Jump to content



- - - - -

Dini Kimden Ve Nereden Öğrenmeliyiz?


  • Please log in to reply
No replies to this topic

#1 halukgta

halukgta

    Zaman buldukça takılır

  • Üyeler
  • 169 posts

Posted 24.12.2015 - 19:39


Bu yazımda sizleri, üzerinde düşünmeye davet etmek istediğim konu, DİNİ KİMDEN, NEREDEN ÖĞRENMELİYİZ, sorusu üzerine olacaktır. Gerçekten de bu soruyu kendimize sorup, en doğru cevabını bulamadığımız sürece, Allah ın yolunda olduğumuzdan asla emin olamayız.
 
Bu yazımı yazmaya neden olan bir makale okudum, daha sonrada bu konu üzerine düşüncelerimi yazma gereği duydum. Yazıda, dini anlattıklarını söyleyen birçok kişiler, televizyonlara çıkarak, aynı konularda bile bir birlerinden çok farklı şeyler anlatarak, toplumun kafasını karıştırdıklarını söylüyordu. Tabi bu sözlere katılmamak elde değil.
 
Yazıda, din adına yazılmış birçok kitapların olduğu söylenerek, bu çokluk toplumun kafasını karıştırdığına dikkat çekerek, bakın doğruyu bulmak adına,  nasıl bir yol izlememiz gerektiği önerisinde bulunuyor.
 
(Her şeyden önce biz ve sorumluluğunu taşıdıklarımız, temel dinî bilgileri öğrenmeliyiz. BUNLAR TEMEL İTİKAT VE İLMİHAL BİLGİLERİDİR. İslâmî konulara dair diğer her türlü bilgi, şuurlanma çabası, hatta tasavvufî yaşantı bu temel üzerine inşa edilebilir. 
 
Bu nedenle öncelikle İYİ BİR AKAİT VE İLMİHAL BİLGİSİNE SAHİP OLMAMIZ GEREKMEKTEDİR. AYRICA İSLÂM’I YAŞAMAYI, YAŞATMAYI GAYE EDİNMİŞ BİR REHBER VE ONUN CEMAATİYLE BİRLİKTE HAREKET ETMELİDİR. SONRA ALLAH TEALÂ’NIN BİZLER İÇİN GÖNDERMİŞ OLDUĞU SON KİTABINI TERCÜMESİYLE BİRLİKTE BAŞTAN SONA OKUYABİLİRİZ. Bunu yapalım ki, kendimizi Rabbimizin kitabıyla doğrudan doğruya yüzleştirelim. BUNUN ARDINDAN DA KONULARINA GÖRE TERTİP EDİLMİŞ DERLEME BİR HADİS KİTABINI (MESELA İMAM NEVEVÎ RH.A.’İN RİYAZÜ’S-SALİHÎN, MERHUM ÖMER NASUHİ BİLMEN’İN 500 HADİS KİTABI GİBİ) OKUMAK GÜZEL OLUR. Bununla da Hz. Peygamber s.a.v.’in mübarek emir ve tavsiyelerini hayatımıza taşıma imkânı bulmuş oluruz.)
 
İşte bizlerin dine bakışımız ve dini anlamaya çalışma yöntemimiz ne yazık ki böyle. Dikkat ederseniz İslam ı doğru öğrenmemiz için önerdiği yolun başlangıcı yine beşeri kitaplar ve onların çizdiği yol üzerine. Bizlerin ilk önce öğrenmemiz gerekenin, temel dini bilgiler olduğunu söylüyor ve bakın bizleri nereye yönlendiriyor. İYİ BİR İLMİHAL VE AKAİT BİLGİSİNE SAHİP OLMAMIZ GEREKTİĞİ, İSLAM I YAŞAMAYI VE YAŞATMAYI GAYE EDİNEN BİR REHBER VE ONUN CEMAATİYLE BİRLİKTE HAREKET ETMELİDİR DİYOR. Rehberden neyi kast ettiğini, çok iyi biliyorsunuz.
 
Peki, iyi bir akait, ilmihal bilgisini nereden alacağız? Çünkü Akait, İslam dininde inanılması farz olan hususlar, iman esasları, dinin temel kural ve hükümleri" anlamına geliyor. İlmihalde terim olarak, Müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, Müslümanlığın gereğini yerine getirmenin vazgeçilmez şartı durumundaki temel bilgilere, ilmihâl denilmiştir. Tüm bu bilgileri en doğru öğrenmek istiyorsak başka kaynaklara değil, Kur’an a müracaat etmeliyiz. Bunu yapmadığımız içindir ki, her kafadan farklı sesler çıkıyor. ÇÜNKÜ BİZLERE ÖYLE YANLIŞ ŞEYLER ÖĞRETTİLER Kİ, ADETA ALLAH EMİR VERDİĞİ HÜKÜMLERİ AÇIKLAMAYAN VE BİZLERİ BEŞERİ KİTAPLARA MUHTAÇ EDEN BİR KONUMA GETİRDİLER. Bu düşünce Kur’an a şirk koşmaktır, Kur’an ı devre dışı bırakmaktır. Allah indirdiği ayetlerin/ hükümlerin detaylarını, Kur’an da bizlere anlatamıyor da, birilerinin yazdığı kitaplar mı açıklıyor? Din bu düşüncelere inandığımız için bölündü, parçalandı şimdide bir birimize düşman olduk.
 
Lütfen dikkat, İslam ı doğru anlamak ve yaşamak için öneride bulunan kardeşimiz, tüm bunları yapan bir Müslüman daha sonrada Kur’an ı anladığı dilden okumalıdır diyor. PEKİ, NEDEN KUR’AN I ANLADIĞIMIZ DİLDEN EN SON OKUYORUZ? Çünkü herkes Kur’an ı anlayamaz düşüncesi ve zihniyeti bu toplumun kafasına yerleştirildi de ondan. Bizlere öğretilen yanlış bilgilerle, Kur’an ı anlamaya kalkarsak asla doğru anlayamayız.
 
Görüyor musunuz, ilk müracaat edeceğimiz kitap Kur’an değil. Ama makaleyi yazan kardeşimiz, din adına onca farklı kitaplardan, bilgilerden şikâyetçi. Hatta böyle farklı anlatımların, toplumu dinden soğuttuğundan bile bahsediyordu yazısında. PEKİ, KENDİSİNİN ÖNERDİĞİ YOL VE YÖNTEM, ŞİKÂYETÇİ OLDUĞU KİŞİLERDEN ÇOK MU FARKLI? Elbette hiç farkı yok. Onlara sorsanız onlarda aynısını söyleyecek. BU BÖLÜNMÜŞLÜĞÜN ANA NEDENİ, DİNİ DOĞRU ÖĞRENMEK VE YAŞAMAK ADINA ANLAYARAK, ÜZERİNDE DÜŞÜNEREK OKUMAMIZ GEREKEN KUR’AN I EN SONA BIRAKMAMIZDIR.
 
İşin ilginç olanı, hangi cemaat ve önderi bizleri Allah a yaklaştıracak, kimler İslam ı en doğru anlatacak bunun garantisini kimler verebilir? Bizler eğer bu konuda, kişi ya da cemaat odaklı bir adres gösteriyorsak, daha başta yanlış yapmış oluruz. Arkadaşımız hadis kitaplarını isim vererek öneriyor. İslam ı yanlış anlattığını söyledikleri kişilerde, farklı insanların hadisleriyle İslam ı öğrenmiyorlar mı? Hepside peygamberimizin ismini kullanıyor. Ama peygamberimiz bu sözleri söylemiş midir diye, düşünen bile yok. Ne farkları var birbirlerinden, lütfen Allah aşkınıza tarafsız düşünür müsünüz? Bu yol ve yöntemle mi imanımızın temellerini sağlam atabiliriz sizce?
 
Bizler İslam ı en doğru anlamak ve yaşamak istiyorsak, DİNİ ÖNCE KUR’AN DAN, YANİ YÜCE RABBİMİZDEN ÖĞRENMELİYİZ, HİÇ BİR ARACI KOYMADAN. Önceliği başkalarına verdiğimiz sürece, mutlaka birileri bizleri menfaatleri yönünde aldatacaklardır. Allah yemin ederek, bizlerin anlayabilmesi için, dinin anası olan MUHKEM ayetlerin kolaylaştırıldığını, anlaşılması içinde nice örneklerle izah edildiğini söylüyorsa, BİZLER DİNİ ÖĞRENMEK İÇİN MUTLAKA ÖNCE KUR’ANA MÜRACAAT ETMELİYİZ. Bizlere herkes Kur’an dan anlayamaz, onu veli ve ilim sahibi insanlar anlar, her detay Kur’an da yok diyorlarsa, bu insanların bizlerden sakladıkları, gizledikleri art niyetleri var demektir.
 
Allah zulmedici, adaletsiz değildir. Allah sizleri Kur’an dan hesaba çekeceğim diyorsa, herkesin okuduğunda anlayamayacağı, sorumlu olduğumuz farz emirlerin detaylarının olmadığı bir rehber gönderip, daha sonrada bizleri O rehberden asla sorumlu tutmaz. Böyle bir adaletsizliği Rabbimize isnat etmekten, yine bağışlayıcı Rabbime sığınırım. Allah bizleri bu dünyada imtihan ettiğini söylüyor. Eğer imtihan olduğumuza iman ediyorsak, nasıl olur da başkalarının sözleriyle, emin olmadan, ilk önce Kur’an a müracaat etmeden, verdiği bilgilerle imtihanımızı yaşarız. Böyle bir imtihandan, başarılı çıkma şansımız sizce var mı?
 
Allah ayetinde din ve iman adına güvenilecek, yardım istenecek veliniz yalnız benim diyor ve sakın velilerin ardına düşmeyin diye uyarıyorsa bizleri, nasıl olur da bizlerin İslam ı doğru anlamak ve yaşamak için birilerine muhtaç olduğumuzu ve bir cemaate ve onun liderine bağlanmamız gerektiğini söyleriz. Bu düşünce Kur’an ın tamamına ters düşer. ÖNCE KUR’AN I OKUYAN VE ÖZÜMLEYEN BİR MÜSLÜMAN, ZATEN BU SÖYLENENLERİ ASLA KABUL ETMEZ. Onun için bizler önce KUR’ANA MÜRACAAT ETMELİYİZ, daha sonrada elbette her bilgiden, kitaptan yararlanmalıyız. Çünkü hepimiz aynı kapasitede değiliz. Birbirimize anlatmalıyız, yardım etmeliyiz ama asla Kur’an ın sınırlarını aşmadan.
 
 Öyle cemaat, tarikatlar ve onların önderleri var ki, ayetleri kendi nefis ve düşünceleri doğrultusunda değiştirip, anlamlarını saptırıyorlar, böylece artık Kur’an ı anlamanız mümkün görülmüyor. Kur’an devre dışı kalıyor. Kişiler korkutularak, bu ayetin bilmem kaç tane anlamı var, siz nereden bileceksiniz, bugünkü aklınızla ilminiz ne deniyor ve topluma korku salınıyor. İnsanlarda yanlış anlarım endişesiyle, kabul etmek zorunda kalıyorlar, çünkü ilk müracaat Kur’an olmayınca, Allah ın kelamından habersiz oluyorlar.
 
Benim yazılarımı ve okuduğunuz tüm yazıların doğru olup olmadığını, doğru bilgiler verip vermediğini anlamak istiyorsanız, önce Allah ın bizleri sorumlu tuttuğu Kur’an ı anlayarak, özümseyerek, düşünerek bolca okumalıyız.
 
Peygamberimiz ÜMMİYDİ, bazı kişiler ümmi kelimesine Kur’an ın vermediği bir anlamı vererek, okuma yazma bilmeyen anlamındadır diyorlar. Hâlbuki peygamberimiz ticaretle uğraşan ve toplumda emin bir insan konumuna gelmiş güvenilir bir kişiydi. Nasıl olur da böyle bir insan okuma yazma bilmez.
 
ÜMMİ, hiçbir Ehli kitaba tabi olmayan demektir, Kur’an a göre. Yani peygamberimiz o günkü bozulmuş, yoldan çıkmış hiçbir inanca tabi değildi. Onun içindir ki peygamberimizin din adına başvuracağı tek bir kaynağı vardı, ODA YALNIZ KUR’AN I KERİMDİ. Bunun yanında istifade edilecek hiçbir bilgiyi de peygamberimiz sağlığında yazdırmamıştır, kayda geçirmemiştir. Peygamberimizin din ve iman adına, tek kaynağı Kur’an ise, nasıl olur da öncelik beşeri bilgiler olur bizler için, hiç mi düşünmüyoruz. Peygamberimiz bizler için elbette örnek bir insandı. Onun örnek hayatı ve yaşantısını bizler öğrenmeli ve onun adalet anlayışı ile hayatımıza yön vermeliyiz.
 
Bizlere Kur’an ın hiç bahsetmediği, öyle şeyleri din adına öğrettiler ki, şimdide bunlar olmazsa din yaşanmaz dediklerinde, inanmak zorunda kaldık. Çünkü dinimizi Kur’an dan öğrenmedik. Mezheplerin, tarikatların dine yapılan ilavelerini, bizler Kur’an da bulamadığımızda, demek ki söyledikleri doğruymuş, bizler yalnız Kur’an ile imanımızı yaşayamazmışız diyenlere inandık. Çünkü inancımızı öğrenmeye çalışırken, ilk müracaat ettiğimiz yer yanlıştı.
 
Allah ile aldatıcılar, ne yazık ki bizlerin izlediği yolun yanlışlığından istifade ederek, bugün Müslümanlar arasında korku salıyor ve toplumu tedirgin etmeye devam ediyorlar. Elleriyle yazdıkları ve bunlarda Allah katındandır dedikleri, beşeri kitaplar olmasaydı, namazımızı nasıl kılacağımızı, orucumuzu nasıl tutacağımızı, zekâtımızı nasıl vereceğimizi, Hacca nasıl gidip, gerekenleri yapacağımızı bilemezdik diyerek, ALLAH IN KELAMI KUR’AN IN, TOPLUM ARASINDA YETERLİ GÖRÜLMEMESİNE NEDEN OLMUŞLARDIR. Halbuki Allah bu konularda bizlere, gereken bilgileri gerektiği kadarını Kur’an da açıkça vermiştir. Ne yazık ki İslam toplumunda bu düşünce ve fikirler doğrultusunda, KUR’AN ARTIK DEVRE DIŞI KALDI.
 
Hiç düşünmüyoruz, Allah sizlere rehber, nur, ışık olsun diye gönderdim dediği kitapta, bizlere emrettiği farz görevlerin gerekli detayını yazmayıp, bizleri rivayet ve sanı bilgilere muhtaç bırakır mı? Elbette bırakmaz. Ama düşünme melekemizi ellerimizden aldıkları için, bizler kendimize bu soruyu bile soramıyoruz. Çünkü sormaya korkuyoruz.
 
Bir Müslüman ın görevi, din kardeşini yalnız Kur’an ile uyarıp, yalnız Kur’an a davet etmektir. Bende onu yapıyorum, Allah şahittir. Gelin önce Kur’an ı anlayarak, ayetler üzerinde düşünerek ve ayetler arasında bağlantı kurarak anlamaya çalışalım. Doğru bilgiye sahip olanı hiç kimse aldatamaz. Bunu yaparsak inanın her şey çok daha kolay olacak, çünkü Allah böyle yapanların, GÖNÜL GÖZÜNÜ AÇARIM DİYOR.
 
Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
 
 






Similar Topics Collapse

1 user(s) are reading this topic

0 members, 1 guests, 0 anonymous users