mutluluğun sırrını keşfettim...nasıl mı...bak işte böyle...hani bir söz vardı ya...akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine deli olda dünya senin kahrını çeksin diye...artık dünya benim kahrımı çekiyor...uğraş didin dur...eline ne geçiyor kocaman bir hiç...yaptığı yapanın yanına kar kalıyor...
nazım hikmet ne güzel de yazmış hapishane günlerinde
Bugün pazar.
Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak
bu kadar mavi
bu kadar geniş olduğuna şaşarak
kımıldanmadan durdum.
Sonra saygıyla toprağa oturdum,
dayadım sırtımı duvara.
Bu anda ne düşmek dalgalara,
bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.
Toprak, güneş ve ben...
Bahtiyarım...
lise yıllarında tuttuğum şiir defterimin ilk sayfasındaydı bu şiir...o günlerde olduğu gibi şimdi de ben güneşe aşığım...nazım hikmet gibi...özgürlük neydi???......nasıl birşeydi..ya huzurlu olmak....?????????????????????
saat sabahın 10.00'u odamın camından güneş ışığı gözüme vuruyor...eee ama bugün pazar yatmam lazım en az 12.00 ye kadar..hem ben uykuyu çok severim...yok yok dışarda pırıl pırıl bir güneş var uyunur mu bugün...uyunmaz dimi evet evet kesinlikle uyunmaz kalk yataktan şirin....kocaman bir günaydın de bütün aileye...iyi bi kahvaltı gibisi var mı?...anne baba ve bir türlü büyümeyen,yerçekimine inat, ayakları yerden kesilen küçük kız şirin hadi kahvaltıya....üfff şu bulaşıkları yıkamakta olmasa...ama benim bugün gezeceğim daha çok yer var...bulaşıkları yıkamasam.... anneye de kıyılmaz ki şimdi...şirin yıka kızım bulaşıkları...bulaşıklarda bitti...aaa bu da ne zaman ne çabuk geçiyor...saat 11.00 olmuş...ne giycem ben üzerime şimdi...(bütün kızların derdidir bu ) gardroba bakalım bi...bu da ne her taraf marka...şöyle sade bişeyler olsa...sağından solundan marka fışkırmasa...dikkat çekmese...evet buldum siyah elbisem diz kapaklarımdan bir santim yukardaydı dimi eteği bunun..evet evet kesinlikle bunu giyicem...ama sıfır kollu bu elbise. ya üşürsem...benim buralarda bi pembe ceketim olacaktı...hani şu şeker pembesi...anne pembe ceketimin yerini biliyor musun?...(kızım askıya baksana...nereye koyduysan ordadır işte..ben ne bilim diye bağıran bir anne hiç kaçınılmaz...) evet buldum askıdaymış...aa bi de gümüş kemerim olucaktı....acaba nereye koydum ben bu kemeri...elbisenin beline de güzel olur şimdi...çok mu abarttım acaba...yok yok şık olmak istiyorum bugün...makyajda yapsam mı...sevmem aslında makyajı...ihtiyacımda yok ki..çok pürüzsüz doğal bi cildim var...ama ceketin renginde güzel bir rujda fena gitmezdi hani..tamam sürücem...birazda parlatıcı...
göz kalemlerime takıldı gözlerim..yeşil,mavi,siyah rengarenkler...yok kalem sürmeyeceğim..amcamın hacdan getirdiği bi sürme olacaktı buralarda...arasam, buldum burdaymış.... güzel gözlerim var benim...sürme de çok yakışır şimdi...ya çanta alsam mı yanıma...gerek yok boşver...rahatça elimi kolumu sallayarak gezmek istiyorum bugün...kapkaça uğrar mıyım acaba diye korkmadan...evet hazırım artık dışarı çıkabilirim...saat 12.00 olmuş ya...insan bir saatte mi hazır olur...pehhh...çok uyuşuğum...
çok uzattım yazıyı...devamı birazdan...siz okuyu verin.... :flag: buralardayım ben yine....