Jump to content



- - - - -

Sabahattin Önkibar Yazıları...


  • Please log in to reply
No replies to this topic

#1 _RomantizmA_

_RomantizmA_

    Pembeler içinde uçuk MAVİ

  • Üyeler
  • 3,232 posts
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:VatanToprağı
  • İlgi Alanları:sonsuzluk; ölüm...

Posted 19.05.2011 - 01:06


Miting alanında memur yoklaması!
Elimde dört ayrı mektup var. Biri Düzce’den, diğeri Afyon’dan, üçüncüsü Rize, dördüncüsü de Zonguldak’tan gönderildi.

Gönderenlerin isimlerini açıklamayacağım ama içerikler özetle şöyle:

Düzce mektubu:
- “Sabahattin Bey ben Düzce’de Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde çalışan bir memurum. Başbakan Düzce’ye gelmeden bize mitinge katılmamız ve bir arada durmamız tembih edildi. Dahası yoklama yapılacağı söylendi. Ben AKP’li değilim ama işimi kaybetme endişesi ile alana gittim.Gerçekten de meydanda örtülü olarak yoklama yapıldı. Gelmeyen iki arkadaşa ertesi gün hesap soruldu. Söyliyeceğim AKP’nin kalabalıklarının millet değil devlet kalabalıkları olduğudur.”
Afyon mektubu:
- “Sayın Sabahattin Önkibar ben Afyon vergi dairesinde çalışıyorum. Mesai saati şu bu denmeden bizi topluca miting alanına götürdüler. Etrafıma baktım diğer kamu çalışanlarının büyük bölümü oradaydı. Dolayısı ile Başbakan’ın mitinglerine bakıp hüküm vermek yanıltıcı olur, zira ben ölürüm de AKP’ye oy vermem ama kovulma endişesi ile alandaydım.”

Rize mektubu:
- “Değerli hemşerim Sabahattin Bey... Başbakan’ın son Rize mitingi fiyaskoydu ve eski mitinglerinin yarısı kadar bir kalabalık vardı. Gelenler de ilçe ve köylerden taşındı ve kumanyalar dağıtıldı. Şerefim üzerine söylüyorum AKP burada işe alma listeleri hazırlıyor.Ver oyu, al oğluna iş diyorlar. Muhtarlara baskılar var. Sadece Çaykur değil diğer birimler de memur ve hizmetli listeleri hazırlıyor. Açıktan vaad, şantaj ve hatta tehdit var. Mevcut Çaykur personeli baskı altında ki Rize’de malumunuz Çaykur on binlerce kişiyi istihdam ediyor.”

Bir başka mektup bir Emniyet mensubundan:
- “Sayın Önkibar Başbakan Zonguldak’a geldiğinde ben alanın içinde sivil olarak görev yaptım. İnanmayacaksınız miting alanında benim gibi sivil giyimli yani halk görünümlü yüzlerce polis vardi ki bütün civar illerden gelen Emniyet mensupları oradaydı. Amaç Başbakan’ın güvenliği ise de bir başka boyut Başbakan’a istisnasız her mitingde bin civarında sivil bir güvenlik grubu halkın içinde kalabalık görüntüsünü veriyor.”

Tablo net...
En güzel ifade de Başbakanın meydan kalabalığının millet değil, devlet kalabalığı olduğudur.
Buradan bakınca aman Tayyip Bey meydanları dolduruyor deyip ümitsizliğe kapılmayın. 1989’da İstanbul’da Dalan sokağa çıktığında omuzlardan inmiyordu ama esen rüzgar onu götürüp Nurettin Sözen’i getirdi.

Evet yapay ya da toplama kalabalığa kalabalık denmez, ayrıca meydan mitingleri olgusu televizyon hadisesi ile eski misyonunu yitirmiştir. Meydanlar artık amigoların tezahürat arenası haline gelmiştir.

BİR AÇIKLAMA
Hilmi Güler’in telefonu
Eski Enerji Bakanı Hilmi Güler dün sabah aradı ve dünkü yazımda sıraladığım soruları cevapladı. Güler nikahlı olan eşine Kozlar İnşaatta lüks bir daire aldığını doğrularken, kız kardeşinin de yazımda beyan edildiği gibi Milli Eğitimde çalıştığını kabul etti. Eski Bakan Hilmi Güler bebek ve nikahsız ikinci eş iddialarını ise yalanladı...Dünkü yazımda da belirttim, bize bu bilgiler birinci eşin yakın çevresinden geldi. Gelen bilgileri tek tek araştırdık ve Kozlar İnşaattan ev alındığını yaptığımız araştırmalarla doğrulattık. Keza kız kardeşinin Milli Eğitimde çalıştığını da araştırma yaparak öğrendik ve yazıyı o şekilde kaleme aldık.. Resmi nikahsız sahip olunan bebeği ise yasal olarak ispat etmek mümkün değil. Böyle bir şeyin seçim arefesinde Hilmi Güler tarafından kabullenmesi de söz konusu olamaz... Ayrıca nikahsız ilişkiden bebek edinme olayı şikayet halinde suçtur.. Hilmi Bey ancak birinci eşinden boşandıktan sonra bu bebeği sahiplenebilir. Bütün bunları hatırlattıktan sonra biz objektif gazetecilik gereği olarak Hilmi Güler’in bize yaptığı ikinci eşim ve ondan çocuğum yoktur açıklamasını tekrardan duyuruyoruz...

CAM SAYESİNDE
Camdan Başbakan!
Camdan Başbakan nasıl mı olur?
Tayyip Erdoğan gibi!
Sadece cama yazılı olanı okuyarak bu ülkede Başbakan olunabiliyor işte!
Kazara o cam bir bozulursa foya meydana çıkıyor ki Başbakan’ın son seçim gezilerinin birinde bu yaşandı.
Yazı camdan akmayınca Tayyip Erdoğan dut yemiş bülbül oldu!
Olacak şey midir bu?
Çocukluğumdan beri siyasetteyim diye övünen ve 9 yıldır Başbakanlık yapan biri hiç teknik bir salon konuşmasında değil açık hava mitinginde promter kullanır mı?
Bu ne özgüvensizlik, bu ne heyecansızlıktır?
Demek ki Erdoğan’ın miting meydanlarında söyledikleri içten değil tamamen kurgu!
Ey ahali tiyatro yaptığı cam okumaları ile sabit olan birine nasıl inanırsın?

HALKIN SAÐLIÐI
AKP Kütahya’yı siyanürle zehirliyor!
Böyle bir rezalet Batı’da hükümet düşürür ama bizde hükümet zarar görmesin diye haber bile olmuyor.
Uzmanlar günlerdir Kütahya’daki olayda siyanür suya karışacak diye feveran ederken AKP’li Çevre Bakanı Veysel Eroğlu yok öyle bir şey diyor.
Sonuç ortada, siyanür içme suyuna karıştı..Evet Kütahya suyu incelendi ve tablo felaket!..
Allah korusun o suyu içenler şimdi ölüm riski altında!
Soruyorum böyle ülke yönetilir mi?
Kim verdi o madenciye o ruhsatı?
Kim denetliyor o madeni?
Sızmalar nasıl görülüp tespit edilmez?
Neden önlem alınmaz?
O yöre insanı kurbanlık koyun mudur?
Ses ver Kütahyalılar öyle misin?
Yeniçağ




[Bebeğim Öldü]

Hayatımın gerçek öykülerine ayrılan bir filmin soundtrack’ındayım
Bir yazar mıyım yoksa tek şiirlik şair mi?
Notumu verdi hocalarım nasihati koydum cebime
Ve zorda kalana dek çıkarmadım..
Ve ben bozuk paraydım anlaşılamadan çiklet oldum
Ve ben bütündüm yaramı sevgilimde bırakıp yarımı sokağa attım
Canımı yolda buldum canıma teslim ettim; canına okudum
Canıma kastım…






2 user(s) are reading this topic

0 members, 2 guests, 0 anonymous users