Eflatun'a iki soru sormuşlar:
Birincisi;"İnsanoğlunun sizi en çok şaşırtan davranışları nelerdir?"Eflatun tek tek sıralamış:"Çocukluktan sıkılırlar ve büyümek için acele ederler,ne var ki çocukluklarını özlerler.Para kazanmak için sağlıklarını yitirirler;ama sağlıklarını geri almak için para öderler.Yarından endişe ederken bugünü unuturlar.Dolayısıyla ne bugünü ne yarını yaşarlar.Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarlar.Ancak hiç yaşamamış gibi ölürler."Sıra gelmiş ikinci soruya;"Peki sen ne öneriyorsun?"Bilge yine sıralamış:"Kimseye kendinizi sevdirmeye kalkmayın.Yapılması gereken tek şey kendinizi sevilmeye bırakmaktır.Önemli olan hayatta en çok şeye sahip olmak değil , en az şeye ihtiyaç duymaktır."
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
Kanuni,şehzadelerini muhteşem bir törenle sünnet ettirir.Kısa bir süre sonra da veziri İbrahim Paşa'nın oğlu da sünnet olur. Törene Kanuni de davetlidir.Bir ara Kanuni vezirine sorar:"Söyle bakalım İbrahim Paşa ,senin tören mi muhteşem , benim ki mi?" "Elbette benimki sultanım!" Kanuni şaşırır.Sebebini sorar.Vezir:" benim oğlanın düğününe koskoca cihan padişahı davetliydi ve geldi.Sizinkinde böyle bir davetli var mıydı?" der.
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
Garip dervişin biri büyük bir köşkün önünden geçerken evin 'av meraklısı ve zalim'olan beyi,yardımcıları ile ava çıkmak için evden çıkmaktadır.Dervişle selamlaşırlar.Aksilik bu ya o günde hiçbir şey vuramadan geri dönerler.Bey çok sinirlidir:"Sabah ava giderken karşılaştığımız o dervişi bulun çabuk!Onun yüzünden işlerim ters gitti.Uğursuzu getirin bana!".Yardımcıları hemen dervişi bulup beyin huzuruna çıkarırlar.Bey bağırır:"Bre uğursuz adam! Senin yüzünden elimiz boş geldik!Hiçbir şey vuramadık!Tiz vurun kellesini!"Derviş, beye şöyle der:""Beyim sabah selamlaştık.Siz hiçbir şey vuramadınız.Ben ise kellemi kaybediyorum.Siz söyleyin hangimiz daha uğursuzuz?"
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
Hasırcızade Mehmet Ağa,birgün Fuat Paşa nın yanıdayken paşanın yüzüğüne dikkatle bakmaya başlamış.Fuat Paşa sormuş:"Yüzüğüme mi bakıyorsun?" "Evet paşam.Taşını merak ettim". "Elmastır". "Güzel.Fakat faydası nedir?" "Hiç..." "Peki ne gelir getirir?" "Hiç". "Yazık.Benimde babadan kalma bir çift taşım var senede elli altın gelir getirir." "Amma yaptın ha!Ne taşı ki bu?" "Değirmen taşı!Zira bu taş sayesinde hem nafakamı çıkarıyorum,hem hayır hasenat yapıyorum hem de insanlara bu taş sayesinde hizmet ediyorum..."
_ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _
benim çok hoşuma gitti bu kısa hikayeler sizinle de paylaşmak istedim