Aralarında Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve Galatasaray'ın da yer aldığı 15 kulüp PFDK’ya sevk edildi!
22 maçta adı geçen bütün kulüpler Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk edildi. Bu takımlar arasında Bank Asya 1. Lig kulüplerinin yer almadığı ve 16 kulübün de Süper Lig ekibi olduğu belirtildi.
TFF Başkanı Yıldırım Demirören'in basın toplantısındaki "Şike girişimleri sahaya yansımadı" sözleri hiçbir kulübe küme düşme cezası verilmeyeceğinin, ama bazı kulüplere puan silme cezası uygulanabileceğinin işareti olarak algılandı.
TFF Başkanı Yıldırım Demirören uzun süredir merakla beklenen basın toplantısını gerçekleştirdi.
Şikeye, teşviğe ve teşebbüse küme düşme cezası ön gören 58. maddeyi değiştirdiklerini ve teşebbüse puan silme cezası vereceklerini açıklayan Demirören, amaçlarının Türk futbolunu korumak olduğunu belirtti.
"Şike girişimleri sahaya yansımadı"
Demirören'in açıklamasındaki "Şike girişimleri sahaya yansımadı" sözleri de hiçbir kulübe küme düşme cezası verilmeyeceğinin, ama bazı kulüplere puan silme cezası uygulanabileceğinin işareti olarak algılandı.
Demirören puan silme cezası gelirse bunun hangi sezona uygulanacağı yönündeki bir soruya ise "Kararın alındığı tarihteki sezonda uygulanacak" diye yanıt verdi. Yani PFDK bu sezon sona ermeden ceza verirse, silinen puanlar bu sezondan düşülecek.
Raporda adı geçen tüm kulüpleri PFDK'ya sevk ettiklerini belirten Yıldırım Demirören bu durumu da "Aslında bu kulüplerin yarısını da yollayabilirdik. Bazıları üzerinde hiçbir şüpheli durum yok. Ama sırf süreçte adları geçtiği için, kamuoyu vicdanında aklanmaları için onları da PFDK'ya sevk ettik" sözleriyle açıkladı.
KONUŞMANIN TAM METNİ...
TFF Başkanı Yıldırım Demirören'in açıklamasının tam metni şöyle:
"Göreve geldiğimiz 27 Şubat 2012 tarihinden bu yana, çaba ve mesaimizin büyük bir kısmını, kamuoyunda adı 'şike ve teşvik primi soruşturması' olarak geçen sürece ayırmak zorunda kaldık. Tabii ki halen Avrupa'nın ekonomik anlamda altıncı sırasında olan Türk futbolunu, daha ileri noktalara taşıma çalışmalarımızı da sürdürdük.
Bu dönemde, 36. UEFA Kongresine ev sahipliği yaparken, U19 Kadınlar Avrupa Şampiyonası Finalleri ve 2013 FIFA U20 Dünya Kupası hazırlıklarımızı da tamamladık. Ben ve Yönetim Kurulu üyesi arkadaşlarım, Türk futbolunda yeni bir sayfayı aralamak, kaybolmaya başlayan güven ortamını tekrar kurmak, futbolumuzun önünü yeniden açmak amacındayız. Görevimize bu azim ve kararlılık ile sarıldık. Futbol dünyasının, futbolun değerine ilişkin hassasiyetinden kimsenin tereddüt etmemesi için çalıştık.
Sevgili Arkadaşlar; Son yıllarda, özelikle bahis oyunlarından haksız çıkar elde etme peşinde olanların, bu amaçla kirli ellerini oyunumuza uzatmaktan çekinmedikleri herkesçe bilinmektedir. Bu, futbol dünyasındaki tüm sağduyu sahibi yöneticiler gibi bizleri de fazlasıyla rahatsız etmektedir. Ülkemizde, adı bahis sahtekarlığı olsun olmasın, futbolumuzun bu anlamda her türlü spekülasyondan uzak tutulması tartışılmaz önceliğimizdir. Sevinerek söyleyebilirim ki, iddialar içerisinde bahse ilişkin hiçbir unsur olmadığı gibi, Etik Kurulu da çalışmalarında bu yönde bir bulgu var olmadığını somut olarak tespit etmiştir.
Bildiğiniz gibi Türkiye Futbol Federasyonu talimatları, müsabaka sonucunu etkileme eylemleri için, dünyada emsali olmayan sertlikte yaptırımlar öngörmektedir. Türkiye'de amaç; sebebi bahis olsun olmasın, futbolun temiz kalması, sahada oynanan oyunun sonucunun belirsizliğinin muhafaza edilmesi, dolayısıyla futbolu futbol yapan, Türk toplumunun en sevdiği oyun olmasını sağlayan özelliklerin korunmasıdır. Türkiye Futbol Federasyonu'nun bu amaçtan taviz vermesi hiçbir koşulda düşünülemez.
Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair 6222 sayılı Yasanın bu adı ile değil de, 'şike yasası' olarak anılması en büyük üzüntülerimizden biridir. Buna rağmen yasanın hükümlerini uygulamak ile görevli emniyet ve yargı mensuplarının bu süreçte futbola gösterdikleri özenden son derece memnunuz.
Unutulmamalıdır ki; disiplin yargısı ile genel yargının suç tanımları, soruşturma teknikleri birbirinden farklıdır. Tam da bu sebepten, devam etmekte olan bir dava bulunduğu halde de, futbol ailesi kendi disiplin sürecini en hızlı şekilde tamamlamak zorundadır. Bugün itibarı ile söyleyebilirim ki; süratli bir karara varılması çeşitli nedenlerle gecikmiş bu dosyada, karar aşamasına çok yaklaşılmıştır.
Kıymetli Basın Mensubu Arkadaşlarım,
Etik Kurulu, dosya hacmi sebebi ile çalışmasını iki kısma ayırmış ve öncelikli olarak Süper Lig müsabakaları yönünden incelemesini tamamlayarak, raporunu Yönetim Kurulumuza ulaştırmıştır.
Yönetim Kurulumuz üç gün boyunca bu raporu büyük bir titizlikle ve her yönüyle değerlendirerek ve konunun hassasiyetini dikkate alarak, iddianamede bile yer almayan bazı müsabakalar da dahil olmak üzere, Etik Kurulu tarafından incelenen 22 müsabaka ile ilgisi olan tüm kulüpleri Profesyonel Futbol Disiplin Kuruluna sevk etme kararı almıştır. Belirtmek isterim ki, bu kulüplerimizin çoğu hakkında Etik Kurulu şüpheye dahi rastlanmadığını rapor etmiştir. Buna rağmen, tüm kulüplerin sevki kararının sebebi, bağımsız karar organlarını incelemelerini hiçbir şekilde kısıtlamamak, bu önemli dosyada kulüplerimize idari değil, yargısal aklanma imkanı tanımaktır.
Tüm görevi Türk futbolunu korumak ve ileriye götürmek için hizmet vermek olan Türkiye Futbol Federasyonunun Başkanı olarak, bir kez daha tekrar etmek isterim ki; Profesyonel Futbol Disiplin Kuruluna sevk edilen kulüplerimiz bu aşamada suçlu değildir. Kişisel ve samimi temennim; Kurulun incelemesi neticesinde, tüm kulüplerimizin akladığını görmektir.
Bu temennimin gerçekleşmesi hepimizin içine sinen, adil disiplin yargısı kararlara dayanması şartına bağlıdır. Etik Kurulu raporunun değerlendirilmesi neticesinde, bu talimatlarla korunması hedeflenen temel değerlerin doğrudan zarar görmediğinin ortaya çıkmış olması, futbolu futbol yapan değerlere müdahale çabalarının, bu değerlere zarar verecek noktaya ulaşmadıklarının ve hiçbir şekilde sahaya yansımadıklarının belirlenmesi, en sevindirici noktadır. Disiplin yaptırımlarımızın öncelikli hedefi, suçluya suçun bedelinin ödettirilmesinden ziyade, bir bütün olarak Türk Futbolunun bu tür tehditlerden korunması ve caydırıcılıktır. Disiplin yaptırımlarımızın belirlenmesi aşamasında bu husus göz ardı edilmemeli, sistemi koruma adına çıkılan yolda sistemin daha fazla zarar gördüğü bir noktaya varılmasına imkan verilmemelidir.
Saygıdeğer Basın Mensupları,
3 Temmuz 2011 tarihinden bugüne disiplin yaptırımlarının ağırlığının, ihlallerle orantısızlığı herkes tarafından tartışılmakta ve büyük çoğunluk tarafından yaptırımlar bilhassa teşebbüs halleri açısından ağır bulunmaktadır. 6222 sayılı yasa yürürlüğe girmeden önce, bu konudaki tek düzenleme olan disiplin talimatının 58. maddesinin şiddetli olması bir ölçüde anlaşılabilir.
Ancak yasa ile öngörülen yaptırımlar yürürlüğe girerken, dünyada emsali olmayan sertlikteki bu maddeye daha fazla ihtiyacımızın kalmadığı değerlendirilerek, gerekli düzenlemeler yapılmalıydı. Hemen herkesin orantısızlığı konusunda mutabık olduğu cezaların, öncelikle korunması ve geliştirilmesi görevimiz olan Türk futbolunun bütününe vereceği zararlar dikkate alındığında, bu orantısızlığın giderilmesi için en uygun zaman "derhal şimdi" olarak tanımlanmalıdır. Güncel iddialar varken mevcut yaptırımın değiştirilmesinin, bazı bireylerin menfaatine yönelik hareket ettiğimiz yolunda söylemlere yol açacağının elbette ki farkındayız. Ancak; yanlıştan dönmek erdemdir. Ve koşullar ne olursa olsun bizim için söylenecekler değil, Türk futbolunun menfaatleri önemlidir.
Yönetim Kurulumuzun dün kabul ettiği değişiklikleri, doğru ve art niyetsiz okuyarak değerlendiren herkes, 'amacımızın' orantısız cezaları aykırılık ile orantılı hale getirmek, 'hedefimizin' konu ile ilgisi olmayan futbol ailesi üyeleri ile ailenin bütününü korumak olduğunu rahatlıkla görecektir.
Kabul etmiş olduğumuz değişiklikler ve ekler FIFA ve UEFA normları ile diğer ülke federasyonlarının mevzuatlarının tamamı dikkate alınarak belirlenmiştir. Türk Futbolunun içinde bulunduğu duruma göre, kesinlikle bizim tarafımızdan yoktan var edilmemiştir. Şike ve teşvik primi, ilgili maddemizin yeni halinde de sert şekilde cezalandırılmaktadır. Teşebbüs hallerinde ise, bağımsız kurullar o dosyanın kendine has özelliklerini serbestçe değerlendirerek, ihlale uygun yaptırımlarına hükmedebileceklerdir.
Uygulanamayacak kadar sert yaptırımların sebep olduğu gecikme dışında, yeni düzenlemelerin içeriğinin, konuya uygunluğu ve diğer ülkelerin düzenlemelerine paralelliği hususlarında hiçbir endişemiz yoktur.
Değerli Arkadaşlarım;
FUTBOL HEPİMİZİNDİR. Futbolun değerlerini korumak, onu daha ileri taşımak, hepimizin görevidir. Fair Play ve sportmenlik, sadece sahada değil, her alanda bağlı kalmamız gereken değerlerdir. Federasyon yöneticileri, kulüp yöneticileri, siz spor medyası mensupları, hep birlikte sporculardan beklediğimiz fair play ve sportmenliği içimize sindirmek ve her adımımızda hayata geçirmek zorundayız. Bunun yanında, sağduyu ile topluma verdiğimiz mesajlarda futbol ailesine yakışan değerleri öne çıkartmalı, vazgeçilmez ilkelerimiz olarak ortaya koymalıyız. Sporun, tüm topluma kazandırması gereken olumlu nitelikler yerine, toplumda var olmaması gereken niteliklerle anılması hepimizin sorumlu olduğu bir durumdur.
Bugünden itibaren, öncelikle Yönetim Kurulumuzun iyi niyetine inanarak, bu konuda karar alacak tüm mercilerin saygınlığına gölge düşürmeyerek ve alınacak her türlü karara saygı göstererek, büyük Türk futbol ailesinin, herkese örnek olacağı, futbolun hak ettiği şekilde anılacağı ortamı en kısa sürede ve hep birlikte yaratacağız. Ve her zaman bizi bir araya getiren bu önemli değere zarar vermek isteyenlere hep birlikte mani olacağız.
Türk futbolunun, içinde bulunduğu istenmeyen halden, bir an evvel çıkması için, tüm Türk halkının bizlere destek olacağından hiçbir şüphem yoktur. Bu sayede görevimizi, sizlerin desteği ile başarıyla tamamlayacağımıza da inancım tamdır. Avrupa'nın en önemli futbol organizasyonu olan 2020 Futbol Şampiyonası'nın en önemli adayı olarak, duyduğumuz heyecanı, gelin, hep birlikte yaşayalım.
Yolumuz açık, kararımız Türk futbolu için hayırlı olsun.
NTVSpor