bu konuya 23 yanıt verildi

[Kervancı_FB]

Yaklaşık 70 gündür maden ocağında - 624 metrede mahsur kalan Şilili madenciler için geri sayıma geçildi.. 33 madencinin çıkartıldığı anda dünyadaki tüm kiliseler çanlarını çalacak..

Şili'de yerin 624 metre altındaki işçilerin kurtarılması için açılan tünellerde sona gelindi..

İki aydan uzun süredir altın ve bakır madeninde mahsur kalan madencilerin çıkarılmasına yarın başlanacağı bildirildi.
Madenciler 5 Ağustos'tan bu yana yerin altında özel bir borudan yaşam ihtiyaçlarını karşılıyorlardı..

Haber 7

Bu mesaj NeVariA_fb tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 11.10.2010 - 20:51

[Lamos]

Bizim madenciler güzel ölüyor. (bkz: bilmem ne bakanının açıklaması ) Adamların madencileri 70 gün içerde kalıp çıkartılabiliyorlar. İşte insan hayatı.

Ağacın başında kalan, damda bir kenarda sıkışan kediyi kurtarmak için maksimum çaba harcayan 3 itfaye arabasıyla birlikte bilmem kaç tane itfayeci dolanırken insan hayatı kimsenin umrunda olmuyor bu ülkede.

[suheda]

Bildiğim bir tek şey var asla yerlerinde olmak istemeyeceğimdir.

[pac]

bence çıkmasınlar çünkü haber değerlerini ve popülaritelerini kaybedecekler =)

[Kervancı_FB]

Şili'de 5 Ağustos tarihinden bu yana yerin 622 metre altında mahsur kalan 33 madenciyi tek tek gün ışığına çıkarılmaya başlandı.
İlk işçiler yeraltından yer yüzüne çıkarıldı. İşçiler eş ve çocuklarına sarılarak göz yaşarttı.

[ebarah]

400 madenin sadece 4'ünde var
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Torun, Türkiye’de 4 madende 20 işçinin 55 saat yaşayabileceği
sığınma odalarının bulunduğunu belirterek, "400 yer altı işletmesinin bulunduğu
gelişmiş bir ülkede 4 maden çok az" dedi.

Torun, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Şili’de yerin yaklaşık 700 metre
altında 69 gündür mahsur kalan 33 madencinin çıkarılmasına başlandığını
anımsattı.

Şili’de yapılan çalışmaların Türkiye’nin bu alandaki konumunu
gösterdiğini ifade eden Torun, "Türkiye ile Şili arasında gelişmişlik açısından
fark var ancak asıl fark, insana bakış, insan öncelikli bakış. Teknik olarak
ileri bir ülke değil ama insana verilen değer var. Oldukça hassas bir çalışma
yapılıyor ve olması gereken de budur" diye konuştu.
Yer altı işletmelerinin bulunduğu bir ülkede hem kaza olmaması için
gereken önlemlerin alınması hem de kazadan sonra bu tür kurtarma operasyonlarının
etkili şekilde yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Torun, şöyle devam etti:
"(Nasılsa işsizlik var, işçi kolay bulunur) mantığıyla hareket edilirse
Türkiye’de maden kazalarında ölümler ve yaralanmalar devam edecektir.
Taşeronlaşmayla birlikte işçi ücretleri çok düştü, asıl önemlisi güvenlikle
ilgili ciddi sorunlar ortaya çıktı. Şili’ye bakın. Yerin yüzlerce metre altında
kalan madenciler, sığınma odasında kalarak 69 gün yaşadı. Burası çok önemli.
Sığınma odaları sayesinde hayatta kaldılar."

-"400 MADENİN SADECE 4’ÜNDE VAR"-

Torun, Şili’deki olayın, sığınma odalarının olası kazalarda işçilerin
hayatını kurtarabildiğinin en belirgin göstergesi olduğunu belirterek, şunları
söyledi:
"Türkiye’de de 4 madende 20 işçinin 55 saat yaşayabileceği sığınma
odaları var. 400 yer altı işletmesinin bulunduğu gelişmiş bir ülkede 4 maden çok
az. Siirt’teki Madenköy bakır madeni, Kastamonu’daki Eti Bakır İşletmeleri, Rize
Çayeli’ndeki bakır madeni ile Bergama’daki Koza Altın İşletmesi’nde sığınma
odaları mevcut. Sığınma odalarının yapılması, acilen yasayla zorunluluk haline
getirilmeli. Biz bu konuda gerekli çalışmalarımızı ve raporlarımızı Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığına sunduk. Bu konuda hükümetin harekete geçmesi ve
yasalar koyması gerekiyor."

-SIĞINMA ODALARININ MALİYETİ YÜKSEK OLMUYOR-

Madenlerde sığınma odalarının yapılamayacak kadar yüksek maliyetlerde
olmadığını belirten Torun, "Kaza olduğunda ödenecek tazminatlara bakıldığında
sığınma odası düşük maliyetlerde kalıyor. Ayrıca, kaç liraya mal olursa olsun
insan hayatı daha önemli" dedi.
Torun, mevcut iş kanununun da madencilere hitap etmediğini ileri sürerek,
"Yeni bir maden iş kanunu çıkarılması talebimiz var. Ayrıca, ilgili bakanlıktan
madencilik şurası toplanmasını talep ettik. Ülkedeki üretim, ihracat, güvenlik ve
kazaların masaya yatırılacağı bir şura toplansın istiyoruz" ifadesini
kullandı.
*****************************************

Ülkemizdeki maden işletmeleri yaparlar mı bu sığınma odalarını? Yapmazlar. Madencilikle ilgisi olmayan tanıdıklara, kanunsuz olarak maden işletme ruhsatı verirsen yapmazlar. Sevgili Lamos'dan devamla... Neymiş? Ölüm, madenciliğin ve madencilerin kaderinde olan bir olgu değilmiş. Boşbakanın kaderinde olansa, hırsızlık, ikiyüzlülük, yalan, talan, peşkeş.

Bu mesaj ebarah tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 13.10.2010 - 15:00

[shy]

Şili'deki maden kazasında mahsur kalan 33 işçinin 69 gün sonra yeryüzüne çıkarılmasını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer yorumladı. Dinçer, "Böyle bir kaza bizde olsaydı, madencilerimizi üç günde çıkarırdık" dedi.

Sky Türk'te yayınlanan 'Haber Mahali' programında konuşan Bakan Dinçer, "Zonguldak'da grizu patlaması ile kazaya uğradık. Şili'de ise göçük oldu. Şayet Zonguldak'da grizu patlaması yerine, göçük olsaydı, işçilerimizden hayatını kaybeden olmayacaktı ve sadece 3 günde çıkaracaktık" dedi.


Dinçer şöyle devam etti:

"İşçilerimizi 560 metreden 3 günde çıkarırdık. Biz çok daha iyiyiz. Şimdi siz, madenin bir köşesinde göçük olmuşken öbür tarafta güvenli bir yerde bekleyen insanları görüp "Bizde niye böyle değil!" derseniz, bize haksızlık edersiniz.

Çünkü bizim madenlerimizde de işçilerimizin güvenle ve aylarca kalabilecekleri mekanlar var. Zaten ona benzer yerlerde dinleniyorlar, yemeklerini yiyorlar. Ama bizde insanlar hayatını kaybettiler. İkisi ayrı durumlar. Onun için Şili'deki benzer başka bir durumu bizimle mukayese etmenin doğru olacağı kanaatindeyim" dedi.

Bakan Dinçer Şili'deki kurtarma çalışmalarının büyütüldüğünü belirterek şunları kaydetti:

"Niye o kadar büyütüyoruz Şili'de olup biten hadiseyi? Şöyle örnek vereyim, içeriye indirilen sondajın genişliğiyle, aslında yapılan kafes birbirinden farklıydı, uyumlu değildi. Kafes sondaj deliğinden içeriye giremediği için geciktiler. Çok da basit bir hadiseydi halbuki."

[shy]

Bunları söylerken hiç utanmıyor sıkılmıyor birde...

Tamam oy almak için siz ve sizin şakşakçılarınız her türlü yalanı söylüyorsunuz akıl almaz oyunlar dalavereler çeviriyorsunuz da insan göz göre göre öldürdüğünüz işçilerin ardından bari bunu söylemez biraz utanma olur insanlık olur

[shy]

Mirgün Cabas "tıklamadan önce derin bir nefes alın: " deyip üstteki haberin linkini vermiş... İşte böyleleriyle aynı havayı soluyoruz....

[Melih]

Şaka yapıyodur ya, kızmayın hemen..

[Lamos]

Zonguldak'daki madende göçük altında hala ceset var. Önce onları çıkartsınlarda ondan sonra artislik yapsınlar 3 günde kurtarırdık diye. Daha ölüsünü çıkartamıyorlar sağını nasıl çıkartacaklar.

[suheda]

Allahım ya bu nasıl bir mutluluktur adamların her biri sanki babamın oğlu her çıkanı gördükçe duygulanıp öküz gibi bögüre bögüre ağlıyorum bir an önce bitse şu kurtarma işlemi yoksa gözümüzde yaş kalmayacak,kalmayacakta bizim madenlerde ölen işçilerimiz için dökemeyeceğiz.
Üç günde dünyayı kurtaran adam 500 mt derinden cesetleri çıkarmaları üç günden fazla sürdü adamlar 700 mt de iki aydır onları sağ salim ve moralman muhafaza edip çıkarttılar.

[Elric]

bi dakika lan Şili'de ters giden bişeyler var.. ölmek madencinin kaderi değil miydi?

[_RomantizmA_]

Evde geçen bir diyaloğu sizlere aktarmak istiyorum...

Eniştem: Helal olsun adamlara, nasıl başardılar!
Dedem: Allah gün yüzüne çıkmalarını yazmış, görecek günleri var
Ben: Madem Allah öyle yazmıştı bunca zahmete ne gerek vardı, bıraksalardı çıkarlardı.
Ablam: Abu Aykut assahtan (gerçekten) gomünist!




Kaderi iyi anlamak lazımmış demek

Bu mesaj _RomantizmA_ tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 13.10.2010 - 23:13

[shy]

Şimdi sen deyince cnn turk de mi haberturk de mi sabah çav bella çalıyorlardı işçiler çıkarken
O zaman srlam yoldaş hoca ...

alooo melih acil buraya havaya kalkmış yumruk smileyi istiyoruz

[_RomantizmA_]

sol el havada olacak, arkadasında da orak-çekiç olsun

[Muziçko]

bir uçta gözünaydın...bir uçta başın sağolsun...gürleyen çok ama yağan yok..
Pacın o yorumunu ciddi yazmadığına inanmak istiyorum

[ebarah]

Yılmaz ÖZDİL

Maden’iyet dediğin tek dişi kalmış canavar

Sene 1985...

Alman gazeteci Günter Wallraff, babaçko bıyık bırakmış, siyah peruğun üstüne kasket takmış, Ali Levent Sığırlıoğlu diye sahte kimlik çıkarıp, Türk kılığına girmiş ve “En Alttakiler”i yazmıştı.

*
Hem Türkiye’yi, hem Almanya’yı sarsmış, duygusal olarak silkelemişti o kitap... Çünkü, ekmek kavgası için acı vatanın yolunu tutan Türklerin nasıl haksızlıklara uğradığını, ırkçılar tarafından nasıl aşağılandığını, hor görüldüğünü, modern köle gibi en pis işlere sürüldüğünü, bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştu. Dehşete kapılmış, kahrolmuştuk.
Tokat gibiydi adeta.
*
Mustafa da tokat yemiş gibi olmuştu “En Alttakiler”i okuduğunda... Zonguldak’ta madenciydi aslında, kader’ine razı olmamış, trene atlamış, gurbet ellere, Almanya’ya gelmişti. Ve, bizim o kitabı okurken bile gözyaşlarımızı tutamadığımız insanlık dışı muamelelere bire bir maruz kalmıştı.
*
Oralarda aşağılandıkları, buralarda “kafasına tüy takmış” karikatürize tiplerle alay konusu edildikleri günlerdi... “Zaten kendi vatanımızda bile köle gibiyiz, burada köle olmuşuz çok mu” diye düşündü, doğduğu değil, doyduğu yeri vatan belledi, namusuyla çalıştı, çabaladı.
*
Almanya, o kitaptaki Almanya’ydı ama, o kitaptaki Almanlardan ibaret değildi... Her ülkede var olan şerefsizler orada da vardı elbette ama, fırsat eşitliğine inanan adaletli insan evlatları çoğunluktaydı.
*
Evladı doğdu bu arada Mustafa’nın...
Oğlu oldu.
*
Fırsat eşitliği sağlayan, yeteneğe imkân tanıyan Alman sistemi devreye girdi, Mustafa’nın oğlunu öz be öz kucakladı...
“Türk bu, ayıralım” demediler.
“Made in Germany” diye baktılar ona.
*
Netice?
*
“En Alttaki”nin oğlu...
“En üst”e çıktı!
*
Alman milli takımının beyni.
Real Madrid’de oynuyor.
*
Evet, Mesut o...
Zonguldaklı madencinin oğlu.
*
Kader’se bu...
Kadere bakın ki, Alman milli takımını sırtlayan Zonguldaklı madencinin oğlu Mesut gibi, Türk futbol tarihinin en büyük başarısını kazanan takımın beyni, Yıldıray Baştürk de, ekmek ve fırsat eşitliği için Almanya’ya giden Zonguldaklı bir başka madenci babanın oğlu.
*
Bakın, Şili’deki madencileri Almanya’da taaa 1963 senesinde uygulanan yöntemle, 69 gün sonra hayata döndürüyorlar... Zonguldak’taki iki madencimizin ise, 151 gündür cesedini bile çıkaramadık... “Canlı” yayınları izlerken yazıyorum bu satırları...
*
İyi ki göç etmiş Mesut’un babası, iyi ki göç etmiş Yıldıray’ın babası... Göç etmeselerdi, bırak en alttaki “iki evladımız”ın en üste çıkmasını, muhtemelen, çaresizlikle baba mesleğini seçip, göç’ük altında kalacaklar ve şu anda Zonguldak’ta yerin dibinde çıkarılmayı bekleyen “iki ceset” olacaklardı.
*
İnsan var, yetenek var...
Un var, şeker var, kara kara, anca cenaze helvası karabiliyoruz çünkü!
*
Ve, sene 2010...
Günter Wallraff’ın badem bıyık bırakıp, kafaya takke takarak, bi kitap daha yazması lazım.
*
Orası acı vatan hikâye artık.
Burası acıklı vatandır

[waranko]

Len şuncuk AKP vaya; %58'e attırı attırı vereyo!!
Dünya'nın gıçına fişeg bağlamışlaa. yönergesini mi neyin meyimini değitirivemişlee
Sizin haberiniz bilem yoğ
Hemiden de deptiri deptiri vemişle de seyrini meyrini şeyettirivemişle
gış gelivermeden şimcik bahar gelivereceğimiş.

1Nisaaaann.

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 14.10.2010 - 16:44

[antiqa]

bu olaydaki 33 mucizesi şöyle;

"ön not: tamamen el emeği göz nurudur. kaynak olarak sadece wikipedia'daki maddeden yararlanılmıştır.

mucize1: yerin altında mahsur kalan madenci sayısı: 33 (bkz: ahirette herkesin 33 yaşındaki haliyle olması)

mucize2: madencilerin mahsur kaldığı toplam gün: 69 = 33+33+3 (tamamen 3lerden olusuyor)

mucize3: olayın olduğu tarih: 5 ağustos. yani 05.08. yani 05+08 = 13 (bkz: uğursuz 13)

mucize4: olayın olduğu gün (bkz: 13. cuma).

mucize5: 33 madencinin kurtarıldığı tarih: 13 ekim

mucize6: kurtarıldıkları tarih: 13.10.10 (gün ay ve yıl toplamı 33) (13+10+10=33)

mucize7: son yani 33ncü madencinin çıkarılış saati tam olarak 21.55pm (yani 2+1+5+5 = 13)

mucize8: madencileri kurtarmak için 5.5 inç genişliğinde 6 adet sondaj kuyusu açılmış. (yani 6 x 5.5 = 33)

mucize9: madencilerin yerin altından gönderdikleri notta "estamos bien en el refugio los 33" yazıyordu. karakterlerin boşluklarla toplamı = 33)

mucize10: grubu şiir ve dualarıyla moralmen ayakta tutan victor zamora 33 yaşında.

mucize11: madencilerin bulunuşu yılın 33ncü haftasında gerçekleşiyor.

mucize12: kuyunun kazılması işlemi 33 gün sürüyor.

mucize13: benim yazacak 13ncü mucizeyi bulamamam ve buranın boş kalması.

mucize14: şili 33ncü paralelde yer almaktadır."

http://www.eksisozlu...&pt=33 mucizesi