İçerik değiştir



En Seviyesiz Akp'li Kim?


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 4 yanıt verildi

#1 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 02.12.2011 - 13:32


Egemen Bağış’ın Brüksel’de basın önünde ettiğiküfürü medya "şaşkınlıkla" karşıladı. AncakAKP'nin geçmiş yıllarına doğru yapılacak kısa bir yolculuk, bu seviyesiz siyaset tarzının hiç de istisna olmadığını, aksine AKP siyasetinin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu gösteriyor.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın Brüksel’de ırkçı Hollandalı milletvekili Barry Madlener’in kışkırtmasına küfürle karşılık vermesi akla AKP kadrolarının daha önce bir çok gerçekleştirmiş oldukları benzer seviyesizaçıklamaları getirdi. Geçmiş yıllarda yapılan bu tip açıklamaların çokluğu düşünülünce, Bağış'ın tavrının bir istisna değil, AKP'nin siyaset anlayışının çarpıcı bir örneği olduğu görülüyor...
Bu konuda da liderliğin Başbakan Erdoğan'da olduğu görülüyor. 61. Hükümete İçişleri Bakanı olarak giren İdris Naim Şahin’in ise kısa sürede art arda yaptığı açıklamalarıyla kısa sürede bu alanda iddialı olduğunu gösterdi. İşte dokuz yıllık iktidarları döneminde AKP'nin önde gelenlerinin yaptığı "çarpıcı" açıklamalar:

Recep Tayip Erdoğan
-2004 yılı Mart ayında Türkiye’yi ziyarete gelen Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’e ne kadar maaş aldığını sormuş sonrasında şu açıklamayı yapmıştı: “Schröder'e ne kadar maaş aldığını sordum. 15 bin Euro alıyormuş. Bizimki ise 3 bin küsur Euro. Ticaret yapmasam bu maaşla geçinemem.”
-2005 yılı Nisan ayında halka seslenirken işsiz bir vatandaşın “satılık böbrek var” yazan döviz açması üzerine sinirlenerek vatandaşa “kusura bakma sakatatçı dükkanı değil burası” diyerek dalga geçti.
-2005 yılı Kasım ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türban yasağını onaylaması üzerine “Türban konusunda söz söyleme hakkı AİHM’nin değil din ulemasınındır” ifadelerini kullandı.
-2006 yılı Eylül ayında Balıkesir’de halka seslenirken bir vatandaşın “şehit cenazesi görmek istemiyoruz” demesi üzerine “Bakınız askerlik herhalde yan gelip yatma yeri değil” cevabını verdi.
-2006 yılı Şubat ayında Mersin’de Kemal Öncel isimli bir vatandaşın “2 senedir anamız ağlıyor” şeklindeki tepkisine Erdoğan "Hadi ananı al git buradan" diyerek yanıt verdi.
-2008 yılında 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim Meydanı’nda kutlamak isteyen sendikaların kararlı tutumuna “Ayaklar baş olursa kıyamet kopar” sözleriyle karşılık verdi.
-2009 yılı Aralık ayında köşe yazarlarına hitaben “ne kadar az yazarsanız ülke o kadar huzur bulur. Geçmişte bir köşe yazarı haftada bir ya da iki kez yazardı. Ama şimdi her gün...” şeklinde konuştu.
-2010 yılı Şubat ayında AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda şu ifadeleri kulandı: “Köşe yazarları her istediğini yazamaz. Patron gerekirse kusura bakma sana burada yer yok demelidir. Herkes çizgisini bilsin. Köşe yazarlarını uyarmak zorundayım. Maaşını ödediğin yazara hâkim ol!”
-2010 yılı Mayıs ayında Zonguldak’ta 30 madencinin hayatını kaybetmesi üzerine şu ifadeleri kullandı: “Üzüntümüz büyük. Ama bu bölgenin insanı bu tür olaylara alışık. Şöyle 20 yıl gerisine gidiyorum. 90’lı yıllardan bugüne Zonguldak’ta bu tür faciaları hep yaşadık. Kömür ocaklarına ben de indim. 2 bin metre derinlikte madencilerin nasıl çalıştığını gördüm. Onlarla iftar yaptım. Bu mesleğin kaderinde bu var.”
-2010 yılı Ağustos ayında 12 Eylül Referandumu üzerine konuşurken TÜSİAD’ın tutumuna ilişkin şunları söylemişti: "Eğer bu Anayasa değişikliğini beğenmiyorsa çıksın açıkça ‘hayır’ desin, neden olduğunu da söylesin. Desin ki ‘ben bu 26 maddenin şu maddelerine şu gerekçeyle karşıyım’. Ama diyemiyorsan o zaman da çık açıkça ‘Ben bu değişikliği destekliyorum’ de. Çünkü bitaraf olan bertaraf olur derler.”
-3 Haziran 2011 tarihinde Ankara'daki Hopa Mitingi’nde polis tarafından kalçası kırılan Halkevleri MYK üyesi Dilşad Aktaş için "kız mıdır, kadın mıdır bilemem” şeklinde konuştu.
-Ermeni-Türk kardeşliğini simgeleyen Kars’taki insanlık anıtı için “ucube” benzetmesi yaptı, heykel kısa süre sonra yıkıldı.
-18 Kasım 2011’de AKP Bitlis İl Gençlik Kolları toplantısında “Kale gibi direnci olan Kürtler her şeyden önce İslam’dır. Yani o birilerinin dediği gibi Kürtler Zerdüşt değildir” şeklinde konuştu.

Bülent Arınç
-2004 yılı Nisan ayında TBMM başkanı olduğu dönem gazetecilerin 23 Nisan resepsiyonu davetiyelerine neden eşinin adını yazdırmadığını sormaları üzerine "Bunun karşılığı, şeyini şey ettiğimin şeyidir. Bunu bana tekrar niye soruyorsunuz" ifadelerini kullandı.
-2005 yılı Haziran ayında Manisa Dericiler Sitesi Başkanı Hüseyin Akdede’nin "Sayın Başkanım size ağabey olarak hitap etmek isterim" demesi üzerine "Bülent Ersoy deme de, ne dersen de" şeklinde cevap verdi.
-2006 yılı Mayıs ayında Alparslan Aslan’ın Danıştay’a yaptığı silahlı saldırının ardından şu korkunç açıklamayı yaptı: “Şu anda hastanede bulunan Sayın Bayan Ayfer Hanım'ın da bu karara çekince koyduğunu hepimiz biliyoruz. Yani bu saldırgan o karardan (türban kararından) infial duyarak bu karara imza atan kişilere karşı bir eylem düşünmüşse, bu karara muhalif kalan bir insana silahını boşaltmaması gerekirdi.”
-2006 yılı Temmuz ayında resmi ziyaret için bulunduğu Moskova’da "Lenin'i ölü görmek çok güzel" dedi.
-2009 yılı Aralık ayında BDP milletvekili Emine Ayna için "Çok garip bir yaratık. Allah akıl fikir versin" sözlerini kullandı.
İdris Naim Şahin
-17 Kasım’da, BDP üyesi Prof. Dr Büşra Ersanlı’nın tutuklanmasını haklı göstermek için şu ifadeleri kullandı: “Profesör hanımefendinin 80 öncesi gençlik yıllarına bakın. Akrabalarının kim olduğunu, eniştesinin tutuklu olduğunu göreceksiniz.”
-30 Ekim’de Van depremi sonrası bölgeye yaptığı ziyarette depremzedelere üç çeşit tatlı verildiğini öğrenince yanında bulunan Diyanet İşleri Başkanı’na dönüp “Sayın başkanım biz de buraya bir çadır kuralım, mekân tutalım gibi geliyor” diyerek espri yaptığını zannetmiş, sonrasında 10 kişinin bir arada kaldığı çadırın sakinlerine dönerek “Koskocaman sarayda oturuyorsunuz bir gel dediğiniz yok” dedi.
Mehmet Şimşek
-2010 yılı Ocak ayında, tüm haklarının ellerinden alınmasına karşı dondurucu soğuğa rağmen direnen Tekel işçileri için şu sözleri söylemişti: Bizim hükümetimizin varsa bir hatası özelleştirme sonrasında ortaya çıkan, açıkta kalan işçilerimize karşı merhamet göstermesi. Eğer bir hata varsa o da merhametli olunmasından kaynaklanıyor."



Faruk Çelik
-2008 yılı Şubat ayında son 8 ayda 18 işçinin iş kazalarında hayatlarını kaybettiği Tuzla’da işçilerinin eylem yapmaları üzerine “Yatıyoruz Tuzla, kalkıyoruz Tuzla” sözleriyle tepki gösterdi. Bu sözleri Çalışma Bakanı sıfatıyla söylediğini hatırlatalım.


Taner Yıldız
- 2010 yılı Aralık ayında, Tes-İş Sendikası Genel Kurulunda konuşma yaparken “Bizler gelişmekte olan Türkiye olarak mutlaka yeri gelecek 16-18 saat çalışabileceğiz” şeklinde konuştu.


Ömer Dinçer
-2010 yılı Mayıs ayında, Zonguldak’ta grizu faciasında hayatını kaybeden madenciler için “Madencilerimin bedeninde herhangi bir yanık yoktu, güzel öldüler” şeklinde konuştu.
-Atanamadığı için yirminin üzerinde genç öğretmen bunalıma girip intihar etmişken geçen ay Paris’te yapılan UNESCO toplantısında “atanamamış öğretmenler diye uyduruk bir sorun çıkardılar” açıklamasında bulundu.
-2010 yılı Ocak ayında haklarını kaybetmemek için direnen Tekel işçilerine hitaben “Ülkemizde bu şartlarda çalışacak çok insan var” sözleriyle ülke insanına ucuz emek gücü olarak baktığını ortaya koydu.


Atilla Koç
-2005 yılının Nisan ayında Kültür ve Turizm Bakanıyken Muğla’da bir açılışta “Rus turistler, sonradan zengin olmanın görgüsüzlüğü ile fazla para bırakıyor. Alman turistler ise cimri” şeklinde açıklamada bulunmuştu.
Melih Gökçek
-2009 yılı Şubat ayında Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Karayalçın’ın projelerini palavra olarak niteleyip, Karayalçın’a hitaben “iktidar biziz parayı nereden bulacaksın” şeklinde konuşarak merkezi iktidarın muhalefet partisi belediyelerine yeterli kaynak sağlamadığını itiraf etmişti.
-2009 yılı Eylül ayında Ankara’da sel beklenmesi üzerine halkla dalga geçercesine “Sel riski varsa üst kattaki komşunuzda kalın” dedi.
-Geçtiğimiz kış kar yağışı sonrası belediyenin yetersiz kaldığını, yollarının buzlu olduğunu söyleyen bir vatandaşa Twitter’daki hesabından “Murat inan yollar tuzlu. Nasıl inandırayım bilmiyorum ki, tatsan mı acaba:)” şeklinde “espri” yapmıştı.


Dengir Mir Mehmet Fırat
-2009 yılı Nisan ayında Kemal Kılıçdaroğlu ve Melih Gökçek’in canlı yayında Uğur Dündar hakemliğinde çıkacakları düelloya ilişkin görüşünün sorulması üzerine “Valla Melih daha şıllıktır, Melih PKK’dan girer genelevden çıkar” cevabını vermişti.


Beşir Atalay
-29 Ekim’de Van Depremi sonrası insanlar enkaz altında kurtarılmayı bekleyerek can verirken ülke dışından gelmek isteyen arama kurtarma ekiplerinin kabul edilmemesini şu sözlerle açıklıyordu: “Hangi ülkeler hemen aradı, yardım gönderme teklifinde bulundu, elimizde listeler var. Tabii öncelikle kendi potansiyelimizi görmek amacıyla arama kurtarma yardım ekipleri bekletildi.”


Kemal Unakıtan
-2003 yılı Eylül ayında Petkim’in özelleştirilmesine karşı çıkanlara karşı "Ülkenin işgal altına girdiğini söylüyorlar. Gelsinler işgal etsinler!" demişti.
-2003 yılı Nisan ayında Tekel’in özelleştirilmesi konusunda “Babalar gibi satarız” demişti.
-2003 yılı Eylül ayında Tüpraş’ın özelleştirilmesine ilişkin "parayı veren düdüğü çalar. Tüpraş'ı Ruslara satar mısın diyorlar. Satarım arkadaş" demişti.
-2003 yılı Eylül ayında Seka’nın özelleştirilmesi konusunda şunları söyleyerek yağmanın saati olmadığını göstermişti: “Staratejik yer imiş. Ne stratejisi, önemli olan müşteri bulmak. Müşteri gece gelsin, pijamayla çıkarım karşılarına. Seviyorum bu işleri arkadaş.”
*************************************************************************************************


Maskelerinin arkasındaki gerçek yüz bu..!

 580023663830.jpg


#2 Arjantin Cad.-ANKARA

Arjantin Cad.-ANKARA

    Sırdan öte ne var ki

  • Üyeler
  • 18.713 Mesaj
  • Cinsiyet:Belirtilmedi
  • Konum:Edebi metin

Gönderim zamanı 07.12.2011 - 10:10

her devrin gafları vardır.Çillerde yılmazda Süleyman Beyde yaptı hatta ecevit ülkenin sefalet çekmesi her geldiği dönemde gösterdi.

yukarda yazılanlara bakıyorum ve sandıktan çıkana sonuç ne kadar istemesemde Akpden ve Başbakandan yana.

Ülkede lider yok Tayyip Bey ben bırakıyorum dese emin ol mısır suriye ırak gibi ülke karışır...

Akpli olmayan biri olarak şimdilik en doğru seçim bu adamlar...

Kılıçdaroğluna oy verdim ama oda siyaset yerine vizyon peşine gitti.Baykal yine duruşu belli olan söylediğinden dönmeyen adamdı kılıçdaroğlu borazan ve davul sesi gibi her düğünde farklı çalıyor...

Bahçeliye gelince sağlam siyaset ama vatan milleti baz alarak eğitim ve akadamisyen çalışmalara gebe kalmadan çalışıyor...o yüzden onlardanda bir şey çıkmıyor.


kısacası bu hükümet şuan en iyisi.

varsa daha iyisi çıksın destekleyelim...

Her yanda güz sancısı öpüşmeler var ama nedense hepsi yarım...


#3 milas

milas

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 939 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 03.01.2012 - 16:39

Egemen Bağış’ın Brüksel’de basın önünde ettiğiküfürü medya "şaşkınlıkla" karşıladı. AncakAKP'nin geçmiş yıllarına doğru yapılacak kısa bir yolculuk, bu seviyesiz siyaset tarzının hiç de istisna olmadığını, aksine AKP siyasetinin vazgeçilmez bir unsuru olduğunu gösteriyor.
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın Brüksel’de ırkçı Hollandalı milletvekili Barry Madlener’in kışkırtmasına küfürle karşılık vermesi akla AKP kadrolarının daha önce bir çok gerçekleştirmiş oldukları benzer seviyesizaçıklamaları getirdi. Geçmiş yıllarda yapılan bu tip açıklamaların çokluğu düşünülünce, Bağış'ın tavrının bir istisna değil, AKP'nin siyaset anlayışının çarpıcı bir örneği olduğu görülüyor...
Bu konuda da liderliğin Başbakan Erdoğan'da olduğu görülüyor. 61. Hükümete İçişleri Bakanı olarak giren İdris Naim Şahin’in ise kısa sürede art arda yaptığı açıklamalarıyla kısa sürede bu alanda iddialı olduğunu gösterdi. İşte dokuz yıllık iktidarları döneminde AKP'nin önde gelenlerinin yaptığı "çarpıcı" açıklamalar:

Recep Tayip Erdoğan
-2004 yılı Mart ayında Türkiye’yi ziyarete gelen Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’e ne kadar maaş aldığını sormuş sonrasında şu açıklamayı yapmıştı: “Schröder'e ne kadar maaş aldığını sordum. 15 bin Euro alıyormuş. Bizimki ise 3 bin küsur Euro. Ticaret yapmasam bu maaşla geçinemem.”
-2005 yılı Nisan ayında halka seslenirken işsiz bir vatandaşın “satılık böbrek var” yazan döviz açması üzerine sinirlenerek vatandaşa “kusura bakma sakatatçı dükkanı değil burası” diyerek dalga geçti.
-2005 yılı Kasım ayında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Türban yasağını onaylaması üzerine “Türban konusunda söz söyleme hakkı AİHM’nin değil din ulemasınındır” ifadelerini kullandı.
-2006 yılı Eylül ayında Balıkesir’de halka seslenirken bir vatandaşın “şehit cenazesi görmek istemiyoruz” demesi üzerine “Bakınız askerlik herhalde yan gelip yatma yeri değil” cevabını verdi.
-2006 yılı Şubat ayında Mersin’de Kemal Öncel isimli bir vatandaşın “2 senedir anamız ağlıyor” şeklindeki tepkisine Erdoğan "Hadi ananı al git buradan" diyerek yanıt verdi.
-2008 yılında 1 Mayıs İşçi Bayramı’nı Taksim Meydanı’nda kutlamak isteyen sendikaların kararlı tutumuna “Ayaklar baş olursa kıyamet kopar” sözleriyle karşılık verdi.
-2009 yılı Aralık ayında köşe yazarlarına hitaben “ne kadar az yazarsanız ülke o kadar huzur bulur. Geçmişte bir köşe yazarı haftada bir ya da iki kez yazardı. Ama şimdi her gün...” şeklinde konuştu.
-2010 yılı Şubat ayında AKP Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda şu ifadeleri kulandı: “Köşe yazarları her istediğini yazamaz. Patron gerekirse kusura bakma sana burada yer yok demelidir. Herkes çizgisini bilsin. Köşe yazarlarını uyarmak zorundayım. Maaşını ödediğin yazara hâkim ol!”
-2010 yılı Mayıs ayında Zonguldak’ta 30 madencinin hayatını kaybetmesi üzerine şu ifadeleri kullandı: “Üzüntümüz büyük. Ama bu bölgenin insanı bu tür olaylara alışık. Şöyle 20 yıl gerisine gidiyorum. 90’lı yıllardan bugüne Zonguldak’ta bu tür faciaları hep yaşadık. Kömür ocaklarına ben de indim. 2 bin metre derinlikte madencilerin nasıl çalıştığını gördüm. Onlarla iftar yaptım. Bu mesleğin kaderinde bu var.”
-2010 yılı Ağustos ayında 12 Eylül Referandumu üzerine konuşurken TÜSİAD’ın tutumuna ilişkin şunları söylemişti: "Eğer bu Anayasa değişikliğini beğenmiyorsa çıksın açıkça ‘hayır’ desin, neden olduğunu da söylesin. Desin ki ‘ben bu 26 maddenin şu maddelerine şu gerekçeyle karşıyım’. Ama diyemiyorsan o zaman da çık açıkça ‘Ben bu değişikliği destekliyorum’ de. Çünkü bitaraf olan bertaraf olur derler.”
-3 Haziran 2011 tarihinde Ankara'daki Hopa Mitingi’nde polis tarafından kalçası kırılan Halkevleri MYK üyesi Dilşad Aktaş için "kız mıdır, kadın mıdır bilemem” şeklinde konuştu.
-Ermeni-Türk kardeşliğini simgeleyen Kars’taki insanlık anıtı için “ucube” benzetmesi yaptı, heykel kısa süre sonra yıkıldı.
-18 Kasım 2011’de AKP Bitlis İl Gençlik Kolları toplantısında “Kale gibi direnci olan Kürtler her şeyden önce İslam’dır. Yani o birilerinin dediği gibi Kürtler Zerdüşt değildir” şeklinde konuştu.

Bülent Arınç
-2004 yılı Nisan ayında TBMM başkanı olduğu dönem gazetecilerin 23 Nisan resepsiyonu davetiyelerine neden eşinin adını yazdırmadığını sormaları üzerine "Bunun karşılığı, şeyini şey ettiğimin şeyidir. Bunu bana tekrar niye soruyorsunuz" ifadelerini kullandı.
-2005 yılı Haziran ayında Manisa Dericiler Sitesi Başkanı Hüseyin Akdede’nin "Sayın Başkanım size ağabey olarak hitap etmek isterim" demesi üzerine "Bülent Ersoy deme de, ne dersen de" şeklinde cevap verdi.
-2006 yılı Mayıs ayında Alparslan Aslan’ın Danıştay’a yaptığı silahlı saldırının ardından şu korkunç açıklamayı yaptı: “Şu anda hastanede bulunan Sayın Bayan Ayfer Hanım'ın da bu karara çekince koyduğunu hepimiz biliyoruz. Yani bu saldırgan o karardan (türban kararından) infial duyarak bu karara imza atan kişilere karşı bir eylem düşünmüşse, bu karara muhalif kalan bir insana silahını boşaltmaması gerekirdi.”
-2006 yılı Temmuz ayında resmi ziyaret için bulunduğu Moskova’da "Lenin'i ölü görmek çok güzel" dedi.
-2009 yılı Aralık ayında BDP milletvekili Emine Ayna için "Çok garip bir yaratık. Allah akıl fikir versin" sözlerini kullandı.
İdris Naim Şahin
-17 Kasım’da, BDP üyesi Prof. Dr Büşra Ersanlı’nın tutuklanmasını haklı göstermek için şu ifadeleri kullandı: “Profesör hanımefendinin 80 öncesi gençlik yıllarına bakın. Akrabalarının kim olduğunu, eniştesinin tutuklu olduğunu göreceksiniz.”
-30 Ekim’de Van depremi sonrası bölgeye yaptığı ziyarette depremzedelere üç çeşit tatlı verildiğini öğrenince yanında bulunan Diyanet İşleri Başkanı’na dönüp “Sayın başkanım biz de buraya bir çadır kuralım, mekân tutalım gibi geliyor” diyerek espri yaptığını zannetmiş, sonrasında 10 kişinin bir arada kaldığı çadırın sakinlerine dönerek “Koskocaman sarayda oturuyorsunuz bir gel dediğiniz yok” dedi.
Mehmet Şimşek
-2010 yılı Ocak ayında, tüm haklarının ellerinden alınmasına karşı dondurucu soğuğa rağmen direnen Tekel işçileri için şu sözleri söylemişti: Bizim hükümetimizin varsa bir hatası özelleştirme sonrasında ortaya çıkan, açıkta kalan işçilerimize karşı merhamet göstermesi. Eğer bir hata varsa o da merhametli olunmasından kaynaklanıyor."



Faruk Çelik
-2008 yılı Şubat ayında son 8 ayda 18 işçinin iş kazalarında hayatlarını kaybettiği Tuzla’da işçilerinin eylem yapmaları üzerine “Yatıyoruz Tuzla, kalkıyoruz Tuzla” sözleriyle tepki gösterdi. Bu sözleri Çalışma Bakanı sıfatıyla söylediğini hatırlatalım.


Taner Yıldız
- 2010 yılı Aralık ayında, Tes-İş Sendikası Genel Kurulunda konuşma yaparken “Bizler gelişmekte olan Türkiye olarak mutlaka yeri gelecek 16-18 saat çalışabileceğiz” şeklinde konuştu.


Ömer Dinçer
-2010 yılı Mayıs ayında, Zonguldak’ta grizu faciasında hayatını kaybeden madenciler için “Madencilerimin bedeninde herhangi bir yanık yoktu, güzel öldüler” şeklinde konuştu.
-Atanamadığı için yirminin üzerinde genç öğretmen bunalıma girip intihar etmişken geçen ay Paris’te yapılan UNESCO toplantısında “atanamamış öğretmenler diye uyduruk bir sorun çıkardılar” açıklamasında bulundu.
-2010 yılı Ocak ayında haklarını kaybetmemek için direnen Tekel işçilerine hitaben “Ülkemizde bu şartlarda çalışacak çok insan var” sözleriyle ülke insanına ucuz emek gücü olarak baktığını ortaya koydu.


Atilla Koç
-2005 yılının Nisan ayında Kültür ve Turizm Bakanıyken Muğla’da bir açılışta “Rus turistler, sonradan zengin olmanın görgüsüzlüğü ile fazla para bırakıyor. Alman turistler ise cimri” şeklinde açıklamada bulunmuştu.
Melih Gökçek
-2009 yılı Şubat ayında Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Karayalçın’ın projelerini palavra olarak niteleyip, Karayalçın’a hitaben “iktidar biziz parayı nereden bulacaksın” şeklinde konuşarak merkezi iktidarın muhalefet partisi belediyelerine yeterli kaynak sağlamadığını itiraf etmişti.
-2009 yılı Eylül ayında Ankara’da sel beklenmesi üzerine halkla dalga geçercesine “Sel riski varsa üst kattaki komşunuzda kalın” dedi.
-Geçtiğimiz kış kar yağışı sonrası belediyenin yetersiz kaldığını, yollarının buzlu olduğunu söyleyen bir vatandaşa Twitter’daki hesabından “Murat inan yollar tuzlu. Nasıl inandırayım bilmiyorum ki, tatsan mı acaba:)” şeklinde “espri” yapmıştı.


Dengir Mir Mehmet Fırat
-2009 yılı Nisan ayında Kemal Kılıçdaroğlu ve Melih Gökçek’in canlı yayında Uğur Dündar hakemliğinde çıkacakları düelloya ilişkin görüşünün sorulması üzerine “Valla Melih daha şıllıktır, Melih PKK’dan girer genelevden çıkar” cevabını vermişti.


Beşir Atalay
-29 Ekim’de Van Depremi sonrası insanlar enkaz altında kurtarılmayı bekleyerek can verirken ülke dışından gelmek isteyen arama kurtarma ekiplerinin kabul edilmemesini şu sözlerle açıklıyordu: “Hangi ülkeler hemen aradı, yardım gönderme teklifinde bulundu, elimizde listeler var. Tabii öncelikle kendi potansiyelimizi görmek amacıyla arama kurtarma yardım ekipleri bekletildi.”


Kemal Unakıtan
-2003 yılı Eylül ayında Petkim’in özelleştirilmesine karşı çıkanlara karşı "Ülkenin işgal altına girdiğini söylüyorlar. Gelsinler işgal etsinler!" demişti.
-2003 yılı Nisan ayında Tekel’in özelleştirilmesi konusunda “Babalar gibi satarız” demişti.
-2003 yılı Eylül ayında Tüpraş’ın özelleştirilmesine ilişkin "parayı veren düdüğü çalar. Tüpraş'ı Ruslara satar mısın diyorlar. Satarım arkadaş" demişti.
-2003 yılı Eylül ayında Seka’nın özelleştirilmesi konusunda şunları söyleyerek yağmanın saati olmadığını göstermişti: “Staratejik yer imiş. Ne stratejisi, önemli olan müşteri bulmak. Müşteri gece gelsin, pijamayla çıkarım karşılarına. Seviyorum bu işleri arkadaş.”
*************************************************************************************************


Maskelerinin arkasındaki gerçek yüz bu..!

haaaaala aynı yerdemisin sen? kıskançlıktan çatladın diye biliyordum ben seni, ülem burnunun uıcundaki pisliği görmüyon başkasına bakıyon hadi gazlaaaaaaaaa
necip fazıl a sormuşlar; edebi nerden öğrendin, cevap vermiş edep sizden

#4 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2.132 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Gönderim zamanı 06.01.2012 - 13:57

En Seviyesiz Akp'li Kim? 31 gün sonra bu soruya cevap geldi nihayet.

 580023663830.jpg


#5 milas

milas

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 939 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 07.02.2012 - 17:35

çarkçıbaşı Kemal den sevgilerle :)
necip fazıl a sormuşlar; edebi nerden öğrendin, cevap vermiş edep sizden





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

1 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 1 ziyaretçi, 0 gizli