İçindensöVensuskunisYankar...
#401
Gönderim zamanı 09.05.2007 - 19:33
iki haftadır yemek yiyemiyorum...sabahları birkaç lokma zorla...diğer öğünler yok...hızla zayıflıyorum...tüm gün başım dönüyor, bayılmamak için sıkıyorum dişlerimi...başka şeyler için de...şeker ve tansiyon iflas etti en sonunda...
içimden gelmiyor yaşamak...yaşaması gerekenler ölümle köşe kapmaca oynarken olmuyor işte...direnmeliydin oysa...kabul etmeliydin tedaviyi, yaşatmalıydın ikimizi de...sen vazgeçmişken ben hangi güçle tutunacağım hayata?ne için?
ölümü dört gözle beklediğini biliyorum...bekle biraz daha...önce ben!...
#402
Gönderim zamanı 09.05.2007 - 20:36
ufffffffffff diyesim geldi peaaaaa...ne bu böyle allah aşkına ....aaammmaa ve lakinnnn...bu kadar sade ve yalın anlatılamazdı herhalde bi beklentiii...ölümü dört gözle beklediğini biliyorum...bekle biraz daha...önce ben!...[/SIZE][/color][/font][/i][/b]...
#403
Gönderim zamanı 09.05.2007 - 23:20
http://www.harabe.ne...15
#404
Gönderim zamanı 09.05.2007 - 23:52
Ya Da Kendimi Bulduğumda Orda Mı Olmalıydın???
...
#405
Gönderim zamanı 09.05.2007 - 23:57
#406
Gönderim zamanı 10.05.2007 - 14:39
Niye düşer, nasıl düşer sormayın. Eşek bu. Düşmüş işte.
Belki kör bir kuyuydu, ağzı tahtayla kapatılmıştı belki, üzerine de toprak dökülmüştü.
Zamanla tahta çürüdü, zayıfladı, toprakta biten otları yemek isteyen eşeğin ağırlığını çekemedi ve güm.
Hayvancık saatlerce acı içinde kıvrandı, bağırdı kendi dilinde. Ayıptır söylemesi, anırdı yani.
Sesini duyan sahibi gelip baktı ki vaziyet kötü.
Zavallı eşeği kuyunun dibinde melul mahzun bakınıyor. Üstelik yaralanmış.
Karşılaştığı bu durumda kendini eşeği kadar zavallı hisseden adamcağız köylüleri yardıma çağırdı.
Ne yapsak, ne etsek, nasıl çıkarsak soruları havada kaldı.
Sonunda karar verildi ki kurtarmak için çalışmaya değmez.
Tek çare, kuyuyu toprakla örtmek.
Ellerine aldıkları küreklerle etraftan kuyunun içine toprak attılar.
Zavallı hayvan, üzerine gelen toprakları, her seferinde silkinerek dibe döktü.
Ayaklarının altına aldığı toprak sayesinde her an biraz daha yükseldi .
Ve sonunda yukarıya kadar çıkmış oldu. Köylüler ağzı açık bakakaldı.
Hayat, bazen bizim de üzerimize abanır. Ne bazeni, çoğu zaman.
Toz toprakla örtmeye çalışanlar çok olur.
Bunlarla başetmenin tek yolu, yakınıp sızlanmak değil, düşünüp silkinmek ve kurtulmak, aydınlığa adım atmaktır.
Kör kuyuda olsak bile...
Sevgiyle....
Sebep kâlp ağrıma, hem göz yaşıma
İstemedim belâ oldu başıma
Satamadım, satılmıyor, satamam.
Kalbime attı ah, aşkın közünü
Çevirdi başka gözlere gözünü
Bıraktığı tek hatıra, hüzünü
Atamadım, atılmıyor, atamam.
Ayrılık sızısı her an, bitmiyor
Hayali gözümden bir an gitmiyor
Şu gözleri onsuz uyku tutmuyor
Yatamadım, yatılmıyor, yatamam.
Gözden aşkı, dilden zehiri sundu
Kendini bıkmadan sevmemi umdu
Küstü birden başka bir güle kondu
Tutamadım, tutulmuyor, tutamam
#407
Gönderim zamanı 11.05.2007 - 00:31
-sahi mi?!bu olağanüstü!
-hayat da öyle...hadi başla...
-(O iyileşsin hemen...tüm kötü alışkanlıklarından kurtulsun...sağlıklı uzun bir ömrü olsun...bir ailesi olsun...sarı kıvırcık saçlı bir kızı...hiç derdi olmasın...istediği kadar parası olsun...dostları olsun,gerçek dostlar...üzmesin onu hiçkimse...biraz kilo alsın...güçlü olsun,dövemesin kimse onu...canını yakmasınlar hiç...sevdikleri hep yanıbaşında olsun...hiç ayrılık yaşamasın...ölüm görmesin hiç...uzun ömrünü, sağlıkla, aklıbaşında tamamlasın tam istediği vakitte...ve cennete gitsin...orada da sevdikleriyle sefa sürsün.........)
-peki sen?kendin için bir dileğin yok mu?
-O'nun için dilediklerim olsun, hemen şimdi ölmeye hazırım!
#409
Gönderim zamanı 11.05.2007 - 00:38
#411
Gönderim zamanı 11.05.2007 - 00:40
Çok güzeldi, her satırına yüreğinin güzelliği yansıyor...
...:--------------------------------------------------------:...
BİTTİ!
CAN_i
...:--------------------------------------------------------:...
#412
Gönderim zamanı 11.05.2007 - 00:41
#413
Gönderim zamanı 11.05.2007 - 10:30
Ya da bu Son;Bahar biter mi ?
#414
Gönderim zamanı 11.05.2007 - 17:28
Yo,terkedilmiş bir şehirden değil
Daha keşfedilmemiş bir caddedensin.
Henüz ayak basılmamış,çiğnenmemişsin;
Bir çiçek ezilir gibi boynunu bükmemişsin.
Böylesine pis bir devirde
Yeni doğmuş bebek gibi tertemizsin...
Kimseler bulamamış seni
Sürükleyip götürmemiş,tutarak elini.
Masum çocuk,daha yüzüne tokat yememişsin.
Bırakıp gitmemişler seni
Bir kaldırım taşında,yüzüstü.
Yara bere içinde susmamış yüreğin daha
Belli etmeden üzüldüğünü...
Nerden çıktın şimdi sen,
Nerden çıktın karşıma?
Artık seni düşünüyorum fark etmeden.
Oysa mutluydum ben yalnızlığımla!
Kavga etsek bile bazen,
Alışmıştım onunla yaşamaya...
Yalnızlıktandı gözyaşlarım,
Yine de ağladığımı yalnızlığımla paylaşırdım.
Şeffaf bir duman gibi sinmişti hayatıma.
Masum çocuk,ıssız sokak!
Bu sokağa girdiğimden beri
Duygularım tepetaklak,
Yüzüm bir garip;allak bullak
Artık seni düşünüyorum fark etmeden
Bilmem bu yol nereye varacak.
Artık seni düşünüyorum mecburen
Öğrendim bir kere bu sokağı...
Çıkamazsın düşüncelerimden,
Beynimi sardı sonsuz bir örümcek ağı...
Nerden çıktın şimdi sen,
Nerden çıktın karşıma?
Yabancı bana yüreğin;
Yalnızlıktan başkasını tanımadım ki ben!
Bırak beni sığ sularda,
Bırak elimi git nereye istersen.
Hiç şansım yok,kurtulamam;
Derinlere sürüklenirsem.
Gücüm yok artık derinden sevemem...
Derin sevdim yanıt alamadım,
Sonra da zavallı yüreğimle
Bir başıma,yapayalnız kaldım...
Nerden çıktın şimdi sen,
Nerden çıktın karşıma?
Ben bilmem sevilmeyi
Bilmem böyle sert rüzgarları,
Bitmeyen kasırgaları...
Acep böyle midir sevilmek?
Kurtar beni ıssız sokağım!
İmkansız artık seni düşünmemek;
Aklımın içinde çıldıracağım,
Masum çocuk,ıssız sokak!
Bakışlarım titriyor,bak!
Yakında yüzümden yağmur dökülecek.
Sonra birden gözlerim üşüyecek,
Ardından da yavaşça uykum gelecek...
Senin köşebaşında
Rüyalara kavuşacağım.
Hafif uyku,yine uyanacağım..
Sonu yok bu sokağın,
Ben senden nasıl kaçacağım?
Madem sonunu bulamayacağım,
Başladığım yere dönsem olmaz mı?
Geri geri yürüsem daha sığ sulardayken;
Bulamaz mıyım başlangıcımı?
Sonra hiç bulmamış gibi yapsam
Bu ıssız sokağı,
Hiç tanımamış gibi yapsam seni,olmaz mı?
Bırak elimi gideyim,ıssız sokağım;
Bensiz yapamaz yalnızlığım...
Rüyalarında sakla beni,
Ben seni sevmemiş gibi yaparım...
Sebep kâlp ağrıma, hem göz yaşıma
İstemedim belâ oldu başıma
Satamadım, satılmıyor, satamam.
Kalbime attı ah, aşkın közünü
Çevirdi başka gözlere gözünü
Bıraktığı tek hatıra, hüzünü
Atamadım, atılmıyor, atamam.
Ayrılık sızısı her an, bitmiyor
Hayali gözümden bir an gitmiyor
Şu gözleri onsuz uyku tutmuyor
Yatamadım, yatılmıyor, yatamam.
Gözden aşkı, dilden zehiri sundu
Kendini bıkmadan sevmemi umdu
Küstü birden başka bir güle kondu
Tutamadım, tutulmuyor, tutamam
#415
Gönderim zamanı 11.05.2007 - 18:37
arka koltukta unutulmuş gibi..."
döneceğin gün bu kadar yakın mıydı sevgilim? bir rüya mıyım yoksa ıssız gecelerimin kahkahası geri mi dönüyor gerçekten? baharım mı geliyor yoksa? koynunda uyuyacağım en güzel rüyam; bana mı dönüyorsun sen?
hayatımın en mutlu saniyelerini sen bahşettin bana telefonun cızırtılı sesinde. hep nefrte ettiğimiz telefon konuşmaları seninleyken uzamış, yine seninleyken 1-2 dakika olsun konuşabilmek ruhumu bu kadar rahatlatmııştı.
sahi, ben hala liseli kızlar gibi gönderdiğin her mesajı defterime yazıyorum biliyor musun sevgilim? yoruluyorum bazen.. ama çok güzel..
gel artık ruhum.. gel...
Ya da bu Son;Bahar biter mi ?
#416
Gönderim zamanı 11.05.2007 - 23:16
bana hayatı öğreteceğini söyledi birgün...seziyordum bunun huzur getirmeyeceğini...ama ''bilmiyordum''...öğretti! iyi bir öğrenciydim...ellerinde şekilleniyordum...O bir ''yoldaş'' çıkarıyordu benden...oysa benim tek yoldaşım vardı;yalnızlığım...
öyle iyi öğrendim ki, öğrendiklerim ilk onu vurdu...özgürlüktü ilk ders, tahammül edemedi O'nun dışında özgür olmama...karşındakinin zaafına göre adımdı bir diğer ders, tek zaafı bendim...
neyse...hep ''hayatı öğretmek'' iddiasıyla gelirler, öğrendiklerini denediğinde, ya da ondan daha iyi öğrendiğinde şu saçmasapan çocuk oyunlarını....arkalarına bakmadan kaçarlar!
çok oldu...şimdi masumiyetten çok uzaktayım...keşke hiç çıkmasaydım içimin kuytusundan...
çok eskiden, çocukken, gençken hep kendimin aynısı birinin olduğunu hayal ederdim...ben gibi düşünen ben gibi hisseden ben gibi yabani...bulamadım...yoktu...üstelik her deneme hayal kırıklığıydı...başkaları...ne kadar da farklıydı benden...başka bir dünyadan düşmüş gibiydim...dilimiz bile farklıydı sanki...kelimeler aynı ama ifade ettikleri farklı...konuşmazdım çok...hatıra defterlerim vardı bittikçe toprağa gömülen,ateşte yakılan....
sonra vazgeçtim...tam olarak ne zamana denk geldi bilmiyorum...yetişkinliğe geçerken mi, gerçek dünyaya adım atınca mı?büyüdüm...hep yaşımın iki katı...biliyorum artık, aynımın olmadığını...aramıyorum da...belki kendim gibi birine tahammül edemeyeceğimden...
ya da kendimin bile kalabalık gelmesinden...yalnızlığıma ortak istemiyorum...ben böyle iyiyim...yalnızlık kıskanç bir eş gibi...aldatılırsa kalabalıklarla; ÖLDÜRÜR...aldatılırsa; KALABALIKLARLA ÖLDÜRÜR....
#417
Gönderim zamanı 11.05.2007 - 23:27
sonra vazgeçtim...tam olarak ne zamana denk geldi bilmiyorum...yetişkinliğe geçerken mi, gerçek dünyaya adım atınca mı?büyüdüm...hep yaşımın iki katı...biliyorum artık, aynımın olmadığını...aramıyorum da...belki kendim gibi birine tahammül edemeyeceğimden...
söyleyecek başka söz yok benim içinde...
#418
Gönderim zamanı 11.05.2007 - 23:56
sahi, ben hala liseli kızlar gibi gönderdiğin her mesajı defterime yazıyorum biliyor musun sevgilim?
Her şeyde bir parça ben bir parça o olmasın artık, Yeter Sıkıldım!çok eskiden, çocukken, gençken hep kendimin aynısı birinin olduğunu hayal ederdim...ben gibi düşünen ben gibi hisseden ben gibi yabani...bulamadım...yoktu...üstelik her deneme hayal kırıklığıydı...başkaları...ne kadar da farklıydı benden...başka bir dünyadan düşmüş gibiydim...dilimiz bile farklıydı sanki...kelimeler aynı ama ifade ettikleri farklı...konuşmazdım çok...hatıra defterlerim vardı bittikçe toprağa gömülen,ateşte yakılan....
sonra vazgeçtim...tam olarak ne zamana denk geldi bilmiyorum...yetişkinliğe geçerken mi, gerçek dünyaya adım atınca mı?büyüdüm...hep yaşımın iki katı...biliyorum artık, aynımın olmadığını...aramıyorum da...belki kendim gibi birine tahammül edemeyeceğimden...
Bu mesaj _KajmeraN_ tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 11.05.2007 - 23:56
...:--------------------------------------------------------:...
BİTTİ!
CAN_i
...:--------------------------------------------------------:...
#419
Gönderim zamanı 12.05.2007 - 00:06
kapımın kolundan almak için uzandığım ekmek poşetim ve gazetem sen.. binbir uğraşlarla hatun2un bana içirmeye çalıştığı portakal suyu sen.. ayakkabılarımı giyerken atlattığım badireler sen.. hala bağcıklarını bağlamayı beceremiyorum..
aynaya baktığımda; duvarın yanında kenardan beni izlerken gördüğüm sen... birazdan gelip kollarını belime dolayacak olan...
izlediğim filmler, okuduğum kitaplar, dinlediğim müzikler sen.. özel bişiy olması laızm değil.. her şey SEN. sadece sen...
ıssız evimde yüreğimde kalabalığımsın.. bu havayı yalnız soluduğumu sanırdım, yanımaşımda ıssız ıssız nefes alan senmişsin meğer...
Ya da bu Son;Bahar biter mi ?
#420
Gönderim zamanı 12.05.2007 - 20:23
Yaklaşamam duvarlarına bile içinin
İzin vermessin istemedikçe bilirim
Girmesine kimsenin yalnız sana ait olan adana
Tecrübe çok zalim bir öğretmendir. İnsanı önce sınavdan geçirir, sonra dersini öğretir. - Spuitems
62 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 62 ziyaretçi, 0 gizli