Gönderim zamanı 04.02.2011 - 16:56
Halk TV'nin gerçek sahibi kim?
04.02.2011 03:24
CHP'nin kanalı olarak bilinen Halk TV sessiz sedasız kapandı.
Çalışanlar duygusal bir açıklama yaparak şöyle bir sitemde bulundu:
"Filler tepinirken çimenler mi ezildi? Ama şunu iyi biliyoruz ki yönetimde küçük bir değişimle ya da yönetime küçük bir takviyeyle fırtına gibi olabilecek bir kanal karardı.
Biz mi çok kötüydük? Yoksa yönetici diye seçtikleri mi? Daha anlayamadık.
Türkiye`nin yollarının çatallandığı bir kavşakta hem.
Herkesin Türkiye`ye saldırdığı bir cadı kazanı bölgenin ortasında.
Seçimlere birkaç ay kalmışken.
Türkiye göçüyorken!
Hukuk, yargı, ekonomi, hepsinden önemlisi insanımızın bilinci hallaç pamuğu gibi atılıyorken!
Gerici kanallar sabahın köründen gece yarılarına dek köpükler saçarak halkı kandırırken."
Çalışanlar gerçeği bilmiyordu.
Ne olduğunu anlamamışlardı.
Şimdi çalışanlar soruyor:
"Gidiyoruz...
Neye, kime kızacağımızı bilmeyerek...
Ne olduğunu daha anlamayarak.
Olanlara, hazır bir kanalın böyle tuhaf biçimde bırakılabileceğine inanamayarak!
'Ülkemiz elden gidiyor. Seçimlere üç beş ay kaldı, aklınızı mı kaçırdınız?' diye ağlayarak arayan izleyicilerimize birkaç kırık sözden başka bir şey söyleyemeyecek buruşuklukta bir sesle."
GERÇEK NEYDİ
Meseleyi aydınlatmak yine Odatv'ye düşüyor.
Öncelikle belirtmemiz gerekiyor ki:
Ortada "fillerin tepinmesi" yok...
Önce:
TV macerasının nasıl başladığını anlatalım.
Başından beri dönemin genel sekreteri Önder Sav'ın tüm karşı çıkmalarına rağmen, bir Baykal projesi olarak gelişen Halk TV, Baykal'ın genel başkanlıktan uzaklaşmasıyla, gözden de gönüllerden de ırak düştü... Baykal'ın başarısız TV projesini yeni yönetim sahiplenmek istemedi...
Zaten "anayasa gereği" TV sahibi olmak bir parti için kapatma nedeniydi... Dolambaçlı yollar, etik değildi...
Ama en önemlisi, parti kontrolündeki medyadan asla bir şey olmazdı. İnandırıcı değildi çünkü....
CHP'nin yeni yönetimi bu "hastalıklı yapı"dan kurtulma yanlısıydı...
Bu iş profesyonelce yapılmalıydı. Hem sermayesi, hem editoryal yönetimi bağımsız olmalıydı...
Bu durum Baykal'a dobra dobra söylendi:
"Biz bu işi böyle devam ettirmeyeceğiz. Siz de eşinizin akrabaları (ki yönetim kurulu başkanı Deniz Baykal'ın baldızı Acun Hanım'ın oğlu Haluk Akıltopu idi) ve kontrolünüzdeki göstermelik ortaklar üzerinde (Beş ortak da Antalyalı) kurduğunuz bu TV'den vazgeçin. Biz bu geçiş döneminde size yardımcı olalım, bu işi gelin profesyonel ellere devredelim, biz parti olarak elimizi çekelim. Tabii, çağdaş Atatürkçü çizgiye uygun ellere teslim edelim.." Baykal bu teklifi getiren genel başkan yardımcısını odasından kovdu. "Ne hakla" diyordu, "bana böyle bir teklifi getirirsiniz."
Bu tavır karşısında CHP yönetimi Halk TV ile ilişkisini tamamen kopardı.
İpler Baykal'ın elindeydi, TV'nin asıl sahibi oydu.
Ve ne yazık ki başta Şamilim Tayyarım olmak üzere yandaşlar bilmiyordu ki Halk TV CHP'nin değil Baykal'ın kanalıydı.
GAZETECİLER TALİP
Halk TV'nin yaşamasını isteyen bazı gazeteciler yan yana geldi, Baykal'ın kapısını çaldı.
Baykal'dan kanalı borçları (yaklaşık 1 milyon dolar) karşılığı istediler. Böylece personelin borçları ödenecek, göstermelik hisse sahipleri de kaldıramayacakları borç yükünden kurtulacaklardı. Üstelik karşısındaki gazeteciler Baykal'ın siyasi çizgi olarak güveneceği gazetecilerdi.
Baykal satışa kesinlikle karşıydı. Kiralama olabilirdi. Ancak onun için de şartı borçlar ödenecek ve 2 yıl sonuna 2 milyon dolarlık teminat mektubu verilecekti.
Gazeteciler şaşırdı. Bu kadar para onlarda yoktu. Ayrıca böyle bir ticari anlaşma reel değildi.
Gazeteciler kiralama değil, satın almakta kararlıydı.
Baykal satmak isterse çok büyük bir para karşılığı satacağını söyledi. İfade ettiği rakamlar 7 milyon dolara yakındı!
Halk TV, geliri olmayan, şişkin bir personeli olan, elektrik parasını ödeyemeyen; tuvatlerine girilemeyen, Digitürk'ten atılmış vs bir kanaldı ve Baykal hayatın gerçeğine hiç uymayan paralar telaffuz ediyordu.
Üstelik gazeteciler dışında Halk TV'ye alıcı da yoktu.
Ama...
Baykal yine de "hayır" dedi.
Çünkü beklentisi bambaşkaydı:
Baykal Haziran 2011 seçimlerinden sonra tekrar CHP'nin kontrolünü ele geçireceğine inanıyordu. Hatta, 2012'de Erdoğan'a karşı cumhurbaşkanlığı-başkanlık seçimlerinde aday olma veya genel başkanlıkta kalma eğilimindeydi... Olmazsa tekrar parti kurup, Halk TV'yi de kendisi için çalıştırma eğilimindeydi...Bu nedenle Halk Tv, ya kendi kontrolünde olmalıydı ya da yok olup gitmeliydi.
Sonuç?
Baykal'ın dediği oldu: Halk TV tarihe karıştı. Hem de böylesine bir dönemde...
İnsana yazarken bile acı veren Halk TV'nin kapanış öyküsü budur işte.
Ayhan Bozkurt
Odatv.com