İçerik değiştir



Asil Olmalı Düşmanlarım


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 2 yanıt verildi

#1 νiolєт

νiolєт

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 206 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 23.09.2010 - 10:26


Pahalı dostluklarım oldu.

Onları kazanmak için karşılığında çok büyük diyetler ödedim. Kimilerinde
unutulmayacak acılar
bıraktım, kimilerinde unutulmayan mutluluklar.
Karşılığı olan ve karşılıksız elde edilemeyecek kazanmışlıklarımdı onlar.
Geçmişime dönüp baktığımda, onca yıldan elimde kalan ve
geçmişten getirebildiğim tek sahipliklerimdi bana göre.

“Dostum” kelimesini daha konuşmaya başlamışken, yani “anne-baba”
demeyi henüz öğrenirken, öğretmeye başlamıştı annem.
Ama anlattığı hiçbir şey gerçekle uyuşmadı. Zira yaşadığımız
hayat birbirinden epey farklıydı. Ne acı ki; ne dostlarımız benzedi
birbirine, ne düşmanlarımız.
Oysa yaşadığım onca yılı, iki kişi yaşayıp, iki kişi hatırlamaktı duâm.
Ya da birkaç kişi…
“İnsanın dostları olmalı” demişti bir kitapta, “O ağlarken ağlayan
ya da acı çekerken onunla aynı acıyı çeken” diye devam ediyordu.
Okudukça içim açılmıştı.
Yüzümde sevinç kırmızılıkları gezinmişti.
İnsan hissetmediğini yazmazdı ya. Mutlaka bir yerlerde böyle dostluklar
kalmıştı. Neden sonra
anladım, her yazı yazanı yansıtmazmış. Yazar bazen hissetmeden,
yaşamadan da yazarmış. Öğrendiğimde biraz geç kaldım.

Çünkü hiçbir dostum bu kalıba uymamıştı. Aslında kimsenin dostu
bu kalıba uymuyordu.

Unutuluyordu: Zor olan iyi gününde dost bulmaktı, acı gününde dost o
kadar çoktu ki…
Ağladığımda teselli eden çok oluyordu da. Güldüğümde, sevincimi
paylaşmak isteyince “Aman nazar değer kimseye söyleme” deniyordu.
Oysa hiçbir acım için “Nazar değer” kelimesi kullanılmamıştı.
Bu durum ne kadar da tuhaftı.

***
Arada düşmanlarım da oldu. Dostlarımız kadar gerçekti bizi sevmeyenler
ve hayatın içinde istemeyenler.
Onlar da haklıydı: Birini sevmeme haklarını sonuna kadar kullanıyorlardı.
Bir başka insan da beğenmedikleri birkaç huy, karakter, hâl ve hareket
yüzünden kalplerinin beyaz değil de, siyah sayfasına yazıyorlardı isimlerini.

Ama unutuluyordu; yine kalbe yazılıyordu, sevmediklerimiz bile.
Aslolan hiçbir yere yazmayıp unutmaktı, hiç hatırlamadan.

Hepsinden önemlisi;
düşmanlarımın bile karakterli ve kişilikli olmalarını
istedim duâlarımda.
Kıskançlıklarını ya da nefretlerini seviyeli kullansınlar. İnsânî vasıflarını,
şefkatlerini, vicdanlarını yiyip bitirmesin nefretleri.
Öfkeleri gözlerini
karartmasın ve her dem çoluk çocuk bütün sevdiklerimi sarmasın bu halleri.
Düşmanlıkları basit, aciz, yenilmiş ve ucuz olmasın.
İnsanî zaaflarımdan ötürü çöküntülerime
sevinmesinler.
Ya da kaybettiklerim için kazandıklarıyla
övünmesinler.Başıma gelen hiçbir acı olay “Oh olsun. Hak etti.
Daha beter olsun” cümlesini söylettirmesin.
Kaybettiklerim için, içten içe sevinmesinler. Zira düşmanlığın da dostluk
gibi kalitesi olmalıydı.

Ve bence kaliteli düşmanları olan her zaman şanslıydı.

Arkadan konuşmanın dedikodu olduğunu bilirdi asil düşman. Başkasının
kötülüğünü isteyenin, aynısıyla imtihan olunacağını bilir ve susardı.
Sevmediklerime duâ da etmedim, bedduâ da.
Allah’a havale etmenin en büyük bedduâ olduğunu öğrenmiştim. Yaratıcı bu dünyada mı verir yoksa ahirete mi bırakır cezalarını bilemem.

Ancak yaşadıkları benimkine yakın olursa, ibretle bakarım.
Bunun dışında hiçbir acısı beni sevindirmemeli, sevmediklerimin.


Saadet Bayri ~



#2 bubed

bubed

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 261 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 24.09.2010 - 12:54

Elletine sağlık violet güzel paylaşım :=)

#3 νiolєт

νiolєт

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 206 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 24.09.2010 - 12:59

Teşekkürler bubed bey (=





Benzer Konular Daralt

5 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 5 ziyaretçi, 0 gizli