İçindensöVensuskunisYankar...
#241
Gönderim zamanı 23.03.2007 - 02:29
ağlama gösbebişim sana kıyamaamm..
ben iyi değilim nan...
#242
Gönderim zamanı 24.03.2007 - 03:31
en azından artık üşümeyeceğimizi biliyoruz değil mi?
zaten sürekli baldan ırmaklar,huriler felam monoton gelirdi bi süre sonra..
(tamam sen vurma Allahım,ben kendi kendimin kafasını duvara vururum şimdi)
#243
Gönderim zamanı 25.03.2007 - 16:01
evet dokuzharf,hayat garip işte..en garip yanı da yaşıyor olmam galiba...
nasıl bağıra bağıra ağlamak geliyor içimden...nasıl ıssız bir yere ihtiyacım var şimdi anlatamam...
içim öyle acıyor ki,acaba diyorum şöyle çok acı biber yesem,bastırır mı?
görünürde hiç sebep yokken,ya da sebebi bulamadan gitmek istediniz mi hiç?en uzağa..orası neresiyse artık...sizi geriye,buraya mesela,bağlayan hiçbir bağınız olmadan...bir el valizi hafifliğiyle...dönmemecesine hem de...
ağlamak istiyorum...ağlaya ağlaya gitmek...sebebi de biliyorum üstelik...öyle çok eksiğim var ki,fazlayım buralarda...
giderken kendini de götürmek isteyebiliyorsan kolay...ya kaçmak istediğin kendinse?!
gidecek yer yok o zaman...belki cehennem...o da korkutmuyor,tadını biliyorum çünkü...
#244
Gönderim zamanı 25.03.2007 - 16:20
kiraz kuşları ötmeden bahar gelmez ki oysa...erik çağlalarını günbegün çocuk sabırsızlığıyla ölçmeden büyümüş mü diye...papatya sarmamışsa her yanı...toprak kokmuyorsa tüm benliğin?
çimen görmüyorsam nasıl anlarım baharın geldiğini...sen bahçemizde ocak yakıp sacta börekler pişirmiyorsan bahar kokar mı orası?bu kaçıncı bahar, iki mi,üç mü?babam bahçemizi çapalamıyor değil mi artık?sen de gizlice özlüyor musun anne?özlemek gururuna dokunuyor mu senin de?
bazen susmak bile yoruyor mu seni de?
#245
Gönderim zamanı 25.03.2007 - 23:49
Issızlığım sanki bağrıma saplanan bir hançer . O hançer ki , onu çıkarsam onsuzluğa katlanamayacağım , çıkarmasam acıdan solacağım bir hançer ...
#246
Gönderim zamanı 26.03.2007 - 01:37
Issız neden kandırıkçılık yapıp ta beni burada ağaç ediyorsun
#247
Gönderim zamanı 26.03.2007 - 19:41
#248
Gönderim zamanı 26.03.2007 - 22:21
sen ''nefes almak'' için gittin benden...bense sensiz nefes almayı bilmiyordum...bilmiyorum!
sen ''özgürlüğü'' seçtin...bense gölgenden başka saltanat tanımıyordum...tanımıyorum!
sen ''uzakları'' vatan ettin kendine...bense sensizlikten başkasını gurbet görmüyordum...görmüyorum!
sen yaşıyorsun...bense..............................................................
........
off neyse ne!...
#249
Gönderim zamanı 26.03.2007 - 22:46
Senindir sanıp ışık olmazsa ondan hep mahrum kalırsın
Nefessiz kalabildigine inanma
Gölgen yoksa yaşadığını sanıp yaşamsız kalırsın.. ( yersen )
#250
Gönderim zamanı 26.03.2007 - 22:49
#251
Gönderim zamanı 27.03.2007 - 01:26
#252
Gönderim zamanı 27.03.2007 - 01:36
Konuş ve dertleş eskisi gibi
Bul seni getir bana hediyem ol
Aklımın odaları senle doldu taştı
#253
Gönderim zamanı 27.03.2007 - 01:49
#254
Gönderim zamanı 27.03.2007 - 01:57
Konuş ve dertleş eskisi gibi
Bul seni getir bana hediyem ol
Aklımın odaları senle doldu taştı
#255
Gönderim zamanı 27.03.2007 - 02:04
#256
Gönderim zamanı 27.03.2007 - 03:11
Bahar, alıp başını gitmelerin mevsimidir. Sebepsiz yere bazen... Önünü ardını hesaplamadan... Hesapsız, kitapsız çekip gitmelerin mevsimidir bahar...bu,bahar değil anne...buraya bahar gelmiyor...kışla ısıtmaya çalışıyorken henüz ruhumuzu,yaz kavuruveriyor ayazıyla...
kiraz kuşları ötmeden bahar gelmez ki oysa...erik çağlalarını günbegün çocuk sabırsızlığıyla ölçmeden büyümüş mü diye...papatya sarmamışsa her yanı...toprak kokmuyorsa tüm benliğin?
Bir bakarsınız kekik kokulu bir nisan sabahı koparıp alıverir sizi hayattan... Çiçek açmış bir kiraz ağacının hayaliyle yollara düşersiniz.
Demir alır gönlünüzün limanındaki gemiler... Açılır gidersiniz...
Aradığınız belki yüzülmemiş denizlerdir, belki keşfedilmemiş sevdalar, belki hiç yazılmamış satırlar...
Yüzmenin, sevmenin, yazmanın heyecanıyla coşarsınız.
Dünyaya sırtınızı dönüp yürürken, o yaşanmamışlıkların izini sürersiniz kuytularda... Ve çoğu zaman kendinizle karşılaşırsınız umulmadık bir köşebaşında...
Elele tutuşur yürürsünüz içindeki çocukla...
O'nu büyütmekten korkarak...
Önünde bir nisan sağanağı varsa, geriye dönüp bakası gelmez insanın...
Oysa fotoğrafları henüz tazedir dünün ayazlı gecelerinin... Kışı birlikte aştığınız dostluklar sımsıcak durur yüreğinizde... Sadakatin ve yerleşikliğin güvenli kolları huzur vaadeder ardınız sıra...
Gel gör ki baharın kokusu dayanılmazdır. Ilık bir rüzgar ruhunuzdaki isyanı okşar. "Hadi sokağa" diye bağıran sirenler çalar içinizden... Derinliklerinizde tutuşturulmayı bekleyen alevler kı vılcımlanır. Kalbinizden havalanan güvercinlere şaşakalırsınız.
Sanki gitmek sadakattir: kalmaksa ihanet...
//Can Dündar-bahar ve ayrılık
******************************************************************
ben iyi değilim...
Çocuk olmak istiyorum; koşmak istiyorum, ıssız bir köşe başında Mutlulukla=Ufaklık la karşılaşmak; kaldırmak istiyorum kabuk tutmuş yaralarımı. Kanasın istiyorum...
Acıtmak istiyorum ruhumu, sana bulamak istiyorum... El ele tutşmanın verdiği eziklikle ezilmek; belki uçmak istiyorum...
Aşamıyorum bıraktığım kışı, ulaşamıyorum bahara. Tut elimden ne olur...
Bu mesaj _KajmeraN_ tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 27.03.2007 - 03:13
...:--------------------------------------------------------:...
BİTTİ!
CAN_i
...:--------------------------------------------------------:...
#257
Gönderim zamanı 29.03.2007 - 02:11
bir duvar dibi lazım bana şimdi...yol ortasında rüzgarın tokatladığı olmaktan yoruldum...köşeye çekilmek istiyorum...susmak sadece...ölüm kadar sessiz kalmak...
senden geriye baş ağrıları kaldı, bir de akşam üstleri aniden gelen ağlama nöbetleri...sebepsiz...
atlatırım bunu da değil mi?atlatır mıyım?
#258
Gönderim zamanı 30.03.2007 - 01:09
üfff,gel de ağlama şimdi...sen gelme,ben ağlarım tek başıma...ne demiş zamane müzisyenlerinden biri:Acıtmak istiyorum ruhumu, sana bulamak istiyorum...
''nerde unuttuysan beni,orda kal!..''
halinden memnun olmana en çok ben sevinirim...sevinirdim eğer bensizlikten memnun olduğunu görmekle kahrolmasaydım...kısmet...
#259
Gönderim zamanı 30.03.2007 - 03:34
Her şey yarım
Dışarıda sensiz bir pazartesi
Yeniden başlamak lazım
Hatırlamamak en iyisi
Sensiz yarım Yaşanacak ne varsa
Bir yanım Merhaba diyor sabaha
Zifir karanlıkta kalmış Sensiz yarım
Şarkılar yarım Susmuş radyolarda aşk
Çekip gidişin gibi
Kapkara büyüyor yokluğun cehennemi
Yanıyor tutuşmuş yarım
Resimler yarım Gözlerin yok saçların yok
Elele gülmüşüz güllerin önünde
Ellerin yok!
Ağlıyor gülen yarım
Sözler yarım
Unutulmuş ne varsa sevdaya dair
En güzel yerinden vurmuşsun aşkı
Seni seviyorum desen ne olur
Lal olmuş söyleyen yarım
Kapılar yarım
Vurup gidişin arkana bakmaksızın
Bir sızı bırakmışsın
Acıyor her kapı çalınışta
Seni bekleyen yarım
Sensiz yarım Yaşanacak ne varsa
Bir yarım Merhaba diyor sabaha
Zifir karanlıkta kalmış Sensiz yarım
Aşk yarım
Ben yarım
Her şey yarım
Dışarıda sensiz bir pazartesi
Yeniden başlamak lazım
Hatırlamamak en iyisi
//İbrahim Sadri
...:--------------------------------------------------------:...
BİTTİ!
CAN_i
...:--------------------------------------------------------:...
#260
Gönderim zamanı 30.03.2007 - 21:48
Ben yarım
Her şey yarım
Dışarıda sensiz bir pazartesi
Yeniden başlamak lazım
Hatırlamamak en iyisi
üff nereden biliyorlar beni nerden vuracaklarını?
yeniden başlamak gücüm kalmadı ama...''yeniden'', ''başlangıç'', ''tekrar''...en yaralayan kelimeler şimdi...
yok bunun tekrarı...sona bu kadar koşmuşken,başa dönmek öldürür beni...
aslında...ölüm güzel kelime...
46 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 46 ziyaretçi, 0 gizli