Fazla uzatmayın sonra büyüsü kaçar... Nihayet bir erkek arkadaşınızı beğenen annenizin bir an önce evlendiğinizi görmek, toruna torbaya karışmak için söylediğini sandığınız bu cümle gerçek olabilir mi? Bakın, Kenan İmirzalıoğlu ile uzun süreli bir ilişkinin ardından ayrılan oyuncu Zeynep Beşerler Kelebek'e verdiği röportajda ne diyor: Uzun süreli ilişki bence evliliğin en büyük düşmanı. Hele de günümüz şartlarında. Tanıştıktan en fazla altı ay sonra ilişkinin adının konması lazım. İlişki uzadıkça bozuluyor.
Uzun uzun yaşanan ve mutlu sonla noktalanamayan ilişkilerimizi düşündüğümüzde Beşerler'e de, annemize de hak vermemek mümkün değil. Peki ya kısa sürede yanlış adamı/kadını doğru sanırsak?
Şöyle bir bakıp ilişkinin adı konmalı mı yoksa uzun uzun takılıp iyice tanımalı mı? Konunun uzmanlarına, evlisine-bekârına sorduk. İşte farklı yanıtlar...
Gülin YILDIRIMKAYA
gulinyildirimkaya@haberturk.com
Âşık olduğunuz kişiyle evlenin ama sakın âşıkken evlenmeyin
Posta Gazetesi Yazarı MEHMET COŞKUNDENİZ:
İlişkinin ilk 6 ayı kişinin bulutların üzerinde olduğu, dopaminin etkisiyle muhakeme yeteneğini yitirdiği, sevgilisinin defolarını görmediği dönemdir. Bu 6 ay bittikten sonra ilişkinin geleceği hakkında karar verme aşamasına gelinebilir. İkinci 6 aylık dönemde kişi sevgilisi ile bir evliliği sürdürüp sürdüremeyeceğini anlayacaktır. 3-4 yıllık ilişkilerin kişiyi yıprattığını düşünüyorum ama ilk 6 ayda karar vermek de yanıltıcı. Yeter ki evlenmiş olmak için evlenilmesin.
Ben hep Âşık olduğunuz kişiyle evlenin ama âşıkken evlenmeyin derim. Çünkü aşkın kimyası hormonları 1 yıl içinde azalır. Karar da ancak o zaman verilmelidir.
Yaşım geçiyor telaşı yanlış karar aldırır
Uzman Danışman Psikolog ANİ ERYORULMAZ:
Kısa süreli ilişkilerde güzellik, popüler oluş gibi dış görünüşe dayalı özellikler önemli, uzun ilişkilerde zekâ, espri yapma yeteneği, meslek, maddi durum da rol oynar. Objektif bir gözlem yeteneğinin ilişkinin ilk dönemlerinde olmayışı, negatif özellikleri gölgeleyebiliyor.
Yalnız kalma korkusu, elindekini kaçırma endişesi, alışkanlıkların sağladığı rahatlık, ilişkiyi sürdürmeye itiyor bizi. Uzun süreli ilişkilerin evliliğe gidememelerinin nedeni burada yatıyor. İlişkinin başında, yaşanan problemler, aşkın varlığından görülse de rahatsız etmezken, aşkın sevgiye dönüşemediği birlikteliklerde rahatsız etmeye başlıyor.
Toplum tarafından öngörülen evlilik yaşının geçiyor olması, belli bir yaştan önce çocuk sahibi olma endişesi, kişilere problemleri görseler de baş edebileceklerini düşündürür. Uzun ilişki yaşamak, evliliği baltalayacak diye evliliği düşünmek çok sakıncalı. Gitmeyen bir ilişkiyi alışkanlık oluştuğu için evliliğe taşımak da en az diğeri kadar zararlı.
6 yıl seviştiğin adam seninle niye evlensin?
Radyo Programcısı FUNDA ÖZKALYONCUOÐLU:
Annemin memesini babam evlendiği gece görmüş. Konunun adını doğru koyalım: Uzun süreli ilişki değil, uzun süreli seks ilişkisi. Erkekler kadınları en çok Nasıl seks yapar acaba, şu kadına bir dokunsam heyecanı ve merakı ile beklerler. Bu süreç kadını kıymetli kılar. Evlenmeden seks yapmamak lazım. Altı yıl seks yaptığın adam seninle niye evlensin? Erkekler Evlensem ne olacak ki hesabı kadına doyup, yan çizmeye başlıyor. Kumar oynar gibi oynamak lazım, sert duruş gerekli. Sonra ayaklarımızın üzerinde duruyoruz, aradıklarımız palavraları derken adam bıkmış gitmiştir...
Uzun ilişki de evlilik gibi, yaşanacak bir şey kalmaz
Oyuncu NİLGÜN BELGÜN:
Uzun ilişkiler evlilik için kesinlikle tehlike. İlişki uzayınca ilk heyecanını kaybeder ve monotonlaşır. Yeni bir evliliğe değil, alışılmış monoton bir ilişkiye başlanır. Bu da ilerleyen zamanda evliliğin ömrünün kısalmasına neden olur. İlişkinin ilk heyecanlı döneminde her iki taraf da birbirleriyle daha uzun süreli vakit geçirmek için bir an önce evlenmek isterler. Halbuki uzun ilişkide zaten evli gibi olmuşlardır, evlenince de yaşayacak yeni bir şey kalmaz. 3 evlilik yapmış birinin tecrübeleri bunlar!
http://www.haberturk...-neden-evlensin