İçerik değiştir



- - - - -

Kemalizm - Atatürkçülük


  • Yanıtlamak için giriş yapın
bu konuya 63 yanıt verildi

#1 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 01.05.2006 - 01:26


Kemalizm,en kısa tanımla,Türk ulusunun çağdaşlaşma ideolojisidir.

Türk Devrim sürecinde izlenen yöntemler ve gerçekleştirilen eylemler; uygulamayla doğruluğu kanıtlanan kurallar olarak ortaya çıktı. Devrimin içinden süzülüp gelen bu kurallar Kemalizm’i oluşturdu. Devrim sürecinde ve devrimin önderi tarafından ortaya konulan bu kurallar Kemalizm’in ilkeleridir. İlkelere bir bütün olarak Kemalizm (Atatürkçülük) adı verilmektedir.

Bir başka tanımla Kemalizm, Türk Kurtuluş Savaşında ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunda temel olan fikir ve ilkelerin tümüdür.

“Kemalizm, kapitalist ve sosyalist sistemlerin analiz ve sentezinden doğmuş, anti-emperyalist bir yöntemdir” (ideolojidir) (K.Odabaşı)

“Kemalizm (Atatürkçülük) , kaynağını Türk Ulusal Kurtuluş Savaşından alır. Amaçladığı toplum ve devlet yapısı, batının usa, bilime dayalı çoğulcu, özgürlükçü demokrasi anlayışıdır.”(Suna KİLİ)

Kemalizm, altı ana ilke ve bütünleyici ilkelerden oluşur :

Ana ilkeler; Ulusalcılık (ulusçuluk, milliyetçilik), Halkçılık, Cumhuriyetçilik, Laiklik, Devletçilik, Devrimciliktir (inkılâpçılık) .

Bütünleyici ilkeler anayasaya girmediği için , kesin sayılarını belirtmek zordur. Ayrıca Kemalizm, kuramcıların oturup yazdıkları ve sonra toplum yaşamına uygulanan bir sistem değildir.Yaşamın ve savaşımın içinden doğmuş, sonra sistemleştirilmeye çalışılmıştır.Bu nedenle bütünleyici ilkeler, değişik kaynaklarda, değişik sayılar ve adlarla belirtilmektedir. Bu durum, bütünleyici ilkelerin önemini azaltmaz. Çünkü, bütünleyici ilkeler göz ardı edilirse Kemalizm anlaşılamaz. Çoğu kez bu yanlışa düşülmüştür. Bu yüzden Kemalizmi sadece altı ilkeden ibaret sanan, onları da yeterince kavramamış insanlar çoktur. Aydınlar arasında bile..!

Bütünleyici ilkeleri şöylece sıralayabiliriz :

1-Tam bağımsızlık 2-Ulusal Egemenlik 3-Akılcılık ve bilimcilik 4-Gerçekçilik 5-Çağdaşlık 6- Barışçılık 7- İnsancıllık 8- Evrensellik 9- Emperyalizm karşıtlığı 10- Eşitlikçilik 11-Ulusal birlik, 12- Ülke bütünlüğü...

Önemli bir uyarı; Kemalizm’in bütün ilkelerini kafamıza göre değil, içeriğini doldurarak kavramalı ve yorumlamalıyız.İşte bu yüzden, önce iyi okumalı ve anlamalıyız. İlkelerin adlarına ve sözcük anlamlarına göre kestirmeden varacağımız yargılar bizi yanıltır. Yanlışa düşeriz. Türkiyede siyasi çevreler de bu yanlışa düşmekte, bir çok sorun, sırf bu yüzden çözümsüz kalmaktadır.

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#2 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 01.05.2006 - 01:27

KEMALİZM BİR İDEOLOJİ MİDİR?

Kemalizm’i bir ideoloji olarak tanımlamıştık. Şimdi ideolojinin ne olduğunu da ortaya koyarak konuyu açalım :

İDEOLOJİ (Düşünyapı), siyasal ve toplumsal bir öğreti oluşturan düşünce sistemlerinin genel adıdır. Ya da “toplumun maddi altyapısınca belirlenen siyasal, dinsel, felsefesel,sanatsal vb... düşünce biçimlerinin tümü”dür.(Hançerlioğlu,Fels. Ans.)

Hristiyanlık, kapitalizm,sosyalizm, büyük ideolojilerdir. Bunların içindeki çeşitli akımlar, ya da insanları belli bir dönem etkilemiş felsefi görüşler de orta ve küçük çaplı ideolojileri oluştururlar. Kalven’cilik, Kant’çılık, Aristo’culuk, Lenincilik, vb. gibi...

İdeolojiler kendi içlerinde tutarlı birer sistem oluştururlar. Özlerini koruyarak zamanla değişebilirler.Değişmezlerse ortadan kalkabilirler de. Bilimsel değil kuramsaldırlar. Belli bir kişi tarafından oluşturulabileceği gibi bir süreç içerisinde de ortaya çıkabilirler.

Kemalizm’in bir ideoloji olmadığını savlayanlar da vardır. Bunlar Kemalizm’in önceden hazırlanmış bir kuramının olmadığını, sonradan da yazılmadığını, Mustafa Kemal’in bir düşünür olmadığını, bu nedenle Kemalizm’in bir ideoloji olamayacağını söylemektedirler.

Bu sav, bilgisizcedir. Bunlar, Kemalizm’in bir ideoloji olmadığını göstermez. Tersine onun özgün bir ideoloji olduğunu kanıtlar. Bilineceği gibi büyük ideolojiler masa başında oluşmaz.Bir süreç içinde gelişir. Örneğin, hristiyanlık, İslamiyet, Hinduizm vb...

Kemalizm, önemli bir ideoloji olduğunu kanıtlayan özelliklere sahiptir :



· · Bir düşünür tarafından yazılmamakla birlikte bütün kurallarıyla uyumlu, tutarlı bir sistem oluşturmaktadır.

· · Kemalizm eylemle koşut bir gelişme izlemiştir. Değişen ve gelişen koşullara uyar, bilimsel ve gerçekçidir. İdeolojiler değişmez savı da yanlıştır. Kemalizm bu yönüyle katı ideolojilerden ayrılır.Değişen koşullara uyum sağlayan ideolojiler yaşar. Katı ideolojiler ölür.

· · Kemalizm yaşıyor. Çünkü, gelişen koşullar içinde sürekli bilimsellik ve akılcılıkla yenilenme onun temel ilkesidir.

· · Uygulamayla doğruluğu kanıtlanmıştır.

· · Sınıfa değil, ulusa dayanır. Bölücü değil, birleştiricidir.

· · Totaliter rejimlerde görüldüğü gibi yıldırı eylemleriyle kalkınma sağlamamıştır.

· · Özgündür. Herhangi bir düşün sisteminden alınarak uygulanmamıştır.

· · Emperyalist işgale karşı ilk ulusal kurtuluş savaşı eylemidir. Ezilen uluslara hem bağımsızlık savaşıyla hem de çağdaşlaşma çabalarıyla örnek olmuştur. Kemalizm kavramı dünya literatüründe bunun karşılığıdır. Birçok üçüncü dünya ülkesi Kemalist ilkeleri benimseyip uyguladığı için evrensel bir modeldir.

Bunlara, başka nitelikler de eklenebilir.

Görüldüğü gibi, Kemalizm 20. yüzyıl başlarında, emperyalizmin dünyayı paylaştığı bir ortamda ortaya çıkarak yeni ve özgün bir ideoloji olarak tarihsel işlev görmüştür.

Bugün de bu işlevini sürdürmektedir.

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#3 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 01.05.2006 - 01:30

KEMALİZM VE RESMİ İDEOLOJİ

Türkiyede, aralarında ideolojik kavga yürüten gruplar bile Kemalizm’e saldırma konusunda birbirleriyle anlaşıyorlar.

Sağcısı, solcusu, dinlisi, dinsizi, ırkçısı, liberali, numaralısı... Ne zaman,nerede bir olumsuzluk görseler hemen suçluyu ilan ederler:

“-Resmi ideoloji..! “

Resmi ideoloji, doğru adı koyarsak Kemalizmdir. Kemalizm,Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş ideolojisi olarak anayasalarında yer almıştır.

Yolsuzluk ve yoksulluktan kurtulamıyorsak; gecekondular büyük kentleri boğmuş, sefalet görüntüleri her gün yüreğimizi acıtıyorsa; mafyatik ilişkiler devleti kuşatmış, bürokrasi batmışsa; dinciler azmış,Kürtler isyan etmişse; siyasal partiler feodal aşiretlere dönmüş, devlet iflas etmişse; dışarıdan borç bulmayı başarı, bu paraları yemeyi kalkınma sanmışsak...

Nedeni, resmi ideolojidir. Yani Kemalizmdir. Kimi açıkça suçlayabiliyor. Çoğu da incelik gösterip, resmi ideolojiyi diyebiliyor. Aslında, başımıza ne gelmişse hepsinin sorumlusu Kemalizmdir onlar için.

Şu Kemalizmden bir kurtulsalar herşey yoluna girecek !

Önce en kısa yoldan yanıt verelim:

· · · Yakın tarihte ve bugün Türkiyede görülen olumsuzluklarla Kemalizmin hiçbir ilişkisi kurulamaz.

· · · Bütün bu olumsuzluklar Kemalizmden kopmanın sonuçlarıdır.

· · · Resmi ideoloji ve başka söylemlerle Kemalizme saldıranların birçoğunun, bu olumsuzluklarda rolü vardır ve bundan yarar sağlarlar.

Şimdi, konumuza girebiliriz:

Türkiyede Kemalizm, 1919- 1938 yıllar arasında inşa edilmiş, geliştirilmiş ve uygulanmıştır. 1938 yılından sonra ise hiçbir zaman tam olarak Türkiyenin resmi ideolojisi olmamıştır.

1938-1950 yılları arasındaki İnönü dönemine, öteki adıyla “mili şef ” rejimine yakından bakalım:

Devrimin 14 yıl başbakanlığını yapmış olan İnönü, kuşkusuz Kemalisttir.Daha önce Atatürkün yönlendirmesi ve desteğiyle başarılı olmuştu. Tek başına kalınca devrimi geliştirmek bir yana, korumakta da başarılı olamadı. Devrimci ilerleme frenlendi, durdu. Daha sonra CHP, popülist oynamaya, iktidar olmak için ödün vermeye başlayınca gericileşti. Fakat, kitleleri kazanmayı başaramadı. Karşıdevrimci cephe DP’de birleşti.

Muhalefeti savaş yıllarında kontrol edebilen İnönü, savaş sırasında çekilen sıkıntıların, yoklukların, baskıların da sorumlusuydu.

Halkevleri ve Köy Enstitülerinden rahatsız olanlar “Çiftçiyi Topraklandırma Yasası” ndan sonra “dörtlü Takrir” denilen önerilerini vererek hareketi genişlettiler. özgürlükçü demokrasi ve liberal ekonomiyi esas alan bir siyasal parti ( ! )kurdular. Bunda, İkinci Dünya savaşından sonra Batı dünyasında esen demokrasi rüzgarlarının, İnönü’nün Batı’daki gibi bir çok partili sistem oluşturma düşüncesinin rolü büyüktür.

DP’ nin 1950 seçimlerinden iktidar olarak çıkmasını bir demokrasi devrimi olarak görenler vardır. Kitleleri kandırıp iktidar olmak bir devrimse, bunu bir başka şekilde 12 Eylül Cuntası da yapmıştır. 1950 seçimlerinde iktidar olan halk değil, meşrutiyet döneminin “Hürriyet ve İtilaf” partisi, 1924’ün “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası”, 1930’un “serbest cumhuriyet fırkası” dır. Sadece adı “Demokrat Parti” olmuştur. O kadar. Kazanan işbirlikçi Kapitalizm, kaybeden Kemalizmdir.

Bunu ortaya daha net olarak koyabilmek için konuyu biraz daha açalım:

1940’ların ikinci yarısında CHP iktidarının gerici yüzünü görüyoruz. Kemalist devrim de o günlerden beri gözardı edilmektedir.

1947’den itibaren Köy Enstitüleri yozlaştırıldı. Tonguç ve Bakan H. Ali Yücel görevlerinden alındılar. Öğrenciler yönetime katılamaz oldular. Kız-erkek karma öğretim kaldırıldı. MEB dünya klasikleri enstitü kitaplıklarından toplatıldı.Yüksek köy enstitüsü kapatıldı. İş eğitimi kaldırıldı. Enstitülü öğretmenlere çalıştıkları köylerde toprak verilmesi güçleştirildi. Tan Olayı yaşandı. Pertev N. Boratav, Niyazi berkes, Behice Boran gibi öğretim üyeleri DTCF’den atıldılar.

DP’ den Menderes, 1947 yılında KİT’lerin bütçeye yük olacağını,bir milyar dolayında olan bütçenin bu yüzden iki milyar liraya ulaşacağını söyleyerek, bugünkü liberal sanılan söylemleri o zamandan başlattı.

CHP’nin 1946 kurultayında devrimcilik ilkesinden ödün verildi. Kurultayda,”laiklik ve din eğitimi” başlığı altındaki tüzük maddesinde bulunan “dini düşünceleri dünya işlerinden ve siyasetten ayrı tutma” tümcesindeki “siyaset” sözcüğü tüzükten çıkarıldı. Böylece ,”dini düşüncelerin” siyasete karışması özgürleştirildi.

Halkevlerine yeni bir düzen verme yoluna gidildi. Bu gidiş, 1951’de Halkevlerinin kapatılmasına varacaktır.

“ Büyük Yol “ Dergisi, “..anayasada laiklik prensibi yazılı kalırsa dinci; cumhuriyetçilik yazılı kalırsa padişahçı; inkılapçılık yazılı kalırsa muhafazakâr; halkçılık ve milliyetçilik yazılı kalırsa sınıfçı bir parti kurulabilir mi..? “ diye bütün Kemalist ilkelere karşı olduğunu yazabildi. CHP’li Necmettin Sadak da, ”...devletçilik yalnız demokrasiye değil, insanlık ve ahlaka da aykırıdır.” başlıklı yazı yayınlayarak bu saldırılara katıldı.

İnönü 1950 seçimlerine giderken, 6 ok’un anayasa metninden çıkarılacağını söylüyordu. Devlet okullarında din öğretimi başlatılıyor, imam-hatip okulu ve ilahiyat fakültesi açılıyordu.

Görüldüğü gibi Kemalist Devrimin kazanımları, önce devrimin partisi tarafından harcanmaya başlandı.

Bunların üzerine DP propogandalarının sadece iki tanesini ekleyelim. Devlet ve demokrasi anlayışındaki yalan ve bayağılığın daha o dönemde nerelere vardığı daha iyi anlaşılsın:

“Askerlik yok, vergi yok, hürriyet var ! “ “ 6 oku mu seçersiniz, yoksa Kuranı mı ? “ Bu propogandalar bugünlere kadar benzer şekillerde sürdürüldü. Örneğin 1950’lerde “CHP iktidara gelirse camileri ahır yapacak” denilebilmiştir.

Sonunda 1950 seçimleri yapıldı. DP, ezici bir çoğunlukla iktidar oldu. Hemen Ezan’ın Arapçalaştırılmasından başlayarak “millete mal olmuş” ve “millete mal olmamış inkılaplar” ayrımı ile yoluna devam etti.

On yıl boyunca içerde dinsel söylemlerle iktidarını korudu. Tarikatlar yeniden güç kazandılar. Toprak ağaları, şeyhler, kompradorlar ittifakı yürütüldü. Dış politikada “tam bağımsızlık” ilkesi yerine, ABD’ koşulsuz bağımlılık ilkesi benimsendi. DP iktidarı, giderek, kandırılmış kitlelere dayanan bir “çoğunluk diktatörlüğü” ne dönüştü. Kemalizmden dönüş kesinleşti. Ve Türkiye, emperyalizmin bir ileri karakolu olarak 40 yıl boyunca sınırda nöbet tuttu.

27 Mayıs 1960 eylemi, bu gidişi seçimle engelleyemeyen Kemalist bürokrasinin iktidarı zorla ele geçirmesidir. Belki tek olumlu tarafı da gerçekten demokratik ve ileri bir anayasayı Türkiye’ye kazandırmasıdır. Kısa süre sonra toplumsal ve ekonomik yasalar yeniden kendini gösterir. Adalet Partisi, kendi küllerinden yeniden doğan efsanedeki kuş gibi DP’nin devamı olarak siyaset sahnesindeki yerini alır,iktidar olur.

12 Mart, özgürlük ortamından yararlanan aydınların, sanayi burjuvazisinin yarattığı işçilerin ve emekçilerin seslerini kesen bir başka bürokrasi hareketidir. 12 Eylül 1980 darbesi ise, 12 Martın eksiğini tamamlayan,Türkiye kapitalizmini uluslararası kapitalizme bağlayan bir harekettir. Bu kez toplumun çeşitli kesimleri arasında planlı bir şekilde yaratılan yıldırı ve anarşi ortamı gerekçe olarak kullanılmıştır. Sonucu, içerde işbirlikçi ve dinci gericiliğin yükselmesi, bütün ilerici unsurların yok edilmesi, Kemalizmin tasfiyesi, Türkiyenin koşulsuz tam bağımlı duruma düşmesidir.

TSK geçen süre içerisinde -geç de olsa- yanlışını görmüştür. Bürokrasinin öteki unsurları ise daha çok bozulmuş, daha çok gericileşmiştir.

1946’dan bu yana Türk Devrimine karşı savaşım verenler, Osmanlı dönemindeki feodalitenin,ulemanın,bankerlerin,kompradorların uzantılarıdır. Tarihsel olarak gericilik ve işbirlikçilik şu ya da bu şekilde Türkiyede iktidarları kontrol edebilmektedir. Son yarım yüzyılda, Türk Devriminin bozuk para gibi harcanması bu yüzdendir.

Her şeye karşın, yirmi yılda gerçekleştirilen devrim yarım yüzyılda bile henüz bitirilememiştir.

Bugün karşılaştığımız her soruna dikkatlice bakarsak,nedeninin Kemalizmi inkar etmek ya da onu sömürmek olduğunu görürüz.

Kemalizmin resmi ideoloji olduğu savına gelince, bunu söylemek insanı ancak gülünç duruma düşürür. Kemalizm yolu terk edileli elli yıl geçmiş. Bugün, hemen hiçbir uygulaması Kemalizmle örtüşmeyen bir ülkede, elli yıl önce ortadan kaldırılmış olan Kemalizmi sorumlu tutmak, olsa olsa bilgisizlik, kasıt ya da sorumsuzluktur. Ulus ve ülke düşmanlığıdır.

Kemalizm, sorun değil çözümdür. Okuma ve yazması olan, kafası çalışan herkes bunu kolaylıkla öğrenebilir...

Bütün bunlardan anlaşılabileceği gibi Türkiyede resmi ideoloji arayanlar aradıklarını bulamazlar. Bizde yaygın olan tutarsızlıktır. İdeoljisizliktir. Çok zorlarsanız, ırkçılık, dincilik, batı uşaklığı, küreselcilik, mafyacılık ve Atatürk düşmanlığının zaman zaman resmi ideoloji haline geldiğini görürsünüz. Kemalizmi göremezsiniz.

Atatürkçülüğün sadece bol miktarda adı var! Kendisi yok ! Ekonomide, politikada, eğitimde ya da hangi alanda olursa olsun Kemalist bir uygulama gören varsa beri gelsin !

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#4 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 01.05.2006 - 01:32

KEMALİST ULUSÇULUK
Atatürk Ulusçuluğu, yaygın ulusçuluk akımlarına benzemez. O, yurtseverlik anlayışına dayalı bir kültür ulusçuluğudur. Bu nedenle herhangi bir ulusçuluk anlayışından daha üstün ve çağcıldır...

Kemalist Ulusalcılıkta Türk Tanımı :

TÜRK, Anadolu toprakları üzerinde yaşayan, keder ve kıvançta dayanışma içinde olan insanların ortak adıdır. Ne Mutlu Türküm Diyene, özdeyişi Anadolu’da yaşayan, kökeni ne olursa olsun, kazanılan utkularda payı olan herkesin ortak kimliğini anlatır. Ortak başarı, ortak bir ada dönüşür. Kemalist Ulusalcılık, çoğunluğu oluşturan Türk adı altında, varlık bilincine ulaşamamış, feodaliteden kurtulamamış toplulukları modern bir ulus olarak birleştirir, çağdaşlaşma amacına yöneltir...

Kemalist Ulusçuluğun (Atatürk Milliyetçiliği’nin) özellikleri şunlardır :

· Ulusal sınırlar içinde yaşayan, aynı yazgıyı, keder, ve kıvancı paylaşan herkes Türk’tür. Türkiye halkları değil, Türk Ulusu vardır.”Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Ulusu denir.”

· Hem Asya’dan getirilen , hem de Anadolu’nun geçmişten gelen kültürlerine sahip çıkar. Bugünkü Türk kültürü bu harmanlamadan oluşmuştur.

· Irkçı , saldırgan ve yayılmacı değildir, barışçıdır. Öteki uluslara saygılıdır...”Biz öyle milliyetçileriz ki bizimle işbirliği yapan bütün uluslara saygı duyar ve itibar ederiz...”.

· Tüm uluslar insanlık ailesinde hakları ve ödevleri bulunan birer topluluktur. ”...Türk Ulusu insanlık aleminin içtenlikli bir ailesidir...”

· Ulusların güçsüz toplumları sömürmesine karşıdır.

· Kemalist ulusalcılık, insancıl, evrensel ve çağcıldır...

Ulus olmak, demokrasiye geçebilmenin ön koşuludur.Aşiret, boy, kavim, ulus aşamalarını geçmeden çağdaş, ulusal bir toplum olunamaz..!

Ulusçuluk, kapitalizmin getirdiği bir kavramdır. Daha önceleri inançlar, boylar,kavimler ve kabilecilikler geçerliydi. Eski Türk boylarında da bu böyledir. Bugün hepsine Türk adını verdiğimiz yüzlerce topluluk, birbirlerini kırarak varliklarını sürdürmeye çalışmışlardır. Tarihte kurulan ilk ulusal (milli) Türk devleti, Türkiye Cumhuriyetidir. Anadoluda gelişen Türk ulusçuluğu da Kemalist ulusçuluk (Atatürk ulusçuluğu) adını alır.

İçte , ırkçı ve yayılmacı olmayan çağcıl bir ulus yaratmak, Kemalist ulusalcılığın ilk amacıdır.

Bundan sonra;

“Dünyadaki uluslar topluluğunun eşit haklara sahip bir üyesi olmak” amacı gelir... Bunun için “yurtta barış , dünyada barış” ilkesini benimsemek gereklidir.

“Sömürgecilik ve yayılmacılık yeryüzünden yok olacak ve yerlerine hiçbir renk, din, soy farkı gözetmeyen yeni bir işbirliği ve uyum çağı egemen olacaktır”

“Türk ulusu, ulusal duyguyu insani duyguyla yanyana düşünmekten zevk alır..”

“İnsanlar, daima yüksek, soylu ve kutsal amaçlara yürümelidirler...”

KEMALİST ULUSALCILIK, bütün dünyaya örnek olacak özellikler göstermekte, çağcıl bir ulusalcılık anlayışı olarak durmaktadır. Dünyada etnik parçalanmalar, yıkımlar artarken, Kemalist Ulusalcılık ulus devletler için, aydınlık bir geleceğin temel harcını oluşturmaktadır.

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#5 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 01.05.2006 - 01:43


KEMALİZMİ DOÐRU YORUMLAMAK


Günümüz dünyasında insanlar her şeye bilimsel olarak bakarlar. Bilimsel olmayan bakış, doğru göremez, anlayamaz, kavrayamaz, yorumlayamaz, gelişemez, yararlı değil zararlıdır.

Kemalizmi öğrenirken de bilimsel olmak gerekir. “.Benim gerçek mirasım akıl ve bilimdir” diyebilen bir önderin öğretisinde bilimsellik önde gelen bir niteliktir.

Hepimiz, Atatürk ve Atatürkçülük konusunda bebeklik yıllarımızdan beri çok şey duyduk, çok şey öğrendik. Herkes bir şeyler söyledi. Herkesi Atatürkçü bildik. Sonradan, gördük ki Atatürkü tanıyanlar, Kemalizmi bilenler pek de fazla değilmiş ! Hele gerçek Kemalistler daha da az!

Kimi yeterince öğrenememiş, kimi yanlış öğrenmiş, kimi pek merak etmemiş, kimi işine geldiği gibi yorumlamış...Baktık ki ,herkes kendinden menkul Kemalist ! Yalnız ulusçuluk ilkesini benimseyip, onu da kendine göre yorumlayan, yalnız laikliği, yalnız devletçiliği ya da devrimciliği benimseyenler, hatta Atatürkçü olduğunu söyleyip bambaşka ilkeler ortaya atanlar var.

Kemalizm bir bütündür. İşimize gelen birkaç ilkesini benimseyip, işimize geldiği gibi yorumlamamız bizleri Kemalist yapmaz. Üstelik, Türkiyede Kemalist olmak zorunluluğu da yoktur. Eğer Atatürkçü değilsek, bunu açıkça söylemek, sözde Atatürkçü olmaktan iyidir. Bu konuda bir bilim adamının değerlendirmesi şöyle:

“..O’nun yürekten hayranlarıyla, yürekten düşmanları bu saygıyı hak ediyorlar. Hiç olmazsa bu insanlar Atatürkü kalkan olarak kullanmıyorlar, sömürmüyorlar.”

Şimdi, bazı Atatürk sömürücülerini sıralayıp, kısa kısa açıklamaya çalışalım :

TÖREN, HEYKEL ATATÜRKÇÜLERİ : Törenlerde gördüğümüz zevattır. “ İstiklal Marşı okundu. Göndere bayrak çekildi” şeklindeki haberlerde, yüzeysellik, içeriksizlik, şekilcilik bunlarla özdeşleşmiştir. Anneler günü ve benzeri günlerde, futbol karşılaşmalarında, içkili, yermekli eğlencelerde İstiklal Marşı okutan, yapılan her yapıya Atatürk adı koyan, olur-olmaz yerlere Atatürk heykelini ya da büstünü dikenler bunlardır.
CUNTA ATATÜRKÇÜLERİ : Atatürk adına darbe yapan, Atatürk adına, Atatürkün eserlerini yıkan, Atatürkün vasiyetini bile çiğnemekten çekinmeyen,Türkiyeyi emperyalizme bağlayan, dinci gericiliğin de yolunu açanlardır.
ŞOVEN ATATÜRKÇÜLER : Atatürkü bir kahraman olarak seven, ama Atatürk ulusçuluğu yerine Turan ulusçuluğunu benimseyenlerdir. Genel özellikleri arasında, kendisini kurtaramadan Türkiyeyi kurtarma, dahası Türk dünyasını kurtarma alışkanlıkları vardır.
GARDROP ATATÜRKÇÜLERİ : Modaya, modern yaşama, burjuvalığa hevesli, harcayacak para sıkıntıları, ülke ve ulusa ilişkin dertleri pek yoktur. Onlar için Atatürk, Batı tarzında bir yaşam sağlamıştır. Batılı gibi giyinirler. Fakat, büyük çoğunluğun kafası doğuludur. Atatürkçülükleri sadece giyimlerinden anlaşılır.
SÖYLEV ATATÜRKÇÜLERİ : Bunlar Atatürkçülüğün özünde ve eyleminde değil, söylemindedirler. İşin edebiyatını yaparken Atatürkçü, konu bittikten sonra değildirler. Bu konuda kendilerini sorumlu görmezler.
SOSYALİST ATATÜRKÇÜLER : Bir bölüm sosyalist, Kemalist devrime dayanmadan sosyalist devrim gerçekleşemez, düşüncesiyle Atatürkçüdürler.
NUMARACI ATATÜRKÇÜLER : Bunlar 1923’e kadar M. Kemali beğenirler.(dinciler gibi) Daha sonraki devrimin kuruluş ve aydınlanma bölümüne ‘”uyduruk şeyler” diye bakarlar. Dünya küreselleşiyor. Ulus neymiş, devlet neymiş,şeklinde düşünerek her fırsatta Atatürkün eserlerine sövmeden duramazlar. ayrıca Atatürkçü olduklarına da sizi inandırmaya çalışırlar.
SAÐ ULÛFECİLER : Devleti, yağmalanacak ve yandaşlara paylaştıracak bir mal olarak görüp, ona sahip olmak için her numarayı çeviren merkez sağdaki partilerdedirler.
SOL ULÛFECİLER : Büyük burjuvazinin karşısında, küçük burjuvaziyi, işçi ve köylüyü devletten nemalandırmaya çalışan, ama bunu bir türlü beceremeyen merkez sol partilerde yaşarlar. Atatürkten çok söz ederler. Ama nedense, Atatürk’ün yolu, onların yolu değildir.
ILIMLI ŞERİATÇILAR : Fethullahçılar, Faziletçiler bu gruba girerler. Amaçları iktidara gelerek hazineyi kendileri için kullanmaktır.
AYMAZLAR : Alıştıkları iyi-kötü bir düzenleri vardır. Adam sendeci ve umursamazdırlar. Nazi döneminde çevrelerindeki herkesin götürülmesine aldırış etmeyen Almanlar benzerler. Kendi düzenleri bozulursa ortaya çıkarlar.
HALKIN ATATÜRKÇÜLÜÐÜ : Türk halkının ezici çoğunluğu Atatürke sevgi, saygı ve minnet duygularıyla doludur. Atatürkün Türk ulusunu kurtardığını, bu günümüzü ona borçlu olduğunu bilir. Yurdu ve ulusu için ölmeye hazırdır. Özellikle Atatürk sömürücüleri tarafından sömürülür,kullanılır. Nasıl Atatürkçü olunacağı ona bilinçli olarak öğretilmemiştir. O, devleti baba olarak görür. Babanın kendisini kurtarmasını bekler. Her şeyin kendi elinde olduğunun ayrımında değildir.
Bu sıralamayı daha da sürdürmek olasıdır. Ama sanırım, bu kadar yeter. Akşam-sabah Ulusça izindeyiz deyip durduğumuz ulu önderi nasıl tahrif ettiğimiz, sömürdüğümüz ortada değil midir?

Öyleyse buna bir son vermek gerekir. Yalanlarla birbirimizi kandırmaktansa doğruyu söylemek her zaman daha yararlıdır.

Türkiyenin Kemalist olmadığını, çoğunluğun Kemalizmi sömürdüğünü söylemek, kendimize bir doğruyu itiraf etmektir.Bunu bildikten sonra ya Kemalizme dönülecek, ya da yeni bir yol aranacaktır.

50 yıllık kandırmaca bitti. Kişiliksiz, tutarsız, popülist siyaset iflas etti. Bu nedenle belli siyasetçilerle yardakçılarının bol bol övündükleri, geleceği ipotek edip borç alarak, borcu borçla kapatarak, ülkeyi yabancılara peşkeş çekerek sürdürülen günü kurtarma politikalarının sonu göründü. Deniz bitti. Türkiye, yeniden sömürge durumuna düşürüldü. İzlenen yolların kurtuluş olmadığını herkes anladı.

Türkiyenin kurtuluşu, yeniden Kemalizme dönüştedir. Sıra, bunu ulusça anlamamıza gelmiştir. Türk Ulusu en kısa sürede bunu anlayacak ve gereğini yapacaktır.



TÜRKİYE ATATÜRK, ATATÜRK TÜRKİYEDİR...

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#6 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 01.05.2006 - 01:47

KEMALİZME ÖVGÜKemalist Türk devriminin dünya üzerindeki etkileri bizim düşündüklerimizin çok ötesindedir. Emperyalizm çağında, emperyalizme kafa tutarak, ne denli olanaksızlık olursa olsun bağımsızlığın kazanılabileceğini gösterdi. O güne kadar bunu hayal bile edemeyen sömürgelere örnek oldu. 20. yüzyıla ulusal bağımsızlık savaşları damgasını vurdu O günden bugüne 150’ye yakın ülke bağımsızlığını kazandı.. Bunların çoğu da, Türk bağımsızlık savaşını örnek aldı.

Öte yandan Kemalizm, bu ülkelerin kalkınma çabalarına da örnek olmuştur. Uluslararası dilde Kemalizm, bir çağdaşlaşma modeli olarak tanımlanmaktadır. Değişik ülkeler Kemalizmin belli ilkelerini, yöntemlerini, kendi koşullarına uyarlayarak uygulamışlardır. Kemalizm, onlara deneyle başarısı kanıtlanmış bir uygarlık tasarımı sunmuştur.

Kemalizmin asıl evrensel yönünü de Özer Ozankaya şöyle açıklıyor:

“M.Kemal Türkiye Cumhuriyetini öyle ilkelere dayandırmıştır ki, bu ilkeler tüm uygar insanlığın özlemini çektiği demokratik toplumsal düzenin hem ulusal, hem uluslararası düzeydeki gereklerini tutarlı bir şekilde karşılayabilecek niteliktedir.”

“Uluslararası ilişkilerin, başka ulusların haklarına saygılı, kıskançlıktan, aç gözlülükten, kinden arınmış, ikiyüzlülükten temizlenmiş bir yapıya kavuşturulması; ulusların yaşamı tehdit edilmedikçe savaşın cinayet sayılması ve böylece silahlanma yarışının sona ermesi, yine uygar insanlığın karşılanamamış bir özlemi olarak süregitmektedir...”

“Kemalizm,böyle bir uygarlık projesi oluşturacak değerdedir...”

Konumuzu yabancı bilimcilerin bu konudaki değerlendirmeleriyle sürdürelim.

Tarihçi Toynbee:

“Yeryüzünde hiçbir devrim, Kemalist Türk devrimi kadar dünyada şaşkınlık yaratmadı. Batı Atatürkten sonra devrimin yaşayabileceğine inanmıyordu. Lozan’da verdiklerini birer birer alacaklarını düşünüyorlardı..”

“Bir an için hayal ediniz ki, Batı dünyasında Rönesans, Reformasyon, 17.yüzyıl sonundaki bilim ve düşünce devrimi, Fransız devrimi ve sanayi devrimi bir insan ömrünün içine sığdırılmıştır !..”

Sözü Roma Üniversitesinden Gastone Manacorda’ya bırakalım:

“Fikir özeti olarak Kemalizm, bir çağdaşlaşma ve sanayileşme hareketidir. Bu hareketin, geri kalmışlıktan kurtulma çağını açmış olması itibariyle dünya üzerinde etkisi büyük olmuştur.Çünkü bu tez orijinaldir ve ideoloji olarak ampirik (deneysel) karaktere sahiptir. Kemalizm önceden mevcut bir doktrine bağlı değildir ve birtakım hipotez gelişmelerinin eseri değildir...”

Mauris Duverger’in değerlendirmesi:

“Kemalizm,Türkiye tarihinin bir sayfası olmaktan çıkıp siyasal bir sisteme önderlik etmeye başladı.Çünkü, yeryüzünde henüz Moskova ya da Pekin etkisine girmemiş üçüncü devletlere bu sistem yol göstermektedir.Bu sistem yarı gelişmiş uluslar için Marksizmin karşısına dikilen ikinci bir seçenektir...” ( birinci seçenek Kapitalizmdir.)

Polonyadan prof.Jerzy Wietr’in tanımına bakalım: “Kemalizm, ilk defa gelişmekte olan bir ülkede görülen ve tarihi deneyimden geçmiş bir gelişme ideolojisidir.”

Fransız Georges Duhamel:

“M.Kemal, bütün insanlığın içinde çırpındığı uygarlık bunalımının temel sorununa, yani çağdaş bilimin sağladığı güçlü teknolojinin nasıl kullanılacağı sorununa en geçerli yaklaşımı getirdi.”

“Belki bir gün bu ulus,dünya üzerindeki insan topluluklarının denge içinde yaşamalarına uygun bir Avrupa, hattaAtlantik uygarlığının kurulmasında sırası gelince bize yardım edecektir.” (Yeni Türkiye. Bir Batı devleti. Georges Duhamel)

Gelişmiş devletlerin ikiyüzlü politikaları, kaba güce başvurmaları, bilim ve tekniği sömürülerine araç yapmaları temel bir uygarlık bunalımıdır. Kemalizmin ilkeleri, Duhamel tarafından bu soruna en geçerli en uygun çözüm olarak görülmektedir.

Paul Dumont da Kemalizmi,”köleleştirilmiş ve sömürgeleştirilmiş ülkeler için bir model” olarak tanımlamaktadır.

Fransız Prof. Maurice Beaumont : “Kemalizmin parlak başarıları bütün sömürgeler için örnek olmuştur.”

Macar Prof. Fekete Lajos. “Batıda ihtilal vedevrimlerin yavaş yavaş elde ettiklerini Atatürk’ün ülkesi birdenbire kazandı. Ürkün yaşamında o kadar derin izler bıraktı ki, batıda bu, ancak yüz yılda erişilecek bir başarı idi..”

Alman düşünürü Herbert Melzig ‘Türkiyenin çöküşü ve yükselişi’ adlı yapıtında Atatürk ve Yeni Türkiye için şu değerlendirmeyi yapar:

“Eski çağın büyük filozofu Platon’un ‘ya yöneticiler filozof, ya da filozoflar yönetici olsalar yolundaki ikibin yıllık dileği, ilk kez 20. yüzyılda Atatürkün kişiliğinde tam olarak gereçekleşmiş bulunuyor.Atatürk, bir dahi, bir düşünür olarak ulusunun yazgısını eline almış, bu ulusla atıldığı bağımsızlık savaşı ile ve başka ulusları haklarını koruyan bir barışla insanlığa görkemli bir örnek vermiştir.Yeni Türkiye atatürkle, yalnız islam anlayış ve görüşlerini değil,aynı zamanda Avrupanın düşünce biçiminide aşmıştır.Türkiye bir dürüstlük, içtenlik ve gerçekçilik politikası gütmekte ve bu yüzden tepkilere, başarısızlıklara uğramamaktadır.”

Gerard Tongas;”Kemalizm, on asra sığacak işi on yılda başarmiştır” diyor.

Atatürk de Kemalist hareket için; “tüm uygar insanlığın dikkatle üzerinde durmasına değer”demektedir.

Bir de eleştirisi var:”yüzyıllardan beri zavallı beşeriyeti mutlu etmek için tutulan yolların, kullanılan araçların verdikleri sonuçların ne derece güven verici olduğu incelenmeye değer.”

Örnekleri çoğaltmadan sözün özüne gelelim.

Kemalist Türk Devrimi devlet, ulus, yurt, aile eğitim, ekonomi kavramlarına verdiği anlamla; üstün insani değerlere verdiği önemle; devrimin inşasındaki ustalığıyla bütün dünyaya örnek olacak değerlere sahiptir. Ayrıca, siyasal amacı olan demokrasiyi kolaylaştıracak yöntemler uygulamıştır. Bu yönüyle de dünyadaki öteki devrimlerden daha üstündür.

Emperyalizmin ilk büyük küresel çatışma döneminde ortaya çıkmış ve onu yenmiştir.O sıralarda emperyalizme karşı çıkmak ezilen uluslar arasında delilik olarak görülmüştür.

Emperyalizm, Kemalizmin başarısından ve İkinci Dünya Paylaşım Savaşından sonra, askeri işgale dayalı sömürgecilik siyasetini değiştirmiştir.

Bugün sayları 200’e yaklaşan BM üyesi devletlerin 150 kadarı ulusal bağımsızlıklarını Kemalizm sonrasında elde etmişlerdir. Bunların bir kısmında doğrudan, bir kısmında da dolaylı olarak Kemalizmin etkisi vardır. Attila İlhan’ın sözleriyle olay şudur:”Kuvayı milliye,20.yüzyılın ilk halk kurtuluş ordusudur. Misakı Milli, Bandung Konferansında bir araya gelen tarafsızlar, ya da 3.Dünya uluslarının ilk bağımsızlık bildirgesidir...”

Kemalizm, salt bir askeri kurtuluştan öte, gerçek bir çağdaşlaşma modeli olarak kurumlaşmış ve evrensellik kazanmıştır.

20.Yüzyıla girerken ABD, Almanya, Japonya ve İngiltere dünyaya egemendi. Bu yüzyıl içinde bir Sovyet deneyimi yaşandı. İngiltere geri plana itildi. Çok sayıda ulus bağımsızlığını elde etti.

21.yüzyıla girilirken, yine 100 yıl önceki devletlerin dünya egemenliklerinin sürdüğünü görüyoruz. Değişen şey, bilim ve teknolojideki korkunç ilerleme. Bu ilerlemenin getirdiği korkunç olanaklar. Bu olanakların kullanılmasıyla “küreselleşme” denilen yeni sömürü düzeni ..!

Dünyadaki temel çelişki yine ezen ve ezilen uluslar arasındaki çelişkidir.

20.Yüzyılın ilk çeyreğinde bu çelişkiyi ortadan kaldırmak amacıyla ortaya çıkan Sovyet Devrimi Kemalizmin savı olan ezen ulus-ezilen ulus çelişkisini ortadan kaldırmadı. Birlik üyesi ulusları sömürdü. Kemalist Devrim de kendi ülkesinde gözardı edildi.

Biliyoruz ki emperyalizm ve sömürü var oldukça Kemalizm de var olacaktır. Tıpkı sosyalizm fikrinin de yaşamaya devam ettiği gibi.

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#7 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 01.05.2006 - 01:51

Yüreğinde yurt ve ulus sevgisi olan, insan sevgisi olan, yozlaşmayan herkes Kemalizm bayrağı :icon_029: altında birleşecektir.

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#8 Muharip

Muharip

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 126 Mesaj

Gönderim zamanı 02.05.2006 - 10:09

Tamam, şimdi anlıyorum galiba, arada ki nüans farkımızı...
Nazım Hikmet bakışlı birisin. Fakat o, yanliş hatırlamıyorsam, Kemalist değil, bilakis Stalinist biri idi?

#9 Muharip

Muharip

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 126 Mesaj

Gönderim zamanı 02.05.2006 - 10:13

En güzel deniz :
"henüz gidilmemiş olanıdır.
En güzel çocuk :
henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz :
henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz :
henüz söylememiş olduğum sözdür...
Nazım Hikmet RAN "

O böyle (kendini naza çekerek) demiş ve sen de
bunu şiar edinmişsin ya,
ben de, "yok yok, sağol, gerek yok,
hiç bir şey söyleme, daha iyi", diyorum...

#10 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 02.05.2006 - 10:26

Bula bula sataşacak Nazım Hikmet'in şiirini mi buldun?

Aferin sana yakışır ;P

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#11 Muharip

Muharip

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 126 Mesaj

Gönderim zamanı 02.05.2006 - 10:30

Senin Türkçe anlayışına hayranım. Bu sözün, esasen kime ithaf edildiğini ya anlamıyor, veya anlamazdan gelmek istiyorsun Sabrili...
Nazım Hikmet o zaman, o şartlarda, kendince muhatap gördüğü, tuttuğu kişileri düşünerek söylemiş...
Bunu bu gun sen kullanıyorsun, dolayısı ile o sözler sanadır...
Haberin olsun...

#12 Melih

Melih

    Giggity Giggity Goo!

  • Kurucular
  • 8.516 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Bahçelievler - İstanbul
  • İlgi Alanları:Sadece Harabe.net :)

Gönderim zamanı 02.05.2006 - 10:56

sabrili1;

Bunların ve bundan sonra alıntılayacağın tüm yazıların kaynağını belirtmeni rica ediyorum.
2000 - 2010


bit.gifladybug.gif


#13 aTMaCa

aTMaCa

    Burası ona huzur verir

  • Üyeler
  • 384 Mesaj
  • Konum:DUMANALTI

Gönderim zamanı 02.05.2006 - 13:24

Her seferinde onlarca öğretim üyesi,bilim adamının tasfiye edildiği 1960,71,80,28 şubat darbelerini ülkenin kötü gidişini durdurmak için yapan, ama bu yapmalar sonucunda hiç bir reform yapamayan,onun yerine yakaladıklarını emniyetin çatılarından aşşağı atan... kendisini devletin tek sahibi ve tek seveni olarak görenler, Atatürk'ten başka hiç bir subayımızı,paşamızı kahramanımızı okullarda okutturmayan,devrimlerin hepsinin Atatürk'ün icadı olduğunu öğreten arkada ki binlerce aydınımızı alimimizi kenara atanlar demekki AATATÜRKÇÜlerden miş...eywallah
Gönderilen Resim

#14 muta

muta

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 99 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 20.11.2006 - 22:16

Yüreğinde yurt ve ulus sevgisi olan, insan sevgisi olan, yozlaşmayan herkes Kemalizm bayrağı  altında birleşecektir.


ANLAMAK İÇİN SORUYORUM (BİLMEDİÐİMDEN) KEMALİZM İN KENDİNE ÖZGÜ DİŞARIDAN ALINMAMIŞ ENTERNASYONAL BİR DOÐRUSU VARMI
VARSA NEDİR.


#15 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 21.11.2006 - 02:20

Kemalist devrim, emperyalizme karşı yürütülmüş olan bir ulusal kurtuluş devrimidir. Ülkesini, vatan sevgisi ile savunan halkın, ulusal bir önderin öncülüğünde yeniden dirilişinin simgesidir. Kemalizm, kendine özgü koşulları ile Türkiye'nin gerçeklerinden doğan bir devrim olarak diğer devrimlerden farklılık gösterir Diğer devrimlerle benzerlikler göstermiş olsa da, ulusal devrim olduğu için diğerlerinden kesin hatlarla ayrılır. İşgal altında ezilmiş olan ulusların kurtuluş mücadelesinde özgürlük ve çağdaşlaşma alanında bir ışık olmuştur. Bizim bildiğimiz doğru bu. Atatürk’ün çizdiği doğruları eğmeye çalışma çabasında olanlar elbette bunu anlamamak için laf cambazlığı yapacaklardır. Ellerinden gelse heykellerini yıkacak, dillerinden gelse ağza alınmadık küfürler edeceklerdir. Kendi karanlık dehlizlerinde elbette bunu yapıyorlar da, hatta başkalarını da bu dehlizlerine çekmeye çalışmaktalar.
Zor be aslanım çoooooooook zor.. Bizler
Gönderilen Resim çizdiği doğru yolda ilerlemeye devam edeceğiz.

"Efendiler," dedi; "Size şunu söyleyeyim ki, İnkılâpçı Türkiye Cumhuriyetini benim şahsımla kaim zannedenler çok aldanıyorlar, <span style='font-size:14pt;line-height:100%'>Türkiye Cumhuriyeti; her manası ile, Büyük Türk Milleti’nin öz ve aziz malıdır. Kıymetli evlatlarının elinde daima yükselecek, ebediyen payidar olacaktır. Şimdi rica ederim artık bu bahsi kapayalım, bir daha da tekrar etmeyelim." </span>

(Mehmet Önder, Atatürk Konya'da)

Bu mesaj gg26 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 21.11.2006 - 02:26


AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#16 muta

muta

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 99 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 21.11.2006 - 04:25

İzmit (kocaeli) den eski yol çıktınmı biraz gittkten sonra meşhur bir
su var çok tanınır ismi de güzeldir "çene suyu" verilen cevaba bak aslanım çok zor
sanki biz "ÜLKEMİZİ" Vatan sevgisi ile savunmamış bir halkın mücadelesini sordukda ucuz hamaset burada da meydana çıktı (NİYET OKUMA) bana KEMALİZM in entenasyonal bir doğrusu dişarıdan alınmamış onu söyle "mücadele ettiğimiz işgal kuvvetlerinden mesela fransa dan, italya dan, şunu almadık de dünya tarihi inde müslüman bir ülkede ilk defa laik uygulamayı başlattık gibi birde ayıptır söylemesi özümde sözümde TÜRK tür TÜRK e TÜRK propagandası abesle iştigaldir.


#17 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 21.11.2006 - 11:09

Asıl zoruna giden ne sen onu söyle? Atatürk'ün önderliğinde bağımsızlık mücadelesinden zaferle çıkmamız mı? Yoksa zafer sonrası bu millet için çağdaşlaşma yolunda attığı adımlar mı? Kemalizm, başka milletlerden başka akınlardan etkilenmedi diyen varmı? Etkilenmiştir elbet.

O çeşmeden çok sular içmiş biri olduğuna göre, sana ne lafım yeter nede sabit fikirli eğrilerinden vazgeçirip doğruları gösterebilirim.

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#18 muta

muta

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 99 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 21.11.2006 - 19:35

O çeşmeden çok sular içmiş biri olduğuna göre, sana ne lafım yeter nede sabit fikirli eğrilerinden vazgeçirip doğruları gösterebilirim.


Sayın gg26 "kemalizm" in enternasyonal bir değeri dışarıdan alınmamış varmı dedim aslanım dan başladık çeşmeye geldik"ATATÜRK" Cumhuriyet TÜRKİYE sinin
kurucusudur vede lideridir aynen dahi dir. Benim anlamak istediğim ATATÜRK ün sağlığında sizin anlattığınız anlamda "kemalizm" varmıdır yoksa sonradan mı ATATÜRK ün manevi şahsiyetinin arkasına saklanarak baskı unsuru olarakmı dayatılmıştır birde yine soruyorum kemalizm min başka ülkelerden alınmamış kendine bir enternasyonal bir doğrusu varmıdır varsa nedir.Benim zoruma giden nedir demişşin ben ATATÜRK ten ve devrimlerinden zoruma giden bir şey yokta sizin zorunuza giden nedir bu soruyu sordum diye bak tüsiad bile ATATÜRK çü nasıl
olur herkes kıyısından köşesinden ATATÜRK çü vede "Kemalist" tornadanmı çıktı bu
düşünce TÜRKİYE ve TÜRK ler için illa (kemalizm ve ATATÜRK)sizin anlattığınız gibi
mi anlaşılacak saygılar.

muta.

#19 AtamÇepni

AtamÇepni

    Türkiye Sevdalısı

  • Üyeler
  • 5.693 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay
  • Konum:Atatürk'ün Ülkesi

Gönderim zamanı 22.11.2006 - 01:26

hı hı öyle *uhuhu

AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...

#20 muta

muta

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 99 Mesaj
  • Cinsiyet:Bay

Gönderim zamanı 22.11.2006 - 04:26

hı hı öyle 


Kendinden menkul kafa gerçekten değmez.





Benzer Konular Daralt

  Konu Forum Konuyu Açan İstatistikler Son Mesaj Bilgisi

3 kullanıcı bu konuya bakıyor

0 üye, 3 ziyaretçi, 0 gizli