bu konuya 14 yanıt verildi

[dokuzharf]

"CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş, Kocaeli'ndeki parti toplantısında, "Kürtler eninde sonunda bizim kucağımıza oturacak" dedi. CHP Genel Merkezi soruşturma başlattı.



PARTİLİLER ŞOK OLDU
Geçen hafta Kocaeli'nde temaslarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş, göreve yeni başlayan il yönetimiyle de toplantı düzenledi. Güneş'in gazetecilerin salondan ayrılmasından sonra söylediği sözler ise partilileri şok etti.

Yeni Şafak gazetesinden Behçet Güngör'ün haberine göre toplantıda bir partili Kürtlerin CHP'ye neden ilgi göstermediğini sordu. Kürtlerin şu anda kendilerine uzak durduğunu kabul eden Güneş, ancak Kürtlerle ilgili bazı çalışmalar yaptıklarını söyledi.

KÜRTLER TOPLANTIYI TERK ETTİ
Güneş sözlerini şöyle sürdürdü: "Kürtler sonuçta bize ilgi göstereceklerdir. Yeni politikalar geliştiriyoruz. Kürtler eninde sonunda bizim kucağımıza oturacaklar." Bu sözler üzerine salonda buz gibi bir hava eserken Kürt kökenli partililerin çoğu toplantıyı terk etti. Partililer bu sözleri genel merkeze ilettiler. Bu arada tartışma Kocaeli'nde yerel medyaya da yansıdı.

CHP'Yİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUM
CHP Darıca Belediye Meclis Üyesi Öner Ayırkan "Tepkimizi genel merkeze ilettik. Kimseden şimdiye kadar tepki gelmedi. CHP yönetimi bu açıklamaya tepki göstermedi. Tepki göstermemek kabul etmek anlamına gelir. CHP yönetimini göreve çağırıyorum" diye konuştu.

Skandala önce sessiz kalan CHP yönetimi tepkilerin artması üzerine araştırma başlattı. Genel Merkez, il başkanlığından konuşma kasetlerini istedi. Kayıt tutulmadığını bildiren il yönetimi ise sözleri doğruladı.

ÇOK TALİHSİZ BİR AÇIKLAMA
Güneş'in sözlerini doğrulayan eski CHP Kocaeli İl Başkan Yardımcısı Ertan Kayıkçı, "Çok talihsiz bir açıklama, CHP yönetimi buna tepki göstermeli" değerlendirmesini yaptı. CHP İzmit İl Yönetimi Üyesi Turgut Yıldız ise yönetiminde olduğu için bu konuda yorum yapmak istemediğini söyledi. Güneş'in bu sözleri kullanıp kullanmadığı yönündeki soruya ise Yıldız, "Kullanmadı diyemiyorum. Kullandı. Ancak sorun çıksın istemiyorum. Bu konuda daha rahat olan arkadaşlarla konuşursanız daha iyi olur" dedi."


---------

Haberi aldığım sitede kaynak olarak "Yeni Şafak" gösterilmiş.
Bu haberi veren İnternet sitelerine baktım da tamamına yakını "Yeni Şafak" olarak kaynak göstermiş.

[_RomantizmA_]

Doğru demiş... GUNDİ kemal kürt hareketinin daha geniş çevrelere yayılması için atanmadı mı? Olacak olan o... Sorun kucağa oturmak ifadesiyse, sorun değil CHP'nin kürtleştirilmesi olarak değiştirilsin...

Bence CHP'nin kürt çizgisine çekilmesi (90ların başında olduğu gibi) bence ifadeden çok daha dikkat çekici...

[pac]

gelecekte öyle olcaksa şu andaki durum ne peki

[waranko]

Yeni Şafak mı!!
Orada durmak lazım.
sadece bu gazeteden yayınlanan haber ise Oturup iyi düşünmeden konuşmamak gerekir gibi düşünüyorum

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 04.02.2011 - 17:56

[dokuzharf]

YENİ ŞAFAK GAZETESİ'NE DAVA AÇACAĞIZ
Güneş, haber hakkında dava açacağının hatırlatılması üzerine, şunları
söyledi: "Hepsine dava açtım. Zaten o kişi hakkında gazetenin sahibi hakkında
yeni bir dava açılmış oldu. 500'e yakın davaya bir yenisi daha eklendi. Hem suç
duyurusu var çünkü TCK ile ilgili bir suç da var orada, 'halkı birbirine düşürme'
gibi bir suç da var. Türkiye'de kardeşliğimizi bozmaya yönelik bir iftira da var.
Onu da avukatlar gündeme getirecek, aynı zamanda tazminat davası da söz konusu
olacak. Milletvekilleri hakkında, bu haberi, bu dedikodu haberi külliyen yanlış
olan hiçbir gerçekçiliği olmayan haberi tekrar haber yapan Yeni Şafak Gazetesi
hakkında da dava açacağız. Bu haberi bir daha gündeme getirene yine dava
açacağım."

Güneş, "Bazı CHP'liler de size ait olduğu iddia edilen açıklamaları
kınadılar" şeklindeki soru üzerine ise şunları kaydetti: "Onu ben bilemem, fakat şunu söyleyeyim, Yeni Şafak Gazetesi'nde ismi geçen bu olayı kınadığı söylenen kişilerin bazıları 'ben o toplantıda yoktum' dedi. Biri Yalova'daymış mesela. Biri 'ben yoktum sadece gazetede okudum, hoş bir şey değildi, Kürt kökenli biri olarak kınadım üzüldüm' diyor.

KÜLLİYEN YALAN
Öyle bir söz söylenmediği gibi, böyle bir şey gündemde olmadı, külliyen yalan. AKP'liler hiç gerçek olmayan bir şey üzerine siyaset yapıyorlar ve bundan medet umuyorlar. Rize Belediye Başkanı kalktı çok ayıp bir şey söyledi, gerçek yazıldı ve kayıtlıydı. O zaman Kürtlükleri akıllarına gelmedi mi? Sayın Kotan'ın Kürt kadını olduğu, bir kadın olduğu, onurlu olduğu aklına gelmedi mi? O zaman nasıl oturdu, o zaman talimat 'sakın konuşmayın demeç vermeyin' yönündeydi. Demek ki bu sefer de 'aman bir şey bulduk belki çıkın toplu olarak demeç verin' dediler her halde. Hepsini özre davet ediyorum, özür dileyecekler benden. Halkımızdan da özür dileyecekler, Kürt kökenli yurttaşlarımdan da özür dileyecekler. Yaptıklarından da Cenabı Hak karşısında tövbe edecekler."

O GAZETECİ HAKKINDA 500 DAVA AÇILMIŞ
"O toplantıda hiç Kürt meselesi konuşulmadı mı?" yönündeki soru üzerine
ise Güneş, "Hiç alakası yok, zaten öyle bir haber olsa ertesi gün yayınlanırdı.
Gazete, 'basın çıktıktan sonra patlattı' diyor haberde. Bu gazetecinin nasıl bir
gazeteci olduğunu söyledim. Siz hiç 500'e yakın hakkında dava açılan bir insan
gördünüz mü? En son aldığı mahkumiyet davası iki gazeteci hakkında, iki gazeteci dava açmış 'bize iftira ve hakaret ettin' demiş. Oradan mahkum ettirmişler. 5 ay hapis cezası alıyor. Benim en son yaptığım basın toplantısı 20'li tarihlerde, hakkımda dedikodu yazıyor defalarca, ben ilk kez dava açıyorum, ben de gazeteci olduğum için çok fazla dava açmam ama bu kez açıyorum. AKP'li milletvekilleri hakkında da dava açılacak, gereğini yapacağız" dedi.
Haberin devamı

[Melih]

Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş: “Bugün iki soruyu sormak ve hatırlatmak için huzurunuzdayım. Ayıp nedir, günah nedir?”

Güneş, genel merkezde, Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Genel Başkan Yardımcısı Engin Altay, milletvekilleri Atilla Kart, Şevket Köse ve Hikmet Erenkaya’nın katılımı ile basın toplantısı düzenleyerek, kendisi hakkında çıkan haberleri değerlendirdi.

Güneş’in açıklamaları şöyle:

Değerli arkadaşlar;

Bugün iki soruyu sormak ve hatırlatmak için huzurunuzdayım.

Bir: Ayıp nedir? İki: Günah nedir?

Ayıp, masumları suçlamaktır.
Ayıp, iftiradan medet ummaktır.
Ayıp iftira atarken yanına yalancıları çağırmaktır.

Peki günah nedir?
Günah, vekilliğini yaptığı insanları yüz üstü bırakmaktır.
Günah, insanların dertlerini çözmek için geldiği makamı, kendi nefreti ve zehrini yaymak için kullanmaktır.

Hakkımda söylenen yalanları ibretle izledim.
Yalan haberden, iftira ve hakaretten defalarca sabıka yiyen bir adamı kılavuz tutan AKP’yi ibretle izledim.
Kürt kardeşlerimle aramdaki sevgiyi kıskananların yaptıklarını ibretle izledim. Haberi anında yalanlamama rağmen bütün onurlarını hiçe sayarak iftiradan bir şeyler kazanmayı bekleyenleri ibretle izledim.

Bu çırpınmalar insanı üzüyor. Bir ülkenin iktidarı bu hale nasıl gelir diye düşündürüyor. Saldırmaya hazır beklemek, ancak korkuya delalettir. Korkmakta da haklılar, çünkü gerçek yüzlerini bir kere daha gösterdiler.
Bunlar, içlerindeki nefreti, kardeşliğimizi zehirlemek için kullanan insanlar. AKP’ nin düştüğü bu durum çok üzücü.

Kürt kardeşlerimizin onuru için konuştuklarını söyleyip, ağızlarından yalan ve iftiradan başka bir şey çıkmayanlara buradan açıkça sesleniyorum: O kadirşinas insanların, o güzel insanların sevgisini hak etmiyorsunuz, değil onları savunmak, onların adlarını bile ağzınıza almaya hakkınız yok.

Çünkü kendi içinizden biri ‘ikinci eşlerimiz Kürt olsun’ dediğinde sustunuz. Asıl kürtlerin onuru o zaman ayaklar altına alınmıştı. Biz avazımız çıktığı kadar bağırdık, bu bir densizlik dedik! Ama siz, tırsıp kaldınız. Sahibinizden icazet alamadığınız için tek bir söz edemediniz. Benim Kürt kardeşlerimin onurunu savunmak sizin gibilere kalmadı zaten, boşuna yorulmayın.

Kürt kardeşlerime sesleniyorum; işte oylarınızı verdiklerinizin hali bu: Size desteğini hiçbir zaman çekmeyen bu kardeşinize, sabıkalı bir yalancıyla bir olup iftira attılar. Düştükleri durum, girdikleri çamur işte bu! Onların cezasını siz bilirsiniz, çünkü adil olmak, Hakkın yanında olmak hepinizin hamurunda vardır.

Fatma Salman Kotan, Abdurrahman Kurt, Mehmet Emin Ekmen, üçünüzün nezdinde bütün AKP’ye soruyorum: Yalancılarla işbirliği yaptınız, iftiradan medet umdunuz, seçmeninizin yüzüne nasıl bakacaksınız? Ayıp nedir hatırladınız mı? Günah nedir unuttunuz mu?

Madem unuttunuz, hatırlatmak da bizim boynumuzun borcudur… Nur suresinin 15. ayetinde Yüce Allah şöyle buyuruyor; O durumda siz iftirayı dillerinizde aktardınız ve hakkında bilginiz olmayan şeyi ağzınızla söylediniz ve bunu kolay sandınız; oysa o Allah katında çok büyük bir suçtur.

Şimdi kalkın düştüğünüz o yerden, debelenmeyin artık çamurda! Size orada ekmek yok! Yalandan, gıybetten kimseye hayır gelmez, bu da size ders olsun. İçinizde biraz yüzümüze bakacak onur kaldıysa, hepimizden özür dileyin! Yüce Allah’a da tövbe edin..

[suheda]

Ne var bunda şaşıracak bir zamanlar kendileri onların kucağına oturmuştu,şimdi onlar herşey sırayla :)ama bu aşırı samimiyet tehlikeli sonuçlar doğurabilir aman dikkat

[waranko]

Burada ki kim kimin koynun da kim kimin kucağın da meselesi beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor.

Beni, Etik ve Ahlaki değerler ilgilendiriyor.
Beni, Toplumun nasıl bir Çürüme içinde kokuştuğu İlgilendiriyor.
Türkiye'nin Hızla Leş gibi kokan ORTADOĞU Despotizminin o karanlık girdaplarına sürüklenmiş olması ilgilendiriyor.
Beni; yaşanmamışlıkları yaşanmış gibi gösteren konuşulmayanları kunuşulmuş gibi gösteren bu İFTİRACILK Tavrı ilgilendiriyor.
Kara Yobazın YÜZYILLARDIR her sıkıştığın da kullandığı bildik tanıdık tavrıdır bu lanet olası İFTİRACILIK.
Bu İFTİRACILIK DİNİ onların Türbandan sonra ikinci DİN'Leridir.
Bu iki damardan doya doya beslenirler.
Bu ikisi olmadan asla yaşayamazlar. Açlıkdan ölürler.
Siyasi arena da iş hayatında okulda veya hayatın başka bir alanın da rakipleri Gerçek de Melek de Olsa Zift çukurunda öyle bir Belerler ki İnsanı! En yakınları bile Bu MELEK mi KELEK mi deyip şüpheyle bakmaya başlar.
Haytım da Yediğim en büyük kazıkları bunlar dan yedim.

Bu gün yaşadığımız güncel olayların Ana damarı; İFTİRA üzerine Bina edilmiş Kamuoyunda sanal Gündem yaratılan olaylardır.
Serseme çevirilen insanlar bir oraya bir buraya Sanal Gündemler peşinde koşarken Dinciler, asıl hedeflerine emin adımlarla ilerliyor.
İFTİRACILIĞA Din tarafından kısaca bakarsak;
Bu kişileri Sonsuza kadar sözü dinlenmez, güvenilmez,İnsanlar olarak gösteriyor.
İFTİRACILIK yarı Şirk dir.
Bu da Dinden çıkmakla eş anlamlıdır.
İFTİRA DİNCİLİĞİ KONUSUN DA AYRI BİR TOPİK AÇMAKTAN BAŞKA ÇARE KALMADI GAYRI.

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 05.02.2011 - 13:36

[pac]

çocukluğumu geçirdiğim mahallede kürtler toplanır halaylar çeker chp ye (o zaman türevi shp) hep tam destek verirlerdi

bir nevi arka bahçeydi


şimdiki taze nesil inadına hatırlamaz ama şu leyla zana ve tayfasını meclise sokan da chp (shp) dir

şimdi utanmadan akp ye laf atarlar hemde hiç utanmadan


ülkenin başına bunları bela etmeleri yetmezmiş gibi şimdide sırf akp den birkaç ,oy gitsin die dtp nin bitini kanlandırmak için barajı indirme gayretindedirler.

ben nasıl vatandaşın derdine çözüm bulayım die uğraşmak yerine akp almasında hangi parti alırsa alsın mantığı =)

[talbot]

kürtler amma sorun oldu yaa. bi otrdkları yerde otrsunlar artık

[waranko]

ülkenin başına bunları bela etmeleri yetmezmiş gibi şimdide sırf akp den birkaç ,oy gitsin die dtp nin bitini kanlandırmak için barajı indirme gayretindedirler.

Demokrasiden korkan demokrasi havarileri.
Hani özgürlükler için 'EVET' diye diye kendinizi öldürüyordunuz.
Şimdi ne oldu da böyle oldu.

O Günlerde;
Sınır boyların da mahkemeler kurup Teröristin ayağına Hakim götürdünüz.
Teröristler,hakime'e şöyle deiler.
Pişmam değiliz Öcelandan selam getirdik. dediler
Hakim de;
Yok canım siz yanlış biliyorsunuz. Biz sizin pişman olduğunuzu biliyoruz.dediler.
Sonra da bu teröristlerin sırtını sıvazlayıp ellerine çiçek verip, serbessiniz dediler.
Yani, Abdullah Öcalan şimdi mecliste demek istiyorum.

Demokrasinin giriş kapısı Seçimlerdir.
Madem özgürlükler den yanasınız.
Seçim barajını düşürün de, Çöpe giden oylar Milli irade diye alakasız kişilerin cebine gitmesin.

[pac]

seçim barajı 2002 de akp tarafından konduğu için haklısın =)


tıpkı hsyk gibi aym gibi şeylerdeki halka rağmen maddelerde olduğu gibi bunu da akp birileri girmesin diye koymuş neyseki millet uyandı da kaldırılmasını istiyo =)



o maddeyi koyanlar ittifak benzeri şeylerle delip zana ve tayfasını koydukları gibi şimdide avukatlarını genel başkan yardımıcısı yapmışlar ama hangi parti unuttum =)

[waranko]

seçim barajı 2002 de akp tarafından konduğu için haklısın =)

Hala kimin koyduğu kimin koymadığı noktasındasın.
Neden?
Hani!! 12 Eylülcüler yargılanacak dı????????
Hani!!Yök, mök, kaldırılacak demkrasi ve Özgürlük ülkesi olacaktık.
Ben inanmadım ve Hayır dedim.
Sen inandın Evet dedin.Bun rağmen Hala sümüğünü orya buraya sürüştürüp duruyorsun.
Onlar kendileri için Kişiye özel demokrasilerini özgürlüklerni yaratacak dedik.
Yarattılar.

Bizim sizinle olan algılama ve tesbit Farkımız işte burada ortaya çkıyor.
Sorun da işte tam burada düğümleniyor.
AKP Halkın bu zayıf tarafını iyi kullanıyor.
Balık hafızalı insanlar.

Neden mi böyle söylüyorum.
Bir an bakıyorsunuz.Hükümet AKP değil de sanki hala KENAN PAŞA İktidarda da ELLERİNİ TUTUYOR.
Hala Ağlama, sızlanma, döğünme tavırları içindesiniz.
Bir bakıyorsunuz esip gürlüyor.

Yav Elinizi tutan mı var ki!
Ne yapacaksanız yapın.

Yoook! olurmu hiç.
Bunlar Sorumsuz sorumlular Hükümeti.İç işleri Bakanının Rezaletini gördük işte.
Rezillik diz boyu ama surat surat değil ki, deve derisi.
Bir Japon aynı şartlar da olsa idi şimdi onun ''ONUR'' Helvasını yiyor olurduk.
Sorumsuz-sorumlu-sorumsuzişler Bakanı.

Fazla uzatmayalım.!
Kısaca İşi özü ne biliyormusun!!??
Pisliği tesbit ettim diyeceksin FAİLLERİ DE GÖSTERECEKSİN sonra yine gidip dokuz yıl aynı Pisliğin üzerine Pislemeye devam edeceksin.
Yetmedi.
Bunlar Kaka diyeceksin,Sorumlusu da şunlar diyeceksin.
İşin Püf noktası burada
Bu tam bir şarlatanlık ve iki yüzlülükdür.

Madem AKP Özgürlükden yana olduğunu söylüyor.
Bütün olanaklar ellerin de Hazır Muhalefet de istiyor.
Şeçim'e Barajı aşağı çekerek gitmelidir.
Yoksa! MÜFTERDİR

Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 09.02.2011 - 19:20

[_RomantizmA_]

CHP'den radikal 'ana dil' çıkışı

Kılıçdaroğlu: ‘Kürtçe okullarda seçmeli ders olarak okutulacak’

Kılıçdaroğlu’nun talimatı ile “Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme” çerçevesinde, Mart ayı sonunda yayınlanması planlanan Seçim Bildirgesine, “Kürtçe okullarda seçmeli ders olarak okutulacaktır” ifadesi konuldu. Bildiride, “yerel yönetimler reformu” önerisi de yer alacak

CHP’nin 18 Aralık’taki kurultayının ardından Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından “üçüncü yol” tanımı ile dile getirilen “Kürt sorunun çözümü ve demokratikleşme” adımlarına ilişkin çalışmalarda sona gelindi. CHP, “Kürt sorununun çözümüne yönelik” mevcut 1989 tarihli ve “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Sorunlarına Bakış ve Çözüm Önerileri” başlıklı raporunun, güncellenip kamuoyuna duyurulması yönünde bir çalışma yapmayacak. Ancak 18 Aralık kurultayından sonra CHP’nin “Kürt sorunun çözümü ve demokratikleşme adımları”na ilişkin iktidar hedefleri ve çözüm önerileri seçim bildirgesine yansıtılacak. Seçim Bildirgesi’nde yer alacak öneriler için CHP’nin önce İstanbul’da, ardından da Şubat ayında Van’da düzenlediği “Arama Konferansları”nda Kürt sorunun çözümü ve demokratikleşme önerilerine ilişkin aydınlardan gelen değerlendirmelerden de yararlanıldı. Seçim bildirgesinde, “ana dil öğretimine” ilişkin yeni bir öneride bulunacak. CHP lideri Van toplantısında, “ana dilde öğretime sıcak baktıklarını, ancak ana dilde eğitimin bugün için çözülebilecek bir sorun olmadığını” dile getirmişti. CHP’de Genel Başkan başkanlığında parti üst düzey kurmayları ve akademisyenlerle üst üste gerçekleştirdiği toplantılarda, CHP’nin iktidarında, “Kürtçe’nin okullarda seçmeli ders olarak okutulması” ifadesinin konulması kararı verildi.

CHP’nin Seçim Bildirgesinde, 1989 raporunda yer alan, “Yurttaşların ana dillerinde serbestçe konuşabilmeleri, yazabilmeleri, öğretebilmeleri, bu dillelerde değişik kültür etkinliğinde bulunmalaları güvence altına alınacak” ifadesi tekrarlanacak.

Yerel yönetimler şartı

Seçim bildirgesinde CHP, “yerel kamu hizmetlerinin yerel yönetimlere devri, demokrasiye hizmet eder” tezinden hareketle “yerel yönetimler reformu” önerisinde bulunulacak. Bildirgede, Türkiye’nin, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın şerh koyduğu maddelerin kaldırılması vaadinde de bulunulacak. CHP’nin önereceği “yerel yönetimler reformu” ile “merkezi hükümetin yönetimdeki ağırlığı” yerele yayılacak. Böylece güçlü yerel yönetimler ülkenin hem demokratik gelişimine, hem de iktisadi ve sosyal gelişimine katkıda bulunacak.
Mynet

-------------------------------------------------------------------------------


BDP'nin 1 kaç oyunu alayım derken hem kendini ele veriyor hemde bir çok kişinin oyundan ediyor partiyi...

GUNDİ kemal kürt hareketinin daha geniş çevrelere yayılması için atanmadı mı? Olacak olan o... Sorun kucağa oturmak ifadesiyse, sorun değil CHP'nin kürtleştirilmesi olarak değiştirilsin...

Bence CHP'nin kürt çizgisine çekilmesi (90ların başında olduğu gibi) bence ifadeden çok daha dikkat çekici...

[pac]

eğer bir yeni liderin daha ilk mitinginde genel aftan bahsettiği parti akp falan olsa yer yerinden oynardı


ve bu lider tam bu yolda ilerliyor bu gidişle apo da bu partiden aday lur, dtp bile iç çeker