İçerik değiştir



- - - - -

En Beğendiğim Satırlar


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 60 yanıt verildi

#1 Dolunay

Dolunay

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 307 Mesaj

Gönderim zamanı 13.04.2006 - 13:13


KADER, KISMET, TALİH, HAYAT, ÇALIŞMAK

Hayatımızın yapı taşları rastlantılardır.
Kısmet denilen zillinin egemenliğini kabul edip rahat edeceğimize,
çaba denilen bir hödük ve akıl isminde bir snopla yola çıkarız hep.
Ve tabii çuvallarız.

Hayat tecrübelerin ne kadar azsa planların, programların ve prensiplerin o kadar çok olur.

-"Yat aşağı ve keyifle bekle," diyor Kısmet.
-"iyi veya Kötü her yazgının arkasında ben varım," diyor Ölüm.
Bunlardan daha ferah daha iyimser daha gönül açıcı başka ne olabilir?
Osmanlılar Büyük Filozoflardı.
Yine de
Hiçbir şey yapmayanların başına gelenler - kader
Bir şeyler yapanların başına gelenler ise - kısmettir.
Ona göre...
"Bu sizin için son çağrıdır".
Havaalanlarındaki bu anons dehşete düşürüyor beni.
"Bu sizin için son çağrıdır".
Nice filozofun kitabı, böylesine güçlü ifade taşıyan bir tek cümleden yoksun olduğu için unutuldu.

Para, sokağa atılacak kadar değersiz bir şey değildir.
Ama çalışarak kazanılacak kadar da değerli hiç değildir.

İlerleme:
Eski güzel günlere geri dönüşün artık mümkün olmayacağını anladığımız noktadan itibaren,
yürümek zorunda kaldığımız o acılarla dolu yola verdiğimiz şatafatlı isim.

Eskiden sadece çalışırken zamanımızı çalanlar, artık boş zamanımız için de rekabet halindeler.
Sinemaya mı gitsek, diskoya mı?
Yoksa ucuz bir tatille İtalya'ya mı?
Çünkü
Sırtını bir ağaca dayayıp yüzünü güneşe çevirmek Kapitalizme baş kaldırmaktır.
Uzanıp çimenlere bulutları seyretmek, kurulu düzene karşı en tehlikeli isyandır.
Herkes böyle beleşe kafa dinlerse Kapitalizm çöker.
Otel sahiplerinin, tur operatörlerinin, garsonların, komilerin velhasıl bütün sadık ve çalışkan kölelerin
üretme ve tüketme haklarını kimseye bedavaya yedirmez Kapitalizm.
Ve işte bu yüzden keser
mülkiyetini birilerine devredip
gölgesini satamayacağı her ağacı.

Avcı ve toplayıcı obalar günde iki saat çalışarak hayatta kalırlar.
Biz post-modernler ise günde on saat çalışarak iki yakamızı ancak ucu ucuna getirebiliyoruz.

Yirminci yüzyılın ilk yarısı pisipisine ölmekle geçti.
İkinci yarısı ise boşu boşuna çalışmakla.

Mutsuzluğunuzu azaltırsa bu bir ilaçtır.
Mutluluğunuzu arttırırsa uyuşturucu.

Mutluluk üstüne düşünmek, hele mutluluk için çabalamak kimseyi mutlu etmez.
Mutluluk her şeyden önce mutluluğu unutmaktır.

Gurur, beni benden ve bizden ve her şeyden ayıran şık ve mağrur bir duvardır.

Kimse eşit doğmaz.
Ama herkes eşit ölür.
İşte onun için ölüm, acı bir son değildir.
Hayatımızın yegane adil başlangıcı ve biricik fırsat eşitliğidir.
KADER, KISMET, TALİH, HAYAT, ÇALIŞMAK

Hayatımızın yapı taşları rastlantılardır.
Kısmet denilen zillinin egemenliğini kabul edip rahat edeceğimize,
çaba denilen bir hödük ve akıl isminde bir snopla yola çıkarız hep.
Ve tabii çuvallarız.

Hayat tecrübelerin ne kadar azsa planların, programların ve prensiplerin o kadar çok olur.

-"Yat aşağı ve keyifle bekle," diyor Kısmet.
-"iyi veya Kötü her yazgının arkasında ben varım," diyor Ölüm.
Bunlardan daha ferah daha iyimser daha gönül açıcı başka ne olabilir?
Osmanlılar Büyük Filozoflardı.
Yine de
Hiçbir şey yapmayanların başına gelenler - kader
Bir şeyler yapanların başına gelenler ise - kısmettir.
Ona göre...
"Bu sizin için son çağrıdır".
Havaalanlarındaki bu anons dehşete düşürüyor beni.
"Bu sizin için son çağrıdır".
Nice filozofun kitabı, böylesine güçlü ifade taşıyan bir tek cümleden yoksun olduğu için unutuldu.

Para, sokağa atılacak kadar değersiz bir şey değildir.
Ama çalışarak kazanılacak kadar da değerli hiç değildir.

İlerleme:
Eski güzel günlere geri dönüşün artık mümkün olmayacağını anladığımız noktadan itibaren,
yürümek zorunda kaldığımız o acılarla dolu yola verdiğimiz şatafatlı isim.

Eskiden sadece çalışırken zamanımızı çalanlar, artık boş zamanımız için de rekabet halindeler.
Sinemaya mı gitsek, diskoya mı?
Yoksa ucuz bir tatille İtalya'ya mı?
Çünkü
Sırtını bir ağaca dayayıp yüzünü güneşe çevirmek Kapitalizme baş kaldırmaktır.
Uzanıp çimenlere bulutları seyretmek, kurulu düzene karşı en tehlikeli isyandır.
Herkes böyle beleşe kafa dinlerse Kapitalizm çöker.
Otel sahiplerinin, tur operatörlerinin, garsonların, komilerin velhasıl bütün sadık ve çalışkan kölelerin
üretme ve tüketme haklarını kimseye bedavaya yedirmez Kapitalizm.
Ve işte bu yüzden keser
mülkiyetini birilerine devredip
gölgesini satamayacağı her ağacı.

Avcı ve toplayıcı obalar günde iki saat çalışarak hayatta kalırlar.
Biz post-modernler ise günde on saat çalışarak iki yakamızı ancak ucu ucuna getirebiliyoruz.

Yirminci yüzyılın ilk yarısı pisipisine ölmekle geçti.
İkinci yarısı ise boşu boşuna çalışmakla.

Mutsuzluğunuzu azaltırsa bu bir ilaçtır.
Mutluluğunuzu arttırırsa uyuşturucu.

Mutluluk üstüne düşünmek, hele mutluluk için çabalamak kimseyi mutlu etmez.
Mutluluk her şeyden önce mutluluğu unutmaktır.

Gurur, beni benden ve bizden ve her şeyden ayıran şık ve mağrur bir duvardır.

Kimse eşit doğmaz.
Ama herkes eşit ölür.
İşte onun için ölüm, acı bir son değildir.
Hayatımızın yegane adil başlangıcı ve biricik fırsat eşitliğidir.

EMRE YILMAZ IN ŞEYTANIN FISILDADIKLARI KİTABINDAN

Bu mesaj Marco Stanley tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.12.2009 - 01:43


#2 Dolunay

Dolunay

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 307 Mesaj

Gönderim zamanı 13.04.2006 - 13:21

AŞK, EVLİLİK, İHANET

Fakir bir adam için karısı sahip olduğu tek şeydir.
Terketmek üzere olan kadının çektiği ilk silah kendi cinselliğidir;
ama o silahla genelde kendini vurur.

Evliliğin aşkı öldürdüğü söylenir.
Bu akılcıların tipik düz çizgili neden-sonuç yanılmalarından biridir.
Doğrusu şöyledir: aşkın beklenen ölümünün evlilik sırasında gerçekleşmesi
sık rastlanan bir tesadüftür sadece.
Aşkın ömrü zaten kısadır, ölümü de hep ama hep doğal nedenlerledir.

"Değişeceğim" sözü ilişkilerimizi düzeltmekte kullandığımız bir bozuk paradır.

...gerçekten aşık olamayanlar ve hiçbir zaman olamayacaklar aşkın tüm sorumluluğunu sadakat sanırlar.
Ne büyük yanılgı!
Aşkta oysa bir tek sorumluluk vardır...
Aşk.
Sadakat, saygı, ihanet, iffet...Bütün bunlar o sorumluluğu biraz daha sürdürmeye yarayan oyunlardır.
Sevmekten usanmak başkadır; sevmemek başka.
"Seni hala seviyorum sevgilim.Ama bu aralar sevmekten usandım".
Bu dili konuşan aşıklar ne kadar azdır.
Kendimizi her zaman bir papatya falına hapsederiz.

Seven erkek üç yılda, seven kadın ise yedi yılda bıkar.
Aşkın en barbat yanı da aradaki bu dört senedir zaten.

Tehlikeli bir ihanet oyununa başlayanlar sanırlar ki sadece kaybederlerse bir bedel ödeyecekler.
Halbuki tehlikeli ihanet oyunların ters bir kuralı vardır:
kazananlar her zaman kaybedenlerden daha çok bedel öderler.
Üstelik çoğu zaman herkesin ödeyeceği bedel apaçık ortadadır.
Tehlikeli oyunları bu kadar cazip kılan ise, bedellerin asla peşin istenmemesidir.
Kader, verdiği hazza kıyasla en fahiş bedeli işte bu yüzden ihanet oyuncularından talep eder.
Ve oyuncular en ağır senetleri çarçabuk imzalar ve atlarlar sahneye.

Ne doğrunun ne de yalanın yüzde yüzü yoktur.
Ama ben %80 ve üstüne müteşekkir olmayı;
%50 ve üstüne rıza göstermeyi;
%30 ile %50 arasına katlanmayı öğrendim.
Yoksa tek bir dostum veya sevgilim kalmazdı yahu.
Yalan ise %30 ve altından başlar.

İtiraf...
yepyeni ufak yalanlar söylenerek anlatılan eski bir yalandır.

Erkekler ve kadınlar affetmek ve unutmak konusunda da biraz farklıdırlar.
Erkek çabuk unutur; ama asla affetmez.
Kadın derhal afferder; ama asla unutmaz.

Unutmak değil - çünkü bu mümkün de değildir.
Ama hatırlamamaya çalışmak -işte bu hayatta erken kazanılması gereken bir meziyettir.

EMRE YILMAZ IN ŞEYTANIN FISILDADIKLARI KİTABINDAN
OKUMANIZI TAVSIYE EDERIM......


#3 Fugitive

Fugitive

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 429 Mesaj

Gönderim zamanı 14.04.2006 - 20:36

derinliğine kimse sevgili olamadı-Cezmi Ersöz

Kimi sevsem, onun hep uzakta bir sevdiği vardı, unutamadığı ilk aşkı ya da onu terk edip giden sevgilisi... Kimi derinden sevsem, o bir başkasını derinden hatırlardı. Öylesine çok sevdim ki onları, başkalarına duydukları sevgiyi anlatmalarını, sessizce, içim acıyla kanayarak dinledim. Beni yitirmekten hiç korkmadılar; çünkü onlara göre fazla iyiydim; bu yüzden ilk anda vazgeçilebilirdi benden.

Beni terk edenlerden tek isteğim olurdu. 'Ne olur, bir daha beni aramayın! Çünkü ben kolay unutamıyorum. Çünkü ben size duyduğum o akıl dışı aşk yüzünden keder bahçemi dağıtıyorum. Çocukluğumun o güzel bahçesini.' Böyle derdim onlara ama yine de ararlardı beni... Soluksuz ve umutsuz kaldıkları bir gece mutlaka akıllarına ben gelirdim... O, yedek sevgili! ..





keşke arasa bu da akıl dışı ya uf!

#4 Fugitive

Fugitive

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 429 Mesaj

Gönderim zamanı 25.04.2006 - 16:55

Bir iyi için en zor olan,kötüye “Sen kötüsün” demektir.Çünkü iyi utangaçtır.Hırsıza “hırsız” diyemez.Kötünün yerine utanır,sahtekarın yerine yüzü kızarır,hırsızın yerine yerin dibine geçer...Bu sırada kötüler,sahtekarlar,hırsızlar deli gibi eğlenmektedir.Çünkü onların yerine utanan,sıkılan,yerin dibine geçen birçok “iyi” insan vardır.
Kötünün en büyük avantajı iyideki kahrolası utanma duygusudur.Bu duygu iyiyi öylesine zayıf düşürür ki ağzını açıp bir kelime söyleyemez.Halbuki öylesine kararlı çıkmıştır ki kötünün karşısına.Her şeyi açık açık söyleyecektir.Başına gelecekleri göze almıştır!...Ama olmaz.Yapamaz.Çünkü iyiler korkaktır.Çünkü iyiler herkese acır,en çok da kendilerine.
Susmak,acımak,utanmak,korkmak...Farkında mısınız,en iyi insanlar,ne kadar sıkıcı şeylerle uğraşıyorsunuz!Kötüler kazanınca da şaşırıyorsunuz!


HAKAN TÜRK güzel söylemiş.

#5 Fugitive

Fugitive

    Boş vakti boldur

  • Üyeler
  • 429 Mesaj

Gönderim zamanı 07.05.2006 - 13:37

Birde üstteki yazının YILMAZ ERDOÐAN versiyonuna bakalım.yeni buldum.yazının kime ait olduğunu artık siz karar vereceksiniz.iyiyim diyene inanma,özellikle belirtene de inanmayacağız anlaşılan.bunlar reklam kokan hareketler *lol buyrun yazınız:


Haydi iyi insanlar!...

Biliyorum, çoğunuz iyi insanlarsınız. Bu yüzden hep kötüler kazanıyor zaten. Birçok kötü,hatta alçak tanıdım. Çoğu neşeli insanlardı. Hiçbirinde çekingen bir ruh haline rastlamadım.

Kötüler atak, iyiler pısırıktır. Etrafınıza bakın, en heyecan verici, en eğlenceli insanlar hep sahtekârlardır. Hepsi paldır küldür konuşan, ağız dolusu gülen insanlardır. Çünkü sahtekâr, sempatik olmak zorundadır. İyinin böyle bir mecburiyeti yoktur. İyi, sıkıcıdır.

Kadınlar "iyiler"e değil, güvenilmez erkeklere aşık olur bu yüzden. Zaten aşk denen alt üst oluşla ancak bir üç kâğıtçı başaçıkabilir. Aşkın tadını çıkaramaz iyiler. Onlar sarılıp sessiz bir uzanmayı aşk zanneder. Kadınlar da dertlerini onlarla paylaşır ama gidip bir güvenilmezle sevişirler. Tutku kötülerin işidir.
Konuştuğu zaman etrafındaki tüm "iyi ve dürüst" insanlar ağzının içinde kaybolur. Adam başarılıdır, yeteneklidir. İyilik kolaydır. Kötülük maharet ister. İyi olmak için kimseye kötülük yapmamak yeterlidir. Ama kötü olmak için daha çok çalışmalısınız! İyi, kötü karşısında güvensiz, enerjisiz, çaresizdir.

Bir iyi için en zor olan, kötüye "Sen kötüsün" demektir. Çünkü iyi, utangaçtır. Hırsıza "hırsız" diyemez. Kötünün yerine utanır, sahtekârın yerine yüzü kızarır, hırsızın yerine yerin dibine geçer. Kötünün en büyük avantajı iyideki kahrolası utanma duygusudur. Bu duygu iyiyi öylesine zayıf düşürür ki, ağzını açıp bir kelime söyleyemez. Halbuki öylesine kararlı çıkmıştır ki kötünün karşısına.

Herşeyi açık açık söyleyecektir. Başına gelecekleri göze almıştır!.. Ama olmaz, yapamaz. Çünkü iyiler korkaktır. Çünkü iyiler herkese acır, en çok da kendilerine. Susmak, acımak, utanmak, korkmak. Kötüler kazanınca da şaşırıyorsunuz!

Tarih boyunca iyiler kazanmasalar da, bir şekilde ayakta kalmayı başardılar. Babalarımız iyi insanlardı ve bize de iyi olmamızı öğütlediler. Biz de iyi insanlarız.

Ve çocuklarımıza aynı şeyi öğütlüyoruz. Hepimiz kötülerin yanında çalışıyoruz. Haydi iyi insanlar!.. Haydi sessiz, efendi, sıkıcı, korkak, utangaç ve iyi insanlar! Çalışın!.. Kötülerin size ihtiyacı var!..



Yazar : Yılmaz Erdoğan

#6 BeLiZ

BeLiZ

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 60 Mesaj

Gönderim zamanı 31.01.2007 - 19:51

''En koyu yalnızlık bile bir tanığa ihtiyaç duyar'' demiş Cemal Süreyya günlüğünde...
Peki yıllarca beklemiş bir kahkahanın,nice dertlerden sonra ferahlamış bir kalbin,çalışa çalışa nasır tutmuş
sevinçli parmaklarında birer tanığa ihtiyacı yokmu?
Ya da şöyle sorayım:sadece ve sadece ''kötü gün dostu'' olmak ta birazda dostlarımızın acılarına tanıklık
etmenin verdiği karanlık bir lezzetmi var?

A.Ş.K neyin kısaltması / Tuna KİREMİTÇİ

Gönderilen Resim

#7 BeLiZ

BeLiZ

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 60 Mesaj

Gönderim zamanı 31.01.2007 - 19:51

Kaybımız ve kazancımız hep küçük şeyler yüzünden olur...

Tek bir adım at! Bir adım küçük değil...En uzun yolculuğa bile bir adımla başlanır...
Sadece bir adım!Kendini bulmak içn kollarında gerçeğin,bak şimdi tam zamanı...

Küçük Şey Yoktur/ Kemal URAL

Gönderilen Resim

#8 BeLiZ

BeLiZ

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 60 Mesaj

Gönderim zamanı 31.01.2007 - 19:52

Sevdiğin şehirde olmak gibiydi onun yanında olmak.. Orada doğmamış bile olsan orada yaşamayı ve orada ölmeyi istediğin şehirde gezmek gibiydi.. En güsel sokaklar onundu, en sevimli dükkanlar, en parlak ışıklar, hepsi o şehirdeydi başka hiç bir yerde gün batımı insanı böle büyülemezdi. Kimsenin bakışlarının böyle içine işleyemeyeceği gibi..

Elinin üzerine damlayan yaşların yağmur olduğunu sandı ama yağmurun yanaklarında neden tuzlu izler bıraktığını hiç düşünmedi..

Aşka Şeytan Karışır / Hande ALTAYLI

Gönderilen Resim

#9 KaKTüS

KaKTüS

    Fethiye'li...

  • Dokunulmazlar
  • 6.837 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:İstanbul
  • İlgi Alanları:okumak&yazmak

Gönderim zamanı 26.02.2007 - 05:38

"...hayatına o hiç tanımadığın, o hiç görmediğin adamın, yarım kalmış, öfkeli ömründen yeniden başlamayı dene...öyle suçlu, öyle boşluklarla dolu ki ömrün, bu suçu dindirebilmek, bu boşluğu kapatabilmek için en dipteki, en umutsuz kim ise, onun gözlerine bak ve onun gözlerinde temize çek hayatını...

temize çekilmezse hayatın, bil ki şehir seni sonsuza dek yenmiştir...sen sınırlarını aşmaya çalışırken, sınırlar üstüne kapanmıştır..bunu hissettiğin an, onca kalabalığın, onca sesin ve vaadin arasından o ıssız kalbine doğru koş...beceriksiz, yetersiz ve dilsiz kalbine...seni kim çok sevmişse ona...seni kim böyle sevgisiz, böyle umutsuz bırakmışsa ona..."

cezmi ersöz - ölürsem beni seninle ararlar şimdi.

geldin.buldun...Gönderilen Resim...sevdim.güldüm...

#10 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 27.02.2007 - 12:58

Bir dusunse ekersin, bir eylem bicersin..
Bir eylem ekersin, aliskanlik bicersin..
Bir aliskanlik ekersin, karakter bicersin..
Bir karakter ekersin, kaderini bicersin..

Ferrari'sini Satan Bilge..


#11 LaHesis

LaHesis

    Baş Yazar

  • Üyeler
  • 1.142 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi

Gönderim zamanı 27.02.2007 - 12:59

tarih bir tahriften ibarettir. tarih, geçmişten geleceğe uzanan ve bugün gördüğümüz bir rüyadır. bütün rüyalar gibi tarih de yorumlanabilir; ama görülürken değil.

Oğuz Atay__tutunamayanlar


#12 mavikırmızı

mavikırmızı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 264 Mesaj

Gönderim zamanı 02.03.2007 - 00:04

"bir keresinden bahçede otururken bir yaprağın üzerinde duran tüylü bir tıtrtılı havaya kaldırarak şunu sorduğunu hatırlıyorum:
"yarın kelebek olacaksın ama bir zamanlar neydin?"

Sayfa 127
Yüreğimin Sesini Dinle Susanna Tamaro'nun kitabından..

Cesurduk herkes kadar
Geçtik Gökkuşağının altından
Sakınmadan, ıslanmadan.
Umudumuz Sevgiydi, Maviydi, Deniz''di
Korkmadık kırmızıya boyanmaktan..

#13 mavikırmızı

mavikırmızı

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 264 Mesaj

Gönderim zamanı 02.03.2007 - 00:09

Ece Temelkuran-Biz Burada Devrim Yapıyoruz Sinyorita 'dan..

... Sen bir rota çizmiş olsan da kesinkes, yolun hep bir planı vardır senin hakkında. Yolları yolculuk, yola çıkanı yolcu yapan budur. Aldanmazsan, kapılmaz ve yanılmazsan varamazsın yolun gideceği yere. Yolculuğun gizi budur: Kaybetmezsen yolunu bulamazsın aslında.
Bir soru’n olmalı mutlaka. O soruyu sormalısın, kimsenin anlamadığı bir dilde konuşan ve hep aynı cümleyi tekrar eden bir derviş gibi döne döne aynı soruyu sormalısın. Cevap, başlangıçta tahmin ettiğinden ne kadar uzakta ise gerçeğe o kadar yakındır. Sarsılmamışsan, soru’nu kaybetmekten korkmuşsan, hiçbir yere gitmemişsindir aslında.
Düzenin bozulmalı. Evden çıkmak budur aslında. Yolculuk, bir düşmek ve kalkmak meselesidir. Eve yaralarla dönülmüyorsa hiç gidilmemiştir…
Sadece uzaklardan gelenler bilirler evlerinin kokusunu. Yollara, evlerimizi anlamak için çıkılır. Fakat yolda bulduğun cevaplar eve geldiğinde, yakalanmış kelebeğin renklerinin sönmesi gibi parça parça dağılır. Yola ait cümleler, yazıktır ki hep yolda kalır. Onlar, yolun cevaplarıdır. Döndüğünde anlatacağın hep biraz renksiz hikayedir. Cevaplar, suyun altında çok renkli görünen ama sudan çıkarıp kuruduğunda renkleri sönen çakıl taşları gibidir. Bu, sana böyle gelir. Oysa yeni çocukların yeni yollara çıkması için o çakıl taşlarını getirmek, sözün büyülü suyuyla yeniden ıslatmak, renklerini yeniden canlandırmak gerekir.
Göz doyar mı? Ne kadar görse, doyar? Bazı gözlerin ne görse öğüten bir bakışı vardır; doymaz kapanana kadar. Akıl kaç soruyu cevapladığında soru sormaz artık? Belki akıl, cevapladıkça çoğaltır soruları. Kaç yüz gördüğünde görmüş olursun bütün yüzleri? Kaç tanışma sona erdirir şaşırmayı? Göğüs ne zaman sonuna kadar dolmuş olur aldığı nefeslerden? Son nefesini verdiğinde mi?...
Bazısı insanların, durulmadan ölür. Kimisi yosun tutmaz hiç. Dünya ve insanlık, o insanların hayalleriyle iyileşir.

Cesurduk herkes kadar
Geçtik Gökkuşağının altından
Sakınmadan, ıslanmadan.
Umudumuz Sevgiydi, Maviydi, Deniz''di
Korkmadık kırmızıya boyanmaktan..

#14 Gölge

Gölge

    ..Hayaletin Gölgesi..

  • Üyeler
  • 15.435 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Bahçelievler

Gönderim zamanı 02.03.2007 - 00:19

Bi ara ben yazmıştım..

Yokluğun Sonbahar bitermi ?
Yada bu Son; Bahar bitermi ?

smiley-sport036.gif  


#15 KaKTüS

KaKTüS

    Fethiye'li...

  • Dokunulmazlar
  • 6.837 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:İstanbul
  • İlgi Alanları:okumak&yazmak

Gönderim zamanı 02.03.2007 - 01:14

gölgecim o dediğin:

yokluğun bu bahar biter mi
ya da bu son; bahar biter mi

değil miydi :)

geldin.buldun...Gönderilen Resim...sevdim.güldüm...

#16 Gölge

Gölge

    ..Hayaletin Gölgesi..

  • Üyeler
  • 15.435 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Bahçelievler

Gönderim zamanı 02.03.2007 - 01:19

Hep aynı şeyler yazılmaz geliştirmeye çalışıom :banghead:

smiley-sport036.gif  


#17 ishar

ishar

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 20 Mesaj

Gönderim zamanı 03.03.2007 - 18:47

...
sözüm tükendi

şimdi bir kadın bekliyor beni yatağımda
kulağımın arkasından öpecek

duramadım

şehre kötü şarkılar gelmiş
kaçtım
geceye dönüştüm
kısraklar edindim

yazgımı sırça bir fanus içinde
onun baş ucuna bıraktım
sakın uyanmasın

artı yansım
gözbebeğinde akasyaların
ardından ay'ı gözleyen
kirli bir oğlanın

#18 Lavinia

Lavinia

    FıRTıNa KuŞu

  • Üyeler
  • 5.669 Mesaj
  • Konum:AyaZ

Gönderim zamanı 26.05.2007 - 23:18

"...Ve sonra önüne pek çok yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilemediğin zaman ,herhangi birine öylece girme,otur ve bekle.Dünyaya geldiğin ilk gün nasıl güvenli ve derin derin soluk aldıysan,öyle soluk al,hiçbir şeyin dikkatini dağıtmasına izin verme,bekle..ve gene bekle.Dur,sessizce dur ve yüreğini dinle.Seninle konuştuğu zaman kalk ve yüreğinin götürdüğü yere git!..."

Susanna Tamaro / Yüreğinin Götürdüğü Yere Git
Gönderilen Resim

YARINA SESİMİN YANKISI KALIR...

Hoşçakalın.

#19 Serra

Serra

    I'm Back !!

  • Üyeler
  • 8.125 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:MuEno

Gönderim zamanı 27.05.2007 - 07:52

lavinia o çok güzel bi kitap.. 3 kez okudum... doyamıyorum bu satırlara :girlcry:
Yokluğun bu bahar biter mi ?
Ya da bu
Son;Bahar biter mi ?

#20 Lavinia

Lavinia

    FıRTıNa KuŞu

  • Üyeler
  • 5.669 Mesaj
  • Konum:AyaZ

Gönderim zamanı 27.05.2007 - 22:07

Bence de çok güzel bir kitap *zong bak bu paragrafıda güzeldir:

"Gnosei Seuton" ,çocukken eski Yunanca defterimin kapağına böyle yazmıştım.Çınarın altında,belleğime gömülmüş olan bu cümle ansızın aklıma geliverdi "Kendini Tanı".Ve derin bir soluk aldım...

( hatırlamama sebeb olana da teşekkürler *böö )[/I]
Gönderilen Resim

YARINA SESİMİN YANKISI KALIR...

Hoşçakalın.





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

37 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 37 ziyaretçi, 0 gizli