Kürtçü kesimin internette yaydığı ve Türkçe diye bir dilin olmadığı iddialarının dillendirildiği safsatanâme'ye rastlamışsınızdır. Bu yazı, Kürtçü kesime anlayacakları dilden bir cevaptır. Kürtçü kesim, Farsça'dan Kürtçe'ye geçmiş olan sözcüklere de Kürtçe demekte onlar ortak sözcükler diyerek alıntı olan bu sözcükleri gizlemeye çalışmaktadır. Tabii ki Farsça ile Kürtçe'nin ortak kelimeleri de bulunmaktadır ancak Kürtçe'ye Farsça'dan alınan kelimeler de vardır. Söz gelimi Kürtçü iddiaya göre nâme Kürtçe'dir. Oysa bu yalanı, biraz lisâniyat bilen biri hemen görebilir. Çünkü Farsça olan nâme sözcüğü yine Farsça olan nâm isim, addan gelir. Kürtçe'de ise nav isim, ad demektir. Yâni nâme'nin Farsça'dan alıntı olduğu âşikârdır. Eğer bu ortak bir kelime olsaydı bunun navî olması gerekirdi.
Kürtçü kesim, Türkçe'den ve Arapça'dan gelen kelimeleri de öz Kürtçe ilân etmekte ve lisâniyat ilmine ideoloji, milliyetçilikle yaklaşmaktadır. Bir nevî Kürt Güneş Dil Teorisi inşâ etmektedirler. Söz gelimi Kürtçe qerax kıyı, sâhil sözcüğü ilk bakışta öz Kürtçe sanılabilir oysa Türkçe'dir. Türkiye Türkçesi halk ağızlarında kırak kenar 2) kıyı, Azerbaycan Türkçesi'nde qırax kenar 2) kıyı demektir. Çoğu dilde kıyı anlamına gelen sözcük kesmek, kırmak kökünden gelir ki Türkçe kıyı sözüğü de kı- kökünden gelmektedir. (kıy- kıymak da aynı köktendir) Arapça sâhil < sahl kıyma, rendeleme, İngilizce shore kıyı = shear kırpma, kesme örnekleri gibi. Türkçe kırak/qırax > Kürtçe qerax olmuştur.
Bir başka örnek, Kürtçe erd yer sözcüğü. Kürtçü kesim bu sözcüğe de öz Kürtçe deyip bu sözcüğün Almanca erde yer 2) dünya = İngilizce earth yer 2) dünya ile kökteş oluğunu iddia eder. Oysa sözcük Arapça ard'dan gelir. Bu Arapçökenli sözcük Türkçe'de ise arz yer olmuştur. Arapçadaki dat harfi, Türkçe'ye geçen kelimelerde z, Kürtçe ve Farsça'ya geçen kelimelerde d olur. Arapça arD (dat) > Türkçe arz > Kürtçe erd...
Kürtçe'nin kapsamlı bir etimolojik sözlüğü yoktur ve bu Kürt Güneş Dil Teorisi bakışıyla da hazırlanamaz. Kürtçe'deki koç göç, koçer göçer, isot issi ot gibi öz be öz Türkçe kelimeleri dahi öz Kürtçe sanan ve ilân eden bakış açısı sahipleri elbette ilmî gerçekleri bırakıp uydurma teoriler ortaya atacaktır.
Kürtçü safsatanâmeciler gibi yapıp Kürtçe'deki yabancı kökenli kelimeleri bölüm bölüm verelim. Mâdem bir dildeki yabancı kökenli kelimeler, o dilin olmadığının kanıtıdır, aynı bakış açısıyla bakalım Kürtçe var mıymış yok muymuş? Tabii bu çalışmadaki kelimeler ufak bir örnektir. Kürtçe'deki yabancı kökenli kelimelerin (Ermenice, Fransızca, İngilizce, Süryanice, Urartuca, Hurrice, Gürcüce, Lazca, Lezgice, Yunanca, Almanca, İtalyanca, Latince, Rusça vb. hâriç tutuldu) tümü değil, sadece Türkçe, Arapça ve Farsça'dan geçenlerin cüz'i bir kısmına yer verilmiştir.
Örneğin, pamidor domates < Rusça, kartol patates < Rusça, pirpirim semizotu < Ermenice, bacanê sor al patlıcan < Farsça badincan > Kü bacanê, Kü gêras < Yun kerasos gibi diğer dillerden yapılan alıntılara değinilmemiştir.
Ev, Mutfak, Bitki adları, Hayvan adları ve Günlük Hayatla ilgili kelimelerden bazı örnekler
oda, ode < Tü oda
îsot < Tü issi ot < ıssı ot sıcak ot, acı ot
qawin < Tü kavun
gizêr, gêzer < Tü kezer havuç (halk ağzıları)
yarkok < Tü yerkök havuç (halk ağzıları)
arpalix < Tü arpalık
tor < Tü tor sık gözlü ağ
torbe < Tü torba
dorpî < Tü törpü
dorpî kirin < Tü törpü'den törpüleme
dorpîkirî < Tü törpü'den törpülü
turm, torm < Tü torum deve yavrusu
dol < Tü döl torun anlamında
torîn < Tü torun
pisîk, pişîng, pişîk < Tü pisik kedi (halk ağızları)
gogercîn < Tü güvercin
çelik < Tü çelik
çorek < Tü çörek
qewan < Tü kovan
qerekol < Tü karakol
ordî < Tü ordu
qertel < Tü kartal
boz < Tü boz kır, gri
qir < Tü kır gri
qeraç < Tü kıraç
hespê boz < Tü boz'dan boz at, kır at
boz bûn < Tü boz'dan bozlaşma, kırarma, grileşme
çakûç < Tü çekiç < çakıç (çak- çakmak kökünden)
bitov < Tü bit- kökünden bitiv (tohum) (halk ağızları bitiv, bider tohum)
çax < Tü çağ zaman, vakit, çağ
biçax, bêçax < Tü çağ'dan bîçağ, zamansız, çağsız
kasok < Tü kesek'ten orak, kesme aracı
belge < Tü belge
belge kirin < Tü belge'den belgelemek
bibelge < Tü belge'den belgesiz
belgedar < Tü belge'den belgeli
belgedan < Tü belge'den belgelik, arşiv 2) dosya
belgewar < Tü belge'den belgesel
belgename < Tür belge'den senet
belgeyî < Tü belge'den dokümanter
gemî < Tü gemi
gemîvan < Tü gemi'den gemici, armatör
gemîvanî < Tü gemi'den gemicilik, armatörlük
gûz < Tü koz ceviz
gûzik < Tü kozak kozalak
gûzikî < Tü kozak'tan kozaksı, kozalaksı
qarqarok < Tü karga
telik < Tü terlik
çîçek < Tü çiçek
çemçik < Tü çömçük (kepçe) çömçe kepçe (halk ağızları) (Farsça'ya da çumça olarak geçmiştir.)
aş < Tü aş yemek (Kazakça as, Kırgızca/Özbek/Türkmen/Azeri/Uygur/Tatar/Başkırt aş, Yakutça aas)
aşpêj < Tü aş'tan aşçı
aşpêjî < Tü aş'tan aşçılık
aşxane < Tü aş'tan aşevi, aşhâne
çetel < Tü çatal
biçetel < Tü çatal'da çatallı
çeteldank < Tü çatal'dan çatallık
kap < Tü kap tas, kâse
qalpax < Tü kalpak kapak, kapatan
kepeng < Tü kapanak/kepenek (Farsça'ya da kepenk/kepeng olarak geçmiştir. Türkçe kapanak ile kepenek aynı kelimedir kapanan/kapatılan şey)
kepenek < Tü kepenek
kapek, kapik, kepik, kepek < Tü kepek tahıl kepeği
boza < Tü boza
bozafiroş < Tü boza'dan bozacı
bozafiroşî < Tü boza'dan bozacılık
bozaker < Tü boza'dan bozacı
bozakerî < Tü boza'dan bozacılık
kulek < Tü külek kova, tahta kova (halk ağızları)
mantî < Tü mantı
ocax < Tü ocak
don < Tü don (don yağı, katı yağ)
qatix < Tü katık
biqatix < Tü katık'tan katıklı
bêqatix < Tü katık'tan katıksız
qatix kirin < Tü katık'tan katıklamak
meyan < Tü meyan glycirrhiza
ordek < Tü ördek
balaban < Tü balaban
beyreq < Tü bayrak
çelik < Tü çelik
temîrkere < demircilik
çakmaq < Tü çakmak
çakmaqfiroş < Tü çakmak'tan çakmakçı
çakmaqdar < Tü çakmak'tan çakmaklı
bêçakmaq < Tü çakmak'tan bîçakmak, çakmaksız
qiço < Tü küçük
at < Tü at
doner < Tü döner
donervan < Tü döner'den dönerci
çelik < Tü çelik
çorek < Tü çörek
Dillerde çokça kullanılan kavramlardan, kelimelerden bir kısım örnekler
dîrek < Tü direk
dûz < Tü düz
dûz bûn < düzleşmek
dûzbûnî < düzlük
dûzekî < düzce
dûz kirin < düzletme, düzleme
çapik < Tü çabuk (çap- hızlı gitmek, hızlı olmak kökünden. Çapkın ve at çapmak bu kökten gelir. Farsça'ya ve Ermenice'ye de geçmiştir.)
çalim < Tü çalım
çalim kirin < çalımlanma
çalak < Tü çalak hızlı, çabuk 2) yapan çal-ış-mak ile aynı kökten)
çalak bûn < Tü çalıştırmak
çalakî < Tü çalaklık, etkinlik
çalakîker < Tü çalak'tan eylemci
çalakîkerî < Tü çalak'tan eylemcilik
çalaktî < Tü çalak'tan atılgan
çalakîsaz < Tü çalak'tan eylemci
çalakîsazî < Tü çalak'tan eylemcilik
çalakane < Tü çalak'tan çalakâne, etkince
tore < Tü töre
torenenas < Tü töre'den töre tanımaz
torenenasî < Tü töre'den töre tanımazlık
toreyî < Tü töre'den törevî, töresel
torî < Tü tor gençten torluk
koç < Tü köç göç
koçer < Tü köçer göçer, göçebe
koçerî < Tü köçer'den göçerî, göçerlik, göçebelik
koç kirin < Tü köç göçten göçmek
koç bûn < Tü köç göçten göçme
koçber < Tü köç'ten göçmen
koçberî < Tü köç'ten göçmenlik
koçbûyîn < Tü köç'ten göçüş
qerqeşûn < Tü kargaşa
biqerqeşûn < Tü kargaşa'dan kargaşalı
qerqeşûnî < Tü kargaşa'dan kargaşalık
çol < Tü çöl
çolax < Tü çolak
çolistan < Tü çöl'den çölistan, sahra
çolkarî < Tü çöl'den kırsal, çölsel
çolter < Tü çöl'den kırsal, kır, kırlık, step
çolterî < Tü çöl'den kırsal, kırlık
çokterî bûn < Tü çöl'den kırlaşmak, kırsallaşmak
çolwar < Tü çöl'den kır, kırsal
çewlik < Tü çevlik etrafı çevrilmiş yer, bahçe 2) büklük
çawîş < Tü çavuş
çawîşî < Tü çavuş'tan çavuşluk
qedexe kirin < Tü kadağan yasaktan > yasaklama (Azerbaycan/Oğuz Türkçesi qadağan, Özbekçe katäğan yasak)
qadexe bûn < Tü kadağan'dan yasaklanma
qedexeker < Tü kadağan'dan yasaklayıcı
çapan < Tü çapan bez 2) pamuk < Eski Türkçe çapğan (çaput eski dokuma bez ile aynı kökten < çap- çapmak, vurmak 2) dokumak)
çap < Tü çapmaktan > basım, vurum < Eski Türkçe çap- çapmak, çarpmak, vurmak 2) basmak 3) dokumak (çaput dokuma bez, çapğan çapan, bez aynı kökten çak- çakmak, vurmak, çal- çalmak, vurmak (kaşık çalmak, saz çalmak, çala kaşık, çala kalem vb.)
demxe < Tü damga
demxe kirin < Tü damga'dan damgalama
bidemxe < Tü damga'dan damgalı
bêdemxe < Tü damga'dan bîdamga, damgasız
kole < Tü köle esir
kolekî < Tü köle'den kölece
kolewari < Tü köle'den kölevârî, kölece
koledar, kolewar < Tü köle'den köleci
koledarî, kolewarîtî < Tü köle'den kölecilik
kole bûn < Tü köle'den köleleşme
kole kirin < Tü köle'den köleleştirme
koledar < Tü köle'den köleli
koletî < Tü köle'den kölelik
dîlek < Tü dilek temennî
top < Tü top (oyun topu)
top < Tü top (savaş topu)
topik < Tü top, topak'tan toparlak (Sözcük Ermenice'ye de bir yemek adı olarak geçmiştir. Topik nohut ezmesi)
topikî < Tü top, topak'tan toparlakça
topavêj < Tü top'tan topçu
topavêjî < Tü top'tan topçuluk
top kirin < Tü top (toplu'dan) toplama
top bûn < Tü top'tan toplanma
qame < Tü kama hançer
gerek < Tü gerek lûzum, lâzım
gerekî < Tü gerek'tan gerekçe
gerek kirin < Tü gerek'ten gerektirmek
gerek bûn < Tü gerek'ten gerekmek
bey < Tü bay zengin, varsıl (Eski Türkçe bay zengin)
bey < Tü bey efendi
xanim < Tü hanım
xanimtî < Tü hanım'dan hanımlık
qîz < Tü kız
Qizilbaş < Tü Kızılbaş
Qizilbaşî < Tü Kızılbaş'tan Kızılbaşlık
gizir < Tü kızar- kızarmak, kızıl olmak
gizirî < Tü kızar'dan kızılca
ocaxvanî < Tü ocak'tan ocakçılık
qelq < Tü kalk- hareket etmek
xan < Tü han (kağan, bey)
qat < Tü kat tabaka
qat bûn < Tü kat'tan katlanmak
qat kirin < Tü kat'tan katlamak
qata jor < Tü kat'tan çekme kat
qat bûyin < Tü kat'tan katlanış
qat jimar < Tü kat'tan kat sayı
qatkirî < Tü kat'tan katlı
qatmer < Tü katmer
qatqat < Tü kat'tan katkat, katmer
qatqatî < Tü kat'tan katkat, katman
qatqatî bûn < Tü kat'tan katmerleşmek, katmanlaşmak
êl < Tü el halk 2) devlet (Eski Türkçe él halk 2) devlet) Kürtçe aşiret, oymak anlamında.
ela < Tü elâ, ala
alav < Tü alav (Eski Türkçe yalav. Aynı kökten yalaz ateş, yalım kıvılcım) Sözcük, Farsça'ya alev olarak geçmiştir.
qerax < Tü kırak kıyı, kenar 2) sâhil. Azerbaycan Türkçesi qırax kenar 2) kıyı. Kürtçe'ye kırak > qerax kıyı, sâhil anlamıyla geçmiştir.
gol < Tü göl
golik < Tü gölek küçük göl (Eski Türkçe kölek gölcük)
gorî < Tü göre
îsîn < Tü ışımak, ışın parlaklık
kirt kirin < Tü kertmek
sax < Tü sağ
saxlem < Tü sağlam
bi saxlemî < Tü sağlam'dan sağlamca
saxlem kirin < Tü sağlam'dan sağlamlama
saxlem bûn < Tü sağlam'dan sağlamlaşma
saxlembûnî < Tü sağlam'dan sağlamlık
saxlemî < Tü sağlam'dan saplamlık
saxberî < Tü sağ'dan sağlık
koz < Tü köz
sozdan < Tü söz'den sözlenme
sozdanî < Tü söz'den sözleşme
bisozdanî < Tü söz'den sözleşmeli
bêsozdanî < Tü söz'den sözleşmesiz
sozdar < Tü söz'den sözdar, söz tutan, sadık 2) sözlü
laqirdî < Tü lakırtı
Kürtçe'deki yabancı kökenli edatlardan, bağlaçlardan bir kısım örnekler
gorî < Tü göre
hema < Arapça ammâ gelgelelim
lakîn < Ar lâkin
û < Farsça û ve
eger < Fa eger < Eski Farsça agar < hakar, hakaram < ha-karam bir kez
gêrçî < Fa agar çi < gar çi eğer ki
belkî < Fa bal ki hatta
belkiyî < Fa bal ki'den
belkîtiyî < Fa bal ki'den
heta < At hattâ ta ki
qey < Tü kay, ka ne? (Eski Anadolu Türkçesi kay ne, nasıl?, Kazakça kanday nasıl?, kayda nerede? Türkçe/Kazaka/Kırgızca/Azerice vb. Kaç ne kadar?, kangı hangi? kanı hani?vb.)
ne < Tü ne
meger < Fa magar < Eski Farsça ma agar
madem < Ar mâ dâma dâim oldukça
şayed < Fa şâyad < Eski Farsça şâyistan uymak, mümkün olmak
her < Fa har tüm
hîç < Fa hêç hiç
hîç kes < Fa hêç kes hiç kimse
her kes < Fa har kas tüm kişiler
Çeşitli kelime örnekleri
qanûn < Ar qânun < Yunanca kanon
yasadan < Tü yasa'dan kanun koyma, yasama
yasayî bûn < Tü yasa'dan yasalaşma
yasayî kirin < Tü yasa'dan yasalaştırma
xêr < Ar xayr iyilik
bixêr < Ar xayr'dan hayırlı
xêrdar < Ar xary + Fa dâr tutan, -lıdan hayırlı
xêrxax < Ar xayr + Fa xâh isteyenden hayır isteyen
xêrkar < Ar xary + Fa kâr yapan, edenden hayır yapan, hayır sever
kitêb < Ar kitâb
pirtûk < Tü pırtık kitap, yazma (Yırtık pırtık)
pirtûk çapker < Tü pırtık + Tü çap- vurmak 2) basmak + Fa kâr edenden kitap basan, kitapçı
pirtûkgeh < Tü pırtık + Fa gâh yerden kitap yeri, kitaplık
pirtûkxane < Tü pırtık + Fa hâne evden kitap evi, kütüphâne
pirtûkxanevan < Tü pırtık + Fa hâne + Fa bân tutan, -cıdan kütüphâneci
defter < Yun diphthéra tabaklanmış deri
defterdar < Yun defter + Fa dar tutan
name < Fa nâme mektup, nâme
welat < Ar wilâyat vilâyet, egemenlik bölgesi, ülke, vatan
welatî < Ar welâyatî vatandaş
welatperwer < Ar welâyat + Fa perver tapan, seven < parvardan tapmak > perest tapan 2) hizmet eden
... devam edecek ...