SEMİNER + WORKSHOP + KONSER
MÜZİK İLE TEDAVİ – İNSANLIÐIN YÜKSEK DEÐERLERİ
MİSTİK TÜRK MUSİKİSİ – SUFİZM VE MÜZİK
MAKAMLARIN SPİRİTUEL ETKİLERİ
ORTA ASYA – ANADOLU YOGASI
MUSİKİMİZİN PERDE ARKASI
( TÜMATA )
TÜRK MUSİKİSİNİ ARAŞTIRMA VE TANITMA GURUBU
Yöneten: Yard. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç
Tarih:
10 Nisan Cumartesi 10,00 – 17,30
11 Nisan Pazar 10,00 – 17,30
Yer:
ATA ZİHİN VE BEDEN EÐİTİM MERKEZİ
Necatibey Cad No: 102/A
ANKARA
ankaratumata@yahoo.com
Ücret Bilgisi için:
(312) 235 21 22
(212) 511 15 38
(535) 824 69 74
http://www.tumata.com/
OTAÐ MÜZİK MERKEZİ
Alemdar Cad. 18/2
Sultanahmet
İstanbul
.
Türk Müziğini Araştırma ve Tanıtma Gurubu TÜMATA, geçtiğimiz 21- 22 Şubat tarihlerinde, Ankara’da Müzikle Tedavi ve İnsanlığın Yüksek Değerleri başlıklı iki seminer verdi. Ankara’da ilk defa düzenlenen bu seminer yoğun istek üzerine ve katılamayanlar için yeni bir fırsat amacıyla 10 – 11 Nisan tarihlerinde yenilenmiş ve zenginleştirilmiş konularıyla tekrarlanıyor.
Yard. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç ve gurubu TÜMATA’nın yurt dışında yaptığı bilimsel ve kültürsel çalışmalar içerisinde yer alan bu seminerlerde işlenen konular; Otantik Türk Musikisi öğelerinde bulunan mistizm, spiritualizm, yeni çağ anlayışı ve alternatif ilimler, Türk Müziğinin Tedavi edici ve koruyucu özellikleri; bilimsel ve akademik araştırmacılar ile birlikte konuyla alakalı herkes tarafından büyük ilgi görmekte, yaşanılan deneyimlerden ve alınan öğretilerden sonra katılımcılar tarafından kendi profesyonel ve özel yaşamlarında uygulanabilmektedir. Bugün dünyada yeniden keşfedilmiş bu hazineler katılımcılarla paylaşılacaktır.
Seminerin bir diğer amacı her kesimden katılımcılara:
· Geleneksel Müziğimizin şimdiye kadar araştırılmamış ve geliştirilmemiş zenginliklerini aktarmak,
· Orta Asya –Anadolu Yogası egzersizleri ile tanıştırmak,
· İçimizde eksikliği duyulan manevi boşlukları doldurmak,
· Evrensel değerleri olan ve bir çok toplulukları derinden etkileyerek kendi kültürlerinin oluşumuna ilham vermiş musiki ve ilmi geleneklerimizi yeniden hatırlatmak
· Huzursuzluğu, mutsuzluğu, ahenksizliği ve yorgunluğu kendi kültürümüzün musiki ve manevi gelenekleri ile tedavi etmek.
· Musiki bilgilerini ve zevklerini geliştirmek,
· Anadolu’da yaşanmış ve yaşanmakta olan mistizm ve alternatif ilimleri hatırlatmak,
· Müzik ile tedavinin uygulaması yapmak,
· Uzaklarda aranılan şifreleri, yaşadığımız topraklarda fark ettirmek,
· Zihin – Beden – Ruh bütünlüğündeki denge ve dengesizliklere karşı koruyucu ve onarıcı özellikleri geliştirtmek,
· Türk dünyasına ve Türk insanının gönül alemine müziğin kanatlarıyla bir seyahat yaptırmaktır.
SEMİNER + WORKSHOP + KONSER
Otantik Türk Musikisi’nin:
· Spirituel değerleri
· İnsanlığın üzerindeki manevi etkileri,
· Türk müziğinin ve enstrümanlarının meditasyonda kullanımı (meditatif etkileri),
· Modern ve Geleneksel Tıpta, Fiziki ve ruhsal rahatsızlıklarda koruyucu ve tedavi edici özellikleri,
· Evrensel yaşam enerjisine desteği (Reiki),
· Sosyalleşmedeki katkısı,
· Doğaçlama zenginlikleri (emprovizasyon),
· Yaratıcılığı artıran öğeleri
· Dört yüzden fazla makamları,
· Spor müsabakaları öncesi motivasyonu artırıcı, stresi yok edici ve içten gelen gücü tetikleyici etkileri,
· Günlük iş performanslarında verimi artırıcı ve düzenleyici unsurları,
· Barışa olan manevi desteği,
· Aile içerisinde barışık yaşama olan katkısı,
· Zihin – Beden – Ruh üzerinde makamların etkileşimleri,
· Astrolojik özellikleri ( Balık = Uşşak, Koç = Rast – Kaynak: Farabi, Haşim Bey Mecmuası)
Katılımcılarla paylaşılacaktır.
AKTİF TERAPİ
Kol, omuz ve baş hareketleriyle faaliyete geçen ruhi enerjinin bütün vücudu sarması ile elde edilen trans hali sonucu, hasta için gerekli tedavi bilgisine ulaşmayı amaçlamaktadır.
Seminerin en hareketli ve ilgi toplayan egzersizleridir. İç’ten geldiği gibi öğretilen figürlerle kontak kurulur ve dışa açılma sağlanır.
Otizm, geriatri, onkoloji, immünoloji, nöroloji, kardiyoloji, depresyon, anksiyete v.b konularında tedavi amacı ile uygulanmaktadır.
Eski Türk geleneklerinde Baksı dansı yapamayana kız ile oğlan evlendirilmezmiş.
Hareket tedavisi için kullanılmaktadır.
Baksı Dansı Olarak bilinir.
PASİF (RECEPTİV) TERAPİ:
Arşetipikal Hareketler – Orta Asya - Anadolu Yogası
· Tabiatla birleşme ve iç alemleri fark etme değerleri taşıyan egzersizlerdir.
· Tıbbi ve manevi değerleri vardır.
· Uzak Doğu felsefesi ve öğretilerinde yer alan Yoga egzersizlerinin çıkış noktası olarak bilinmektedir.
· Eski Türklerde kullanılmaya başlanılan bu hareketler, yoga egzersizlerine çok yakınlık göstermesinden dolayı Orta Asya – Anadolu Yogası olarak adlandırılmakta ve yeni bir şuur olarak Tümata çalışmalarında uzun bir süredir tedavi ve terapi amaçlı çeşitli seminer, klinik, hastane ve çalışma ortamlarında katılımcılara uygulanmaktadır.
· Tedavi değeri yüksek müzik ve hareket terapileri olarak bilinmektedir
· İstanbul’daki TÜMATA merkezinde ve Ankara’daki ATA Zihin ve Beden Eğitimi Merkezinde Orta Asya – Anadolu Yogası gurupları istek üzerine oluşturulmakta ve katılımcılara günlük hayatta koruyucu ve terapi değeri taşıyan egzersizler öğretilmektedir.
Orta Asya - Anadolu Yogası ve Amaçları
I. POZİSYON
El – Kalp – Zihin Köprüsü
Asıl olan beynin hakimiyetine ulaşmak. Bunun ilk yolu elin kontrolünü sağlamayı başarmaktan geçiyor. Bir elin içine dikkatle bakılırken diğer el kalbin üzerinde tutuluyor ve ney eşliğinde bir süre tekrarlanıyor. "Çünkü" diyor Rahmi Oruç Güvenç, "Dua ederken de avuçlarınızı açıyorsunuz. Elin içindeki çizgilerin Arapça 'Allah' yazısına benzediğine dikkat ederseniz aslında hiç de yabancı bir yerde olmadığınızı göreceksiniz.."
Sema ve Semah rituellerinde yapılan hareketlere benzemektedir.
II. POZİSYON
Dıştan İçe El Hareketleri
Parmaklar hafif aralık ya da araları kapalı, dışardan içe doğru ahenkli yapılan hareketlerdir.
“Ben size Şah damarınızdan daha yakınım.” Ayetinde geçen manayı keşfetmek, iç alemleri fethetmek ve insanın kendisiyle kontak kurmasını sağlayan hareketlerdir.
“İnsan için en büyük fetih, kendisini keşfetmesidir.” prensibine dayalıdır.
Farkındalığı yükseltici hareketlerdir.
III. POZİSYON
İçten dışa.
Ellerin içten dışa doğru hareket ettirilerek yapılan bir harekettir.
Bir önceki çalışmada elde edilen, iç alemin yeteneklerinin ve değerlerinin anlaşılmasıyla beraber dış alemle kontak kurma çalışmasıdır.
Başkalarını tanımak, varlıkları olduğu gibi kabul edebilmek, dış yaşamlara saygı duymak ve hakkını vermek bu hareketlerin yarattığı etkilerdir.
Bu hareketlerin özellikle pasif insanlar, otizm, kişilik erozyonları ve sosyal bozukluklar üzerinde çok önemli ve olumlu sonuçları gözlemlenmiştir.
Hareketlerde tabiatın motifleri de algılanmaktadır. “Uçmak, yüzmek, koşmak, rüzgar gibi esmek, havada süzülmek ve arzu ettiğine kavuşmak hislerini uyandırmaktadır.
Egoizmden çıkış, kurtuluş için gerekli bir harekettir.
IV. POZİSYON
Omuz Hareketleri
Omuz hareketlerinin çok önemli fonksiyonları olduğunu meditasyon yapanlar tarafından bilinmektedir.
Streslerin merkezleri omuzlardır ve açılımlar omuzlarda başlamaktadır.
Omuzlarda uygulanan hareketler sayesinde oluşan titreşimler, ritimler ve uyarılar (impulse) iç organları etkileyerek bir nevi masaj görevini üstlenmektedirler.
Bu etkileşimler duyguların (emosyon) değişmesinde çok önemli reaksiyonlar göstermektedir.
Kalp ve sinir sistemleri dahil olmak üzere vücuttaki bir çok organ bu uyarılar sayesinde bozuk ritimlerini dengelemektedirler.
V. POZİSYON
Baş Hareketleri
Boyundaki kireçlenmelere ve ağrılara karşı çok etkili bir egzersizdir.
Bu hareketlerde de uyarılar iç organları ve beyini etkilemektedir.
Beyine oksijen ve kan gitmesi için kullanılmaktadır.
Beyindeki metabolizmaları etkilemektedir.
Psikiyatrist - Antropolog görüşüne göre: “ Orta beyin insanın en arkaik, otantik ve değişmeyen bilgilerin bulunduğu bölümüdür. Bu bölgeye sadece müzik ile ulaşılabilmektedir. Bu hareketlerle de doğal olarak bu bölgelere çeşitli uyarılar gönderilmektedir.”
Arşetipikal Hareketler tek tek katılımcılara öğretilerek müzik eşliğinde bu hareketler doğaçlama olarak iç’ten geldiği gibi yapılmaktadır.
Bilim adamlarından Reiki Üstatlarına, Akademisyenlerden Yoga hocalarına, Öğrencilerden Öğretmenine kadar bir çok meslekten ve renkten insanlar Şubat ayında Ankara’da ilk kez yapılan seminerimizden oldukça memnun ayrıldılar. Türk Musikisinin Modern Tıpta ve sosyal yaşamda bilimsel kanıtlara dayanarak şimdiye kadar üzerine gidilmemiş değerleri hakkında bilgiler ve tecrübeler elde ettiler. Bu bilgileri ve tecrübeleri günlük yaşamlarında düzenli uygulayabilecek kapasiteye geldiler. Gördükleri terapileri ve aldıkları koruyucu bilgi ve egzersizleri ihtiyacı olanlarla paylaşma yetkinliğe ulaştılar.
Seminerimize iştirak eden bir bilim adamımız Türk Musikisi ile Terapi ve Tedavi Geleneğini bağlı bulunduğu üniversitenin Spor Bilimi Kürsüsünde incelemek, geliştirmek ve uygulamak için Tümata gurubunu 10 – 11 Nisan’da yeniden Ankara’ya davet etti. Bu fırsattan istifade ederek siz değerli kültür ve maneviyat dostlarına bilgilerimizi ve birikimlerimizi yeniden aktarmak ve farklı konularla zenginleştirilmiş ikinci seminerimizi tekrarlamak gayesi ile Cumartesi ve Pazar günü iki bölümden oluşacak seminerimizde sizlerin de yer almasını diler, yüreğinizdeki gülümsemede ve mutlulukta pay sahibi olmaktan yeniden kıvanç duyacağımızı hatırlatırız.
TÜMATA çalışmalarının dünya literatüründeki yeri ve önemi:
MİLENYUM’un doktoru ilan edilen ve tıp tarihine kazandırdığı 30 gramlık yapay kalple kardiyolojide yeni anlayış ve gelenek oluşturan dünyaca ünlü Türk Kalp Cerrahı Mehmet Öz, Tümata ile A.B.D’de bir konser esnasında tanışma fırsatı bulur. Modern tıbbın hastalıklara mutlaka geleneksel ve alternatif tıp ile birlikte çözüm araması gerektiğini kitaplarında da belirten Mehmet Öz, Tümata’nın müzik ile tedavi çalışmaları ile yakından ilgilenir ve özel olarak hazırlanmış Tedavi ve Terapi CD’lerini kliniğindeki hastalara ameliyat öncesi, sırasında ve sonrasında uygular. Kardiyoloji, ölüm oranlarının en sık yaşandığı bölüm olarak bilinmektedir. Ameliyat öncesi yaşanılan heyecanlar yüzünden ölüm oranları yüksektir. Tümata CD’leri dinletildikten sonra ölüm oranlarında %32 oranında düşme tespit edilmiştir. Bu oran Kardiyoloji bilimi için çok yüksektir ve yeni bir heyecan yaratmıştır. A.B.D’de Best – Seller (En çok satan kitap) olan “Şifayı Yüreğinde Ara” isimli kitabında Mehmet Öz Tümata müziğinin tedavi ve terapi değerlerinden bahsetmiş ve Yard. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç ile tanışmasının heyecanını çok güzel bir üslupla anlatmıştır. A.B.D vatandaşlarının Otantik Türk Musikisi ile yeniden hayata döndürülmeleri kültürümüzün içinde saklı hazinelerin etkisi ve kullanım alanlarının ne kadar engin ve derin olduğunu kanıtlamaktadır. Tümata’nın amacı hurafelere tutunmadan, bilimsel platformlarda etkisi ispatlanmış değerlerimizi yeniden kültürümüze ve akademik çalışmalarımıza kazandırmaktır.
Tümata çalışmaları Kardiyoloji bilimi ile birlikte Modern Tıbbın bir çok alanında projeler halinde bilimsel platformlarda sürdürülmekte ve her geçen gün yeni sonuçlar ile dünya kamuoyunda ve literatüründe yerini almaktadır.
TÜRK MÜZİÐİ VE TEDAVİ
Müzik konusunda araştırmalar yapan uzmanlar, araştırıcılar, antropologlar, sosyologlar müziğin dilden önce var olduğunu bulmuşlardır. Konuşma için gerekli olan soyut kavramlar, hafıza, semboller, çağrışımlar, analojik bağlantılar insanla birlikte gelişmiş ve olgunlaşmıştır. Tabiatın her zerresinde ise büyük bir nizam ve ahenk içinde devam eden ritim ve melodi beraberliği bulunmaktadır. Kuş seslerindeki ahenk ve ritim mükemmelliğinde; elektronların, atomların, galaksilerin hareketleri ile vücudumuzdaki sıvı dolaşımlarının büyütülen seslerinde müziğin varlık alemiyle ilgi ve ilişkisini gözlemleyebilmekteyiz.
Dünyada müzik ve müzik terapi tarihi anlayışı bizi antropoloji, tarih, ethnoterapi, ethnomedicin, psikoloji, pedagoji, sosyoloji, spiritüalite, parapsikoloji gibi bilimlerle işbirliğine götürmektedir.
Tarih açısından konuya girdiğimizde çok eski yıllara yolculuk yapmamız gerekir:
Azerbaycan’da Gobustan kayalıklarında görülen dans eden insan şekilleri, 12-14 bin yıllık müzik ve hareket gerçeğini ortaya koymaktadır. Uygur Türklerine ait Hoten şehri Çerçen kazası yakınında Mülçe ırmağı kenarında bulunan Mingyar kaya resimleri 6-8 bin yıllık bir geçmişten haber vermektedir. Çok eski zamanlara bizi ulaştıran tarih ve kültür birikimi, Proto-Türk kültürü ile gözlendiğinde, Alman bilim adamı Dr. Wolfram Eberhard tarafından yazıya geçirilmiş bilgiler önem taşımakta olup, Türk kültürünün M.Ö. 3 bin yıllarında Çin kültürüne: müzik, dans, seramik, tiyatro, hayvan terbiyesi v.b konularındaki etkileri belgelenmektedir. Fransız araştırıcı Maurice Curan’ın Çin Kaynaklarına dayanarak Lavinniac Müzik Ansiklopedisinde neşredilen verilere göre, Eski Türk Müzik enstrümanları ve pentatonik (beş sesli) müzik icra şekli Çin kültürünü geniş biçimde etkilemiştir. Bu konuda Eduard Chavannes, Bela Bartok, Robert Lach isimli araştırmacılar ve büyük Türk Etnomüzikologları Mahmut Ragıp Gazimihal ile Ahmet Adnan Saygun, Ferruh Ersunar araştırmalar yapmışlar, Türk Müzik Kültürünün Orta Asya Anadolu bağlantısını ve Çin kültürüne etkisini belgelerle ortaya koymuşlardır. Bu araştırmalara göre Proto-Türk kültürünün önemli merkezleri, Sensi ve Kansu eyaletleridir. Hakas ve Tuva kültürü, Altay –Türk kültürü bizi M.Ö 3000 yılları ile buluşturmaktadır. 20. yüzyılın başında Sovyet araştırıcılar Rudenko ve Griaznov, Altay’lardaki Pazırık Vadisinde buzların altında “Çeng” adı verilen bir enstrüman buldular. Rudenko, bu enstrümanın ait olduğu Proto-Türk kültürü tarihini 3700 yıl önceye götürmektedir.
MÜZİK VE HAREKET TEDAVİSİ GELENEÐİ
Aktif Müzik Terapi:
Kam ve baksı adı verilen Orta Asya hekimleri, müzik ve dansı hasta tedavisi için kullanıyorlardı. Kazakistan, Kırgızistan, Altay, Moğolistan ve Sibirya bölgelerinde halen devam eden bu dans terapisi, kol, omuz ve baş hareketleriyle faaliyete geçen ruhi enerjinin bütün vücudu sarması ile elde edilen trans hali sonucu, hasta için gerekli tedavi bilgisine ulaşmayı amaçlamaktadır. Baksılar; Kılkopuz, Dombra, Şankopuz, Asatayak, Davul gibi müzik aletleri ile trans ve tedavi eylemini gerçekleştiriyorlardı. Bu seanlarda genel olarak Pentatonik Müzik tonları kullanılıyordu. İngiltere’de, Londra Nordoff – Robbins müzik terapi enstitüsünde uygulanan tedavi sisteminde Pentatonik müziğin kişilerde kendine güven ve kararlılık oluşturduğu bulgusu ile, Otistik çocukların tedavisi ve eğitiminde bu müzik kullanılmaktadır.
TÜMATA çalışmaları içerisinde Baksı dansı ile birlikte çeşitli sufi dansları (sema, semah) incelenmekte ve oluşturulan aktif müzik terapi anlayışı ile bu eski teknikler, modern tıp içinde, otizm, geriatri, onkoloji, immünoloji, nöroloji, kardiyoloji, depresyon, anksiyete v.b konularında tedavi amacı ile uygulanmaktadır. Bu konularda Berlin Urban Hastanesi ve Viyana Meidling Kliniği işbirliği söz konusudur.
Pasif (Reseptiv) Müzik Terapi Geleneği:
Türk Tarihi ve Kültüründe önemli bir yeri olan müzik ve dans ve bunlarla yapılan tedavi konusunda; pentatonik müzik formu ve Baksı – Kam tedavi geleneğinin yanı sıra olgunlaşıp yerleşen makam müziği ile tedavi günümüz tıbbında yeniden güncelleşmiş bulunmaktadır. Bin yıldan daha önceki zamanlarda Orta Asya’da; Horasan ve Uygur bölgelerinde gelişerek yayılan makam musiki hakkında Farabi, İbn-i Sina, Ebu Bekir Razi, Hasan Şuri, Hekimbaşı Gevrekzade Hafız Hasan Efendi, Haşim Bey eserler yazmışlar ve makamların duygular ve organlarla ilişkilerini tasniflerle belirtmişlerdir. Pentatonik müzik Türk illerinde gelişmeye devam ederken, yedili sistem olan ve bir tam sesin dokuz komadan oluşması esasına dayalı makam sistemi, takriben dört yüzü geçen makam zenginliği ile kültür ve sanatımıza büyük katkıda bulunmuştur.
M.S. 834-932 yıllarında yaşamış olan müslüman Türk bilginlerinden Ebu Bekir Razi, melankoliklerin tedavisi üzerine yazdığı bir eserinde şöyle diyor: “ ... melankolik hasta kesinlikle meşguliyetle tedavi edilmelidir. ... melankolik hasta balık tutma veya avlanma gibi eğlenceli işlerden biri ile uğraşmalıdır. Mümkünse çeşitli oyunlara alıştırılmalıdır; huyunu, ahlakını, davranışlarını beğendiği ve sevdiği kimse ile buluşup görüşmeli özellikle güzel sesle okunan şarkılar dinlemelidir.”
TÜMATA
TÜMATA (Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma) gurubu, Yard. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç tarafından kurulmuş olup, karşılaştırmalı müzik tarihi (Etnomüzikoloji) açısından, TürkMusikisi’nin tarihi, enstrüman bilimi ve özellikleri, repertuar malzemesi, icra şekilleri konularında teori ve uygulama çalışmaları yürütülmektedir.
Etnomüzikoloji malzemelerinin tıp bilimi bünyesinde ele alınıp kullanıldığı önemli bir alan olan müzik ve hareket tedavisi alanında bugüne taşınmış olan bilgi birikimini, Türkiye’de ve Avrupa’da klinik ve laboratuar tecrübeleri ile birleştirmiştir. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Psikiatri Ana Bilim Dalı klinik psikoloji doktora çalışmaları sırasında yapılan Psikogalvanik refleks ile müzik ilişkisi araştırmaları (1976 - 1980), Berlin Urban Hastanesinde kompüterize edilen EEG analizleri ve Türk Musikisi makamlarının etkisi (1986 - 1980), Avusturya’da halen devam eden Nöroloji, Kardiyoloji, Onkoloji, Geriatri, İmmünoloji Projeleri ve elde edilen bulgular (2001 - 2003) Türk Müzik Terapi geleneğinin yerini ve önemini açıkça ortaya koymaktadır.
İstanbul Marmara Üniversitesi Senatosu 18 Şubat 1977 tarih, 1997/74 toplantı sayısı, 97/1744 karar no ve 06 Mayıs 1997 tarihli “Münih Hochschule für Music”, senato kararı ile, Avusturya Doğu Müzikterapi okulu, Münih Yüksek Müzik ve Tiyatro Akademisi ile Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü arasında Türk Müzik Terapi Geleneği ve uygulamaları konusunda bir eğitim projesi başlatmıştır. Ayrıca 1986 yılından beri Avusturya Rosenau Doğu Müzik Terapi okulu eğitim programı bünyesinde çalışmalar devam etmekte olup; Zürih, Madrid, Barselona, Berlin, Manheim’da paralel eğitim kursları devam etmektedir.
Yard. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç’in yetiştirdiği müzik terapi uzmanları Avusturya ve Almanya’da kliniklerde tedavi faaliyetlerini sürdürmektedirler.
Büyük ve uzun bir tarih ve kültür birikiminin bugüne ulaştırdığı etnomüzikoloji ve müzik terapi malzemeleri, sayıları 25 sanatçıya ulaşan TÜMATA üyeleri tarafından, yurt içinde ve yurt dışında konser, seminer, konferans, sempozyum, TV programları ile tanıtılmakta ve yaşatılmaktadır. Tümata’nın İstanbul Sultanahmet’te bulunan merkezinde yer alan müzede Türk illerinden toplanarak korumaya alınmış olan ve uygulamalarda kullanılan 300’den fazla otantik müzik aleti bulunmaktadır. Gurup üyeleri haftanın belirli günlerinde toplanarak konser ve müzik terapi uygulama provaları yapmaktadırlar. Çeşitli klinik faaliyetleri de yurt içi ve dışında devam etmektedir. Tümata üyeleri, ulusal ve uluslararası bir çok festivallere katılmış, Türkiye’de ve yurt dışında pek çok seminer ve konser faaliyetlerinde yer almıştır. Bakırköy Ruh ve Sinir hastalıkları hastanesinde Dr. Arif Verimli ile beraber hastalar üzerine müzik ve hareket tedavisi programları uygulamıştır. (1997 / 1999)
400’ den fazla müzik makamı olduğu ve bu makamların insan bünyesindeki organlara ve duygulara etkileri bilinmektedir. Tümata’nın faaliyet konularından en önemli bölümünü oluşturan Otantik Türk Musikisi Makamlarının tedavi değerleri müzik terapi seanslarında değerlendirilmektedir. Yapılan çalışmalar ve alınan sonuçlar atalarımızın geleneklerinden kalan bilgilerin doğruluğunu bilimsel platformlarda da kanıtlamıştır
Tümata gurubunun elde ettiği bilimsel değerler ve çalışmalar ve müzik terapi’de kullanılan özel Makam CD ve Kaset çalışmaları arzu edenler tarafından Sultanahmetteki merkezinden temin edilebilmektedir. İstanbul’da olmayanlar için www.tumata.com adresinden çalışmaları temin etmek mümkündür.
Otantik Türk Musikisinin Bilimsel ve Modern Tıpta Kullanım sahaları:
Antropoloji, Tarih, Etnoterapi, Etnomedicin,
Ruhsal hastalıklar
Nörotik kişiler, Psikotik Hastalar, Otizm
Fiziksel hastalıklar
Baş ağrıları
Kas spazmları
Kireçlenme
Dahiliye
Böbrek fonksiyonları, sindirim sistemi bozuklukları
Kardiyoloji
Kalp rahatsızlıkları, ritim bozuklukları
Nöroloji
Beyin Hastalıklar Sinir Sistemleri
İmmunoloji
Bağışıklık Sistemi
Geriatri
İhtiyarlık Psikiyatrisi
Pedagoji
Çocuk Hastalıkları
Kadın Doğum
Doğum öncesi ve sonrası oluşan ağrılarda, regl dönemindeki ağrı ve spazmlarda
TÜMATA
Alemdar Cad. No 18/2
Sultanahmet İstanbul
Tel: (212) 511 15 38
www.tumata.com
OTANTİK TÜRK MUSİKİSİ MAKAMLARININ
ASTROLOJİ - ORGAN TESİRİ
ZAMAN BAÐLANTISI - TEDAVİ ETKİLERİ
NİHAVEND MAKAMI: ( Oğlak ve yay burcu) : Öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisi fazladır. Kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkilidir. Kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır. Kuvvet ve barış duygusu verir. Akıl hastalıklarına etkili olduğu konusunda önemli bilgiler ve çalışmalar vardır.
RAST MAKAMI: (Koç burcu): Gece yarısı ve seher zamanları etkilidir. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engellemektedir. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde nem hakim olduğu için; bu nedenle oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyidir. Sefa, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devadır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır.
REHAVİ MAKAMI: ( Terazi burcu): Aslan Burcunun özelliklerini de taşır. Nemli ve kuru, sarı safra, erkek, sağ omuz, baş ağrıları, burun kanamaları, ağız çarpıklığı ve balgamdan gelen hastalıklara, akıl hastalarına faydalıdır. Doğuma yardımcı olur. Göğüs, mide ve yan böğür (basen) için faydalıdır. Sonsuzluk ve yer çekiminden kurtulma duygusu verir.
HÜSEYNİ MAKAMI: (Akrep Burcu ( Kova Burcu). Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer, kalp ve ruhların iltihabını söndürür ve yok eder. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Büyük erkeklerde görülen gizli ateşli nöbeti ve günde bir kere gelen ateşli nöbetin giderilmesinde faydalıdır. Sol omuza etkilidir. Sıtma hastalığına iyidir. Barış duygusu verir. İç organlara etkilidir. Tabiat ile birleştirir. İçindeki, gizli pentatonik yapı sebebiyle, kendine güven ve kararlılık duygusu verir; bundan dolayı otistik ve spastik hastalara faydalıdır.
HİCAZ MAKAMI: (Yay Burcu) Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üro-genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Alçakgönüllülük duygusu verir. Düşük nabız atımını yükseltir ve göğüs bölgesi diğer önemli etki alanıdır.
UŞŞAK MAKAMI: ( Balık Burcu) Kalp, ayak rahatsızlıkları, nikriz (damla) ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Çocukların bütün organlarını etkileyen kuru ve sıcak yellerde ve büyük erkeklerde görülen ayak ağrılarına faydalıdır. Derin aşk ve mistik duyguların ifade vasıtasıdır.
BÜZÜRK MAKAMI: (Aslan Burcu) Zihni temizler, vesvese ve korkuyu def eder. Fikre yön verir. Kulunç ve beyin hasarı ile ortaya çıkan şiddetli hastalıklara yararlıdır. Güç kazandırır. Boyun, boğaz, göğüs, ciğer ve kalp ve yan böğür (basen) için etkilidir.
ZENGÜLE MAKAMI: (Başak Burcu, Terazi Burcu). Kalça eklemleri ve bacak içleri ile ilgisi bulunur. Kalp hastalıklarına, menenjit ve beyin hastalıklarına etkilidir. Beyin hastalıkları ve ruh hastalıklarının tedavisi için mide ve karaciğer ateşini yok eder.
ISFAHAN MAKAMI: (İkizler Burcu ,Yengeç Burcu); Hava tabiatlı, ikindi ile yatsı arası etkilidir. Su bağlantısı vardır. Soğuk ve nemlidir. Beyaz balgam ile ilgilidir. Dişi, gece karakterli, Pazartesi bağlantılıdır. Soğuk tabiatlı olduğu gibi, ateşli hastalıklardan vücudu koruyucu özelliği vardır. Ense, boyun, omuzlar ve sol dirsek için etkilidir. Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, gönül yenileme, düzgünlük verme, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır.
NEVA MAKAMI: (Kova Burcu, Oğlak Burcu); Satürn. Hava tabiatlı, kuru-soğuk özellik gösterir. Göğsün sağ tarafına, böbreklere, omurilik, kalça ve uyluk bölgelerine etkisi vardır. Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir. Kötü fikirleri kovduğu, cesaret ve yiğitlik verdiği, gönül sevinci oluşturduğu ileri sürülür. Kuvvet ve kahramanlık duyguları meydana getirir. Akıl hastalıklarının tedavisinde faydalıdır.
IRAK MAKAMI: ( Boğa Burcu;) Venüs bağlantılıdır. Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarına faydalıdır. Omuz, kol, sol kol ve ellere etkilidir. Başın üst tarafına etkisi belirtilmektedir. Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korkuyu def eder.
ZİREFKEND MAKAMI: (Yengeç Burcu.) Merkür Sırt, mafsal ağrılarına ve kulunca faydalıdır. Beyinle ilgili ağız çarpılmasına, kalp, ciğer, göğüs, kalça ve sağ omuza etkilidir. Meclisin neşesini arttırır, derin duygu hissi verir.
ACEMAŞİRAN MAKAMI: Vücutta yağ dengesine yardım eder. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Hanımlarda doğumu kolaylaştırır. Anne karnındaki çocuğun yanlış duruşlarının düzelmesine yardım eder.
SEGAH MAKAMI: Hararetten meydana gelen şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır.
BUSELİK MAKAMI: Nihavend makamı ile benzer özelliği gösterir.
SABA MAKAMI: Şecaat, cesaret, kuvvet ve rahatlık verir.
PENTATONİK MELODİLER: Pentatonik müzik, Asya kökenli Türk musikisinin en önemli ve karakteristik özelliğidir. Bir gam içindeki 7 sesten ikisinin azalması ile, 3 adet tam ve 2 adet 1,5 sesten olmak üzere 5 sesten oluşmuştur. Kendine güven ve kararlılık verir. Çocuklara, 9-10 yaşına kadar sadece pentatonik müzik dinletilmesi tavsiye edilmektedir.
İmaj Müzik: İmaj göstererek tedavinin kolaylaşması sağlar. Rahatlık sağlar. Çocuklara, 9-10 yaşına kadar sadece pentatonik müzik dinletilmesi tavsiye edilmektedir.
Yukarıda okuduğunuz tespitlerin bilimsel gerçekliği yurt içi ve yurt dışında yapılan laboratuar ve klinik deneylerinden sonra ispatlanmıştır. Halen beş farklı bilim alanında Otantik Türk Musikisinin gücü ve etkisi deneylenmekte ve projelendirilmektedir.
Çalışmalar ve seminer hakkında bilgi almak için:
TÜMATA
Alemdar Cad. 18/2
Sultanahmet – İstanbul
212 511 15 38
312 235 21 22
www.tumata.com
.