Şiir Köşesi
#21
Gönderim zamanı 03.05.2004 - 16:37
#22
Gönderim zamanı 09.05.2004 - 23:44
Testin olan ben kırılınca ,dökülünce ?
İçkin olan ben bayatlayıp bozulunca?
Giysinde işin gücünde ben olunca
Yitirirsin anlamını benimle..
#23
Gönderim zamanı 19.05.2004 - 17:00
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.
#24
Gönderim zamanı 29.05.2004 - 21:37
Hoşgeldin kadınım hoşgeldin
Ayağını bastın odama
Kırk yıllık beton çayır, çimen şimdi
Hoşgeldin kadınım hoşgeldin
Güldün güller açıldı
Penceremin demirlerinde
Ağladım
Avuçlarıma döküldü İnciler
Gönlüm gibi zengin
Hürriyet gibi aydınlık, oldu odam
Hoşgeldin kadınım hoşgeldin,
Hoşgeldin kadınım hoşgeldin,
Güldün güller açıldı
Penceremin demirlerinde
Ağladım
Avuçlarıma döküldü İnciler
Hoşgeldin kadınım hoşgeldin
Nazım Hikmet
#25
Gönderim zamanı 27.06.2004 - 20:23
Dudakların dudaklarıma kenetlenmişken,
Ağır ağır soyuyorduk üzerlerimizi.
Ellerimiz tenimizin her zerresini keşfederken,
Bir heyecan dalgası aşmıştı bizi çoktan.
İniltiler odaya yayılırken zevkten dört köşe,
İşte...çırılçıplak kalmıştık sen ve ben.
Herşey hazır, herşey tamamdı güya!
Kaskatı kesilmiş vücudumu dürtüklerken annem,
"Körolasıca gene cam açık,yorgansızmı yattın?
Kalk işe geç kalacaksın" diyordu!
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#26
Gönderim zamanı 31.08.2004 - 22:26
Bu yüzden geceleri söylüyorum sevdiğimi...
Ne gece, ne gündüz yokmuş söylenmemiş söz...
Ben de söylenmişleri söylüyorum yeni biçimde...
Hiç bir biçim kalmamış dünyada denenmedik...
Ben de susuyorum sevgimi saklayıp içimde...
Duyuyorsun değil mi suskunluğumu nasıl haykırıyor...
Susarak sevgisini ilan eden çok var sevgilim...
Ama bir başka seven yok benim sustuğum biçimde...
Aziz Nesin
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#27
Gönderim zamanı 08.12.2004 - 15:58
gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?..
şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan,
sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna, ondan haber ver?
koyma bir kenara yüreğini, aç kapılarını,
gelene geçene yok verme girsin diye içeri ama
gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.
Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
ama aklını kaybedecek kadar bir aşk varsa avuçlarında,
bırak aksın yollarına.
yağ geç, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın.
sen inan yüreğine,
hem ona geçmezse kime geçer sözün?..
büyü büyü..
bak ellerin ayakların kocaman,
aklında maaşallah yerinde,
e ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
akıllı ol, yüreğin gelir peşinden,
boşver yaşı başı,
aşk var mı aşk, sen ondan haber ver?
takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere.
o çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,
atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü.
öl gitsin...
parayı pulu savurup,
bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır istediğin,
savrul gitsin...
Boşver be yaşı başı,
kim tutar seni kim,
kendi yüreğinden başka kim?.
Aklını al da öyle git,
ister bir duvara, ister bir odaya, ister kıra bayıra vurda git.
Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine.
O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,
seveceksen ve öleceksen uğruna...
yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa...
yaş 70 e gelse bile, hayat daha bitmemiş,
sen mi biteceksin?
çekeceksen bile bayrağı,
yaşadım ulan dibine kadar diyemiyecek misin?
Sibel Bengu
#28
Gönderim zamanı 08.12.2004 - 21:00
Ey dâğ-ı derdin eylemeyen merhem-âşina
#29
Gönderim zamanı 20.07.2005 - 23:12
Bomboş sahil dalgalarla ben varım
Dal benliğim şimdi sonsuz uykuna
Aşk içimde bir çocukluk hevesi
Ne kadar sessiz şimdi yalnızlar iskelesi...
...............................................................
Sevenlerin dünyasında yalnız bir yürek
dolanıyor ortalıkta..
ne aradığını ne istediğini bilmeden
yapayalnız..
bulabilirmi dersin aradığını
ulaşabilirmi isteklerine..
bilinmez belki ama..
yalnızdı işte sevenlerin dünyasında..
.....................................
bunlarda benden olsun
#30
Gönderim zamanı 21.07.2005 - 18:17
Şimdi buradan atlar giderim boydan boya İstiklal
Atar giderim gerdanına kollarımı
Sel'ine yürür, içime girer yalnızlığın bakışsız çığlığı
Ben yürürüm, kimse görmez kendini ayaklarımın ucunda
Bir dilencinin sonsuz gözlerinde ‘Merhaba’lar, ‘İyi akşamlar’
takılırım cevherine sultanlığın- nereden baksam Yıldız’dır
gözlerimin kamaştığı
artık gülcüler mi gelir Kızkulesi’ne, güllabiciler mi
artık bu şehir kısaltır mı uykularımı, ve durmadan
çekerim içime kubbelerin sessizliğini, temize çekilmiş mahyalarda
bir martı simit bekler, ben alıp yerim; kıskanç, habis
bin martı peşime düşer...
Gökyüzü rengini solumuş
kanatların
yağarken görüntüsü kar, yağarken görüntüsü beyaz
gerginliği ucundan ilerler bulutlara ve vapurlar Sirkeci’ye
herkes bilir tramvay yolunun dilinde dünün kırmızı şarkısı
Beyazıt bir eski zaman, süt dişi beyaz oruçlarında günlerin
Ayasofya’dan bir kuş Sultanahmet’e...
Üç turistin sırtını sıvazlamaktadır bakarak yeryüzüne
Bu şiir, Mayıs 2005'de düzenlenen 'İstanbul' konulu şiir yarışmasında BİRİNCİ seçilmiştir.
#31
Gönderim zamanı 31.07.2005 - 12:59
sanki memleketimden ayrı düştüm
her vakit gözlerim adını arar
yüreğimde ince sızılar
aklımda adım adım sokaklar
düşündükçe Eskişehir’i
derinden bir ah çekesim gelir
alıp başımı,
gidesim gelir
uzayıp giden yollarda
hasretini çekesim gelir
ağır ağır yol alan trenden fırlayıp
kuş olup, uçasım gelir,
göz açıp kapanmadan
Eskişehir’e varasım gelir
Yeditepeli kenti
gönlümden silesim gelir,
her gece düşlerimde,
her gün hülyamda,
her an gönlümde,
Eskişehir’i göresim gelir.
Doktorlar caddesine varasım gelir
bir iki volta atıp,
bir kaç güzeli görüp,
bir dosta merhaba deyip,
bir ESES bayrağına selam durup,
tramvaya binip,
Yenibağlar’a gidesim gelir.
Köprübaşı’nda durup,
dostu bekleyesim gelir,
Hamamyolu’na gidip,
ağır ağır gezesim gelir,
karnım acıkınca,
bir buçuk çibörek yiyesim gelir,
boğazım kurusa, yutkunsam kuru kuru
bir yudum kalabak suyu içesim gelir,
oturup bir kaldırıma
duman duman Eskişehirimi içime çekesim gelir.
bir sabah uyanınca
iki poğaça alıp haşhaşlısından
Hacıbaba’ya yürüyesim gelir,
iki lokma haşhaşlının ardından,
yudum yudum çayımı,
içesim gelir,
hasret yüklü trenin,
sevinç çığlıklarını duyasım gelir,
her sabah uyandığımda ben,
Eskişehir’de olasım gelir.
bir akşam üstü,
bir kaç dost ile,
Adalar’a gidesim gelir,
oturup, Porsuk’a bakan bir meyhaneye
salkım söğüdün altında
dostun muhabbetini,
yudum yudum rakıma meze edesim gelir
bir hoş, belki de sarhoş olasım gelir,
Eskişehir’e sevgimi naralarla haykırasım gelir,
sallana sallana yürüyüp caddelerinde
bir sevgiliye haykırır gibi
seni seviyorum Eskişehirim diyesim gelir...
gecenin ayazında,
hasretimin son yazında,
Şahin Tepesi’ne çıkasım gelir,
bir uçtan bir uca,
gönlümün sultanını göresim gelir,
kanatlanıp uçasım gelir,
gecenin karanlığına aldırmadan
Eskişehirimin üzerinde süzülesim gelir,
bir bir konasım gelir dost pencerelerine
bir bir selam veresim,
bir bir merhaba diyesim,
bir bir göresim gelir
Eskişehirli can dostlarımı...
Kızılcıklı’ya varasım gelir,
yüreğime sokulan hançeri,
aldırmadan acısına çekip alasım gelir,
Kızılcıklı’da durup ağlayasım gelir,
Kızılcıklı’da uslanmaz bir yiğit olasım gelir,
Kızılcıklı’da bomba olup patlayasım gelir
Kızılcıklı’da benim ölesim gelir,
ESES’imin mabedine gidesim gelir,
Amigo Orhan’ın korosunun
muhteşem nağmelerini duyasım gelir,
coşasım gelir,
kükreyesim gelir,
yağmur olup yağasım,
şimşek olup çakasım gelir,
yeniden kupalara bakasım gelir,
yeniden deplasmanlara gidesim,
yeniden İnönüa Stadı’nda
ESES çekesim gelir,
bu kutlu mabette,
bir ot olup kalasım gelir...
Seni düşündükçe Eskişehirim
bir an önce ölesim gelir,
ölüp,
yeniden doğasım gelir,
senin topraklarında Eskişehirim
yeniden doğup,
ESKİŞEHİRLİ olasım gelir...
Selahattin ERDOÐAN
İstanbul/23.05.2005
Saat: 01:30
ertesi sabah
tekrar hayata
dönülebilen
ve her gün
tekrarlanabilen
bir intihar biçimidir.
Charles Bukowski
Piizan
#32
Gönderim zamanı 20.08.2005 - 17:26
Birincisi o incecik, o dal gibi kız,
Şimdi galiba bir tüccar karısı.
Ne kadar şişmanlamıştır kim bilir.
Ama yinede de görmeyi çok isterim,
Kolay mı? ilk gözağrısı.
İkincisi Münevver Abla, benden büyük
Yazıp yazıp bahçesine attığım mektupları
Gülmekten katılırdı, okudukça.
Bense bugünmüş gibi utanırım
O mektupları hatırladıkça.
............................çıkar
............................durduk mahallede
..........................................halde
...........................adlarımız yan yana yazılırdı duvarlara
.......................................yangın yerlerinde.
Dördüncüsü azgın bir kadın,
Açık saçık şeyler anlatırdı bana.
Bir gün de önümde soyunuverdi
Yıllar geçti aradan, unutamadım,
Kaç defa rüyama girdi.
Beşinciyi geçip altıncıya geldim
Onun adı da Nurünnisa.
Ah güzelim
Ah esmerim
Ah
Canımın içi Nurünnisa.
Yedincisi Aliye, kibar bir kadın
Ama ben pek varamadım tadına,
Bütün kibar kadınlar gibi,
Küpe fiyatına, kürk fiyatına.
Sekizincisi de o bokun soyu:
Sen elin karısında namus ara,
Kendinde arandı mı, küplere bin.
Üstelik kendinde de
Yalanın düzenin bini bir para.
Ayten'di dokuzuncunun adı,
Barlarda göbek atar
İş başında şunun bunun esiri,
Ama bardan çıktı mı,
Kiminle isterse onunla yatar.
Onuncusu akıllı çıktı
Bıraktı gitti beni.
Ama haksız da değildi hani,
Sevişmek zenginlerin harcıymış
İşsizlerin harcıymış.
İki gönül bir olunca
Samanlık seyranmış ama,
İki çıplak da - olsa olsa -
Bir hamama yakışırmış.
İşine bağlı bir kadındı on birinci.
Hoş, olmasın da ne yapsın?
Bir zalimin yanında gündelikçi;
Adi Luksandra
Gece odama gelir,
Sabaha kadar kalır.
Konyak içer, sarhoş olur,
Sabahı da, işbaşı yapardı şafakla....
Gelelim sonuncuya.
Ona bağlandiğim kadar
Hiçbirine bağlanmadım.
Sade kadın değil, insan.
Ne kibarlık budalası,
Ne malda, mülkte gözü var.
Eşit olsak, der,
Hür olsak, der.
İnsanları sevmesini de bilir,
Yaşamayı sevdigi kadar.
Orhan Veli
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#33
Gönderim zamanı 29.08.2005 - 18:10
Pencerem boşluğa açılır, göremem gidişini
Camlar buğulanmaz arkandan ve silinmez sevdan
Pencerem boşluğa açılır, göremem gidişini
El sallayamam hiç sana ve yuvarlanır dünya
O son noktanın öncesinde, sonrasında sonra
Olmadığın zamanlara bak tepetaklak
Sana 'git' diyen kimdi, milyonlarca benden birisi mi
Gözlerime baksana gözlerime,gözlerimize
Sana 'bitti' diyen kim, ben sadece git demiştim
Hangi yıldızı görüp seçersen göklerden ona git
Gül kokulu odamda kim gülümser uyanışıma
İpek geceliğinde kaç çığlığını duyarım daha
Daha kaç gün dayanır bu köhne yürek sürgitlere
Nereye gidersen git ama sakın 'bitti' deme
Pencerem boşluğa açılır, göremem gidişini
El sallayamam hiç sana ve yuvarlanır dünya
Pencerem boşluğa kapanır, yüreğim dolu dolu
Camlar buğulanmaz bir zaman , hatıra olur sevdan
Sana 'git' diyen kimdi, milyonlarca benden birisi mi
Gözlerime baksana gözlerime,gözlerimize
Sana 'bitti' diyen kim, ben sadece git demiştim
Hangi yıldızı görüp seçersen göklerden ona git
Gül kokulu odamda kim gülümser uyanışıma
İpek geceliğinde kaç çığlığını duyarım daha
Daha kaç gün dayanır bu köhne yürek sürgitlere
Nereye gidersen git ama sakın 'bitti' deme
Gün batar usul usul kararır gece
Bardaktan boşanır yağmur sel olur gider.
Gündüzler geceler ne zaman biter?
Şu batan güneş nereye gider?
Buharlaşır yeniden dökülen su,
Bulutları sil pencerenden sevgi devrialemi bu,
Yeniden doğar herşey,
'Herşey bitti' dediğin anda bir gül kök salar damarlarında,
Herşey biter bir şey bitmez
Herşey biter bir şey bitmez
İlhan İrem
#34
Gönderim zamanı 29.08.2005 - 18:12
Neden hala gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Madara olduk meyhaneye!
Ah eşşek kafam benim,
Nasıl da güvendim bu hergeleye!
Gelse balığa çıkacaktık,
Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık.
Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp
Enteresan hayallere dalacaktık.
Bu sandalı geçen hafta denk getirip
Çalıntıdan düşürdük.
Arkadaşlar ısrar etti,
Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük.
Saat sekizde gelecekti,
Bana birkaç milyon borç verecekti.
Yoksa o nemrut karısı kaçtı da
Onun peşinden mi gitti?
Eğer öyleyse yandık,
Gudubet gene yaptı yapacağını!
Geçen sene de merdivenden itip
Kırmıştı Rıza' nın bacağını.
Abi, kadında boy şu kadar;
Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak!
Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,
Ya horlarken Rıza' yı boğacak!
Bak şimdi acıdım, aşkolsun adama,
Ben olsam, vallahi baş edemem!..
Hele beş tane velet var ki boy-boy,
Allah'tan düşmanıma dilemem!
Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur,
Herkesin suyuna gider.
Yoksa, kalıba vursan hani,
Tek başına on tane adam eder!
Bir keresinde, hiç unutmam
Üç-beş zibidi haraca dadandı;
Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi
Herifleri hastaneye kadar kovaladı!
Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik,
Aynı kafadaydık.
Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu,
Biz, başka havadaydık.
Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,
Aynı takımı tutardık.
Fener' in her maçında iddialaşıp
Millete az mı yemek ısmarladık!..
Bir tek askerde ayrıldık,
Bana Bornova düştü, ona Gelibolu.
Döner dönmez evlendirdiler,
En büyük salaklığı da bu oldu!..
Bense hiç düşünmedim, zaten param da yoktu.
Hep tek tabanca gezdim.
Benim beğendiğimi anam istemedi,
Onun gösterdiğini ben sevmedim.
Neyse bunlar derin mevzu...
Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek.
Ufaktan yol alayım
Anam evde yalnız, şimdi merakından ölecek!..
Gittim, vurup kafayı yattım;
Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini.
Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp
Hastaneye kavuşmadan can verdiğini!..
Vay be Rıza!..
Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!
Dün, boşuna günahını almışım,
Ne olur, kızma bu kardeşine!
Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler
Ne kolay söylediler!
Sanki dev bir taş ocağını
Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!
Ah dostum... o kocaman gövdene
O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?
O zalim tabutun tahtalarını
Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?
Yani sen şimdi gittin, yani yoksun,
Yani bir daha olmayacak mısın?
Yani bir daha borç vermeyecek,
Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?
Peki beni kim kızdıracak,
Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?
Peki, beni bu köhne dünyada
Senin anladığın kadar kim anlayacak?
Ulan Rıza... ne hayallerimiz vardı oysa,
Ne acayip şeyler yapacaktık...
Totoyu bulunca dükkan açacak,
Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.
Talih yüzümüze gülecekti be!..
Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık.
Hafta sonu iki yavru kapıp
Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!
Ah ulan Rıza... bu mahallenin,
Nesini beğenmedin de öte yere taşındın?
Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,
Benim en kral arkadaşımdın!..
Ah ulan Rıza... ben şimdi,
Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?
Senden ayrılacağımı sanma,
Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim!..
Kimindi hatırlamıyorum şarkısınıda yapmışlardı..
#35
Gönderim zamanı 01.11.2005 - 00:45
Hiçbir iz kalmamalı ondan.
Yeni yaşantılar için...
Yeni yaşantılar için...
Bunu önceden bilseydim,
yaşantı milyoneri olmuştum.”
Oğuz ATAY
#36
Gönderim zamanı 01.11.2005 - 05:22
an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür
şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür
an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür
son umut kırılmıştır
kaf dağı'nın ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
-lâ ilâhe illallah-
kanunî süleyman ölür
görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatlı bir bombadır patlar
an gelir
Attila ölür
#37
Gönderim zamanı 26.12.2005 - 01:52
#38
Gönderim zamanı 26.12.2005 - 02:56
Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli,
Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan,
Hüzün rengi almış saçlarının her teli
Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan,
Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli
Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli
Böyle mahsun kederli değildin eskiden
Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi
Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan
Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi
Baygın kokusuna anılarla beraber giden
Böyle mahsun kederli değildin eskiden
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Ağlamaktan mı karadı gözlerin
Bir zamanlar göz yaşını sevmezdin
Şimdi neden yaşardı gözlerin
Hasta mısın, yorgun musun nen var
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz
Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu
Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz
Keder sana yakışmıyor gül biraz
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz.
Victor Hugo
No sweet perfume that would torture you more than this..."
#39
Gönderim zamanı 10.01.2006 - 12:29
Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna
rağmen hala
yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur
ve yaptıkların
onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe
yaramayacaktır. Sen
kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani
ağzınla kuş tutsan
"Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile
karsılaşabilirsin.. iki
ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla
yargılanırsın her
zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda
indirim sağlamaz.
Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye
cevap verecektir.
Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla
karşılaşacaksındır. Üzülme,
sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.
Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar
söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes
kendinden
sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller
koyuyorsa bu onun
sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde
tamamlamak için
uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama
lüksün yok senin.
Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi
yaşayacaksın sen.
"Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani,
yalnızlık o kadar
da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye
bağlamadın ki....
Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de
mutlu oluyorsun
unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara
tanık olmak da
keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik
dilediğin
kadar
sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... Sen yüreğinin sesini
dinleyenlerdensin ve
biliyorsun asolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de
duymayanlar
acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle
birlikte. Sen
yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet
bitecek güneşe
hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler
değil, güneşin
çiçekleri dolduracak yüreğini...
NAZIM HİKMET
"YURTTA SULH, CİHANDA SULH"
’Düşüncenin üstesinden gelemeyen‚ düşünenin üstesinden gelmeye çalışır.
Paul Valéry
#40
Gönderim zamanı 20.01.2006 - 17:46
Duvarda asılı diplomalar
insani insan yapmaya yetmez.
Bilmelisin ki...
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa,
anlam yükü o kadar azalır.
Bilmelisin ki...
Karşındakini kırmamak
ve inançlarını savunmak arasında
çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.
Bilmelisin ki...
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez.
Gerçek aşkların da!
Bilmelisin ki...
Tecrübenin
kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok,
ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Bilmelisin ki...
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi,
sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.
Bilmelisin ki...
Ne kadar yakın olursa olsunlar
en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir.
Onları affetmek gerekir.
Bilmelisin ki...
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Bilmelisin ki...
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın
dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
Bilmelisin ki...
Şartlar ve olaylar,
kim olduğumuzu etkilemiş olabilir.
Ama ne olduğumuzdan
kendimiz sorumluyuz
Bilmelisin ki...
İki kişi münakaşa ediyorsa,
bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez.
Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Bilmelisin ki...
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar.
Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Bilmelisin ki...
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun,
pişmanlığın uzun yıllar sürüyor...
Can YÜCEL
Her Şey Sende Gizli
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...
Can Yücel
PReNS Edit : Çok severim bu şiirleri eksik olmalarına yüreğim dayanmadı
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Otomobili için şiir yazdı! |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Şiir.. |
Sizin Şiirleriniz | hüfyaa |
|
|
|
Şiir... |
Sizin Şiirleriniz | hüfyaa |
|
|
|
Siirt'te Saldırı: 4 Kadın Öldü, 2 De Ağır Yaralı Var.. |
Üçüncü Sayfa | Taurus |
|
|
|
Çok Şiir Yazmak İstedim Ben Yine :s |
Karalama Defteri (Blog falan hikaye!) | tusiana |
|
|
23 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 23 ziyaretçi, 0 gizli