İlk defa bir seçim sonrasında kendimi rahat ve huzur içinde rahatlamış olarak hissediyorum.
Ne oldu da böyle oldu diye sorarasanız!?
Çünkü;
Bir parti; ezilenlere,yokluk ve yoksulluk çekenlere,yolsuzluktan bunalanlara ,bu durumdan kurtulmalarının yollarını ayrıntılı bir şekilde ve bilimsel hazırlanmış projeleri ile ayaklarına kadar giderek anlattıktan sonra.
Halk bu partiye rağbet etmedi.
Halk ezilmenin ve sömürülmenin dayanılmaz şehvetiyle öylesine kendisinden geçmiş ki adeta bu durumdan zevk alamanın sadizmiyle çıldırmış vaziyette kendilerini bu hale getirenlere rağbet ettiler.
Demokrasinin gereği olarak halk tercihini ortaya koymuş oldu.
Hayırlı olsun.
Ben de bu durum karşısında bir anda kendimi tüy gibi hafiflemiş hissettim.
İnsancıl tarafımın ağrılarının,sızılarının bir anda dindiğini hissettim.
Kendimi toplumsal sorumluluklardan sıyrılmış hürriyetine kavuşmuş mutlu bir birey olarak rahatladığımı ilk defa fark ettim.
Vicdanımın huzura kavuştuğunu, gönlümün de ferahladığını hissettim.
Şimdi artık etrafımda yanıp yakılan şikayet eden olursa demokrasi gereği duygularım köreldiğinden duyularımın alıcıları her türlü iletişime otomatikman kapalı tuttuğumdan
En önemlisi Bu durumlarından ZEVK Aldıklarını bildiğimden ALLAH DAHA FAZLASINI NASİP ETSİN İNŞALLAH diyorum.
Adam şaşkınlıkla yüzüme bakınca durumu da kendisine izah edip 12 Haziran seçimlerinin dayanılmaz hafifliğiyle çevremdeki mutsuzluğun sebebi olan insanların sorumluluğunu üzerimden atmanın mutluluğunu yaşıyorum.
Ohh be Dünya varmış.
--------------------------
Kılıçdaroğlu 'Stockholm Sendromu' dedi!
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin seçimde yüzde 50’ye yakın oy almasını Stockholm Sendromu’na bağladı.
Seçimde umduğunu bulamayan CHP’de geçtiğimiz hafta yapılan MYK (Merkez Yürütme Kurulu) toplantısında “Stockholm Sendromu”nun ele alındığı belirtildi.
Sendromu toplantıda gündeme getiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti’nin başarısını buna bağladı.
Akşam gazetesinin haberine göre; MYK toplantısında Kemal Kılıçdaroğlu, mutsuz olmasına rağmen AKP’ye oy verenleri “Bizi kurtarmayın” diye polise direnen rehinelere benzetti.
STOCKHOLM SENDROMU
1973 yılında Stockholm'de Kreditbanken adlı bankaya giren soyguncular, polis tarafından kuşatılınca dört banka çalışanını rehin alarak, altı gün boyunca direnir. Altı günün sonunda, polis operasyon yaptığında ise beklenmedik bir durumla karşılaşılır. Rehineler, kurtarılmaya aktif biçimde direnir ama kurtarılırlar. Sonrasında rehineler, mahkemede soyguncu aleyhine ifade vermekten kaçınır. Dahası, aralarında para toplayıp soyguncuların savunmasına yardımcı olur.
Kurbanın kendisini, baskıcının yerine koyup olayları onun gözünden görmesini anlatan Stockholm Sendromu, bugün tarikat üyeleri, savaş esirleri, aile içi şiddet mağdurları gibi farklı durumlarda bir anahtar kavram olarak kullanılıyor.
1973 yılında Stockholm'de yaşanan soygun Al Pacino'nun başrolünü oynadığı 1975 yapımı Dog Day Afternoon (Köpeklerin Günü) filmine de konu edildi. Film, banka soygununun Brooklyn versiyonunu anlattı.
http://bpakman.wordp.../islam’da-akil/
Bu mesaj waranko tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 20.06.2011 - 12:41