Şiir Köşesi
#81
Gönderim zamanı 04.04.2006 - 20:17
Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e
Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
Seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
William SHAKESPEARE
Çeviren : Can YÜCEL
#82
Gönderim zamanı 05.04.2006 - 17:45
Bir gece,
Gecede bir uyku..
Uykunun içinde ben...
Uyuyorum,
Uykudayım,
Yanımda sen.
Uykunun içinde bir rüya,
Rüyamda bir gece,
Gecede ben...
Bir yere gidiyorum,
Delice...
aklımda sen.
Ben seni seviyorum,
Gizlice...
El-pençe duruyorum,
Yüzüne bakıyorum,
Söylemeden,
Tek hece.
Seni yitiriyorum
Çok karanlık bir anda...
Birden uyanıyorum,
Bakıyorum aydınlık;
Uyuyorsun yanımda...
Güzelce.
Şair : Özdemir Asaf
#83
Gönderim zamanı 06.04.2006 - 03:04
İyi geceler,ya belkide günaydın
yeni bir sabahın ayırdında gözlerimiz
ovuşturarak,biraz da gerinerek ve
tabii ki mahmurluğunda güneşin
dilimizde acısı yalnız dudakların
yinede bir koşuşturmadır hayat
bilsek de,sûkunetinde,sabah sigaramın
-bu sabah açıklanan bir habere göre vapur seferleri iptal edilmiştir.
Gün içerisinde de
yapılması mümkün görülmeyen seferler lodostan sonra karayel
sonra lodos,sonra karayel,sonra aşk,sonra aşk,
sonra aşk sebebiyle yapılmayacaktır.
İyi geceler ya belkide günaydın
bu ne son şiiri şairin
ne de son uykusuzluğu olacaktır.
-Yayınımıza yurttan sesler korosuyla devam edeceğiz.
Urfa yöresinden..
Ve ağzımda dumanı doyumun gülümserim denize...
Nihat Polat..
-Daha önce niye keşfedememişim ki-
#84
Gönderim zamanı 08.04.2006 - 19:35
Biri gelir sorarsa
Sana beni sorarsa
Gitti der misin
Gittiğimi söyler misin
Gidiyorum ben sana
Benimle gider misin.
Özdemir ASAF
#85
Gönderim zamanı 10.04.2006 - 21:26
Senin sana rağmen bir yüzün var
herkesin ilk aşkına benzeyen
beklemek kadar acı, anlamak kadar zor
nedensiz ölümlerin suskunluğu gibi
yok karşılığı yüzünün...
Senin sana rağmen bir yüzün var
herkesin ilk aşkına benzeyen
yakınlaştıkça imkansız uçurumlar
nedensiz hayatların o büyük acısı gibi
yok karşılığı yüzünün...
Şair : Cezmi Ersöz
#86
Gönderim zamanı 13.04.2006 - 12:56
çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana
düşlere kapılmadan düş kurabilir
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir
ne yıkıldım diye yerinir
ikisini de önem vermeyebilirsen eğer
söylediğin doğruyu ve gerçeği büken düzenbaz
kandırabilir diye safları dert edinmezsen
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz ve
yeniden koyulabilirsen işe
döküp ortaya varını yoğunu
bir yazı turada yitirsen bile
yitirdiklerini dolamaksızın diline
baştan tutabilirsen yolunu
yüreğine, sinirine dayan diyecek
direncinden başka şeyin kalmasa da
herkesin bırakıp gittiği noktaya
sen dayanabilirsen tek başına
herkesle düşüp kalkıp yine de erdemli kalabilirsen
unutmayabilirsen halkı krallarla gezsen de
dost da düşmanda incitemezse seni
ne küçümser nede büyültürsen çevreni
her saatin her dakikasına
emeğini katarsan alın terine
hakçasına bölüşürsen vicdanındaki adaleti
her şeyiyle dünya önüne serilir
korktuğun yerde el öpmez
hükümran olduğun yerde ezmezsen
oğlum adam oldun demektir
üstelik adam gibi bir adam.
Şiir: Rudyard KPLİNG
Çeviri: Bülent Ecevit
#87
Gönderim zamanı 13.04.2006 - 12:59
Aşkınla ne garip hallere düştüm
Herşeyim tamam da bir sendin noksan
Yağmur yaş demeden yollara düştüm
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Elbisem gündelik, pabucum delik
Haberin olsa da sobayı yaksan
Yağmur iliğime geçti üstelik
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Sarhoşsan kapını çaldığım anda
Saç baş darmadağın, açık saçıksa
Bir de ufak rakı varsa masanda
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Sabahlara kadar içsek sevişsek
Ne ben işe gitsem, ne sen ayılsan
Derin bir uykunun dibine düşsek
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Ne kadar üşüdüm nasıl acıktım
İlk önce sıcacık banyoya soksan
Sanırsın şu anda denizden çıktım
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Yanlış mı aklımda kalmış acaba?
Muhabbet sokağı numara doksan
Boşa mı gidecek bu kadar çaba
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Ya yolu kaybettim, ya ben kayboldum
Ne olur bir yerden karşıma çıksan
Tepeden tırnağa sırılsıklam oldum
İçim ürperiyor, ya evde yoksan
Cemal Safi
#88
Gönderim zamanı 13.04.2006 - 15:46
Ordadır
yazın eskittiği otlar arasında
uzakta bir nehrin gürültüsünü kazar
masmavi usturalar abanoz ağacına
Ordadır
uyuyan bir namlunun sessizliğiyle
günün sabahlığında
dudaklarının arasında bir ot, bir ıslık
iz bırakmaz sisler gibi geçer ağaçların arasından
varır kendini derinleştiren uçurumlara
Ordadır, bir devin tavşan uykusunda
aklında kımıldanan otlar, ağaçlar
düşünü düşürdüğü sular
yüzünü bıraktığı sular
almamış zaman kalmış kireç altında
çelimsiz bir kabuk başlamış yürek yarası
ki ne zaman çarşılara çıksa silahsız
onu vururlar
göğsünde siyah bir yıldızla
kalbinde kuruyan bataklık
kırlara yakın durur, yanık kokulara
serin çiy vakti çimenlerle konuşur
ne zamandır çıkmıyor sokaklar açık artırıma
ıssız bir kil ile gövdesini kateden bir ateştopu
Kendini sakladığı sular altında
ve son bir kez:
ışık ve çamurda kaldı lavanta
Murathan Mungan
#89
Gönderim zamanı 13.04.2006 - 21:25
Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.
Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.
Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme,Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sende bilme Lavinia
Özdemir ASAF
#90
Gönderim zamanı 13.04.2006 - 22:01
Ben orada öldüm en çok orada bilmezsin
Orada zaman buruşmuş bir eski resimdi
Orada sen yoktun, gözlerin belli belirsiz
Koptum oradan, bir kırık heykelim şimdi
Bir kolum derin denizlerde tek başına
Ayaklarım çöllerde kum tepelerinde gömülü
Alıp götürür saçlarımı bir soğuk rüzgâr
Ben orada öldüm, en çok orada bir başka türlü
Hiç bende değilsin, burada yoksun ki
Orada var mısın, ya da ben yok muyum
Tek değiliz seninle, bütün olmadık hiç
Şimdi nerdeyiz nasılız bilmiyorum
Orada akşamlar daha çok serin
Ben bu kadar değilim, bu kadar yıkık
Sarhoşum, kederliyim, yoksulum, sensizim
Orası sisler içinde orası karanlık.
Bensiz olduğun yerde değil mi en güzelsin
Bensiz olduğun yerde söyle şarkılarını aşkın
Bir mermeri al, yont, şekil ver ona benden
Bir günah işlercesine sessiz ve dalgın
En iyisi sen burada kal, hep burada
Ellerinle kal, dudaklarınla, gözlerinle
Tut ki bütün renkler senin mavi kırmızı
Burada her şey sen nasıl istersen öyle
Bir büyük ayna duvarlar çok büyük
Orayı düşünme hiç burada soyun
Utandır duvarları pencereleri, kapıları
İki yalnızız şimdi anlıyor musun
Var sandığın sen sen değilsin bir başkası
Benim anlasana benim o yok dediğin
Sabahları bir serin havayım içine dolan
Benim akşamları pencerende beklediğin
Hiçbir şey bilmiyorum, sen anlıyorsun
Senin bilmediklerini anladığım gibi
Güzel, parmaklarının değdiği bir şey
Sensizlikler içinde seninle olmak iyi
Orada bulutlar yağıyor paramparça
Orada ağlayan dağlardır göğe en yakın
Orada sen yoksun, orada bir şey yok
Orada kan ve ölüm, orada yangın
Ümit Yaşar Oğuzcan
#91
Gönderim zamanı 13.04.2006 - 22:04
Kan çok eski bir ırmak
Bütün köprüler yıkık
Sessizlikte ses korkak
Ağ örüyor karanlık
-Güneşin benim- derdin,
Doğacaksan doğ artık!
Aşk, çok eski bir bahçe
Bıçak bıçak hıçkırık
Gülleri ben suladım
Ben'de kaldı kuraklık
-Yağmurun benim- derdin,
Yağacaksan yağ artık!
Biz, o iki eski kuş
Nedendir bu uzaklık?
Tüm ormanlar kaybolmuş
Kör kuyuda bir çıkrık
-Kaderin benim- derdin,
Güleceksen gül artık!
Söz, çok eski bir çalgı
Sularda titrer kayık
Ben mızrapları kırdım
Sen de kov gitsin, kıtlık...
-Umudun benim- derdin,
Geleceksen gel artık!
Bahaettin Karakoç
#92
Gönderim zamanı 13.04.2006 - 22:07
.....................SUS.....................
Bu gece yanımda olabilmeliydin
Gölgeni seyredebilmeliydim holde gezinen
Mutfaktan bir şeyler aramalıydın ve
Kırılmadıydı bir bardak mermerde, en kıymetlisinden
-Canın sağ olsun, seslenebilmeliydim, - boş ver aldırma
Yüreğinin atışını duyabilmeliydim bu gece, dalga dalga
Şekerini karıştıran bir kaşığın bardak sesine karışmalıydı sesin
–Sen de ister misin?
Bu gece yanımda olabilmeliydin
Demleyebilmeliydik zamanı seninle
Demlenebilmeliydik
Korumasızdır yavruları kumruların / biraz saf, uçmaya hevesli
Taşıyamaz kanatları oysa acemi uçuşları
En uslu dokunuşlarım gezinebilmeliydi saçlarında / düşmeden önce
Çenenden tutup yüzünü bana doğru kaldırabilmeliydim
Körkuyu gözlerinde dibe vurabilmeliydim özlediğim
Kozasında büyümeliydi mavi şafak renginde ipekten bir sevgi
Ayrılık nedir bilmemeliydi ve öğrenmemeliydi
Ölüme bir türlü sonsuzluk dendiğini
İbadetine diz çökmüş bir bekleyişin dualarında
Kokun dokunuyor önce bam teline sızımın / pan flüt eşliğinde
Arka fonda gözü kan çanağı yarasa geceler bekçim
Resimlerinde flu bir bulut / kir beyazı, pamuk duman
Çalmayın mavimi diyorum gözlerimin mayasından
Acıtıyor dudaklarımı filtresinden yanan ateş
Bu kaçıncı bilmem
Bu kaçıncı sigaram
Bu gece yanımda olabilmeliydin, çırılçıplak soyunup geçmişinden
Harman yeri savrulmuş duygularıma yenik düşmüşlüğümde
Küfürlerin binini bir paraya savurduğum bu yazgıya
Öpebilmeliydin dudaklarımdan
- Sus..!
Bu gece yanımda olabilmeliydin
İmansız bir acının terkisinde kırbaç ıslığı sesim
..........Sus / tura
....................bilmeliydin
..........Sus / a
....................bilmeliydim
Bu gece yanımda olabilmeliydin...
Nurten Altınok
#93
Gönderim zamanı 13.04.2006 - 22:08
o terk edilmiş akşam vaktinin
kuytu bir köşesinde
kaybolmalardayım
ve geçmişimle hesaplaşmaktayım
ankara'da..
soğuk bir akşam vakti
son paket son sigara bu..
yağmur da bir o kadar kalleş
yürürken ankara'da
yağmur süzülürken göz bebeklerimden
ağır bir işkence bu
omuzlarımda
kerpeten misali tırnak uçlarımda
hasret veriyorlar soğuk bedenime
saat 12 suları bunlar yaşanırken ankara'da
bir polis otosu devriye geziyor
ve sen illegal sevdam,
ciğerimde tütüyorsun toz duman altında..
sonsuzluğu seyre dalmak kadar
huzurlu bir şey bu...
ama..
isyan çağırıyor beni
yeter ulan
yeter....
bu gece.
yarılsa bu gökyüzü, yarılsa asfalt..
ve bir karanfil hıçkıra hıçkıra ağlasa
karanlık sussa
ben haykırsam..
bu yasadışı akşamlarda
şarjör misali
tükensem koynunda..
ve parça tesirli bir sevdanın
merkezinde olsam..
dağılsam sana..
paramparça olsam....
ERDAL EREN
#94
Gönderim zamanı 13.04.2006 - 23:18
Teşekkür ederim
bana ilk defa aşkı tattırdığın için
bana severek yaşamayı öğrettiğin için
hayata sımsıkı sarılmayı gösterdiğin için
Teşekkür ederim
bana sevgiyi hasreti acıyı tattırdığın için
beni kıskanç ve nazlı bir kız yaptığın için
bana bir bakışınla hayatı toz pembe gösterdiğin için
Teşekkür ederim
az da olsa bana kalbinde bir yer ayırdığın için
beni birazıcık olsun sevdiğin için
bana unutulmazlığı kanıtladığın için
Teşekkür ederim
gözlerimi açtığın için
son kez teşekkür ederim kalbimde kapanmayacak bir yara açtığın için
BU TEŞEKKÜRLER AZ BİLE
.
Ümit Yaşar Oğuzcan
#95
Gönderim zamanı 17.04.2006 - 22:48
Hayata ve hayat dışı herşeye rağmen
Sesindeki martılara
Ve uçup giden kırlangıca
Bir büyük yıldıza ve ondan kopan her yparçaya inat
Kağıda ve kaleme susmak
Ve geceye ve sigara demine
Ve avuçlarımdaki sessizliğe susmak
Bir çocuğun gülümsemesi
Bir kadının ağlaması ve bir erkeğin gözyaşlarıyken susmak
Bir ağacın kök salması kadar susmak
Betona inat bir yalnızın el vermesi
Bir düşkünün kalkamaması akdar susmak
Bir fahişenin sakızı ağzında susmak
Manasını bilmediğim dillerce
Ritmini yakalayamadığım müziklerce susmak
Ayrılığa ve birlikteliğe susmak..
Susmaktır bütün bildiğim
Sevişirken susmak
Konuşurken susmak
Susmaktır bütün öğrendiğim hayattan
Ve ağusunda gecenin boğmaya götütürler bedenim
Ölümlerce susmak...
-Nihat Polat-
Mükemmel !
#96
Gönderim zamanı 22.04.2006 - 11:52
Hicbiriniz bilmeyecek Sihiya'yi
Ogrenemeyecekler de
Kiminiz bir sehir ismi
Ya da memleket sanacak kiminiz
Ve atlaslari acip okyanuslarca arayacak
Hint'i, Cin'i, Macin'i,
Tarihleri paralayacaksiniz
Bulamayacaksiniz.
Sonra kiz ismi sanacak insanlar
Sevdiklerinin, bildiklerinin adlarini arastiracaklar
Belki de komsu kizlari birbirlerine
Supheyle bakacaklar
Dost dusman insanlar omurlerince
Sihiya'yi arayacaklar
Ben de Sihiya'yi ariyorum oysa
Biliyorum O bilinmezligince guzel
Manali, bulunmazligindan yana
Belki heryerden, herkesten uzak
Belki, taniriz sesini duysak
Si-hi-ya: Kirlenmemis isim
Si-hi-ya: Duyulmamis ulke
Si-hi-ya: Bilinmeyen, ulasilmayan
Bir yer. Bir isim...
Si-hi-ya: Baharla gelen her mevsim
Onu Ispanya gecelerinin sarhoslugunda
Hint sarkilarinin korkunclugunda
Belki Cin seddinin gerisinde duyuyorum
Oylesine derin bilinmezligi
Ki uzak oldugu kadar yakinda; biliyorum.
Si-hi-ya: Buyuk tarihler kadar eski
Yasanmamis asklar kadar sonsuz
Si-hi-ya: Ak sacli bebek
Si-hi-ya: Sangtundan gorunen melek
Dudak degmemis bir sarki dusun
Bir cicek. Hic acmamis omur boyunca
Ya da yuzyillar once yasamis
Bir kavmin baskentini gorursun
Ve yuzyillar sonra belki
Bu siirde Sihiya'yi bulursun.
Si-hi-ya: Sonsuzluk tanricasi
Si-hi-ya: Bilinmezlik turkusunde
Yuzyillar once Cin'deydi belki
Si-hi-ya: Venus'den guzel Venus guzelliginde
Ergun Evren
Kaynak:http://zifiri.8m.com/s33.htm
AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...
#97
Gönderim zamanı 22.04.2006 - 12:02
Akşamüstü oturdum yol kıyısına
Düşündüm
Ne kalacak bizden geriye
Balkan yaylasindan ve bozkırlardan
Kafdağlarına giden şu bulut
Sonsuz mevsimlerle esmerleşen
Şu toprak ve derin çınar ağacı
Biz yokken de vardı
Çocukların şu gülen sarı feneri
Ayışığı
Ve ıssız balkonlarda
Kırmızı biberlerle üzgün yaşlıları
Aynı mandalda kurutan güneş
Çayırda gölgeler bırakacak
Dalgın yeryüzünde çekilirken
Kalabalık çarşılara tortusu
Çökecek
Tüccarın kanpazarından
Mezarlığa taşıdığı paranın
Değirmeni döndüren ter ırmağı
Kuruyunca ardında tuz kalacak
Ve bir anı öfkeli işçilerden
Sinirli kediler bir tekir şerit
Olacak
Ve bir çöl esintisi
Dörtnala kaybolan arap atları
Bir çavdar haritası çizecek
Bozkırı terkeden tarla faresi
Kuş tüyleri gökyüzünün camını
Buzlu yazılarla donatacak
Hersey değişiyor ama ne yapsak
Duracak
Tarihin uzun duvarı
Taşlara kırmızı izler bırakan
Ve aynı kıyıdan yürüyen köle
Silecek kıralların adını
Gene de karanlık dağ başlarında
Yarın bir kin gibi hatırlanacak
Kanlı soy ağacının dalları
Kiraz ve kamıştan kavalımızın
Sesleri
Dağılıyor havada
Bir kuyu ağzından geçiyor gibi
Rüzgarı mor fistanli zamanın
Bu güzel şarkı da unutulacak
Kıyımlar acılar kanlar içinde
Savrulurken yaşadığımız günler
Bu soruyu mutlaka soracaksın
Ne kaldı ne kaldı bizden geriye?
Onat Kutlar
http://zifiri.8m.com/s36.htm
Bu mesaj sabrili1 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 22.04.2006 - 12:04
AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...
#98
Gönderim zamanı 22.04.2006 - 12:24
Bu oyunu öyle sahiplenmiştim ki,sevdiklerimi de sokmuştum işin içine.Yani o kadar inanmıştım bu oyunun saflığına,temizliğine...Aksi takdirde nasıl güvenebilirdim ki?Kurallarını bilmediğim bu oyuna...
Hizmet yapmak,emek sarfetmek yetmiyormuş anladım.Bu işe masum bir oyun tadında bakmak saçmalıkmış.Oyunun içine girip rol yapmak gerekiyormuş yapamadım.Duygusal davrandım,ne olursa olsun yüreğimi dinledim,neticede anlaşılamadım.
Çok yıprandım.Çok incindim.Her şeyden öte çook yandı bu gönül,beynimin düşündüğü,dilimin söylediği ama kimse tarafından duyulamayan şeylerle...
Artık dayanamıyorum ve stop düğmesine basıyorum bu oyunun ve hayatımdan çıkmasını istiyorum,bende olmayan,bana uymayan tüm özellikleriyle beraber.
Evet benim için artık bu oyun bitti.Bu oyunu kurallarına göre oynayamadığım ve bazı şeyleri kabullenemediğim için...
Yine yalnızım ama inanın hiç problem değil.Ben hep derdimi anlatmaya hep bir şeyler söylemeye ve hep yüreğimdekileri kağıda dökmeye devam edeceğim.Bir gün birilerinin beni anlaması ümidi ile...
"Kargalar sürüyle,KARTALLAR yalnız uçar"...
Kaynak:http://saricayetkin.blogspot.com/2006_01_01_saricayetkin_archive.html
Bu mesaj sabrili1 tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 22.04.2006 - 12:29
AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...
#99
Gönderim zamanı 22.04.2006 - 20:25
Sen beni sevmekten gidince ben bana borçlu kaldım
Ya sen bana fazla geldin ya ben sana az kaldım
Gitme bir adım öteye gülüm bir adımda gurbet olur
Gitme bir nefes öteye gülüm her nefes hasret olur
Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
El tutmak yol açıyor diye hesapsız
Susmalara kaldırdık tüm tutuşmaları
Yasak kelime oyunu yapmak
Yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak
Artık yağmur sonraları toprak kokmak yok
Tomurcuklanmak günah
Ve bir insan gözü yüzünden 100 gün ardarda uyumamak
Kimse ölmesin diye
Kimsenin aklında her sevdalı verdiği sözü geri alacak
Güneşi ayı ve hatta hiç bir tabiat olayı
Şahit gösterilmeyecek hiç bir sevdaya
Ne deniyorsa onu atacak kalp
Ve süresi24 saate çıkarılacak meskun mahallerde ağlamanın
Sen sesini alıp gidince ben burda dilsiz kaldım
Ya sen bana fazla geldin
Ya ben sana az kaldım
Gitme bir adım öteye gülüm bir adımda gurbet olur
Gitme bir nefes öteye gülüm her nefes hasret olur
Yılmaz Erdoğan
#100
Gönderim zamanı 23.04.2006 - 20:43
Çileyi koklayıp gül niyetine,
Zindana girersen beni de çağır.
Sabrı,kanaatı bal niyetine
Ekmeğe dürersen beni de çağır.
Bazen iki dünya sığar içime,
Bazen iki güneş doğar içime.
Bazen gam yağmuru yağar içime
Sen beni ararsan,beni de çağır.
Dostların var ise divanelerden,
Göz yaşın aktıysa minarelerden.
Binlerce senelik viranelerden
Bir şeyler yorarsan beni de çağır.
Ezelin ezelden öncesi vardı,
Yine sonsuzluktur sonsuzun ardı.
Zaman yumağına bizi kim sardı?
Aklını yorarsan beni de çağır.
Dışarda göz yanar,içerde yürek,
Taahhüt ehline tahammül gerek.
Mazlum yarasına merhem diyerek
Göz yaşı sürersen beni de çağır.
Abdurrahim Karakoç
AKP olmadan Dinimi,
MHP olmadan Ülkemi,
CHP olmadan ATATÜRK’Ü sevebilirim...
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Otomobili için şiir yazdı! |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Şiir.. |
Sizin Şiirleriniz | hüfyaa |
|
|
|
Şiir... |
Sizin Şiirleriniz | hüfyaa |
|
|
|
Siirt'te Saldırı: 4 Kadın Öldü, 2 De Ağır Yaralı Var.. |
Üçüncü Sayfa | Taurus |
|
|
|
Çok Şiir Yazmak İstedim Ben Yine :s |
Karalama Defteri (Blog falan hikaye!) | tusiana |
|
|
4 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 4 ziyaretçi, 0 gizli