İçindensöVensuskunisYankar...
#441
Gönderim zamanı 20.05.2007 - 19:20
#442
Gönderim zamanı 20.05.2007 - 20:44
dikenli tellerim...onlar en çok bu saatlerde batıyor kalbime, beklenenlerin ellerinde huzur getirdiği sızlatan nakaratta...birşey eksik; ya beklenen gelmiyor, ya getirdiği huzur değil...ve yüz yıllık eksik bulmaca...bu akşam da yok cevabı...
öyle uzağım ki şimdi herbirinizden, vefa fakiri aşklarım; küçücük görünüyorsunuz...gözleriniz? onlar hiç yok...sakinleşin, yalanlarını göremem burdan...peki eskiden? sevgiyle mi bakardınız sahiden? ömürler feda edilmeliydi herbirinize! kalpler parçalanmalıydı aşkınızdan! akıllar teslim olmalıydı birkaç şirin sözünüze! ölünmeli ve sorgulanmamalıydı cennet-cehennem!
ben korktum elinizi tutmaya, siz uzaktınız tutamayacak kadar...yetmedim aşkınızın büyüklüğüne(!)...ve gitgide küçüldünüz işte böyle...
şimdi siz masaldaki yerinize, ben dikenli tellerimin arkasına...birbirimizi gözden kaybedene kadar uzaklaşalım aşktan...
geçiyor yavaş yavaş...gün geceye dönüyor...ben ıssızlığımın sıcak yuvasına...ellerimde huzurla...
#443
Gönderim zamanı 20.05.2007 - 23:15
-kayıp hazine!...
#445
Gönderim zamanı 23.05.2007 - 23:50
Zamanın birinde yaşadıkları memleketi terk eden birkaç tane genç varmış,ülkelerindeki yönetimi benimsemeyerek çareyi orayı terk etmekte bulan gençler bir mağaraya sığınmışlar.Bunca yorgunluğun veya zorlu yolculuğun vermiş olduğu cefadan olsa gerek derin bir uykuya dalmışlar.Aradan yıllar,asırlar geçmiş olmasına rağmen tekrar hayata gözlerini açarak yeniden hayata merhaba demişler:Aralarından söyleşerek bu sırın muhasebesini yapmaya başlamışlar ve birbirileriyle konuşarak hemfikirce geçen zamanın analizi yaparlarken şu kanıya vamışlar: Herhalde biz sadece bir gün uyuduk ve normal bir şekilde uyanarak güne merhaba demekten kendilerini alamamışlar.Oysa 300 yıla yakın bir uykunun geçtiğini çok sonraları anlamışlar derken, bu sırrı ve muhtevasını tüm gerçeğiyle zamanın insanlarına tüm çıplaklığıyla göstermişlerdir.
**
*
Hayat ne geçmiştir ;ne de gelecek;hayat içinde yaşadığımız andır.Dünler tarihe karışmış bir yapraksa;bugünler yaşanacak bir fırsattır.Yarınlar da bir umut ,değil mi?..
Hayatta umduğunu bulamayanlar ya sevenlerini bulamamışlar ya da sevdiklerini… Siz aynanın karşısına geçip kendinizi bir kez de olsa seyre de durdunuz mu?...Ya da yaşadıklarınızı hayat albümüne yerleştirdiniz mi?...
Zamanın bir saat döngüsü gibi işlediğini hiç düşündünüz mü?...Ağır ağır;aksak aksak yol katedip yine de tüm donukluğuyla karşınıza boy gösterdiğini seyre de durdunuz mu?... On,yirmi,altmış sene de geçse geriye baktığınız da determinizmin tüm izafiliği size neyi çağrıştırdığını tefekküre daldınız mı?...Velhasılı sevinçlerinizi,mutluluklarınız halen hayat albümünüz de yerini alıyor mu dersiniz?...
Şairin dediği gibi “Ben gurbette değilim gurbet benim içimde’’düsturunu düşünüyor musunuz?...Kalbi bir güneşe-aynaya-;bedendeki izleri,kırışıklıkları tüm siluetleri zamana benzetirseniz nasıl bir sonuç çıkar diye düşünürseniz merhum Gazali’nin ağzıyla derim ki; “Kendini tanıyan çözen-,alemi-hayatı- tanır’’Diye cevap verebilirim.Yani makro alemden mikro aleme veya makro alemden mikro aleme;bir pencereden başka pencereye ardı sıra seyir izleyen dalgalar misali birbirini tamamlayan,birbirinin bütünleyicisi niteliğindeki sırlar dünyası karşımıza çıkar.Bu bilmecenin esrarını,çekirdeğini görüyor musunuz?...En büyük görünen pencere mi daha büyük yoksa en küçük görünen pencere mi daha büyük,ne dersiniz?...
Yani marifet su mu yoksa suyu örten küpük mü?...“Su buharlaşıp uçsa da yağ tencere de kalır;köpük akıp gitse de öz kaynadığı kaptan ayrılmaz’’
“İnsan vardır zamanı kendi hesabına yontar,insan da vardır bir ömür boyu zaman onu yontar’’
Sebep kâlp ağrıma, hem göz yaşıma
İstemedim belâ oldu başıma
Satamadım, satılmıyor, satamam.
Kalbime attı ah, aşkın közünü
Çevirdi başka gözlere gözünü
Bıraktığı tek hatıra, hüzünü
Atamadım, atılmıyor, atamam.
Ayrılık sızısı her an, bitmiyor
Hayali gözümden bir an gitmiyor
Şu gözleri onsuz uyku tutmuyor
Yatamadım, yatılmıyor, yatamam.
Gözden aşkı, dilden zehiri sundu
Kendini bıkmadan sevmemi umdu
Küstü birden başka bir güle kondu
Tutamadım, tutulmuyor, tutamam
#446
Gönderim zamanı 26.05.2007 - 11:12
alıntııı.....
#447
Gönderim zamanı 27.05.2007 - 05:13
#448
Gönderim zamanı 28.05.2007 - 01:55
gülümsemedim bir daha...
ben senin ışığında uçarken gittin sen!
kanatlarım yok artık...
kalbim senle çarpıyorken durdun sen!
kalpsiz diyorlar bana...
ben seni yere göğe sığdıramazken kayboldun sen!
hayat, karanlık koca bir boşluk şimdi...
gittin ve ben öldüm........
ben yaraları sarmaya çalışırken ab-ı hayat olsan da dönme sakın...
ben ismini unutmak için onlarca ilaçtan medet umarken, zikrin şifam olsa dönme sakın...
gözlerim karanlığa alışıyorken güneş olsan doğma artık..
ben cehenneme hazırken, ellerinde cennet olsa da dönme artık...
ben, senden kalan boşluğa yine senden birşeyi; nefretini koyarken, adın AŞK olsa dönme artık...
nefes almıyor artık bu aşk...eziyet etme maktulüne...
lütfen gelme artık........
#449
Gönderim zamanı 28.05.2007 - 13:00
nefes almıyor artık bu aşk...
yazık...
o kadar da havalandırmıştım oysa ki senden kalan tüm odacıklarımı.. damarlarımı açmaya çalışmışlardı en son.. havamı da kullanıyordum.. ama nefes aldığımı hissetmiyorum ciğerlerimde..,
bittik mi dersin? yaşatamadık mı?,
gelmedin.. beklemiştim oysaki.. gelmedim..
şimdi ister gel, ister gelme. çok da umrumda değilsin.,
ama seni seviyorum..,
gelme desem de gel ..,
lütfen gel...
Ya da bu Son;Bahar biter mi ?
#450
Gönderim zamanı 28.05.2007 - 13:10
gel...
hayır, hayır vazgeçtim gelme...
git...
dur bunu yapma beni bırakma...
kimi zaman isyan, kimi zaman yalvarış...
#451
Gönderim zamanı 28.05.2007 - 13:33
Ya da bu Son;Bahar biter mi ?
#453
Gönderim zamanı 29.05.2007 - 04:51
Şimdi bana aşkı anlatma ukala çocuk. Sen iki günlük sevdalara bile layık görmektesin bu hissi. On yıl dedim, sen sildin. Sen de gittin, şimdi yalnız ve yalnızca benim...
#454
Gönderim zamanı 30.05.2007 - 03:14
#455
Gönderim zamanı 01.06.2007 - 00:18
içimde bir yer, eski bir yara feci acıyor...geçmemiş hala...masal bitmiş, kabus kalmış, AŞK YOK, acısı kalmış...
bugün kimseye iyi davranasım yok...hakettiklerini bildiğim halde...
içimdeki savaşçı and içti, beni yeni acılardan korumaya, hayal kırıklıkları batmasın kalbime diye yükseltiyor duvarlarımı...son kalan birkaç iyi niyet ganimetinin heba olmasına aldırış etmeden, arkama bakmama fırsat vermeden sürüklüyor beni ıssızlığıma...
beceremiyorum işte...SİZler gibi olamıyorum...adımın sonuna hiçbir çoğul takısı tutunamıyor...şimdi gömmek lazım kendimi en tekil yalnızlığa....
#456
Gönderim zamanı 01.06.2007 - 04:28
kaldır başını biraz...gözlerin haketmedi mi artık, yerin kahverengisi yerine göğün özgür mavisini?!
unut göz yaşının tadını...sil kalbinin tellerinden bildiğin tüm notaları...göm aşkı en derine...yalnızlıktan başka yoldaş arama yanına...gururundan başkasını duyma...kapat tüm sözlere kulağını...onlarca tecrübe, fısıldasın sana hayatın TEK doğrusunu...
itibar etme yaldızlı iltifatlara...insanın başkasında sevdiği şey, kendi aksidir...oyalanma aynalarla artık! sırrın ötesine bak sen...suretlerle dolsa da dört yanın, asl'a dik gözlerini korkusuzca...
sessizliğini armağan et, kalbini isteyenlere...cesedini sun hayatını çekiştirenlere...sorularını yut, cevaplar sahte...cevap verme hiçbir çelişkiye...hayal kırıklığı bekleme artık duvarına tuğla eklemek için...senin hayal kırıklıklarınla surlar yükselirdi taa vadedilen cehenneme kadar...
öyle yükseltki kaleni, ışık bile sızmasın içeriye...hayatın göz kamaştıran sahteliğine aldanma, yolunu bulduracaktır en karanlıkta bile, onurunun nuru...
kalabalıklar giremesin yalnızlıkla arana...bilmesin SIRrını en usta sevgi arsızları bile...etrafın insan yığınlarıyla doluyken öyle maharetle gizlen ki ruhunun KUYTUsuna, göremesin en keskin gözlü dostluk avcıları bile...
hadi tak şimdi maskeni, çekil usulca iNZiVaYa, ıssızlığının hira'sında...
#457
Gönderim zamanı 02.06.2007 - 18:54
sen gülümserken kaygısızca, onlar da gülmeli ''anlamsızca''...
incitmemeli gidişin, sende de incinecek birşey kalmamış olmalı arkada kalandan...
sessizce olmalı gidişin, cümlelerini hakedene, anlayabilene saklamalısın...
veda edenin olmamalı sen giderken, her veda yeni bir ''hoş geldin'' i kabul ediştir...olmamalı senin geri dönüşlerin...
şimdi susmalı biraz, kapatmalı gözlerini yalanlara...
ama boyun eğdiğinden değil, değmediğinden!
sır olmalı gidişin, mesela bir gece yarısı....
#458
Gönderim zamanı 02.06.2007 - 21:47
inandıgım herşey adına yasak sorular
sordum kendime,
bütün denklemlerin bir bilinmeyeni ben oldum
sevgiyi sordum
neden bu kadar yalnızlık ,sen söyle
beş duyumu yitirdim kaç zaman
anlayan yoktu
yutkundum arsenik tadında
kaçıyorum bu dünyadan
nedenini hiç sorma
bakışlarım benim degil artık
sesim degişti
Bu kez başka gittim
bu kez başka gittim kendimden
söylemeseler bilmiycektim
Aglayınca uzun aglarım kimseler olmaz
susmanın konuşmaktan zor oldugu anlardır
bu
anlar mısın
yaşam ne tuaf bilmecedir
sen anlıyorsun ,biliyorsun
herşeyi biliyorsun
anlamayan bendim
yaşamın bir düş penceresi olmadıgını
çiçekleri severken dalları kırmak olmaz
sanırdım
aşkı kendi rengiyle taşıyıp,içimi sancılar bastıgında
avuçlarımda kederi eritip yürürüm sandım
kimselerin bilmedigi yerlere
bütün tanımları degiştirip
öylesine hesapsız,hiç beklenmedik sevgiler
yaşarım sandım
gözümün önünde vurdular beni
birden bire bensiz kaldım
durduk yerde ellerim üşüdü
oysa bedenimde cehennem benzeri ateşler vardı
SANA herşeyi anlatmadım
şimdi hangi aynaya baksam kimliksizim ben
nerde o yüzümdeki ÇOCUK
nerde o kendini bilmez çocuk...
buda böyle bi alıntıydı işte paylaşam dedim
#459
Gönderim zamanı 02.06.2007 - 22:16
BİR BARDAK GÜLÜMSEME İLE BAŞLAYIN
BİR KAP DOLUSU DOSTLUK İLAVE EDİN
BİR TUTAM YUMUŞAKLIK VE BİRAZDA NEZAKET TOZU İLE KABARTIN
BİR KAŞIK ÜMİT
BİR BÜYÜK PORSİYON YARDIMLAŞMA
ÇOK MİKTARDA ILIM
BİR TUTAM ALÇAK GÖNÜLLÜLÜKLE ÇIRPIN
KUVVETLENDİRMEK İÇİN BİR ÇORBA KAŞIÐI GÜVENE İHTİYACIMIZ OLACAK
BİR SADAKAT KASESİ İÇİNDE BİR ÖLÇÜ İNANÇ
İKİ ÖLÇÜ AKLI SELİM VE BİRKAÇ DAMLA HOŞGÖRÜYÜ
AZAR AZAR İLAVE EDEREK SEVGİYLE KARIŞTIRIN
İKİ KAŞIK GÜLÜCÜK 1 KAŞIK SABIR VE BİR TUTAM ÖVGÜ İLAVE EDİN
ŞEVK İLE HİÇ DURMADAN KARIŞTIRIN
VE ŞÜKRANLA TATLANDIRIN
YEMEÐİN ADINI MERAK ETTİNİZ Mİ ?
"İNSANLIK"
Sebep kâlp ağrıma, hem göz yaşıma
İstemedim belâ oldu başıma
Satamadım, satılmıyor, satamam.
Kalbime attı ah, aşkın közünü
Çevirdi başka gözlere gözünü
Bıraktığı tek hatıra, hüzünü
Atamadım, atılmıyor, atamam.
Ayrılık sızısı her an, bitmiyor
Hayali gözümden bir an gitmiyor
Şu gözleri onsuz uyku tutmuyor
Yatamadım, yatılmıyor, yatamam.
Gözden aşkı, dilden zehiri sundu
Kendini bıkmadan sevmemi umdu
Küstü birden başka bir güle kondu
Tutamadım, tutulmuyor, tutamam
#460
Gönderim zamanı 04.06.2007 - 01:40
ölüm pek nazlı...benim cesaretim kaçak...beklemek esaret, gün yüzü görmemiş...
bitkin düştüm özlemekten...ve bu sabah hayata gömdüm kendimi!...
56 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 56 ziyaretçi, 0 gizli