İçerik değiştir



Meriem Sahra Userli ( Meryem Uzerli ) / Meryem Sahra Userli


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 33 yanıt verildi

#21 Melih

Melih

    Giggity Giggity Goo!

  • Kurucular
  • 8.516 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Bahçelievler - İstanbul
  • İlgi Alanları:Sadece Harabe.net :)

Gönderim zamanı 10.02.2011 - 22:28

caps yok mu? P:
2000 - 2010


bit.gifladybug.gif


#22 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 12.02.2011 - 18:03

Buyur gittim kendim çektim geldim :P

Gönderilen Resim

Gönderilen Resim

Gönderilen Resim

Gönderilen Resim

Gönderilen Resim
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim

#23 Melih

Melih

    Giggity Giggity Goo!

  • Kurucular
  • 8.516 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Bahçelievler - İstanbul
  • İlgi Alanları:Sadece Harabe.net :)

Gönderim zamanı 17.03.2011 - 00:19

Gönderilen Resim

Gönderilen Resim

Türk yemeklerini yiye yiye iyi şişmiş bu kız ha :P
2000 - 2010


bit.gifladybug.gif


#24 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 21.03.2011 - 14:53


Meryem Uzerli'den Hürrem kaprisleri

Bir anda şöhret olan Meryem Uzerli, kaldığı otelde hayranlarından sıkılınca odasına koşu bandı istedi.
Muhteşem Yüzyıl dizisindeki 'Hürrem' rolüyle bir anda şöhret olan Meryem Uzerli star havasına çabuk girdi. Başı kilolarıyla dertte olan Uzerli, kaldığı Cevahir Otel'de bitmek bilmeyen istekleriyle herkesi bunalttı. Düzenli olarak her gün spor salonuna giden oyuncu burada müşterilerin ilgisiyle karşılaşınca sıkıldı.


ÇALIŞANLAR İSYAN ETTİ
Otel görevlilerinden koşu bandını her gün odasına çıkartmasını isteyen Uzerli, sonunda çalışanları isyan ettirdi. Otel yönetiminden red cevabı alınca çılgına dönen güzel oyuncunun imdadına sonunda dizinin yapımcısı yetişti. Yapımcı, Uzerli için 4 bin TL'lik bir koşu bandı alarak odasına yerleştirdi.


Ayaklıgazete





DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim

#25 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 21.03.2011 - 14:58


'Muhteşem Yüzyıl'ın Hürrem'i Meryem Uzerli, özel hayatı hakkında konuştu.
Gönderilen Resim

Yıllardır 'güzel' dediğimiz 45 kilo kadınlara hiç benzemiyorsunuz.
- Türk kadınları neden zayıf olmak istiyor? Sizin yapınıza hiç uymuyor ki bu. Sürekli bir kilo verme derdi var. Modeller gibi olmayı istemek yorucu. Nasılsak öyleyiz. Türkler şehvetli ve tutkuludur; zayıf ve sağlıksız değil.


Erkekler, zayıf kadınları daha fazla istemez mi? Adriana Lima gibi.
Hiç de değil. Sarıldığı zaman daha yumuşak, daha tutabileceği bir kadın ister asıl.


Şimdi siz de beğenildiğiniz için kadınlardaki stres azalır belki.
- Beğeniyorlar mı beni? Neden ben yalnız hissediyorum o zaman? (Gülüyor)


Evet. "Çok güzel" diyorlar.
- Sevindim o zaman. Belki bu sayede kadınların kendilerine güveni tekrar yerine gelir. Kilo takıntılarını bıraksınlar ve kendilerine oldukları gibi güvensinler. Zaten o zaman daha 'kadın' gibi hissedecekler. En önemlisi güven. İdeal olduğu söylenen ölçülerin ne güzellikle, ne de iç huzurla bir bağlantısı var.



Ama siz de ağır bir diyet yapmıyor musunuz?

- Dokuz ay önce sigarayı bıraktım ve her ay bir kilo aldım. Eski kıyafetlerime sığabilirsem sevinirim tabii, ama sağlıksız bir diyet yapmıyorum. Mutluluk veren yemekler yiyorum.


YÜKSEKTEN ATLADIM

Gönderilen Resim


Dört günde resmen hayatınız değişti. Nasıl bir duygu?
- Çok, çok garip... Yüksek bir yerden denize atlamak gibi. Düşünürsen yapamazsın. Çok düşünürsen hiç yapamazsın. Sonra kenardaki kayalıklardan sahile inersin ve atlayamamış olursun. Ben atladım. Arkamda ne bıraktığımla değil, buradan ne alacağımla ilgilendim. Bazen insan risk almalı. Bu da o risklerden biriydi. Sezgilerin doğruyu söyleyeceğine inanırım, onları dinledim ve geldim.



Gelirken, en baskın duygunuz heyecan mıydı, korku mu?

- Korku.


Durup düşündüğünüzde...
- Bir dakika! Durmaya zamanım yok ki. Hayatım nereye gidiyor diye düşünemiyorum bile. Geldiğimden beri çok az uyudum. Olanların yansımalarını görecek zamanım olmadı. Şimdi yavaş yavaş ne olup bittiğinin farkına varıyorum; hâlâ tam vakıf değilim duruma. Ama çok mutluyum bugünlerde. Yaptığın işten tatmin olmak çok iyi. Hürrem gibi ilginç bir karakteri oynadığım için de mutluyum.


Geldikten sonra nasıl gelişti olaylar?
- Bir anda, "Bugün Türkiye'ye taşınıyorum" dedim. Sonrası çok hızlı; her şey apar topar oldu. O noktadan sonra yapacak tonla şey vardı. Taşınmak, Türkçe öğrenmek, senaryo ezberlemek, kilo vermek, Hürrem'i anlamak, içselleştirmek, değişmek, tarihi öğrenmek...


TEPKİLERDEN KORKTUM

Türkiye ve Osmanlı tarihi hakkında hiç bilginiz var mıydı?
- Babamdan bildiğim kadar. Okulda hiç öğrenmedik tabii.
Tüm bu tartışmaların ortasına düşeceğinizden habersiz miydiniz?
- Dinle ve tarihle ilgili hassasiyeti ve tehlikeyi bilmiyordum. Burada yaşamadığım için bu normal, değil mi? Tepkiler, eleştiriler gelmeye başlayınca biraz tedirgin oldum, hatta korktum.


Sete korumayla gidildiği doğru mu?
- Orada korunuyoruz. Set güvenli.


Almanya'da durum nasıl? Orada da tarihle ilgili işlere böyle tepkiler geliyor mu?
- Mesela Hitler hakkındakilere mi?


Mesela...
- Tarihi bir konu söz konusu olduğunda, insanlar çıkıp doğruluk payını tartışıyorlar; bu kadar hararetli değil ama. "Muhteşem Yüzyıl"da tarihin yanında din de konuya dâhil olduğundan iki kat tartışma yaratılıyor.

Gönderilen Resim
YA SEN ÖLECEKSİN, YA BEN

Hürrem'i seviyor musunuz?
- Sevdiğim tarafları var. Birçok kişi onun kötü şeyler yaptığını düşünebilir. Her zaman doğru yolu seçmeyebiliyor; buna ben de katılıyorum. Ama şunu da dikkate almak gerek; 500 yıl önce kural bu: "Ya sen öleceksin, ya ben." O da, bu kurala göre oynuyor. Ayrıca ben onun kötü taraflarını da sevmek zorundayım ki iyi canlandırabileyim.


Sizi en çok etkileyen üç özelliği...
- İyi bir satranç oyuncusu gibi strateji belirliyor, asla durmuyor ve kiminle nasıl konuşması gerektiğini biliyor.


Düşünün ki, siz Meryem Uzerli olarak hareme girdiniz. Cariyesiniz. Kim olurdunuz?
- Çok zor bir soru. Bilmiyorum... O dönemde, sarayda benim karakterimde biri yaşayamazdı bence. Karışım olurdum.


Sarayda birbirine zıt iki aşk var: İbrahim ve Hatice'nin masum aşkı karşısında Kanuni ve Hürrem'in tutkusu. Hangisi daha gerçek?
- Bence ikisi de çok gerçekçi değil. Hayatta karşılığı yok. Mükemmel aşk, ikisinin karışımından çıkar. Yemek gibi... Yemeğe bir sürü şey katarsın, çok leziz bir şey çıkar. Aynen öyle.


Erkeğin iktidarı, kadının ona daha kolay âşık olmasını sağlar mı?
- Hürrem için öyle, ama benim için aşk öyle işlemez. Adamın ne yaptığına ya da yaptığı şeyde ne kadar başarılı olduğuna bakmam. Mutlu adamları severim, mutluluk çeker beni. İktidar sahibi olsa da, bundan etkilenmeyebilirim.


EVDE DOLMA YİYORDUK

Babanız Türk, anneniz Alman. Nasıl tanışmışlar?
- Üniversitenin koridorunda. Birbirlerini görmüşler ve... Aşk.


Babanız neden Almanya'daydı?
- Dedem Almanya'da çok uzun süre çalıştı. Babam da orada doğdu.


Evde az mı Türkçe konuşuluyordu?
- Biz çocukken babam Türkçe konuşuyordu; öğretmeye çalışıyordu. "Meryem bak, bu lampe yani lamba" derdi. Ama ben hep Almanca cevap verirdim. O yüzden sizi iyi anlıyorum, fakat konuşmam yeterli değil.


Oradayken Türkiye'yi takip ediyor muydunuz?
- Çocukluğumdan beri yalnızca Alman olmadığımın farkındaydım. Ev dışında çok Türkler'e özgü bir hayatım yoktu. Ama evde köfte, dolma, muhallebi yiyorduk. Annem babamdan öğrenip Türk yemekleri yapardı. Yılda bir kere de buraya gelirdik; büyükannem, halam ve kuzenlerim burada. Yazın Büyükada'ya giderdik. Burada kendimi Türk, orada Alman gibi hissediyordum. Ama büyüdükten sonra zamansızlıktan gelememeye başladım.


GAZETEDEKİLERİN ÇOĞU GERÇEK DEĞİL

Halit Ergenç'in eşi Bergüzar Korel'in, dizideki öpüşme sahnelerinden rahatsız olduğuna dair birçok haber yapıldı. Sonra bunların doğru olmadığı açıklandı. Alman basınında da böyle şeyler sık oluyor mu?
- Türkiye'de daha fazla. Anladım ki gazetede çıkanların çoğu gerçek değil. Türkçem iyi olmadığı için birçok şeyi anlamıyorum, ama özellikle bu olayda hiç söylenmemiş şeyleri de okuyabileceğimi anladım. Alışmam gerekiyor sanırım.

Muhteşem Yüzyıl'ın Hürrem Sultan'ı olarak hayatımıza giren Meryem Uzerli 'Set bitince Meryem olur evime giderim' diyor.

Gönderilen Resim- Türkiye'ye gelmeye karar verirken endişe duydunuz mu?

Her şey 4 gün içinde oldu. 'Soğuk suya atladım' diyebiliriz. Gelir-gelmez, işime odaklandım. Sadece 'kendimi burada yalnız hissedeceğim' korkusu oldu.


- Diziye yapılan eleştirileri nasıl yorumluyorsunuz?
Daha tanıtımları yapılırken yargılamaya başladılar, çok şaşırdım. İlk bölüm yayınlandıktan sonra biraz tedirgin oldum. Türk insanını tanımıyordum, nasıl bir tepki göreceğimizden de pek emin değildim.


- Ya aileniz? Onlar da tedirgin oldu mu?
Ailem tedirgin değil 'çanak anten' sahibi oldu! Türk kanallarını izlemeye başladılar. İnsanların daha yayınlanmayan bir diziyle ilgili konuşmasına anlam veremediler.


ONUN YOLU KÖTÜ BEN DİSİPLİNLİYİM
Hürrem Sultan ile aramızda şöyle bir fark var: Ben disiplinli ve iyi bir şekilde çalışıyorum. Hürrem ise arkadan oyun çevirerek, kötü bir yol izliyor. O hedefine ulaşmak için birini harcayabilir. Ben amacım için kimseyi harcamam.


ERKEKLERİ YOLDA YÜRÜRKEN GÖRÜYORUM, O DA 5 SANİYE!
- İstanbul'a alışabildiniz mi?

3-4 aydır buradayım. Vaktimin yüzde 95'i sette geçiyor. Set dışında evde senaryo çalışıyorum. Dışarı da çıkıyorum ama çok az...


- İstanbul'a gelince özel hayatınızda bir değişiklik oldu mu?
Buraya geldiğimde bekardım hala da bekarım! Benimle sevgili olmak gibi bir teşebbüste bulunan da olmadı... Set dışında yolda yürürken görüyorum erkekleri, o da 5 saniye...


- Hangi erkekler ilginizi çeker?
Tam olarak bunu tarif edemem. Yani şöyle bir adam, şöyle bir surat diyemem. Bir adamla karşılaştığım zaman gözünde o ışığı görürsem, ilgimi çeker.


Çekim biter Meryem olur eve giderim

- Set dışında 'Hürrem' psikolojisini yaşıyor musunuz?
'Hürrem Sultan' kıyafetlerini çıkartıp kendi kıyafetlerimi giydiğimde Meryem oluyorum ve evime gidiyorum.


- 'Vamp' bir yüzünüz var, çok da sıcakkanlısınız. Duruşunuzla mı alakalı?
Kendimi nasıl hissediyorsam öyle duruyorum. Bunun için ekstra bir şey yapmıyorum. Çok çabuk utanan bir insanım.


- Halit Ergenç ile öpüşme sahneniz yüzünden eşi Bergüzar Korel'le aralarında sorun çıktığı iddia edildi. Bergüzar Hanım'la tanıştınız mı?
Hayır, tanışmadık. Bu haberleri biz de okuduk. Öyle bir şey olmadığını da biliyorum.


- Kendinizi güzel buluyor musunuz?
Burnumu seviyorum. Geriye kalan her şeyi de olduğu gibi kabul ettim. Böyle seviyorum kendimi.


'Sultanların Aşkı'na 23 bin 580 kişi şahit

HÜRREM Sultan'ın Kanuni Sultan Süleyman'a yazdığı mektupların da yer aldığı 'Sultanların Aşkı / Aşk-ı Selatin' adlı sergiyi 2 günde 23 bin 580 kişi ziyaret etti. Başbakanlık Osmanlı Arşivi uzmanlarından Şefik Kanyılmaz, Rıfat Varol, Orhan Özdil, Eyüp Aşık ve Mustafa Özbek'in, yaptığı araştırmalar sonunda derlenen ve günümüz Türkçesine çevrilerek 70x100 santimetre ebadında foto bloklara basılan mektuplar, Airport Outlet Center'da sergileniyor. Sergide, Hürrem Sultan'ın Kanuni Sultan Süleyman'a yazdığı 7 mektupla; Pargalı Damat İbrahim Paşa tarafından Hatice Sultan'a yazılan 10 mektup yer da alıyor.


Figan eden bir bülbül gibiyim
Yüzümü yere koyup ayağına kapandığım sultanım hazretleri... Benim güneşim ve mutluluk kaynağım, ayrılık acısıyla ciğeri kebap olmuş, gecesi gündüzüne karışmış, hasret denizinde boğulmuş bu çaresiz kulunuzun halini sorarsanız, biliniz ki sultanımdan ayrı kaldığım için inleyen, feryat ve figan eden bir bülbül gibiyim. Allah çektiğim bu acıyı kimseye yaşatmasın. (Hürrem Sultan'dan Kanuni Sultan Süleyman'a mektup, 1535)




very deep not: İki röportajı birleştirdim.onlarda kaynak olmadan eklemişler nerede kim yapmış onların kabahati



DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim

#26 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7.424 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 21.03.2011 - 15:04

Frikik vermiş sabahleyin Habertürk'te gördüm. :P

#27 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 07.05.2011 - 18:57




Gönderilen ResimAlmanya'dan geldiğinde kendisi için hazırlanan kıyafetleri korseyle giymek zorunda kalan "Muhteşem Yüzyıl" dizisinin Hürrem SultanMeryem Uzerli'nin, rolü için sıkı bir diyete girdiği iddia edilmişti. Sultan Süleyman'ı canlandıran Halit Ergenç 'in eşi oyuncu Bergüzar Korel'in geçtiğimiz günlerde set ekibi için kurabiyeler yaptı. Ancak dizinin Valide SultanNebahat Çehre çok iyi anlaştığı Uzerli'ye, kurabiyelerden yemesine izin vermediği söylentileri çıktı.

Bugün gazetesinin haberine göre, bu olay güzel oyuncunun kilo probleminden kaynaklandığı düşünüldü. Nebahat Çehre'nin 'Lokum kız' olarak sevdiği Uzerli, kilo problemi olmadığını ve diyet yapmadığını belirtirken kurabiyeleri gluten hastalığı yüzünden yiyemediğini söyledi.

Çölyak hastalığı diğer adı Gluten Enteropatisi Bağırsaklardaki sindirimi sağlayan villus denilen yapıların bozulmasına sebep olan ve dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasarlar oluşturan bir sindirim sistemi hastalığı.

Çölyak hastası olan kişiler buğdayda arpada çavdarda ve kesin olmamakla birlikte, yulafta bulunan ve gluten olarak adlandırılan bir proteine tahammül edememektedir. Hastalık daha ileri yaşlarda kansızlık, boy kısalığı, kemik zayıflığı ve nedeni bilinemeyen karaciğer hastalığı gibi çok değişik belirtilerle de kendini gösteriyo

Gönderilen Resim

Bu nasıl bi foto böyle bu nasıl bi göz yok iki göz :P Bu nasıl bi gamze bu bu insan nasıl yemeden durabilir.Bu foto neden daha önce eklenmedi.



DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim

#28 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 28.05.2011 - 18:25

Meryem Uzerli (Userli) Beyaz show da



Meryem Uzerli (Userli) – Beyaz Show
SeyretSen! Sen ne istiyorsan onu seyret!
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim

#29 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 28.05.2011 - 18:39

dayı bu hanım hoşmuş yaa :D

Değişiklikler Kaydedildi...

#30 Can Ka No Rey

Can Ka No Rey

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 9.354 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 28.05.2011 - 18:49

Meriem Sahra Userli Galatasaray'da!

#31 Arjantin Cad.-ANKARA

Arjantin Cad.-ANKARA

    Sırdan öte ne var ki

  • Üyeler
  • 18.713 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi
  • Konum:Edebi metin

Gönderim zamanı 17.08.2011 - 14:11

hatun dedin mi çenesi küçük olacak shy amca beğenmiş ama ben beğenmedim...

Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...


#32 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 01.10.2011 - 12:38

Muhteşem Yüzyıl'ın Hürrem Sultan’ı, esmer oldu ve verdiği pozlarla yürek hoplattı.
Uzerli, babası Türk olsa da Almanya'da doğup büyümüş, Alman kültürüyle yoğrulmuş, kendini Alman addeden biri...

Büyükbabası Almanya'ya işçi olarak giden kuşaktan. Babası Hüseyin Uzerli'nin tarafı ıstanbullu, annesi Ursula Uzerli, Alman. 1983'te doğduğu, Almanya'nın ortasında 200 bin nüfuslu küçük bir şehir olan Kassel'de, annesinin Amerikalı ilk eşinden olan iki üvey ağabeyi Danny ve Christopher ve bir yaş büyük ablası Canan'la birlikte mutlu bir çocukluk geçirmiş. Ağabeylerinden biri beş yıl boyunca Paris'te yaşadıktan sonra Hollanda'ya yerleşmiş, bugün orada bir patent şirketinde çalışıyor. Büyük ağabeyi Hamburg'da organizasyon işleriyle uğraşıyor. En iyi arkadaşım dediği ablası Canan, caz solisti.

Gönderilen Resim

TİYATRODA AĞAÇ ROLÜ VE HAYALETİ OYNADIM

Annesi ve babası, ikisinin de çalıştıkları üniversitede tanışmış. Ve tanıştıkları günden beri hep birbirlerinin gözlerinin içine bakmışlar. Liseye kadar sanat ağırlıklı bir devlet okuluna gittiğini anlatıyor: "Orada öyledir, bazı okullarda spora, bazı okullarda sanata ağırlık verilir. Bir de beş yaşından itibaren, bir arkadaşımın babasının tiyatrosunda sahneye çıktım. Ağaç rolü falan oynuyordum ya da küçük bir hayaleti!"

Lisenin bittiği sene, 17 yaşındayken, Almanya'da gençler için opsiyonel bir uygulamaya katılıp sosyal hizmet görevinde bulunur ve bir yıl boyunca, bir hastanede gönüllü olarak kanserli hastalarla çalışır. Üniversite için karar dönemi gelip çatınca, Almanya'nın dört bir yanından 20-30 okulun başvuru formunu önüne dizer: Münih, Hamburg, Berlin, Frankfurt, Köln...

Gönderilen Resim

Uzerli, seçimi nasıl yaptığını yerinden kalkarak gösteriyor. Gözlerini kapatıp işaret parmağını ileriye doğru uzatıyor, olduğu yerde dönüyor ve duruyor. Şansına Acting Studio Hamburg çıkınca, okula özgeçmişini gönderir ve seçmeler için parçalar hazırlar. Kendi belirlediği üç farklı oyundan parça canlandırması, bir şiir okuması, bir de şarkı söylemesi gerekmektedir. Başvuru 300 kişi, kabul edilecek kişi sayısı 5! "12 yaş büyük ağabeyim Hamburg'da yaşıyordu, başta biraz korktu, yanına taşınacağım diye" diyor: "Sorumluluğumu almak istemiyor tabii. Ama seçmelerden çıktım, arayan soran yok. Sınava girdiğimde dişimde teller, yüzümde sivilceler, üzerimde Hawaii desenli gömlek, kıvır kıvır saçlar... Tam bir teenager gibi görünüyordum. Akşam çok geç bir saatte aradılar. Tartışmışlar beni. 'Sen daha çok gençsin, önünde daha zaman var, seneye de gelebilirsin diye düşündük ama geri göndermek de istemiyoruz. Anlayacağın, şampanyanı patlatabilirsin' dediler. Ne şampanyası? Portakal suyunu diktim kafama!"

Gönderilen Resim

6 YILLIK İLİŞKİSİNİ BİTİRİP BERLİN'E GEÇTİ

Meryem Uzerli'nin kafasında, tiyatro oyunu misali perdelere böldüğü hayatı azim ve şanstan oluşan bir harman... Hamburg'a gitmeden önce, annesi yerleşmesi için uygun bir öğrenci yurdu ararken, bir sefer yanlış numara çevirir örneğin. Karşısına, bir şapelde vaaz veren bir kadın pastör çıkar. Kadın konuşma esnasında, yalnız yaşadığını, tam da o aralar evinde oda kiralayacak, yokluğunda köpeğine bakacak ve can yoldaşı olacak bir öğrenci aradığını söyler. Üstelik söz konusu ev de okula beş dakika yürüme mesafesindedir.

Uzerli'nin ilk senesini sadece pastörün evi ile okul arasında mekik dokuyarak geçirdiği 10 yıllık Hamburg dönemi işte böyle başlar. Üç yılda okulu bitirir ve küçük tiyatro projelerinde çalışır. Yine kendisi gibi Almanya'da doğup büyümüş bir Türk'le altı yıl süren bir ilişkisi olur. Hayat, yeknesak bir düzene oturur. şehrin de ilişkinin de miadı dolmuştur, yeni sayfa açma zamanı gelmiştir. Bu kez seçimini gözleri açık bir şekilde yapar. Daha büyük, daha kozmopolit Berlin'de karar kılar.

Gönderilen Resim

İÇİMDE BİR ŞEYLERE VEDA EDİYORDUM

Berlin'e gelir gelmez Jetzt Aber Ballett adlı televizyon filminde, bir kadın askeri canlandırmak üzere teklif alır. Üç ay spor salonuna kapanır. Saçlar rastaya, adaleler çeliğe, kendisi de "biraz deliye" dönmüştür. Arkadaşları duruşunun, yürüyüşünün değiştiğine dair dalga geçerler. Pek dalga geçilecek bir durum yoktur. O filmde dikkatini çektiği bir yönetmen, yine bir televizyon filminde (Journey of No Return), bu kez bir özel ajanı canlandırmasını ister. ışler yolundadır. Daha doğrusu o öyle bir umuda kapılmıştır ama bir anda her şey bıçak gibi kesilir:

"Sonbahar başlamıştı, hiçbir proje yok... Depresyona girdim. Her şey o kadar hızlı başlamışken birden yabancısı olduğum bir evin içinde yapayalnız... Sessiz... N'oluyoruz, neredesin Meryem, diyorum kendime. ıki-üç hafta evde oturuyorum, arada bir alışveriş için çıkıyorum, duş bile almadan... Durup durup ağlıyorum, içimde bir şeylere veda ediyormuşum gibi geliyor."

Gönderilen Resim

Bu durumdan altı ay kadar sonra bir gün telefon çalar. Seneler öncesinden tiyatrodan tanıdığı ama geçen yıllar içinde kontağının azaldığı, oyuncu ve prodüktör Hülya Duyar telefonun öbür ucundadır. Türkiye'de bir projeden bahseder. Meryem Uzerli, Türkçe'sinin felaket olduğunu söyleyerek çok da hevesli yaklaşmaz. Yarım saat sonra telefon tekrar çalar, hemen uçağa atlayıp gelmesini, online işlerle falan hiç uğraşmamasını söylerler:

TÜRKÇE'Mİ BEĞENMEYENLER BİR DE ÖNCEDEN GÖRSEYDİ

"Düşündüm: Yarın pazar, depresif depresif de oturuyorum zaten. Hem Hülya demişti ki, deneme çekimi yapacağım karakter de çok iyi Türkçe bilmiyormuş. Hürrem'i o güne dek hiç duymamıştım. Babam eski Türkiye'den bahsederdi ama ben hep Atatürk'ü biliyorum; öncesi yok. Türkçe'm o zaman çok daha kötüydü. şimdi konuşamıyor diyorlar, bir de o zaman görselerdi! 'Rolü alırsan, birkaç sene burada kalabilirsin' dediklerinde şok! Ben televizyon filmi çekilecek sanıyordum. Kimseyi tanımadığım için nasıl bir proje olduğunu da kestiremiyorum... Kibar bir şekilde nasıl kaçabilirim diye düşündüm. Akşam buluştuğum bir arkadaşım bütün gece bu kadını anlattı bana. Birden içimde bir şey uyandı. Yalnız başına Taksim'den ıstanbul'a bir baktım, kendimi yine yapayalnız hissettim. Bütün şehrin sesleri... Sabah ezanı okunmaya başlayınca tüylerim diken diken oldu. Odanın içinde yalnız başıma Hürrem'le konuşmaya başladım: Hürrem, beni duyuyor musun, duymuyor musun bilmiyorum ama ruhun buralarda bir yerde bence. Ben sana saygı duyuyorum, sen bu dünyada yaşadın, bense daha yeniyim, yaşıyorum. Belki çok büyük acılar çektin, kötülükler, iyilikler yaptın, sonuçta bir insansın... Eğer benim sana ruh verebileceğime inanıyorsan, bana kuvvet gönder; ben senin için elimden geleni yapacağım. Bilmiyorum neden ama her şeyi bırakıp geleceğim senin için..."

Gönderilen Resim

Hürrem duydu mu duymadı mı bilinmez ama Meryem Uzerli'nin rolü aldığı bugün milletçe malumumuz. ılk haftalar, kimseler bakmazken ağlama krizlerine girmecesine zor geçer. Senaryo şöyle dursun, Türkçe sağ ne demek, sol ne demek, onu bile bilmeyen Meryem Uzerli'ye en basit komutlar bile tercüme edilir. Repliklerini, her kelimeyi en az 50 kere alt alta yazıp, bilmediği bir dilde şiir ezberler gibi bir yöntemle beynine kazır.

"Bu sezon nispeten rahat" diyor gülerek... "Bazı Osmanlıca şeyler hâlâ çok zor geliyor. Senaryoda işaretlerim var; mavi çok zor, turuncu ortalama, sarılar sette bakabilirim anlamına geliyor. Bu sezon biraz ıstanbul'u göreceğim diye tahmin ediyorum. ılk defa Boğaz'da bir yemeğe çıktım. Öyle güzel şeyler başladı işte."

HÜRREM GİBİ BAŞKASINA BİLEREK ACI ÇEKTİREMEM

Özel hayatında güçten, kudretten ne anladığı sorulduğunda, "Kendin olmayı becerebilmek" yanıtını veren biri için ideal mesleği seçmiş belki de. Kamera önünde kurtlarını böylesine dökünce, sair zamanlarda Meryem olmak belki daha kolaydır. O malum Muhteşem Yüzyıl'da yaşasa ve Hürrem'i bizzat tanısa, ona "uzaktan bakmayı tercih edeceğini" söylüyor:

Gönderilen Resim

"Valla ona iyi dileklerimi ve saygılarımı sunardım ama mesafemi korurdum. Çünkü o ne zaman patlayacağı belli olmayan bir bomba gibi. Ve ben bombaları pek sevmiyorum. Uyum taraftarıyım ben. Benim için başarıya giden her yol mübah değil, başkasına bilerek acı çektiremem. Benim için güç tamamen kendini tanımak: Benim hassas taraflarım, kuvvetli taraflarım nedir, kendimi nasıl ilerletebilirim. Kendini tanımak, bir enstrüman gibi kullanmak ve korumak. Arada bir de temizlenmek... Güç başka ne olabilir ki? Bugün hayat çok kaotik; para konusunda, aile konusunda, ilişki konusunda, her konuda baskı var. Her dönemin başka zorlukları ve şartları var."

YALNIZ KURT GİBİYİM

Ben işimle özel durumlarımı ayırırım hep. Uzun zaman yalnız kalmayı becerebilirim. Biraz yalnız kurt gibiyim, öyle şarj oluyorum. Eve gidiyorum kendimi yaşıyorum, daha sonra insanlarla beraber olduğumda da tadını çıkarıyorum ama... Ben Hürrem'in döneminde, öyle politik ortam içinde yaşamak istemezdim.

Gönderilen Resim

AŞK BENİM İÇİN ÖZGÜRLÜK HÜRREM İÇİN İKTİDAR SAVAŞI

Aşk ve sevgi benim için hiçbir zaman iktidar savaşı olmaz. Aşkın ve sevginin sana iyi kuvvet vermesi lazım, senden bir şeyler alması değil. Benim için aşk özgürlük. Hürrem için tabii ki o dönemde o harem yapısında, aşk bir iktidar savaşı olabilir. Belki de maalesef sadece öylesini gördü, öğrendi. Hayat ona sadece öyle gösterdi. Daha iyisini bilemez ki..."
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim

#33 Superficielle

Superficielle

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 466 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan

Gönderim zamanı 01.10.2011 - 13:57

hani bu zayifliyodu ne oldu aynen duruyor Gönderilen Resim
Iyi bir insan oldugunuza sizi kim inandirdi?

#34 shy

shy

    xrÜt / kudI

  • Kurucular
  • 16.791 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 01.10.2011 - 14:22

Rol gereği alıyormuş o kiloları. Türk erkeği hafif toplu bayan sever diyerek hürrem de böyleymiş demişler o da kilo almış :P Diziden sonra incecik olacakmış
DOÐRUNUN SÖYLENMESİNDEN ÇOK, KİM TARAFINDAN, NEREDE VE NE ZAMAN SÖYLENDİÐİ ÖNEMLİDİR.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gönderilen Resim





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

23 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 23 ziyaretçi, 0 gizli