Harabe Rakı Kulübü (+18) Yaş Sınırı Vardır!
#541
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 17:33
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşina
#542
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 17:35
adım hanım tamamı bana ve su ana aıt
gariban bir aktör bir ileri bir geri saatini doldurur.
ve sonra duyulmaz olur sesi,
bir masaldır gürültücü bir salağın anlattığı,
ki yoktur hiç bir anlamı .
#543
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 17:43
eyvallah kralım.
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşina
#544
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 17:48
gariban bir aktör bir ileri bir geri saatini doldurur.
ve sonra duyulmaz olur sesi,
bir masaldır gürültücü bir salağın anlattığı,
ki yoktur hiç bir anlamı .
#545
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 18:21
Not: Wilim sana sefiyom. Arada belirtim istedim.
Anılarım bitmez bu alemde
Mürekkep bitti kalemde
Varın siz izmir şenlensin
Arkadaşların hepsi demlensin..
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#546
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 18:34
1.
Neyzen Tevfik, Vatan'a sık gelirdi. Yazıişleri Müdürü İhsan Ada hayranıydı Neyzen'in, onun her derdine koşardı. Neyzen Tevfik'i görünce ne yapacağımızı şaşırırdık. Gelir, yazıişlerinde yere çömeliverir, başlardı konuşmaya. Lüle lüle, gri saçları vardı. Rakı şişesini karnından çıkarır, başına dikiverir, sonra derin bir oh çekirdi.
Küfürleri, hicivleri zehir gibiydi ama içinde kötülük yoktu. Bir keresinde Neyzen hastaneye gelmiş; Mazhar Osman Hoca çıkışmış: "Hani bir daha içki kullanmayacağına ant içmiştin?" Neyzen cevabı yapıştırmış: "Canım doktorcuğum, ben fakir bir adamım, bugün rakı bulurum rakı içerim, yarın ant bulurum ant içerim."
2.
Neyzen Tevfik son zamanlarda yeni bir alışkanlık edinmişti. Rakıyı gözlerini kapayarak içiyordu. Masada bulununlardan biri sordu:
"Afedersin hocam ama neden gözlerini kapayarak içiyorsun?"
Neyzen, mahsun mahsun yanıt verdi:
"Ne yapayım birader? Şu mübareği o kadar çok seviyorum ki, görür görmez ağzım sulanıyor. Halbuki ben, rakıyı susuz içerim."
3.
1950’lerin başında bir gece Beyoğlu meyhanelerinden birine,elinde bir ney muhafazası taşıyan,25-30 yaşlarında, iyi giyimli bir genç girer. Şöyle bir etrafı kolaçan ettikten sonra,boş bulduğu bir masaya ilişip, havalı bir el hareketi ile garsonu çağırır;
-Şişşşt,bakar mısın buraya…
Garson seyirtir hemen masaya doğru;
-Buyrun beyim?
-Bir Fahrettin Kerim bana… biraz buz, az da badem…
Fahrettin Kerim, o zamanların İstanbul valisinin adı ile anılan minik rakı şişesi… Büyüklerim bilir, hani “mini mini valimiz, ne olacak halimiz”sözleriyle anılan…
-Başüstüne beyim…
Sipariş gelmeden daha, mekanın sahibi gelir masaya;
-Delikanlı, bakar mısınız?
Delikanlı afili bir bakış atar;
-Buyurun?
-O masadan kalkmanızı rica edecektim, şu arkadaki masaya alsak sizi…
-Ne münasebet efendim, boştu masa ben geldiğimde.
-Üstadın masasıdır bu, buraya gelen herkes bilir, kimse oturmaz!
-Ne üstadı imiş bu?
Patronun gözü masadaki neye ilişir ve gözüyle işaret eder;
-Üstad Neyzen Tevfik, tanıyor olmalısınız…
-Tanımam ben benden başka üstad, bu aleti benden iyi üfleyecek benim üstad diyeceğim adam…
Patron sinirlenmeye başlar, iki de fedai hareketlenir masaya doğru.
Tam o sırada, az önce meyhaneye girip tartışanların haberi olmadan duruma şahit olan Neyzen Tevfik el eder patrona "bırak kalsın” anlamında… Ne de olsa son demleridir artık hayatının, durulmuştur artık gençlik ateşi… Yavaşça ilişir arkadaki boş masaya, bir Fahrettin Kerim de o söyler, az da badem…
Delikanlı ikinci şişeyi de bitirdikten sonra, neyi çıkartır muhafazasından, dudaklarına götürür.
Patron artık dayanamaz acele seyirtir masaya;
-Delikanlı ayıp yahu, üstadın yanında… Herşeyin bir edebi, usulü var yahu!
Arka masadan kısık bir ses duyulur;
-Şşşşt bırak efendi, tamamdır…
Patron üstada hürmetten,geri geri çekilir karanlığa doğru,delikanlı başlar bir taksim üflemeye. Herkes bırakır çatalı, bıçağı, kadehi; kulak kesilir. Ustadır delikanlı hakikaten… Ustadır da, çok tizden girmiştir, hem caka satma merakı, hem de içkinin tesiri ile…Tıkanır kalır….
Tam fısıltılar başlamışken, ilahî bir ney sesi duyulur üstadın masasından, delikanlının çıkamadığı perdeden almış,devam etmektedir. Şaşırır delikanlı, hem zordur o perdeye çıkmak, hem de alıcı gözle baktığı halde, ney görememiştir üstadın elinde o ana kadar.
Arkasına döner, bakar. Gördüğü de yeter ona, toparlanmaya başlar alelacele, kıpkırmızı bir suratla…
Üstadın elinde ney değil, boş bir Fahrettin Kerim şişesi vardır, ona üflemektedir ney yerine…
#547
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 18:56
yine fahrettin kerim gökay (bu zat o sıralar yeşil ay ı kurmuş)bir açık hava toplantısında rakı nın zarlarını anlatıyor. ustat da orada
bir kova su ve bir kova rakı koyduruyor muhterem ve şöyle diyor kalabalığa
... beylar bakın bu iki kova biri rakı biri su (eşşek hazır ortamda onu kastederek) bakın eşşek hangisini içecek
eşşek geliyor suya
bu usta da sual ediliyor ustat da
eşşekliğiden dir diyor
mehmet akifle iyi arkadaşlar tabii de ikiside ayyaş
akif ya neyzen yaş geldi gidiyor gel töbe edelim
neyzen de tamam diyor yemin söyle bir daha meyhaneye ayak basmıyacağız.
zaman sonra akıf e neyzenın meyhanede oduğu söyleniyor akif
koşuyor meyhaneye (o zamanlarda istanbul da kiralık atlar varmış olay da aksarayda bir meyhanede geçiyor)
meyhanede atın üstün de neyzen rakı şişesini kafaya dikmiş
yahu diyor yemine ne oldu
neyzende cevap hazır
akifim ben meyhaneye ayak basmıyacağım diye yemin ettim ve basmıyorum da
gariban bir aktör bir ileri bir geri saatini doldurur.
ve sonra duyulmaz olur sesi,
bir masaldır gürültücü bir salağın anlattığı,
ki yoktur hiç bir anlamı .
#548
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 19:40
Bu mesaj inan tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 04.04.2007 - 19:46
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşina
#549
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 20:18
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#550
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 20:22
#551
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 20:27
#552
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 20:32
#553
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 20:36
#554
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 20:49
Değişiklikler Kaydedildi...
#555
Gönderim zamanı 04.04.2007 - 21:13
#556
Gönderim zamanı 05.04.2007 - 00:27
Değişiklikler Kaydedildi...
#557
Gönderim zamanı 05.04.2007 - 11:49
Biliyodum da, yine arada söle sen Ben de sana çok sefiyomm Walem...Not: Wilim sana sefiyom. Arada belirtim istedim.
Kafam da birkaç yer var. Oralara gidip araştırma yapıcam. En iyisine layık olduğunuz için, elimden geldiğince sıkı pazarlık yapacağıma söz veririm
#558
Gönderim zamanı 05.04.2007 - 12:21
( yaa, içimden geldi işte. yalakalıkla, yağcılıkla itham etmeyin beni. içmek istiyom uleyyyynnnn . dolmuşum bu gün zaten , accaip duygu modundayım )
#559
Gönderim zamanı 11.04.2007 - 23:26
ertesi sabah
tekrar hayata
dönülebilen
ve her gün
tekrarlanabilen
bir intihar biçimidir.
Charles Bukowski
Piizan
#560
Gönderim zamanı 23.04.2007 - 13:20
neyse, aabilerim ablaslarım hadi buyrun göreve. öksüz bırakmayın bu cemaati.
yawww, bi ağva muhabbetinde bi bilbord reklamı verilmediği kaldı hattaaa bi rivayete göre yağmur ormanlarındaki amazonlar bilem duymuş
eee??? haden bakem izmir' e
( antalya hala 3 kişi )
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Yaşlandırma uygulaması FaceApp nedir, nasıl kullanılır? |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Twitter dini gruplara yönelik hakaretleri yasaklıyor |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Google, Abidin Dino'nun 106. yaşını kutluyor |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Önemli Günaydın Harabe Dostluğu |
Açık alan | AtamÇepni |
|
|
|
YouTube o videoları yasakladı |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
26 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 26 ziyaretçi, 0 gizli