İçerik değiştir



- - - - -

Belki Önceden....


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 25 yanıt verildi

#1 kar tanesi

kar tanesi

    Her zaman aramızda :)

  • Üyeler
  • 200 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Memleket..
  • İlgi Alanları:Soru sormak..

Gönderim zamanı 27.07.2011 - 14:58


Çok uzun zamanların ardından, yine kendimi harabeye attım. Nedense genelde kendimi bir çeşit harabe gibi hissettiğimde burada buluyorum kendimi.
Belki önceden açılmıştır içine dahil olabileceğim bir konu. Belki burda gereksiz başlık atarak, bir gereksizlik yapmışımdır. Ama tüm konuları okuyamayacak kadar yazasım var şu anda. Eskiden günlük yazardım, ya da mektup. Onlar kadar gerçekçi değilmiş o zaman ki yazdıklarım. Elle tutulan o mektuplar, günlükler aslında kendi yarattığım melankolileri taşıyormuş sadece. Oysa şimdi herşey sanallaştı. Sanallaşan bu dünyada, daha gerçekçi hisler, daha olgun sıkıntılar içindeyim. Bir ters orantının zirvesindeyim. Ya yanlış zamanda doğdum, ya da internet çok erken keşfedildi...

Aslında amacım sanal alemden kaçmaktı. Yüzüm eskimişti. Yenilenmem, özlenmem gerekirdi. Ama nasıl bir dünya ise bu, sanaldan kaçıp sanala geldim gene. Çünkü artık yazacağım mektupları okuyacak, ya da benim yazdıklarıma cevap verecek eski kafalı romantikler kalmadı. Herkesin ipliği sanalda artık.
Niye geldim ben gene bu klavyenin başına. Saatlerce yazmak, yazmak, yazmak için. Microsoft Word le sınırlı kalmasın istedim yazdıklarım. Zaten Word benim için resmi işler dökümanı, tez sayfası, yahut dilekçe örneği oldu artık. Onu görünce mesai moduna geçiyorum. Oysa şu an da, Sidney'de, bir kış günü, mesai biteli epey olmuş bir akşam saati.. bilinen zamanların ve mevsimlerin aksine. Çayımı almış, sadece ve hep bana ait olan sallanan koltuğumda, tüm sallantıya rağmen dökmeden çayımı yudumlayabilmekteyim. Kendimle gurur duyuyorum. Üniversiteden beri yani yaklaşık 12 senedir profesyonel bir içiciyim. Çay demek ben demek vesselam. Ve İlhan İrem potpori yapar benim için...

Neydi beni yine bu yazmaların başına getiren gene. Yalnızlık, hayata dair derin hisler, sıkıntılardan çok... Bir konuşma ihtiyacıydı muhtemelen. Dilsiz bir konuşma. Ama haykıran, bağıran, kavga eden yahut dinlendiren bir masal gibi.

Hayatta birçok şeyi becermiş bir kişilik olarak, hiç beceremediklerimin neler olduğunu son zamanlarda farketmiş, bunu yeni hazmediyorken, becerip sandıklarımı becerememiş olmanın verdiği yeni moda şokla yeniden döndüm kısır döngümün başına. Bu da ne demek? Çok karmaşık cümleler kullandığımın farkındayım. Aslında anlattıkları çok basit. Ama çok düşünmenin verdiği bir sonuç bu. Hisleri süslemek, ima etmek ve hiç olmadıkları kadar karışık anlatmak. Peki. Daha açık yazmalıyım. Hiç beceremediğim şey sevdaydı. Yani kamyon arkası yazıları gibi ölümüne cesurca sevdik en arabeskinden. Ama doğrusu yoktu içinde. Olmazlara sürüklenmekte üstüme yoktu. Haydi ona alıştık derken. En kötüsü, beni herşeyden çok yaralayan, bir sevdadan bile daha çok içime oturan.. Dostluklarla ilgili olan kısmıydı becerilmiş görüntüsü altında olan beceremediklerim... Sevdalar birer yolcu gibi gelip geçiyordu elde olmayan nedenlerden dolayı. Ama hep kalıyordu dostlar, dostluklar. İşte bu yüzden çok önemliydi. İnsan sevdalısı ile bile güç savaşına girerdi yeri gelirdi. Ama dostlar öyle değildi. Kardeş gibiydi insana. Zaafları, gözyaşlarını rahatça döktüğün bir ağlama duvarıyla kimi zaman. Ya da günah çıkardığın bir papazdı. En haytalıkları, aşırılıkları yaptığın bir eğlence kutusuydu. Annenin, babanın, kardeşin, sevgilinin yerine konmayan, kendine has özel bir konumu olan bir şeydi. Hala da öyle aslında. Ama insanın dostları anlamazsa kendini, hani el oğlu nasıl anlar? Herşeyini bilen bir insana anlatamamışsan kendini, hangi sevda paklar bu yüreği?...

Yüreğinin en kuytu boşluklarına düşmüşsen, kim çıkarır seni?

Bu mesaj kar tanesi tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.07.2011 - 15:04


#2 elma

elma

    venus at her mirror

  • Kurucular
  • 6.785 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:bulutlarda

Gönderim zamanı 27.07.2011 - 15:22

"Köhne bir yük katarı gibi ayak parmaklarımızı ezerek önümüz sıra geçen bu yorgun asır, bizim asrımız değildi.
Korkarım, tozu dumana katarak pürtelaş gelen yenisi de, o imanla beklediğimiz ahengin asrı olmayacak.
Raylar üstünde alelade bir tımarhane bu...
... tıklım tıkış vagonlarında vahşi bir itiş kakış; dumanında genzi yakan bir ihtiras kokusu...
Şüphesiz zamanla bu cinnet de ufukta yitip gidecek; lakin bizim için başka katar yok ömrümüzün içinden geçecek.
Görünen o ki kadınım, seninle biz, "hayat" denen bu metruk peronda, üzerinde adres yazmayan mektuplar gibi bekleşip, aşkımızı acılardan damıtarak yaşlanacağız.
* * *
Öyle bir çağdayız ki, insanoğlu "denizler altında 20 bin fersah" yolu kat edip, "arzın merkezine" yaklaştıkça, uzaklaştı insanlığından...
Kalabalıklaştıkça arttı kayıtsızlığın ıssızlığı...
Her bineni ise bulayan sefil bir trenle, onun borsadan başka tapınak, paradan başka tanrı tanımayan son yolcuları, kainatın raylarındaki şiiri, ilhamı, aşkı ezip geçti.
"Ah o gönül şarkıları" sustu önce...
Sonra, sevdaların ömrü kısaldı; tadı kaçtı hasretin, şehvetin harı söndü.
Sanal posta kutusu, mektubu öldürdü; bak, bir tek satır yok kalemimden sana kalacak.
Silinip gidiyor telefondaki aşk mesajları; "seni seviyorum", -ki amentüsüdür itiraf gecelerinin- parfüm sıkılmış plastic bir gül dalının teybinde tutsak...
Korkuyorum ; "Seni seviyorum" desem sana, plastik kokacak.
* * *
kadınım,
hüznümün bançesi!..
Görmem mi sanırsın; sesi kısık gözlerinin nicedir...
dudakların buselere sağır...
Oysa ben, haykırmak için sesine, solumak için nefesine muhtacım.
Bilsen neler verirdim bakışlarından o kederi silebilmek, sana itimadın hazzını yeniden verebilmek için...
* * *
Lakin öyle bir tufana yakalandık ki, birbirimize kavuşmak için çekiştirdiğimiz kement boğuyor bizi...
Mübadele garında saadet ülkesine kesilmiş iki biletle mecalsiz bekleşiyoruz.
Kudretim olsa, seni bu harabe istasyondan kapar, koştukça yelelerinden takvim sayfaları uçuşan bir kısrağın terkisine attığım gibi, o çok sevdiğin ihtişam romanlarının mağrur asrına taşırdım.
Soyunurduk bütün o delik deşik kostümlerimizden, boyası akmış maskelerimizden... mecburi rollerimizden...
* * *
"Devamsızlık yüzünden" tarihten kovulmuş iki muzip çocuk gibi, azad olurduk kendimizden... Benim boynumda alıçtan kolyeler, senin tebessümünde sümbülden gamzeler; çözüp dudaklarımızın mührünü, iç çekişlerimizi toprağ*gunömer, her akşam ilk sana gülümseyen yıldızına ip dolayıp keyifle ayaklarımızı sallandırırdık dünyaya...
Dilimizde, "kavuşmanın tadını/ayrılık feryadını" taşıyan bir şarkıyla...
Uşşak makamında..."
"This desert flower
No sweet perfume that would torture you more than this..."

#3 kar tanesi

kar tanesi

    Her zaman aramızda :)

  • Üyeler
  • 200 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Memleket..
  • İlgi Alanları:Soru sormak..

Gönderim zamanı 27.07.2011 - 16:06

Harika... İşte benim konuştuklarımın, yüreğime sıkışanların, bir ayna görüntüsü... Sadece başlıklar farklı...

Kimin bu yazı bu arada? Sunay Akın mı?

#4 Gölge

Gölge

    ..Hayaletin Gölgesi..

  • Üyeler
  • 15.435 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Bahçelievler

Gönderim zamanı 27.07.2011 - 16:31

Can amca
kadından anlıo emmim q:

smiley-sport036.gif  


#5 kar tanesi

kar tanesi

    Her zaman aramızda :)

  • Üyeler
  • 200 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Memleket..
  • İlgi Alanları:Soru sormak..

Gönderim zamanı 27.07.2011 - 16:39

:) Evet çözmüş :P

#6 kar tanesi

kar tanesi

    Her zaman aramızda :)

  • Üyeler
  • 200 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Memleket..
  • İlgi Alanları:Soru sormak..

Gönderim zamanı 04.09.2011 - 14:07

Hoşca kal Anneanne...


Hayat öyle bir döngü ki, gelen gidiyor, olan bitiyor, biten yeniden başlıyor, başlayan bitiyor... Doğum, ölüm gibi zıt ama aynı çerçevede bir şey hayat.

Bunları bilsem de, teorikte süper nutuklar atabilsem de, yokluğuna alışmak çok zor olacak Anneanne...

Sen benim sadece anneannem değildin. Sen benim ikinci annemdin, sen benim arkadaşımdın. İnsan olmamın en büyük sebebiydin. Herşeyin ilkini senden öğrenmiştim, İlk duaları, ilk hayat hikayelerini...

Oysa bu gurbet o kadar acı bir girdap ki. Bir anda yokluğunla yapayalnız kaldım. Az yalnızmışım gibi.

Çocukluğumun her karesinde sen vardın. Gençliğimin her karesinde. Yetişkinliğimin ilk yıllarında ise ayrılık defteri verildi elimize.

Cismani idin, şimdi sadece boyut değiştirdin, ruhani oldun... Ama ben bu halini göremiyorum, sana dokunamıyorum. Senden haber alamıyorum. Öyle kati çizilmiş ki sınırlar bulunduğun yerle. Şöyle bir bakıp çıkmak bir köşeye, hiç bir fikrim olmayacak nasıl olduğuna dair. Üstelik senin bizlerden, arkanda bıraktıklarından haberin olup olmadığını bile bilemiyorum. Tek elimden gelen, sana dua etmek...

Varlıklar gibi yokluklarda çok bambaşka bu gurbette. Sılaya döndüğümde, senden kalan bir kaç eşya verecekler elime sadece. Başka bir izin kalmamış olacak, yüreklerden başka, anılardan, fotoğraflardan, video kayıtlarından başka...

Zor olacak Anneanne... Seni bu kadar severken, ben ölene kadar seni görememek zor olacak. Umarım ben de cennete layık olurum da, ölünce karşılaşırız... Çünkü sen ancak cennete yakışırsın..

Seni seviyorum... Mekanın altından ırmaklar akan Adn cennetleri olsun Anneanne...

Allah'a emanet ol... *agla

#7 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19.758 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Gönderim zamanı 04.09.2011 - 22:33

Allah rahmet eylesin..
Mekanı Cennet olsun..

Değişiklikler Kaydedildi...

#8 BucuK

BucuK

    : вєş’є вєş vαя :

  • Dokunulmazlar
  • 6.410 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:∆p.∆x>ħ/2
  • İlgi Alanları:* qαγєτ ίlqίsίz *

Gönderim zamanı 04.09.2011 - 22:48

Allah rahmet etsin,
Allah sabır versin sizlere de :(

#9 kar tanesi

kar tanesi

    Her zaman aramızda :)

  • Üyeler
  • 200 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Memleket..
  • İlgi Alanları:Soru sormak..

Gönderim zamanı 05.09.2011 - 03:49

Cok tesekkur ederim *ühü Amin *dua

#10 Taurus

Taurus

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 267 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Güzel bir yer..
  • İlgi Alanları:♫ ♬ ♪ ♩ ♪ ♫ ♬ ♪ ♩ ♪

Gönderim zamanı 05.09.2011 - 04:27

Her kişisel yazı, insanın kendi hayatına göz atılabilecek bir pencere açmasına benzer.."Bak" dersin, "bu benim, benim kafamın içi, kalbimin kulağına söyledikleri"..Orada bazen kendini bulursun, bazen de öteler seni..Hayat tecrübeler bütünüyse, e biraz da yaş aldıysan bu ömürde, bakarsın tecrübelerine; "acaba samimi mi yazdıklarında" dersin..

Pencereler ve onlardan bakanlar hayatına..Ya ilüzyondur gördükleri, ya da gerçeğin ta kendisi..İhtiyaçlar ve arayışlar tehlikelidir..Zira insan kendine yalan söyler bu durumlarda..Gerçek olsun istersin, öyle de inanırsın..Oysa ayakların kan içindedir, önceki hayal ve kalp kırıklarına basıp geçmekten..


Gönderilen Resim
Akılsızlar hırsızların en zararlılarıdır.Zamanınızı ve neşenizi çalarlar..(Goethe)


#11 kar tanesi

kar tanesi

    Her zaman aramızda :)

  • Üyeler
  • 200 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Memleket..
  • İlgi Alanları:Soru sormak..

Gönderim zamanı 17.09.2011 - 12:23

Yazdıklarını çok defa okudum. Derin anlamları anlamama rağmen, üstteki mesajının hangi yazdığıma cevap olduğunu tam kestiremedim...

Samimi olmak en sevdiğim ve hep özen gösterdiğim şeydir hayatta. Kendime yalan söylemem hiç... Sadece mutluluk oyunu oynamak adına olmayanlara inanırım bazen. Dünyadaki ayrılık vaktimizin geldiğini bilmeme rağmen anneannemle, bunu hiç söylemedim kendime örneğin...

#12 Taurus

Taurus

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 267 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Güzel bir yer..
  • İlgi Alanları:♫ ♬ ♪ ♩ ♪ ♫ ♬ ♪ ♩ ♪

Gönderim zamanı 17.09.2011 - 15:51

Yazdıklarım bir şeye cevap değildi..Yazdıklarını okurken, o bahsettiğim pencerelerden birinde hissettim kendimi, sonra eski anılar geldi gözümün önüne..Kaç pencere açılmış önümüze ve kaçından gerçekleri izlemişiz, kaçında ir hayal dünyaya bakıyormuşuz hatırladım..Sonra yazıverdim işte..Yoksa elbette sana değil tüm yazılanlar..Önyargıdan kaçınılmasını salık verirken, ben içine düşmem öyle kolayca..

Dediğin gibi, oldukça samimi yazdıkların..Belki de bu sebeple anıları canlandırıyordur kimbilir..

Gönderilen Resim
Akılsızlar hırsızların en zararlılarıdır.Zamanınızı ve neşenizi çalarlar..(Goethe)


#13 pac

pac

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Dokunulmazlar
  • 13.198 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Barcelona
  • İlgi Alanları:Güzel olan herşey =)

Gönderim zamanı 17.09.2011 - 17:41

aha başkasına ait bir meyve bahçesi daha Gönderilen Resim
YAŞAMAK BİR UMUTTUR...

#14 kar tanesi

kar tanesi

    Her zaman aramızda :)

  • Üyeler
  • 200 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Memleket..
  • İlgi Alanları:Soru sormak..

Gönderim zamanı 18.09.2011 - 09:51

Evet hepimizin hayatı zorlu bir yol. Okuyan için okul, kentlisi için iş-güç, köylüsü için ineği-tarlası... Kimse kimsenin hayatının zor olduğunu kabul edemez bazen. Her ne kadar söz konusu hayatların o köşesinden geçmiş olsa bile insanlar.. O kadar okulu okumama rağmen, bana derslerinden, okul arkadaşlarından dert yanan gençleri aslında imrenerek dinlerim. Çünkü onların dert dedikleri benim özlediklerimdir. Ya da süt veren ineği hastalandığı ve verim alamadığı için dünyaları başına yıkılan bir köylüyü anlamsız gözlerle dinleyebilirim. O ineğin, o kişinin hayatının tümü demek olduğunu anlayamayabilirim, benim için inek sadece marketten aldığım süt ve isim-şehir oyununda İ harfine yazdığım hayvanken...

Oysa farklı hayatlara başrol olmak demek, başka senaryoları görmezden görmek, onları küçümsemek olmamalı.. İnsan sorunlarını yaşarken, dünyanın merkezine koymamalı. Eğri oturup, doğru düşünmeli. Evliliğinde sorun olan, yakını vefat eden dostunu aramamazlık etmemeli. Evlilikte sorun ile ölüm çok farklı kategoride sıkıntılardır. Bunun bir diğer şekli, bekar olduğu için evlilik sıkıntısını anlamayan arkadaşını kıskançlıkta suçlamaktır mesela. Oysa hayat bir sidik yarışı değildir. İnsanlar, dostlar birbirini anlamak için birbirlerinin yaptıklarının aynısını bir an önce yapmakla mükellef değillerdir. Arkadaşının evlilik sorunlarını anlamak için evlenmek zorunda değildir bir diğeri, ya da hayatından birinin öte tarafa göçmesi için gün sayması değildir, başın sağolsun diyebilmek için ötekine.

Hayat birbirine karıştırılmayacak kadar belirgin başlıklar altına kurulmuştur. ve önemli olan olası bu karışıkları belirlemek, anlamak ve çözmektir. Nefsinin o anda sana emrettiği dayanaksız düşüncelerle ortalığı yıkmak, kalp kırmak değildir...

Hayat akıl sahibi olanlar için dümdüzdür. Ama tek başına akıl sahibi olmak yetmez ne yazık ki. Karşıdaki, yandaki, arkadaki, öteki, beriki de akıllı olmalıdır. İnsanın bir yanı nefsine uyuyorsa, diğer tarafı onu evire çevire dövmelidir... Yoksa sonradan sonraya dövülen dizler, ne yazık ki kırık kalpleri ne tamir eder, ne de insanı mutlu eder...

#15 hüfyaa

hüfyaa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 6.884 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:kocaeli
  • İlgi Alanları:binkelam.com,birkizbirana.blogspot.com,sadecegelinlik.blogspot.com,erkekgiyimkusam.blogspot.com,sadeceelbise.blogspot.com,bakimveguzelliksirlari.blogspot.com

Gönderim zamanı 18.09.2011 - 13:07

Oysa hayat bir sidik yarışı değildir.


şapkam olsa sahiden de çıkartırdım, yoklukta bununla idare edin. Gönderilen Resim

Bu mesaj hüfyaa tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 18.09.2011 - 13:07



ne giderim peşlerinden..ne ardımda devam olsun..
ne uyarım,ne hükmeder..kalanlara selam olsun...


#16 kar tanesi

kar tanesi

    Her zaman aramızda :)

  • Üyeler
  • 200 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Memleket..
  • İlgi Alanları:Soru sormak..

Gönderim zamanı 19.09.2011 - 14:21

Teşekkür ederim Hüfyaa... ;)

#17 Arjantin Cad.-ANKARA

Arjantin Cad.-ANKARA

    Sırdan öte ne var ki

  • Üyeler
  • 18.713 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi
  • Konum:Edebi metin

Gönderim zamanı 19.09.2011 - 15:02

Arkadaşının evlilik sorunlarını anlamak için evlenmek zorunda değildir bir diğeri, ya da hayatından birinin öte tarafa göçmesi için gün sayması değildir, başın sağolsun diyebilmek için ötekine.


Çok zor şeylerden bahsetmişsin insanlık adına...

sana çok kızdım ama sonra ugun bir zamanda bu konuda dile getireceğim istem ve sitemlerimi...

şimdilik saygılar...

Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...


#18 kar tanesi

kar tanesi

    Her zaman aramızda :)

  • Üyeler
  • 200 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Memleket..
  • İlgi Alanları:Soru sormak..

Gönderim zamanı 19.09.2011 - 15:04


sana çok kızdım ama sonra ugun bir zamanda bu konuda dile getireceğim istem ve sitemlerimi...

şimdilik saygılar...


Noldu ya? Kızdın mı? Ne yaptım ki? *ühü

#19 kar tanesi

kar tanesi

    Her zaman aramızda :)

  • Üyeler
  • 200 Mesaj
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:Memleket..
  • İlgi Alanları:Soru sormak..

Gönderim zamanı 20.09.2011 - 14:28

Zor mudur dönmek eskiye? Eskisi gibi olmak mümkün müdür? Onca hayat başlığının altından geçmişken, onların içinden geçmemiş gibi davranabilmek, şahit olunanlara inat bilmiyormuşcasına saf olabilmek mümkün müdür hala?

Peki ya dönebilsek bile, gerek var mıdır geçmişi yaşamaya? Yaşamaya çalışmaya? Yeni olandan, önümüzde seyredenden değilde, henüz inmiş olduğumuz arabalara bakakalmanın gereği nedir?

Gereği vardır yoktur, zararlıdır yararlıdır demek bir köşeye, belki de insan kırgınlıklarının çözümü için geriye dönmek istiyor. Kırılan parçaları kırılmadan önce tekrardan yakalamak için. Kendinde kırılanları, başkasında kırdıklarını... Dostluklarından yine aynı hazzı almak istiyor bir kucaklaşma tadında. Eski günlerde olduğu gibi kimi kahkahayla, kimi gözyaşlarıyla kardeşten öte olmak istiyor. Olmak... Ama araya cam kırıkları girdikçe, kesiliyor kalplerin odacıkları. Çiziklerden kan sızıyor, kıpkırmızı. Dinmiyor, pıhtılaşmıyor o kan...

Görmezden gelemiyor gözler, önünde ceryan eden kanamayı. Ve içini sızlatan acıyı. İflah olmayan kırgınlıkları, hissizlikler ve sonra da uyuşmuş bir kalp izliyor. Süreç yalnızlığa gelip dayandığında, eski bir fotoğrafta gülen gözleri görünce içine akıtıyor insan gözyaşlarını... Çünkü dışarı akmıyor, akmaya akmaya donuyor içinde gözlerin... Hissizlikle boğulduğunda küfrediyor dil... Hissettiği zaman elinde ki mutluluğun gidişine ve onun bir daha tam manasıyla gelemeyişine...

Boğazına takılıp kalıyor birşey, yutkunmakla geçmeyen, kalbin içine sızarak oraya oturan bir leke gibi... Üstünü karalıyor masumlukların...

Her şey yaşanmışlıkların atmosfer kaydında kalıyor... Bir de onların cisimleri; kağıtlar, mektuplar ve fotoğraflar...

Bu mesaj kar tanesi tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 20.09.2011 - 14:29


#20 Arjantin Cad.-ANKARA

Arjantin Cad.-ANKARA

    Sırdan öte ne var ki

  • Üyeler
  • 18.713 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi
  • Konum:Edebi metin

Gönderim zamanı 20.09.2011 - 20:36

Belki Önceden...

Bilmiyorum ki benim için önceden neler farklıydı ve belki önceden sonrasında ne oldu yada öncesinde ?

Merak ettiğini biliyorum

ama

Anlatınca üzülmek yok sevinmek sadece bir kahvenin hatrına yazacağım...

hani derler ya kahve geleceği alkol maziyi konuşturur...

o yüzden kahve hatrına hadi gel senle 2 kadeh atalım...

sen rujlu dudaklarına sigaranı değdir ve mutlu ol...

ben ise durmadan anlatayım olmaz mı ?

-Biliyorum hadi başla diyerek haykırdığını

ses tonunu çok iyi biliyorum gülüşünüde hatta giydiğin o babetleride...

belkide bindiğin belediye otobüs numarasınıda

ne garip değil mi insan bir kez gördüğünü pardon ben seni 2 kez gördüm çok rahat yorumluyor...

yada ilk tanıştığı insanları çabucak süzüyor...

çok garip beeeeeee hadi şere yapalım ve devam edelim.

merak etme seninle ilgili fazla bir şey yazmayacağım...

Çünkü ; Ben dalgaları sevmem deniz ya düz olacak yada hep dalgalı yoksa sevdayı çekemez gemide yaşayanlar...

Hadi biraz şiir yazayım ve kara yazılı olsun bundan sonra yazdıklarım...

Bir mazidir geçmişte yaşanan
İlk öpüşmenin tadı
Kalbe inerken yakar
Hayat denilen en güzel oyun

Kızın sevmediği aşka
Sevdim demesi
Şairin dediği gibi
Sevmeden sevenler yanar...

Neyse biraz ara biraz devam ...

Ana tema belki önceden...

Belki önceden
Sevmemezdim ben
Kimse leyla değil ki
Mecnuna kansın

İlk kez söylenen
Seni seviyorum cümlesindeki
Çıkarsız sevmek
İşte bende onu söyleyeni sevdim...



Çok kişi ilk baharı yaşarken sevgilisinin onu aldatmasıyla kışı yaşar...

sen hiç kışı yaşadın mı konuyu açan arkadaş...

yada kış yaşarken yazı gördün mü ? o yazlarda erikler çiçek açtı mı ?


Bakıyorum senin kadeh hala koyduğum yerde...

bana içirip seyirci mi olacaksın ?

nereye kadar böyle devam edeceksin ?


birazda sen devam et benim kafam güzel...

yada herkes güzel Gönderilen Resim


devamı var ama bir şartla ?


BUDA BELKİ ÖNCEDENE GELSİN Gönderilen Resim

http://www.youtube.com/watch?v=qsvqyneRWMk

Bu mesaj Bomonti-İSTANBUL tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 20.09.2011 - 20:38

Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...






Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

4 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 4 ziyaretçi, 0 gizli