İçerik değiştir



- - - - -

Fatih Altaylı Yazıları...


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 4 yanıt verildi

#1 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 03.05.2011 - 00:46


KASETLİ SİYASET
01 Mayıs 2011 Pazar

GEÇEN sene bu zamanlardı, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal‘ın kasedi patlamıştı.
Çirkin görüntüler, çirkin siyaset başlamıştı.
Kasedi ilk yayınlayan hatta belki de tek yayınlayan Vakit Gazetesi’nin internet sitesi olmuştu.
Ama asıl kaynak Amerika’larda bir yerlerdeydi.
Kasedi yayınlayan İslamcı bir gazetenin internet sitesiydi ama sonrasında fatura Ergenekon Terör Örgütü denilen şeye kesilmişti. Ergenekon’un siyaseti dizayn etmek için böyle bir şey yaptığına kitleler inandırılmaya çalışılmıştı.
İnananlar olmuştu elbet.
Şimdi yine benzer bir şeyler oluyor.
MHP’li bazı milletvekili ve yöneticilerle ilgili kasetler ortada. Geçen hafta kasetten alınmış görüntüler bize de geldi. Şöyle bir baktım ve fırlattım resimleri. “Pislik bunlar ben pisliğe alet olmam” diyerek.
Biz olmasak da olanlar oldu. Konu gündeme düştü.
İlginçtir, aynen Baykal kasedinde olduğu gibi bunda da kaynak Amerika’da bir yerler.
Ve yine ilginçtir, zamanlama da çok benzer.
Deniz Baykal kasedi ortaya çıktığında Türkiye “Referanduma” kilitlenmişti. Deniz Baykal da formundaydı. CHP’nin oy oranı yüzde 27’lere kadar çıkmıştı.
Şimdi de Türkiye seçimlere kilitlenmiş durumda. Siyasette en belirleyici olacak olan ise AKP veya CHP’nin alacağı üç aşağı beş yukarı belli oy oranları değil, MHP’nin barajı geçip geçemeyeceği.
Çünkü MHP barajı geçemezse AKP bundan en kârlı çıkan parti olacak ve aynı oy oranıyla yaklaşık 40, belki 50 milletvekili fazla çıkaracak. CHP’nin payına da 15-20 civarında milletvekili düşecek.
Siyaset yine ikili sisteme dönecek. Yüzde 30’a yakın oy dışarda kalacak.
Doğrusu bu ya, bu kaset işleri çok ama çok midemi bulandırıyor benim.
Hele hele geçen gün kürsülerde seslendirilen “Manşetle gelen manşetle gider” sözü de bende bazı çağrışımlar yaptı.
Acaba yarın öbürgün CHP ile ilgili, daha doğrusu CHP Lideri ile ilgili de bir şeyler mi patlatılacak merak ediyorum.
Artık siyaset kasetle yapılır oldu.
Ama silahla yaşayan silahla ölür derler.
Kasetle siyasete şekil verenlerin şekli kasetle bozulmasın!




BİZDEN OL YETER

YARGIYA hâkim olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük.
YGS sınavı ile ilgili hiçbir hata bulamayan savcı olayı kapattı.
ÖSYM de sonuçları açıkladı.
Bitti, gitti.
Pardon bitmedi.
Şifre olduğunu keşfeden dershane öğretmenine soruşturma açıldı.
Oysa şifrenin varlığını herkes kabul ediyor. "Sehven" diyen ÖSYM bile.
Ama savcılığ*gunöre sorun yok.
Sorun yok çünkü Adalet yok.
Savcı baktı ki, "Abilerin alayı tatmin", o da oluverdi.
Zaten bu devirde bir savcı nasıl olur da "Ben olmadım" der.
HSYK şeklini şemailini belli etmişken...
Ama belki de iyi oldu.
Hayal kırıklığı içindeki milyonlarca genç "Nasıl bir ülkede yaşadıklarını" yolun başında öğrendiler.
Tabii bizler de, iktidarın bakış açısını öğrenmiş olduk.
Profesörlüğü şaibeli, öğretim üyeliği şaibeli Profesör Ali Demir bir sınavda ne kadar çuvallanabilirse o kadar çuvalladı.
Ama iktidarın bakış açısına göre ortada sorun yok.
Çünkü Türkiye'de önemli olan başarılı olmak, görevini hakkıyla yapmak değil.
Önemli olan "Bizden" olmak.
Bizdenseniz sorun yok.
İstediğiniz kadar çuvallayabilirsiniz.
Milyonlarca gencin hayatını karartabilir, güvenini yıkabilirsiniz.
Yeter ki, "Bizden" olun.
Gerisi lafı güzaf.
Nasıl olsa her şey unutulur.
Medya bıkar usanır.
Çaresiz vatandaşın eli kolu bağlanır.
Çok sıkıntı olursa kömüre, bulgura, buzdolabı, çamaşır makinesi, yeşil karta dayanılır.
Geçer gider.
Bizden olansa kalır.
Koltukta.



NE ZAMAN ADAM OLURUZ?


Yargıya hâkim olmanın ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük.


HaberTürk




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#2 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 08.05.2011 - 17:35

Adap yahu

BAYKAL’ı koltuğundan eden kaset skandalı patladığı gün, çok doğru bir tavırla bu konuya mesafeli duran ve meseleye dahil olmama zarafetini gösteren AKP, seçimler yaklaştıkça Baykal’ın kaset meselesini daha bir gündeme taşır oldular.
Üstelik de “Terbiye sınırlarını zorlayarak” demeyeceğim, aşarak.
Baykal’ın yaptığını doğru bulup hoş görenlerden olmak mümkün değil ama karışmak ne işimiz ne haddimiz diye düşünüyorum.
Baykal istifa ederek zaten gereğini yaptı, Nesrin Baytok ise olaydan sonra sessiz kaldı ve milletvekili adayı bile olmayarak tavrını gösterdi.
Her ikisinin de yaptıkları doğru olandır.
Şimdi önce Başbakan Erdoğan, “Baykal aday, o hanım neden aday değil?” diye sordu.
Sanki Baytok aday olmak istemiş de CHP yapmamış.
Nesrin Baytok kenara çekilmek istemiş olabilir. Bunu kime soracaktı, rakip partinin kurmaylarına mı?
Hadi onu geçelim bir kalem.
Ne de olsa Başbakan’ın yaptığında en azından bir kabalık yok.
Ya Bülent Arınç’a ne demeli!
İşin cılkını çıkarmak diye Bülent Bey’in yaptığına denir ancak.
Baykal’ın kaset meselesiyle ilgili önceki gün konuşuyor ve Baykal’dan “Sayın” diye söz ederken Nesrin Baytok’a “aşüfte” diyor.
Pes!
Bu nasıl üslup, bu nasıl kafa.
Hangi hakla böyle bir tanımlama, böyle hakaret.
Nesrin Baytok muhakkak ki yargı yoluna başvurup bu hakaretin hesabını soracaktır ama ondan önce biraz vicdan, biraz adap gerekir insana.
Milletin uçkur bekçisi misiniz bir, diyelim ki bekçiliği kendinize vazife edindiniz, hakaret etmeye hakkınız var mı iki!
Ve tabii üçüncü de var.
Sorarım Bülent Arınç’a, “Partinizde eşini aldatan hiç kimse yok mu?”
Kuran’a el basıp yemin edebilir misiniz “Yok” diye.
Başı kapalı eşi evde otururken başı açık hanımı kuma yapan yok mu?
Nikâhsız eşinden çocuk sahibi olan yok mu?
Sakın bana “Ama onların imam nikâhı var” diye savunma falan yapmaya kalkmayın.
Yasal olmayan kılıfa uydurulmuş rezilliğin, kılıfına uydurulmamış rezillikten benim gözümde hiçbir farkı yoktur.
Ya çıkın yemin edin “Benim partimde birden fazla kadınla ilişkiye giren tek bir kişi yoktur” diye.
Ya da Nesrin Hanım’dan özür dileyin.
Kimsenin kimseye böyle hitap etmeye hakkı yok.
Sizin bile.
Hele hele Ergenekon organizasyonu dediğiniz bir olayı, bu kadar kullanmanız iyice ayıp oluyor.



MHP Video Kulüp


MHP'lilerin ikinci video çekimi de servise sokuldu.
Yine bildiğiniz olaylar, yine bildiğiniz çekimler.
Tipik "aç erkek muhabbeti".
Ve tabii yine bildiğiniz "menşe".
Bu üçüncü videoyu da servise sokan mihrak aynı.
Baykal'ın kaseti, 1. MHP kaseti nereden servis edildiyse aynı yerden.
ABD'de bir yerlerden.
Baykal kaseti için, "CHP'yi yeniden dizayn etmek, AKP karşısında daha güçlü hale getirmek ve Kılıçdaroğlu'nu genel başkan yapmak için bu kaset ortaya çıkarıldı" demişti AKP'liler.
Peki şimdi ne diyorlar?
Vallahi bilmiyorum.
Ama kim gelip de "MHP'yi dizayn etmek ve AKP karşısında daha güçlü hale getirmek için" derse gülerim. Zekâmla, aklımla, fikrimle alay etmek olarak görürüm.
Seçime bir ay kala, bir partiyi, üstelik de baraj sorunu yaşaması muhtemel bir partiyi bu kasetlerle yıpratmak, AKP karşıtı bir yapının işine gelir mi Allah aşkına.
Ya Ergenekon denilen örgüt,denildiği gibi AKP'yi yıpratmak değil tam aksine güçlendirmek istiyor ya da bu görüntüleri servise sokan Ergenekon denilen örgüt değil.
Çünkü bu görüntülerle yıpranan bir MHP, bu yüzden baraj altında kalırsa AKP en az 40, hatta 50 milletvekili daha fazla çıkarıyor.
Eğer Ergenekon, AKP'yi daha güçlü yapmak isteyen bir örgütse bu görüntüleri servis eden Ergenekon'dur.
Yok eğer öyle değilse bu görüntüleri kimin servis ettiğini varın siz tahmin edin.


Aysal seçilir, iş biter


GALATASARAYLILAR yolda görse soruyor, "Ne olacak?" diye.
Bir şey olmayacak.
Diğerlerinden çok daha iyi bir başkan adayı olan ve diğerlerinden çok çok daha iyi bir ekip kuran Ünal Aysal seçimi rahatça kazanacak.
Adnan Öztürk yönetim içinde çıban başı olmaya kalkışmaz ve haddini bilirse yönetimin başarılı olma şansı çok yüksek.
Kerameti kendinden menkul Adnan Öztürk yönetimde hak ettiğinden daha etkin bir pozisyon sahibi olmak isterse iş Ünal Aysal'a düşecek.
Susturup atarsa yine sorun olmayacak.
Susturamazsa sıkıntı olacak.
Tabii Ali Dürüst'ün de bildik tarzından vazgeçmesi ve ağırlığını koyması gerek.
Bunlar olursa Galatasaray iyiye gider.
Yine de mevcut adayların iyisi Aysal ve ekibi.
Rahatça seçilirler.
Kimse merak etmesin.



NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Siyaseti, bırakın belden aşağıyı dondan içeri sokmadığımız zaman.



HaberTürk




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#3 pac

pac

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 13.198 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Barcelona
  • İlgi Alanları:Güzel olan herşey =)

Gönderim zamanı 08.05.2011 - 21:04

ne zaman adam oluruz.


bi medya patronunun yanındayken tetikçisi olup ayrıldıktan sonra yerden yere vurmadığımz zaman ;P
YAŞAMAK BİR UMUTTUR...

#4 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3.232 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Gönderim zamanı 22.05.2011 - 13:12

Ben yayınlanmamış kaseti tehlikeli bulurum

Bu seçimin mağduru belli oldu: MHP. 2
007 seçimleri öncesi Genelkurmay muhtırası, AKP’yi köşeye sıkıştırıp siyaseti yeniden dizayn etmeyi amaçlıyordu. Ancak AKP’yi mağdur konumuna düşürüp beklemediği oranda oy almasına neden oldu.
2011 seçimleri öncesi ise birtakım karanlık odaklar, MHP’yi farklı bir yöntemle köşeye sıkıştırmayı ve siyaseti dizayn etmeyi amaçlıyorlar.
Yöntem farklı ama sonuç aynı.
Siyaset dışı bir unsurla bir parti köşeye sıkıştırılıyor ve mağdur ediliyor.
MHP’li yöneticilerin yaptıklarını savunacak değilim.
Elbette özel hayattır ve detayına girilmesi yakışıksızdır, ama sonuç olarak siyaseten hatadır. Bedeli ödenir.
Bugün Balçiçek İlter’in enfes röportajında, istifa eden MHP’lilerden biri, “AKP’liler beni güldürmesin. Onların neler yaptığını da biliyoruz” diyor ve hem beraber olduğu insanın hem de ailesinin rezil olmasını engellemek için istifa ettiğini söylüyor.
Onurlu ve doğru bir davranış.
Ancak Türkiye kasetlerdeki görüntülerin peşine takılmış giderken bir şeyi herkes unutuyor. Özellikle sorumlu noktadaki hükümet.
MHP’li milletvekillerinin yaptığı “ayıp” olabilir. “Gayri ahlaki” olabilir. Ancak suç değil.
Bu kayıt rezaletinde suç olan tek şey; bu milletvekillerinin ve parti yöneticilerinin takip edilmesi, özel hayatlarının yasadışı biçimde, suç oluşturacak şekilde izlenmiş, kaydedilmiş ve kullanılmış olması.
Adamların veya sevgililerinin evlerine girilmiş, kayıt cihazları yerleştirilmiş. Bu dünyanın neresinde olursa olsun, Taliban dönemindeki Afganistan’da bile suçtur.
Bunları çekmek için evlere girmek suçtur. Çekmek suçtur. Yayınlamak suçtur.
Hem de ağır suçtur.
Bakıyorum etrafa, bu suçla ilgilenen kimse yok.
Hükümet, bu görüntüler sayesinde en istediği şey olan MHP’yi baraj altında bırakma olasılığını artırmanın keyfi içinde her yerde bunu anlatıp duruyor.
Peki ey İçişleri Bakanlığı, siz ne iş yaparsınız?
Bunların faillerini yakalamak sizin işiniz değil mi?
ÖSYM Başkanı’nı tuzağa düşüren mail’i atanı 3 gün içinde enseliyorsunuz da bu görüntülerin kaynağını nasıl oluyor da bulamıyorsunuz?
“Hemen bulmak kolay değil” diyeceksiniz.
Peki Deniz Baykal olayının üzerinden 1 yıl geçti.
Onu buldunuz mu?
Yooo... Tabii bulmadınız.
Merak ediyorum, bu görüntüler bir AKP’liye ait olsaydı kaç günde, kaç saatte, hatta kaç dakikada failleri yakalardınız?
Hemen değil mi?
İçişleri Bakanı hemen gidip selamı çakardı, “Failleri bulduk efendim” diye.
Ama şimdi tık yok.
Aylar geçse de tık yok, yıllar geçse de tık yok.
Ama bakın ben size bir şey söyleyeyim.
Ben yayınlanmış görüntülerden hiç ama hiç rahatsız olmam.
Beni asıl korkutan, yayınlanmamış görüntülerdir.
Kimbilir, kimler hakkında bu tip görüntüler şantaj amaçlı kullanılıp hangi menfaatler elde ediliyordur.
Bilmiyoruz.
Bilemeyiz.
Ama bunları yapanlar bulunmadıkça bu ihtimal hep var olacaktır.
Düşünsenize birilerinin, bir bakanın böyle görüntülerine sahip olduğunu...
O bakana neler yaptırılır neler!


Hani analar kutsaldı
Giderek ilkesiz, giderek adamına göre davranır, giderek doğruları ayırt edemez hale geliyoruz.
Kemal Kılıçdaroğlu “A” dedi, adama yapılmadık kalmadı.
Demediği lafın hesabı soruldu.
Ağzından bugüne kadar tek bir “terbiyesiz kelime” duymadığımız Kemal Kılıçdaroğlu’na demedik laf kalmadı.
Kürşad Tüzmen ise çıktı, Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik olarak, “Kendisini ana rahmine kadar kovalayacağım” dedi.
O lafın aslının ne olduğunu Kürşad Tüzmen kadar biliriz elbet.
Beyoğlu’nda büyüdük.
Peki Kemal Kılıçdaroğlu’na “A” dedi diye etmedik hakaret bırakmayanlar nerede şimdi!
AKP Lideri, “Bizim için her ana kutsaldır” demişti yanlış hatırlamıyorsam.
Peki Kürşad Tüzmen sizden değil mi?
Yoksa Kemal Bey’in anası mı kutsal değil?
Yoksa Alevi analar mı kutsal değil?
Hangisi?



Söz yazacağım  
Bugün Türkiye’nin geleceğiyle ilgili farklı bir vizyonu yazmaya söz vermiştim. MHP’deki gelişmeler üzerine birkaç gün sonraya kaldı. Söz yazacağım. Tartışacağız.


Dalga geçmek üzerine

HEPAR Genel Başkanı Osman Pamukoğlu’nun konuk olduğu Teke Tek’te Pamukoğlu’na, “Kadronuz var mı” diye sordum.
“Var ama kimse sormuyor” dedi.
“Ben soruyorum, mesela Dışişleri Bakanı adayınız kim?” dedim Önce kaçtı. Kaçamak yanıtlar verdi. Zorlayınca söyledi.
“Mümtaz Korkmaz” diye bir isim verdi.
Ben de araştırdım. Partinin milletvekili aday listesinde böyle bir isim yoktu.
Perşembe akşamı televizyonda bunu açıkladım.
HEPAR da dün bir açıklama yaptı. “Genel Başkanımız bunlarla dalgasını geçti” diyerek. HEPAR’ın açıklamasına göre bizle dalga geçilmiş. Biz saf ve kötü niyetli olduğumuz için bizimle kafa bulmuş genel başkanları.
Aferin ona.
Ben de 13 Haziran günü Osman Pamukoğlu ile dalgamı geçerim o zaman. Daha doğrusu seçmenin geçeceği dalgaya gülerim.


 


NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Siyasetçileri yatakta değil kürsüde görmeye alıştığımız zaman.


HaberTürk




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…



#5 pac

pac

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 13.198 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Barcelona
  • İlgi Alanları:Güzel olan herşey =)

Gönderim zamanı 10.07.2011 - 23:50

bunlar neden önemli ve sabit hocam ;P
YAŞAMAK BİR UMUTTUR...





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

4 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 4 ziyaretçi, 0 gizli