar hapis cezası talep etti.
Başkaca atamalar da var ve aslında, YARSAV Kurucusu ve üyeleri ile HSYK seçiminde aday olanların uzun listesine de bakılabilir; ama şimdilik bu kadar.
*********************************************************************************

 580023663830.jpg


#22 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 10.01.2012 - 13:14

"...İçişleri Bakanı:”Psikolojik terör var, bilimsel terör var, terörü besleyen arka bahçe var. Bir başka ifade ile propaganda var, terör propagandası var” demiştir. Şahin teröre destek verenler konusunda: “Neyiyle veriyor, belki resim yaparak tuvale yansıtıyor. Şiir yazarak şiire yansıtıyor, günlük makale, fıkra yazarak oralarda bir şeyler yazıp çiziyoiyetler nedeniyle, “cebir ve şiddet” kullanılıp kullanılmadığına da bakılmaksızın “teröre destek vermiş olmakla suçlamak olanaklı hale gelmiştir. İçişleri Bakanının sözleri, düşünen bütün insanlara yönelmiş açık bir tehdittir...r” yorumunu da yaparak, ne demek istediğini biraz daha açmış... Asayişin başında bulunan birinin bu şekilde düşünmesi son derece önemlidir. İçişleri Bakanlığına egemen olan ve aynı zamanda bütün emniyet ve jandarma teşkilatının uymak ve uygulamak zorunda kalacağı Şahin’in görüşüne göre, hükümete muhalif olan (yazar, çizer, şair, sanatçı v.b gibi) herkesi yaptığı faalliyetler nedeniyle, “cebir ve şiddet” kullanılıp kullanılmadığına da bakılmaksızın “teröre destek vermiş olmakla suçlamak olanaklı hale gelmiştir. İçişleri Bakanının sözleri, düşünen bütün insanlara yönelmiş açık bir tehdittir... " http://www.cemilcan.av.tr/s.354.htm


"...Kendisini ‘aldatılmış ve aptal’ hisseden yönetmen!

AKP’ye verdiği açık destekle tanınan Yönetmen Kutluğ Ataman, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’in terör ve terörist konusundaki yeni tanımını sert bir şekilde eleştirmiş...



Radikal Yazarı Ezgi Başaran’a açıklamalarda bulunan Ataman şunları söylemiş:



“Bugün Türkiye, Midnight Express imajından kurtulduysa bunda ben dâhil sanatçıların çok önemli rolü oldu. Bakan bir tek demeciyle bizlerin bu çalışmasını tarumar etti. Bu noktadan sonra kim, nasıl düzeltebilir bu görüntüyü? Hiçbir kültür ve sanat insanı, o bahtsız konuşmadan sonra artık bu hükümetin yanında yer alamaz. Çünkü en azından uluslararası platformda inanılırlığı kalmaz. Benim gibi son iki seçimde olsun, Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığı sürecinde olsun, son referandumda olsun hükümeti desteklemiş biri bile bu konuşmadan sonra hükümetin yanında yer alamaz.

Kendimi kandırılmış, aptal hissediyorum

.”

http://haber.gazetev...423150/1/Gundem
*************************************************************************************************************************************


Başka APTAL..?!

 580023663830.jpg


#23 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 12.01.2012 - 14:06

Başka APTAL...?! Soruma yanıt..Referandumdan önce kendilerine toplu sözleşme vat edilen memurlar, en başta en çok üyeye sahip, ceket ilikleyen, hazır olda bekleyen, emre amade Memur-Sen vasıtasıyla ağız birliği yapmışlar, yetmez ama evet demişlerdi. Cumhuriyet tarihinde ilk olacak, sözleşme yapacağız, hakkımızı alacağız artık, yaşasın toplu sözleşme...türünden naraları, satılık kalemleriyle, kızarmaz ve utanmaz yüzlü tv'lerindeki kuklalarıyla atmaktan, atırmaktan geri durmamışlardı.

Alın size sözleşme, aptallar sürüsü. Size az bile, yetmez ama.. yeter yeter, biat edin, şükredin, sahibiniz ne veriyorsa yetinin, susun!

"

Memuru pazarlık masasında işçilerden farklı olarak sendikalar değil konfederasyon temsil edecek.


Hükümetle toplu sözleşme masasına oturmaya hazırlanan memura bir sürpriz daha.


Maaş zammında son kararı verecek olan Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun yapısında gerçekleştirilen revizyondan sonra şimdi de pazarlık sürecinde kritik değişikliğe gidildi.


Bugün'ün haberine göre, Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu tasarısında yapılan son değişiklikle, işçi sendikalarında var olan "hizmet kolu" toplu sözleşme sisteminin memurlarda uygulanmaması hükmü getirildi.


Tasarıda yapılan değişikliğe göre memurlar işçiden farklı olarak hükümetle "tek" ve "genel" toplu sözleşme imzalayacak. 3 memur konfederasyonunun hükümetle imzalayacağı toplu sözleşme 2.5 milyon memura uygulanacak. Sendikacılar, böyle bir sözleşme sisteminin dünyada örneğinin olmadığını ekonomi yönetimine ilettiler.


Yeni duruma göre, pazarlık masasında hükümetin karşısına 2.5 milyon memuru temsilen 6 üye ve 1 başkandan oluşan toplam 7 sendikacı çıkacak. 6 üyenin 3’ünü Memur-Sen, 2’sini Kamu-Sen, 1 üyeyi de KESK belirleyecek. En fazla üyeye sahip olması nedeniyle heyetin başkanlığını Memur-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu üstlenecek.


'BİRİNCİ' OLMAZSA 'İKİNCİ'
Görüşmeler olumlu tamamlanırsa toplu sözleşmeyi "yetkili konfederasyon" sıfatıyla Memur-Sen imzalayacak. En büyük konfederasyon masaya oturmazsa görüşme ikinci büyük konfederasyonla devam edecek.


'BAZI BAKANLAR HAZMEDEMEDİ'
Memur-Sen Başkanı Ahmet Gündoğdu, tasarıda yapılan son değişiklikleri eleştirirken, "Bazı bürokrat ve bakanlar memurun Anayasa ile aldığı hakları uygulamak yerine hâlâ kararnamelerle süreci yönetmek istiyorlar. Bazı bakanlar galiba memurun aldığı hakları hazmedemedi" dedi.


'DENGE'Yİ ALMAK İSTİYORLAR
Memura işçiden farklı olarak 11 hizmet kolunda ayrı ayrı toplu sözleşme yapma yetkisi verilmemesinin sendikacılık anlayışıyla örtüşmediğini belirten Gündoğdu, 50 bin sivil memura hâlâ sendika yasağı uygulanmasına anlam veremediğini söyledi. Gündoğdu, şunları söyledi: "450 belediye ile yıllardır sosyal denge sözleşmesi imzalıyoruz. Belediyelerdeki bu hakkımız geri alınmak isteniyor. Anayasa ile haklarımız arttı, ancak geriye gidiş oldu."


 580023663830.jpg


#24 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 13.01.2012 - 16:59

'Yetmez ama Evet'çi gözaltında

"KCK soruşturması" sonunda DSİP'i de hedef aldı.




12 Eylül 2010 referandumunda "Yetmez ama Evet" diyen DSİP genel başkan yardımcılarından Damla Çimen'in Ankara'daki evi polis tarafından basıldı. Başbakan Erdoğan, referandum sonrası DSİP'in adını vererek ''teşekkür" etmişti.



DSİP Genel Başkanı Doğan Tarkan yazılı bir açıklama yaparak gözaltını kınadı.



Doğan Tarkan'ın açıklaması:

Devlet barışı ve özgürlüğü savunan partimizi hedef aldı



"KCK soruşturması" adı altında bu sabah yapılan eş zamanlı baskınlar barışı ve özgürlüğü savunan partimizi de hedef almıştır.



DSİP Genel Başkan Yardımcısı Damla Çimen'in evi sabah 05.00'te polisler tarafından basılmış ve aranmıştır. Evdeki bilgisayara el konulmuştur.



Damla Çimen, partimizin bir yöneticisidir ve ne idüğü belirsiz bir suçlamanın hedefi haline getirilmiştir.



Erdoğan, barışla arasına mesafe koymayanları tehdit etmişti.



İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin savaşa karşı çıkan herkesi "terörist" ilan etmişti.



Bugün BDP'ye, KESK'e ve partimize yapılan hukukdışı polis baskınlarının sorumlusu savaşı kışkırtan bu zihniyettir.



Baskılar bizi yıldıramaz!



Barış ve özgürlük mücadelesi mutlaka kazanacaktır!



Doğan Tarkan



DSİP – Devrimci Sosyalist İşçi Partisi



**********************************************************



APTAL..!


 580023663830.jpg






Benzer Konular Daralt

21 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 21 ziyaretçi, 0 gizli