Şiir Köşesi
#181
Gönderim zamanı 15.10.2006 - 19:10
şenlik ateşleri etrafında raks edişimdi ellerin
ve adı çalınmış kızın inadınaydı seni sevişim
evet inadına,
herşey kısık sesli kızın inadına
devşirecektim aklımı bozguna seninle bozguna..
şimdi ateşi dönmüş şenliklerin dumanı tütüyor ,
yorgun rakkasenin terine buhar olup..
içimde bir demet sen! soluyor..
dora dementieva
#182
Gönderim zamanı 15.10.2006 - 19:14
doğduğum gün kulağımın ezanıydı adım,
şimdi öğle namazı müteakibi,
okundu gitti..
yani bu demek oluyor ki,
hayat boyu ensemdeki tüm sinsilikler
yerini böceklere ve ateşe bıraktı..
ve tanrım;
eğer yeniden topraktan var ede(bile)ceksen beni
ve yeniden ruhundan üfleyeceksen..
hayat adlı oraspu(N)dan kalanlarla yetinmelisin..
beni meselanize bulaştırmadan
aranızda halledin..
d.dementieva
#183
Gönderim zamanı 21.10.2006 - 09:15
Ayrılık diye bir şey yok.
Bu bizim yalanımız.
Sevmek var aslında, özlemek var, beklemek var.
Şimdi neredesin? Ne yapıyorsun?
Güneş çoktan doğdu.
Uyanmış olmalısın.
Saçlarını tararken beni hatırladın, değil mi?
Öyleyse ayrılmadık.
Sadece özlemliyiz ve bekliyoruz.
Zamanı hatırlatan her şeyden nefret ediyorum.
Önce beklemekten.
Ömür boyunca ya bekliyor ya bekletiyor insan.
İkisi de kötü, ikisi de hazin tarafı yaşantımızın.
Bir çocuğun önce doğmasını bekliyorlar,
Sonra yürümesini, konuşmasını, büyümesini...
Zaman ilerliyor, bu defa para kazanmasını,
Kanunlara saygı göstermesini,
İnsanları sevmesini, aldanmasını, aldatmasını bekliyorlar.
Ve sonra ölümü bekleniyor insanoğlunun.
Ya o? Ya o?
İnsanlardan dostluk bekliyor, sevgilisinden sadakat,
Çocuklarından saygı ve bir parça huzur bekliyor,
Saadet bekliyor yaşamaktan.
Zaman ilerliyor, bir gün o da ölümü bekliyor artık.
Aradıklarının çoğunu bulamamış,
Beklediklerinin çoğu gelmemiş bir insan olarak
Göçüp gidiyor bu dünyadan.
İşte yaşamak maceramız bu.
Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
Ve yaşayıp beklerken ölmek!
Özleme bir diyeceğim yok.
O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.
İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
Yaşantımız özlemlerle güzel.
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatılmaz.
Verdiğin bütün acılara dayanıyorsam;
Seni özlediğim içindir.
Beklemenin korkunç zehri öldürmüyorsa beni;
Seni özlediğim içindir.
Yaşıyorsam; içimde umut varsa,
Yine seni özlediğim içindir.
Seni bunca özlemesem; bunca sevemezdim ki!
ÜMİT YAŞAR OÐUZCAN
#184
Gönderim zamanı 23.10.2006 - 19:31
Bitirdik yaşanacak şeyleri
Ne kaldı ki elimizde?
Son demine geldik her şeyin,
Bakma öyle yüzüme!
Hadi git şimdi!
Söylenecek her şeyi söyledik
İşte bu son çizgi.
Ufuktan hayaller bitirdik
Anılar silindi.
Hadi git şimdi!
Anlamsızca bakma yüzüme!
Donuk donuk gözlerin.
Değmez buharlaşan nefesime,
Soluk alıp verişlerin.
Hadi git şimdi!
Ayakta kalmak için bu savaş,
Son umudunu yok etmek için,
Gücüm yok bitiyorum yavaş yavaş,
Düştüğümü görmemen için,
Hadi git şimdi!
Durma kapının eşiğinde öyle
Gurur yapman gerek şimdi
Bakmadan yüzüme dönmelisin
Ağlamamam için önünde
Kapıyı çekip gitmelisin
Hadi git şimdi!
LAVİNİA
#185
Gönderim zamanı 27.10.2006 - 20:56
Ruhun dilinden dökülen altın damlalar,
Gözyaşı nehrine akın şimdi,
Binbir renk olun binbir canı yakın,
Közlerimi etrafa saçın şimdi.
Güle sevdalı bülbül gibi,
Çöreklendirin en derinlere.
Acısını içeride bırakın sevdanın,
Aşıkların seslerini salın yüreklere.
Nice altın kafesler yaptırdılar,
Aşkı içinde tahta oturttular,
Taçlandırıp ayaklarına kapandılar,
Nafile çabaydı bunlar anlamadılar!
Aşk kor bağlamış yürekte konaklar!
Savulun,savulun kar misali damlalar!
Mevsimi kış yaşayan gönüllere,
Anlatın ferhattan mecnundan masallar,
Gözleri bağlı aşktan kaçan divanelere.
lavinia
#186
Gönderim zamanı 28.10.2006 - 00:38
Hiçbir şey daha kötü olamaz
Kötü biten bir aşk sonrasından
Ahrazlaşırsın, gölgelenir nesneler
Her telaş ıssızlık taşır biraz
Kabahatli bir çocuk gibi çıkarsın
Sokağa, ki sokak puslu, alıngan
Kalbinden daha tenhadır dünya
Tenhadır sığındığın bütün kıyılar
Odan dağınıktır, tütün kokuyordur
Okusan da dilsizdir kitaplar
Bir fotoğraf düşer ansızın
Cam kesiği gülüşlerdir kanayan
Pencerende solgun bir ayışığı
Mahçup bir duruşla bakarsın
Susarsın. Sükût iyi gelir belki.
AHMET TELLİ
<º))))><><((((º>
#187
Gönderim zamanı 28.10.2006 - 00:52
Tanrı önce biz müsvetteleri yarattı
Sonra seni
Ve ondan sonra Tanrı olmaya hak kazandı
-Canın acıdı mı?
-Neden?
-Cennetten düşerken
<º))))><><((((º>
#188
Gönderim zamanı 28.01.2007 - 23:57
bir gece ansızın döneceğim
sessizce ve kimsesizce
anımsamaya çalışacaksın
beceremeyeceksin
ellerine sarılıp öpeceğim
"kimsin" diyeceksin
taş keseceğim
hayaller öyle uzak ki
anılarda bile kalmamışlar
"karıştırdınız galiba" diyeceksin
geldiğim gibi gideceğim
sessizce ve kimsesizce
#190
Gönderim zamanı 02.02.2007 - 22:21
Bu akşam son partiyi oynuyoruz.
Ortaya yalnızlığımızı koyuyoruz.
Hangimizin yarası derin ötekinden?
Hangimiz daha bi haber sevgiden?
Kankırmızı gözler hep karşıda,
Bu savaş aslında son umuda!
Bir saniye,bir dakika, bir hayat
Geçen ömre inat ilerlemiyor saat.
Nasıl olmalıda çıkmalı bu işten?
Her bakışta daha acıtan gidişten.
Akıl olmazların içinde durur,
Buna sebeb "kal" diyemeyen gurur.
Pes ediyoruz alınan her nefeste,
Ağlayan yürek demir kafeste.
Sesiz çığlıklarla konuşmadan gitti
Bu son fasıldı başladığı gibi bitti...
Bu mesaj Lavinia tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 02.02.2007 - 22:21
#191
Gönderim zamanı 03.02.2007 - 03:11
Akrep yelkovan dönerken çarpıp zarar vermemesini
Yitik sevdalar öğretir zulmün vefasında çileyi
Kayıp şehirlerde unutulmuş şarkılar eşliğinde
Sonsuz zamanların kıyıda köşede kalmış dakikalarında
Acıtır saatlerin vuslatı bir türlü vurmaması
Beklediklerin hep en sona kalanlardı belki de
Ya da beklediklerin diye bir şey yoktu
Acımasız yüreklere ismini kazırken…
Aramak nafile birilerini yalnızlık kahretse de herkesi
Ucubelerin salına salına dolandığı
Sana dokunabildiği bu terkedilmişlikte
Elim kolum bağlı öylesine dolaşmak bile
Yaşamaya yetecek değerler arasında hala kaybolup gitmedi
Kelimeleri lügatımdan çıkarttım hazin sevdalarda buluşurken
Yokluğunla kelimelere yer yoktu artık hayatımda
Cümlelerim senleyken
Varsın paragrafları başkaları oluştursun…
Yorgun akşamlarda söylediğim türkülerle
Avuntuların soluklarında hissetmek nedir ismini bilir misin?
Susmanla ölmenin acısını ben bilirim ancak
Yenilmek nedir yenmeye ben bilirim
Gece gündüze eş değerdeyken
Yarınlarımın yok olan umutlarında
Seni ne geceme ne de gündüzüme koydum
Ne de tam günüm oldun
Sen yıllarımın içinde kaybolup giden mevsimlerim oldun
Bıraktığın felaket izleriyle de hatırlama sebebimsin
Yusuf’un Züleyha’ya olan sevdasını
Yusufiye soylu yüreklerin bıraktığı izlerde aramaktı benimkisi
Engel olamıyor yüreğim bırakıp gitmelere
Günahların sevaplarında ağlamak nafile
Herkes kendini bilmeli ve de belki sevmemeli değil mi???
VE HERKES HAYATI , YİTİK SEVDASINDAN ÖÐRENMELİ
Öylesine umutsuz acılı ve de karamsar…
#192
Gönderim zamanı 16.02.2007 - 02:03
Derinliklerde kol geziyor düşünceler,
Akıl çukurumun kıyısında intihara hazır.
Bir bıraksam ,bir salıversem hepsini...
Haince belki ama arkama hiç bakmadan,
Daha fazla düşünmeden sormadan yürüsem...
Yükümü atmanın sevincine boğulsam,
Düşüncelerin bile olmadığı bu özgürlükte.
Bağırsam boğazımı yırtarcasına bağırsam,
Haykırışlarımda hiçbir duyguya yer vermeden.
Ağlasam ve gülsem,ikisini ayırmadan
Delilerin huzurunda daha deli ilan edilene dek!
Bunu anlamayacak kadar masum kalana dek!
Ölene dek ölene dek düşüncelerden kurtulsam!
Düşünceler ve hayaller...
Keşke insan olmasam!
#193
Gönderim zamanı 26.03.2007 - 01:28
yalnızlık tülden nemli duvak
geceyi daha bir iyi seçiyorum
bakışlarımı ötelere vurarak
ölüme eş tutuyorum kendimi
geliniyim artık azrailin ötesi yok
bıraktım kaderi ve kederi
alınyazımı sildim çaresi yok
sevdayı gömdüm toprağa
koyun koyuna yatalım diye
bu benim en son hediyem
iyi bilirdik diyenlere
#194
Gönderim zamanı 30.03.2007 - 22:45
Her gecenin sonunda sabaha kavuşunca,
Ümit etmeyi öğrendim.
Her düştüğümde ayağa kalkınca,
Onurlu olmayı öğrendim.
Her yeni yol ayrımında bir yön seçerken,
Yeniden başlamayı öğrendim.
Korkuma rağmen düşüncemi savununca,
Cesareti öğrendim.
Bana zarar getirse bile doğruyu söyleyince,
Dürüstlüğü öğrendim.
Beşer gözlerini kaçırarak konuşunca,
Yalanı öğrendim.
Annemin sıkıca saran kollarında,
Karşılıksız sevgiyi öğrendim.
Sırtım kan revan içinde kalınca,
İhaneti öğrendim.
Gözümde yaşlar birikip akmayınca,
Gerçek acıyı öğrendim.
Her elimdekine kanaat getirince,
Mutluluğu öğrendim.
İnsanları olduğu gibi kabul edince,
Huzuru öğrendim.
Tüm aldığım nefeslerin dönmediğini anlayınca,
Terkedilmeyi öğrendim.
Her terkedilişte yanımda kalanları görünce,
Dostluğu öğrendim.
Yıllar sonra hiç ayrılmamış gibi sohbet edince,
Vefayı öğrendim.
Ben dursam da dünya pervassızca dönünce,
Yaşamayı öğrendim.
Yüreğime çıkarmadığım bir bakış saplanınca,
Ölmeyi öğrendim...
#195
Gönderim zamanı 03.04.2007 - 13:14
Geceleyin bir ses böler uykumu,
Içim ürpermeyle dolar: - Nerdesin?
Ariyorum yillar var ki, ben onu,
Asikiyim beni çagiran bu sesin.
Gün olur sürüyüp beni derbeder,
Bu ses rüzgara karisir gider.
Gün olur pesimden yürür beraber,
Ansizin haykirir bana: -Nerdesin?
Bütün sevgileri atip içimden,
Varligimi yalniz ona verdim ben.
Elverir ki bir gün bana derinden,
Ta derinden bir gün bana ''Gel'' desin
.
Ahmet Kutsi Tecer
#196
Gönderim zamanı 03.04.2007 - 21:53
sırf bu kadar kolay
olmasın diye ayrılmak,
ki bana da uyardı
en karmaşık kelime oyunları ile
sana veda etmek.
Bir iz bırakılabilirdi
elveda literatürüne giderayak.
Hoşçakalarak,
sende ki vazgeçemediklerim.
Hoşçakalarak,
alışkanlıklarım,
yalan vücudundaki
revan ruhum hoşçakalarak,
saçılabilirdi cümlelerim
paramparçalayarak.
Sırası değil dimi şimdi ayrılıküstü,
lafazanlığıma ver,
''kendime iyi bak''.
ben yazdım allah belamı versin yalansa....
Bu mesaj Denio tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 03.04.2007 - 21:58
ertesi sabah
tekrar hayata
dönülebilen
ve her gün
tekrarlanabilen
bir intihar biçimidir.
Charles Bukowski
Piizan
#197
Gönderim zamanı 03.04.2007 - 22:41
#198
Gönderim zamanı 09.04.2007 - 00:30
Sevda denilen tuzağa düşen var mı dostlar?
Seslenirim sesimi duyan var mı dostlar?
Bir kör kuyudur şu devran
İçinden çıkan var mı dostlar?
Bir yaradır hayat belledik
Gidenin yollarını gözledik
Ha bugün ha yarın bekledik
Yolcusu dönen var mı dostlar?
Ne adaklar adandı bu yola
Giremedi sevdalılar kol kola
Yürüyeceksin istemesende sona
Nihayete vaktinden önce eren var mı dostlar?
"Yar" diyen yürekten yanarmış
Dilleri tutulur da sessizce ağlarmış
Asıl mahşer vicdan da olanmış
Yardan öte mizanı olan var mı dostlar?
Ben diyeyim bir akıl bir pusu
Gözlerde bunun namlusu
Son bakışlar demir kurşunu
Vurulan gönül iyileşir mi dostlar
#199
Gönderim zamanı 14.04.2007 - 06:01
Bir saniye bin asır sensiz geçmiyor zaman.
#200
Gönderim zamanı 14.04.2007 - 06:08
Şu yaralı gönlümle dertleştim yine bugün
Gözlerim ufuklarda gittim maziye sürgün
Neden kırık döküksün çaresiz gibi üzgün
Ne olmuş neler olmuş bir tanem bu ne keder
Neye baksam ne görsem kalmamış senden eser
Ne çare yalnız benim batmış deryada salım
Zakkum çiçek açarken yere düşmüş Güldalım
Yıllar geçse de tadın damağımda gülbalım
Ne olmuş neler olmuş bir tanem bu ne keder
Neye baksam ne görsem kalmamış senden eser
Nevzat DOÐANAY
Bir saniye bin asır sensiz geçmiyor zaman.
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Otomobili için şiir yazdı! |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Şiir.. |
Sizin Şiirleriniz | hüfyaa |
|
|
|
Şiir... |
Sizin Şiirleriniz | hüfyaa |
|
|
|
Siirt'te Saldırı: 4 Kadın Öldü, 2 De Ağır Yaralı Var.. |
Üçüncü Sayfa | Taurus |
|
|
|
Çok Şiir Yazmak İstedim Ben Yine :s |
Karalama Defteri (Blog falan hikaye!) | tusiana |
|
|
34 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 34 ziyaretçi, 0 gizli