Kendi kendine İngilizce çalışmalarımın bu aşamasında bir rapor veresim var:
Bu kitabı çevirmeye çalışırken fena halde debelendiğimin farkındayım ama burada tek 1 kere geçtiğim sayfaları aralıklarla olmak üzere defalarca okudum ben, hala da okuyorum. Ve giderek daha iyi anlamaya başladım. İnternet ortamında gördüğüm basit metinleri, fazla karışık olmayan cümleleri falan da gittikçe daha iyi anlıyorum. Düzenli ve sıkı bir şekilde çalışmıyorum, çalışsam daha da ilerliycem, farkındayım. İngilizce konuşabilmekten veya Türkçe bir metni İngilizce'ye çevirebilmekten yana pek umutlu değilim şu noktada. Fakat okuduğum İngilizce şeyleri, çok karmaşık olmaması kaydıyla tabii, anlayabileceğim yolunda gayet umutluyum. Çünkü bu açıdan ilerleme kaydediyorum-sıkı çalışmadığım halde.
Öte yandan; şöyle bir alışkanlık gelişti bende, Google Plus'ta gördüğüm İngilizce yorumları anlamaya çalışıyorum ve bazen anlıyorum da. Bir sitedeki gelinlik veya başka bir şey modelleri hakkında yazı mı yazıcam, İngilizce ürün açıklamalarını okuyorum önce bir. Sonra Google Translate ile çeviriyorum gerçi ama önce az-çok anlamayı deniyorum. Bu yazılara yazacağım yazıyı zenginleştirmek, oradaki bilgilerden bir şeyler eklemek için bakıyorum aslında ama bana böyle bir faydası da oluyor. Carla Ruiz diye bir abiye markası varmış mesela, kadın hakkında Türkçe bilgi bulamadım, İspanyolca bir röportaj buldum (Bir İspanyol markası bu), röportajı Translate'e yapıştırıp yazıma eklemek için bir şeyler anlamaya çalıştım. Ki zor oldu zira Translate'in çevirileri çok basit cümleler haricinde iyi değil. İngilizce'de çok sorun olmuyor bu çünkü az bir şey biliyorum o dili. Ama başka dillerde zor oluyor. Neyse, demek istediğim, böyle şeyler de yapıyorum ben, hem de iş gereği sıklıkla. Sanırım bunların da bana olumlu katkısı oluyor.
Bir blog açtım kendime, oraya da İngilizce çalışmalarımla ilgili yazılar yazıcam, bu konuda bildiğim şeyleri anlatıcam belki bazen ve tıpkı bu şekilde kitap çeviricem. Bu konu için çevirmeye uğraştığım The Long Goodbye 6.seviye bir kitap, yani içinde 3.000 kelime var. Blogda ise, A Dog of Flanders isminde bir hikayeye başladım, o 2. seviye bir İngilizce hikaye kitabı, içinde 1.050 kelime var. Akmar Pasajı var İstanbul Kadıköy'de, geçenlerde oradan seçtim bunu, kızımla beraber. 6. seviyenin benim için yüksek olduğunu düşünüyorum ama The Long Goodbye'ı kafasını gözünü yara yara da olsa bitiricem, öyle karar verdim. 2. seviye beni çok az zorlayacak anladığım kadarıyla, bilerek aldım aslında, bu yoruyor ya, onu daha kolay çeviririm de moral olur diye.