Jump to content



- - - - -

Gezi Parkı Olayları


  • Please log in to reply
6 replies to this topic

#1 dokuzharf

dokuzharf

    ...

  • Kurucular
  • 19,758 posts
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:İzmir

Posted 31.07.2013 - 21:59


Ağaç meselesi dendi.

Hatta ilk başlarda bende dedim ki neden o ağaçlar oradan alınsın ki.

Sonra ağaçlar sökülecek başka yere aktarılacak, problemsiz nakil olacak denilince tamam dedim, boşa kavga gürültü oluyor. Hatta il meclis üyelerinin çoğunun kabulünü almış bu yapılacak olanlar.

Sonra yıkıma izin vermeyenler. Sırrı Süreyya önderliğinde durdurma çalışmaları.

Bir kaç gün sonra da o malum polisin orantısız güç kullanımı.

İlk haksız taraf bana göre Belediye ( bilgilendirme eksikliği açısından )

İkinci olarak Polis ( orantısız güç.. )

Ha bu orantısız güç nedir, orantılı karşı koyma nasıl olur onu da konuşmak lazım.

 

Polisin orantısız şekilde insanları oradan çekmesi, akabinde gezi parkında karşı çıkanların nöbet tutması.

Olay bir kaç gün böyle devam edip polis tekrar güç kullanınca da , Başbakan'ın konuşmaları.

Başbakan ilk günlerdeki konuşmalarında o kadar orantısız! konuştu ki. Geçmişten gelen olayları da işin içine kattığımız da halk doğal olarak daha bi birlik oldu. Her şey üst üste gelince de malum olaylar büyüdükçe büyüdü.

 

Gezi parkı içinde insanlara hak veririm bir nebze.

Ama Gezi parkı dışında olaylar çıkaran insanları hiç anlamıyorum. Bu olayı fırsat bilip yakıp yıktılar. ( Bu söze Melih kızıyo ama doğrusu bu )

Sonra silahlar patladı.

Polise karşı gelenlere poliste güç kullanmaya başladı. 

5ti sanırım ölenlerin sayısı.

Şunu baştan söylemem lazım, işte efendim şimdiye kadar ölenlerin hepsi aleviydi de, hükümet,polis bile bile bu insanları öldürdü de gibi mesnetsiz açıklamalar yapanları kınamam lazım.

Kimsenin alnında alevi, sünni,hristiyan,yahudi yazmıyor ki. Nereden bilsin polis onların alevi yada başka bir şey olduğunu.

Polis baştan beri hatalı davranıyor, orada kabulüm. Ölümler olmamalıydı ve ölümlerden sonra Hükümet ve Emniyetten biri de çıkıp "Allah Rahmet Eylesin, başınız sağolsun" gibi taziyelerde de bulunmadı. Bu direnişi demokratik görürsün görmezsin o ayrı, ama ölüm varsa işin içinde arkadaş adam gibi çıkar ölümlerin olmaması için bir şeyler yaparsın, ama ölüm olmuşsa da bir başsağlığı diler insan. Ne bileyim cenazesinde bulunur ( bu çok iyimser oldu )

 

Bir çok kez kapatıldı Gezi parkı.

Valisi, Emniyet Müdürü, Belediye Başkanı falan.

Vali başlı başına komediydi, açıkçası Hükümet geri adım attığını göstermemek adına görevden almıyor olabilir bu valiyi,  yoksa ilk başı yanacaklar arasında olması lazım. Sen tek kesimin değil, her kesimin Valisisin.

 

Belediye suçlu, metro için miydi neydi, yoksa normal halk otobüsleri miydi neydi.hangi renk olsun diye bir anket açmışlardı sanırım, halk ne derse o diye sormuşlardı da halkın istediği olur demişlerdi sanırım. Heh küçücük bir rengi dahi halka soruyorsun da, arkadaş çık bunu da sor halka. De ki böyleyken böyle, bir şey yapacağız ve şöyle şöyle olacak. İster istemez o ayrı, ama çıkan sonuca herkes katlanır. Daha doğrusu doğru bilgilendirme olurdu. Olaylar da böyle büyümezdi.

 

Emniyet Müdürü mü ? İzmir'den biliyorum Emniyet Müdürünü. Buraları güzelleştirdi, tertemiz yaptı sonra İstanbul'a gitti. İşinin ehli biri olduğu söyleniyor. Ama Gezi olaylarında sınıfta kaldı. Şöyle örneklendirelim. İzmirle İstanbul mukayese edilemez tamam ama İzmir'de gösteri yapıldı , Bornova Merkezde. Halk nasıl tepkili , o kadar çok kişi toplanmış ki, herkesin elinde pankart, ağzında sloganlar. Buna rağmen etrafta bir tane polis yok. Kimse karışmıyor. Gecenin 12 , 12:30 sıraları bir polis aracı geldi ve "arkadaşlar,sloganlar atıldı,tepkilerinizi ortaya koydunuz. fakat yarın işe gidecek ve bu saatte uyuyacak olanlara da saygı duyalım ve lütfen alanı boşaltalım" dedi. Yahu bir kimseden de ses çıkmaz mı ? Alkışlandı polis memuru ve 5 dakika sürmedi herkes dağıldı.

 

İstanbul'da böyle yapılır mıydı ? Kalabalık kent. Olur muydu ? Bence olurdu. Taksimin göbeğine o kadar polisi insanların gözünün içine sokar gibi koyarsan hiç bir şey olmasa bile onların orada olması bile kavga sebebi olurdu benim için. Doğal olarakta öyle oldu ve polisle çatışmalar oldu. En sinirime giden şey de tekerlekli sandalyede biri vardı, tomalardan birisi suyu öyle bir fırlattı ki adam sandalyeden düşmüştü (öyle hatırlıyorum). Ya adam zaten engelli, kendi inandığı! bir konuda gelmiş protestosunu,hakkını savunuyor. Hani sana taş atmıyor da,diyesin su atayım.

 

Gezi parkı içindekilerde de suç var. Yedin içtin gece demedin gündüz demedin orada kaldın. Kaldın da dışarıda seni destekleyen o provakatör insanlarla neden işbirliği yaptın be adam. Hakkını yememek lazım bazıları bunlara karşı çıktı da sesleri dinlenmedi. 

 

Ağaç dedik, başka şey çıktı.

Daha çok olay var aslında işin içinde de , yeri geldiğinde konuşuruz.

Eee senin düşüncen ?



Değişiklikler Kaydedildi...

#2 Omer

Omer

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Kurucular
  • 13 posts
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Izmir

Posted 31.07.2013 - 23:36

Olayı sadece ağaca bağlamak yanlış olur. Özellikle Salı günleri TV açmıyorum grup toplantıları olduğu için, çünkü büyüklerimden yemediğim azarı TVden yiyorum. En basit örnek şu; çocukluğumdan beri "şeker bayramı" diye bildiğim bayrama TVden yediğim bir fırçadan dolayı "şeker bayramı" diyemiyorum, aslında kimse diyemiyor, biraz da olaylara böyle bakmak lazım. Adı üzerinde vekil, bana etmediği laf, etmediği eziyet kalmıyor, bence insanların bir noktadan sonra yeter demelerinden daha doğal bir şey olamaz.


Omer Haklı olabiliriz, ya da mutlu olabiliriz.

#3 Melih

Melih

    Giggity Giggity Goo!

  • Kurucular
  • 8,516 posts
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Bahçelievler - İstanbul
  • İlgi Alanları:Sadece Harabe.net :)

Posted 01.08.2013 - 01:57

Ben 30 Mayıs'ı 31 Mayıs'a bağlayan gece saat 03:00'e kadar Paylas.com'daki Gezi Parkı'ndan yapılan canlı yayını izledim.

Okan Bayülgen, orada oturmuş olan kalabalığa kitap okuyordu. Okuduğu kitabı bitirdiğinde ben de bilgisayarı kapatıp yattım.

Sabah uyandığımda ortalığın karışmış olduğunu gördüm.

 

"Evet, ama..." diye başlayan cümleler kurmaya kimsenin hakkı yok. Bu süreci başlatan, olayların bu raddeye gelmesine neden olan kişi, 31 Mayıs sabahı saat 5'te Gezi Parkı'ndakilere müdahale etme emri veren kişinin ta kendisidir.

 

Halk "Yeter" dedi, ülkeyi bölmeye çalışmak, kimsenin huzurunu bozmak gibi bir niyeti yoktu..

Başbakan da sağ olsun, Kasımpaşalılığı elden bırakmayarak bütün bu süreci körükleyen kişi oldu.

 

Yıllar sonra bu olaylar anlatılacak. Ama kaynak olarak TRT Haber, Samanyolu TV, HaberTürk vs. (o kadar çok yandaş var ki, saymakla bitmiyor) gösterilirse Gezi Parkı direnişçilerinin "terörist" olarak lanse edilmesi (ki şu an bile öyle yapılıyor) işten bile değil.


2000 - 2010


bit.gifladybug.gif


#4 antiqa

antiqa

    Burası olmadan yaşayamaz

  • Yöneticiler
  • 7,424 posts
  • Cinsiyet:Bay

Posted 01.08.2013 - 09:39

Valla Gezi Parkı olaylarında hükümet tam bir akıl tutulması yaşadı. 2003 yılından 2010 yılına kadar hükümet protesto edildiğinde genelde biraz da asker kışkırtılmaya çalışılıyordu. Mesela Cumhuriyet Mitingleri olduğunda bazıları resmen darbe olsun istiyordu. Bunu açıkça söyleyenler bile vardı. O zaman kendisine liberal diyen herkes hükümetin yanında yer aldı. Çünkü işin içinde asker vardı. Bunun haricindeki hükümet protestolarında da hükümetin her daim haklılık payı vardı. -tam anlamıyla haklıydı demiyorum ama bütün protestolarda haklılık yapı da vardı.- Bazı protestolar hükümetin ülkeyi kötü yönettiği için değil sadece ve sadece hükümeti yöneten kişilere karşı duyulan garezden kaynaklanıyordu. Daha açık söyleyeyim azınlığın çoğunluğa tahakkümü denilen şey var ya işte. Birileri AKP'nin ülkeyi iyi veya kötü yönetmesini istemiyordu ve bu yüzden protesto ediyordu. AKP icraatlerinden değil de kendi varlıklarından dolayı oluşan bu protestolarda da her zaman halkı yanında buluyordu. AKP ile dünya görüşü uyuşmasa da liberal olduğu için, AKP'yi de halkın seçtiği için insanlar kendisini AKP'nin yanında buluyordu ister istermez. 

 

Ancak 2010'dan sonra işler değişti. Özellikle referandumdan sonra AKP daha da güçlendi. Yargı önüne takoz koyamaz oldu. Genelkurmay başkanı askerdi filan artık tehlike kalmadı. Tabi AKP'ye karşı garez duyan kişiler yine vardı ama o kadar da etkili değillerdi. Artık Tayyip Erdoğan istediğini yapıyor istediğini söylüyordu. Mesela eskiden askerdi yargıydı başörtü sorununu çözmesine bir türlü müsaade etmiyordu ama artık olayı kendiliğinden çözmeyi başarmıştı.

 

Neyse işte olay uzun ama böyleyken böyleydi. Derken Tayyip Erdoğan Gezi Parkı'na topçu kışlası yapacağım diye tutturdu. Bir de AVM yapacağım dedi. Sonra olaylar gelişti.

 

Aslında Melih'in dediği gibi Gezi Parkı'nda o ilk gün çadırlar yakıldı ya hani. İşte bu olayların fitilini o ateşledi. Olayın kopma noktası orası oldu. O olay olmasaydı belki de Gezi Parkı direnişi diye bir şey olmayacak. Gezi Parkı'nda birkaç gün sönük bir eylem olacak ve olay unutulacak şimdiye topçu kışlasının inşaatı da başlamış olacaktı belki de.

 

İşte olayların büyümesinden sonra hükümet tam bir akıl tutulması yaşadı. Yukarıda dedim ya hükümet bu zamana kadar yapılan protestolarda öyle ama böyle bir haklılık payına sahipti ama burada güç kullanan sadece ve sadece hükümet oldu. Tamamiyle haklı olan taraf da eylemciler oldu. Olay ağaç mevzusundan çıktı.

 

Akıl tutulması yaşayan hükümet de bu gösterileri kendi varlığına yapılan bir tehdit olarak gördü. Tıpkı 2003'ten 2010 yılına kadarki olaylar gibi algıladı. Ya da öyle görmek işlerine geldi.Tamamen haklı gösterileri haksız göstermek için akla hayale gelmeyecek laflar etmeye başladı. Faiz lobisi, dış güçler vs. bunların en meşhuru.

 

Bu olayda belki dış güçlerdir, faiz lobisidir bilmem nedir işin içine girmiş olabilirler ama girmişlerse bile bunu başlatan onlar değil. Onlar sadece oluşan atmosferden kendilerine pay çıkarmaya çalışmış olabilirler. Ama hükümet bütün bunların altında yatanı onlar gibi göstermeye çalıştı.

 

Derken mızrak bir türlü çuvala sığmadı provokatörleri bütün eylemciler gibi göstermeye çalıştılar. Her eylemin içinde muhakkak birkaç provokatör olur kardeşim. Eylemin doğasında var bu. Bundan seneler öncesinde de mesela başörtü eylemleri olurdu. O eylemlerin arasına yeşil bayraklı, cihat isteriz vs. diye bağıran provokatörler girerdi ve hükümetlerin de bu işine gelirdi. Başörtüsüne özgürlük isteyen herkesi onlar gibi gösterirlerdi. Bunların da bu işine geldi. Camide içki içildi dediler. Halbuki öyle bir şey yoktu. Caminin müezzini bile görmediğini söyledi. Sonra dediler müezzin tehdit edildi. Sonra başörtülü bir kızı dövdüler dediler. Dövülmüş de olabilir ama dövülmüşse bile onu bütün gezi parkı eylemcilerine mal etmeye çalıştılar. Tıpkı eskisi gibi. Halbuki gezi parkı eylemlerinde adamlar kandil geceleri içki içilmemesini rica ettiler ve simit dağıttılar millete. Cuma namazlarını kıldılar.

 

Yani kısaca gezi eylemi önce ağaçla başladı doğru. Hükümetin orantısız müdahalesiyle olay ağaçtan çıktı ama çıktığı yerde bu sefer eylemciler gayet haklılardı. Aralardaki provokatörleri saymazsak gayet zekice sloganlar atıldı.Ama hükümet bunu anlamadı. Tayyip Erdoğan resmen inat etti eylemcilerle. Hala da ediyor. Yazık ediyor. Resmen kendisine oy verenlerle vermeyenlerin arasına düşmanlık sokmaya çalışıyor. 



#5 redyellow

redyellow

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 4 posts

Posted 29.08.2013 - 23:08

İlk başta çevre duyarlılığı vs. dendi, güzeldi.

 

Ancak daha sonraki olaylar, etrafın yakılıp yıkılması, çevreye zarar vermeler vs. işi sulandırdı, tamamen politik hale getirdi ve İNANDIRICILĞINI kaybetti.



#6 ebarah

ebarah

    Onun için takıntı haline geldik

  • Dokunulmazlar
  • 2,132 posts
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Zeytinburnu

Posted 30.08.2013 - 14:22

             Bütün arkadaşlara merhaba. Tekrar buluşmak çok güzel. Herkezin sağlığı yerinde, mutluluğu yükseklerdedir umarım.

 

            "Bu ülkede" demeyeceğim çünklü ülkeye değil yönetenlere bağlı olarak yerinde olmayan sağlık, yerlerde sürünen mutluluk var bu ülkede. Eh, böyle iki yüzlü, böyle ......., böyle ......., böyle utanmaz, böyle kukla bir başbakanın (sözde) yönettiği bir ülkede sizlerin sağlığının ve mutluluğunun ne alemde olduğunu sormak da, dile yapışmış, alışılagelmiş öylesine söylenilen kelamdan öteye gitmeyen gevezelik olsa gerek.

 

              Bu konu başlığı altında merhaba demek istedim. Umarın daha aktif ve katılımcı bir dönem olur. Sevgiyle kalın.


Edited by antiqa, 03.10.2013 - 11:29.
hakaret

 580023663830.jpg


#7 movsar

movsar

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 12 posts

Posted 30.08.2013 - 17:26

 Yeşili ,ağacı avm leri bahane ederek  Darbeye ZEMİN  hazırlama peşindelerdi..

Sandıktan iktidar  olarak çıkamıyacaklarını bilen ve Askeri Darbelerden de kısmen ümidini kaybedenler  (demokrasi ve halk düşmanı) güçlerin  yeni DÜZENBAZLIKLARI GEZİYDİ. 

  Kolay ve çok PARA  kazanan ''sanatçı'' denilenlerin işleri güçleri edepsizlik, şımarıklık ve Halkı TAHKİR etmektir.







Similar Topics Collapse

1 user(s) are reading this topic

0 members, 1 guests, 0 anonymous users