"Günlerdir Türkiye gündeminde iki ana mesele var.
Yazılı ve görsel basında, her ikisi de hararetle tartışılıyor.
Birisi öğrencilerin yediği "ölçüsüz" dayak, diğeri de wikileaks sitesinde yayınlanan iddiaların Türkiye ayağı!
Muhalefet işsizlik, yolsuzluk, wikileaks ve son öğrenci olayları ile hükümeti sıkıştırıyor. Gönüllü yağdanlıklar ise kendisini hükümet yerine görüp yapılan muhalefete cevap yetiştiriyor.
Açlığı, sefilliği, işsizliği, yolsuzluğu, yoksulluğun yanında ekonomik büyüme masallarını, gelişmişlik endekslerini, dünyanın bilmem kaçıncı büyüyen ekonomisi olduğumuza dair zırvaları duydum, güldüm geçtim. Sokakta uygulanan baskılara, dayak ve kışkırtmalara bile yapacak savunmalarının olmasını traji komik kelimesi bile tam olarak açıklayamaz.
Yahu bu hükümet sizin tarafınızdan hiç mi eleştirilmez? Hiç mi hata, eksik veya yanlış yapmıyorlar? Neden bu cesareti kendinizde göremiyorsunuz?
Wikileaks belgelerinde geçen sekiz hesabın hesabını başbakan değil, candan yandaşlar veriyorlar ilk önce. Bırakında kendi hesabını kendisi versin. İzin verin, başbakanı rahat bırakın. Başbakanımız kendi hesabını veremez mi? Biliyorum ölümüne seviyorsunuz, candan bağlısınız ama az ara verin sevgili yandaşlarım.
İleri demokrasi masalına son bölüm başbakanı protesto eylemlerinde okundu. Öğrenciler sokakta öldürülesiye dövülürken, gözlerinin içine biber gazları sıkılırken, karınlarına, bacaklarına, sırtlarına, kafa ve kollarına sert jop darbeleri inerken gördük ileri demokrasiyi.
Fakat suçlu yine tepki gösteren oldu. Kimse "bu çocuklar ne diyor, kime, neden tepki gösteriyor" diye sorma gereği duymadı. Yerlerde sürüklenen, dayak yiyen öğrencilerden birisi hamileymiş ve çocuğunu yediği tekme ve darbelerden sonra kaybetmiş.
İş öyle bir noktaya geldi ki; yandaşlar artık kendilerinin insan olduğunu bile unutmuşa benziyorlar. Yandaşım soruyor: "Kızım, madem hamileydin, ne işin vardı eylemde?"
Bu ülkede en büyük sorun insanların koyunlaştırılması, öğrencilerin tepkisizliği değil mi? Öğrenci, akademisyen susacaksa, kadın eylem yapmayacaksa, işçi, memur korkacaksa, demokrasi nasıl yön bulacak?
Kâğıt üzerinde, iğreti dillerde İleri demokrasiye geçmiş olsak da, eski model fikir yapısıyla kayıtsız şartsız yandaşlık devam ediyor işte! Sevgili yandaş, hamile kadın, sokağa çıkmayacaksa, kendi hakkını savunmayacaksa... Senin ne işin var köşe kadılığında? Bu kadar stres sağlığında sıkıntı yaratmasın sonra? Kabul edin artık. Öğrenciler ölçüsüz dayak yediler!
Ve artık bırakın ileri demokrasi yalanlarını. Öğrencilerin biber gazları sıkılarak tekme tokat dövüldüğü, yerlerde süründüğü bir ülkeyiz hala. Türkiye'de bırakın ileri demokrasiyi, insanların derdini anlatmaya cesaret edemedi bir baskı ortamı var. Çizgi film karakteri değildir demokrasi. Değiş denince değişmiyor? Ol denince olmuyor, gel denince gelmiyor işte!"
Kaynak