NAMAZ ve KUR'AN-I KERIM hakkında
#41
Gönderim zamanı 17.10.2006 - 15:00
Sayın Ali GÜRGAN
1- İnsan vücudunda örtülmesi farz, görünmesi ve gösterilmesi yasak olan, başkaları tarafından da bakılması haram olan yerlere avret bölgesi denir.
Avret yerlerini örtmek, namazın şartlarından biridir; buna "setr-i avret" denir. Kadınların avret mahalli ise, el, ayak ve yüzü dışındaki bütün uzuvlarıdır. Kadınların namaz kılarken el, ayak ve yüzleri dışındaki bütün uzuvlarını örtmeleri gerekir
İslam dini tesettürü emretmekle birlikte, örtünmenin şekli konusunda ayrıntıya girmemiştir, bunu örfe ve adete bırakmıştır.
Buna göre teni gösterecek şekilde ince ve şeffaf, vücut hatlarını belli edecek şekilde dar olmamak kaydıyla, örfe uygun her türlü kıyafeti giyilebilir ve böyle bir kıyafetle namaz kılınabilir.
Sorularınızı telefonla da sorabilirsiniz. Din İşleri Yüksek Kurulunun Dini sorulara cevap telefonları: 0 312 295 76 59; 0 312 295 76 60. (1)
Kadınlar ayakları avret mahalli olmadığından, çorapsız namaz kılabilirler.
Sorunuza detaylı cevap için web sitemizde yüklü "Sıkça Sorulanlar" da "Kadınlar Çorapsız ve Başı açık Namaz Kılabilir mi?" bölümüne bakabilirsiniz. (2)
Kadınlar kısa kollu tişörtle namaz kılamazlar.
2- Makyaj sürüldükten sonra namaz kılınıp kılınmayacağına gelince;Makyajda kullanılan malzemede ve kozmetikte pis ve zararlı bir madde bulunmamalı, abdest alırken suyu altına geçirmelidir. Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup da suyun bedene ulaşmasına mani olanlar, abdest ve gusle dolayısıyla namaz kılmaya da engeldir.
3- Yukarıda belirtilen hususlara aykırı olarak kılınan namazın iadesi gerekir.
4- Kur'an-ı Kerim, hem lafzı hem manası ile Kur'andır. Lafzı da, manası da ilâhîdir. Bu itibarla, Kur'an mealleri Kur'an hükmünde değildir. Yüce Rabbimizin öğütleri ve buyruklarını öğrenmek maksadıyla, Kur'an-ı Kerim'in meal ve tefsirlerini okumak güzel ve sevaplı bir iş ise de bunları okumakla hatim indirilmiş olmaz.
Kur'an-ı Kerim'i ibadet maksadıyla arapçasından okumanın yanında, Türkçesinden okuyup anlamaya çalışmak da faydalı ve sevap bir iştir. (4)
5- Kur'an okumaya başlayan bir kimse euzu-besmele çekerek okumaya başlar .Dua okumak gerekli değildir.
Bilgilerinizi rica eder; Kadir Gecenizi ve yaklaşan Ramazan Bayramınızı kutlar; esenliğinizi dileriz.
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIÐI
Değişiklikler Kaydedildi...
#42
Gönderim zamanı 17.10.2006 - 15:15
o halde ben bütün kurallara uyuyorum sanıyorum.(çorapsız felan idare ediyoz iste) .))
neyse saka bir yana kabülü allahtan..
dokuzcum cok tesekkürler
Allah emretmiş : "namaz kılın, zamanında kılamıyorsanız kazasını kılın, o halde kılmanız icin hicbir mani veya mazeretiniz yok, hasta mısın? oturarak secde et, ama kıl) (gibi)
peygamber efendimiz vefat etmeden önce son kelimeleri su olmus : sizden 3 şey istiyorum.
1- namaz
2- calisanlariniza, kölelerinize zulüm etmeyin
3- kadinlarınıza zulüm etmeyin.
benim gibi bir insanın 5 vakit kıllmaya baslamasının tek nedeni allahın emrettigi gibi hic bir mazeretimin olmadigini anlamam olmustur. aksam namazında tamamını kaza ediyorum. icimdeki huzuru size tarif edemem.
beni tanımadan dediklerimi anlayamazsınız.. allah isteyen herkese nasip etsin.
edit'tör : allahım emretmiş.
Bu mesaj tanrica tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 17.10.2006 - 17:03
#43
Gönderim zamanı 17.10.2006 - 16:30
tanrıça rumuzlu sayıne den yukarıdaki alıntı yukarıdaki ifade ediş söylemini ALLAH
nerde söylemiş (KUR,AN damı yoksa kudsi hadis mi) yoksa inanan insanlar ile alay
etmek için yazılmış keyfi bir yazımı her halukarda kişi veya kişilerin inandığı veya
inanmadığı bir şeye karşı tavır koyacaksa evvela bilgili olması lazım çünkü gelen
bilgiyi hazmetmesi ve anlaması açısından birde edep(etik) li olması lazım insan ile
ve inancı ile alaycı yaklaşmasıylan ister namaz kıl ister kılma ister inan ister inanma 21. yüz yıla girdiğimiz bu zamanda kendilerine çağdaş demokrat diyenlerin
dine ve dindarlara yaklaşımı üzüntü verici bu zihniyeti protesto ediyorum.
MUTA.
#44
Gönderim zamanı 17.10.2006 - 17:00
bir bardak soguk gazoz da ister misin?
düzeltiyorum : allah emretmiş!
#45
Gönderim zamanı 17.10.2006 - 19:18
Poyraz ile kaynattım
Nedir diye sorana
Bandım verdim özümü
YUNUS.
MUTA.
#46
Gönderim zamanı 19.10.2006 - 09:38
#47
Gönderim zamanı 19.10.2006 - 11:38
Birgün musa a.s. bir köyden geçerken bir adamın Allaha şu şekilde dua ettiğini görmüş: Allahım ben seni çok seviyorum ne olur gelsende elbiselerini yıkasam, yemek yaptım karnını doyursam, çorap ördüm ayağına giydirsem diye Allaha dua ediyormuş. Musa A.S. köylüye; ne yapıyorsun! hiç Allaha öyle dua edilirmi! diye kızmış köylü: ne yapayım nasıl dua edeyim peki demiş Musa A.S.ona şöyle, şöyle dua edeceksin diyerek birçok dua öğretmiş ve gitmiş...
Musa a.s denizin üstünden yürüyerek giderken arkasından köylüde "denizde koşarak" musa a.s : ya musa ben öğrettiğin duanın birisinde şaşırdım unuttum şurası nasıldı ne söylüyorduk dediğinde musa a.s köylünün Allaha olan aşkının kelimelerdende önemli olduğunu anlamış ve ona: nasıl biliyorsan öyle dua et, nasıl biliyorsan öyle dua et diyerek ayrılmış.
bu hikayenin sonunu başka bir yerde ise Allah musa a.s. : sen benim kulumla arama niye giriyorsun onunla biz ne güzel konuşuyorduk, söyleşiyorduk ve onun bu samimiyeti benim hoşuma gidiyordu sen ondaki o samimiyeti yokolmasına neden oldun diye şikayette bulunmuş
sonuç itibariyle bu hikayeye nerden bakarsak bakalım
Allahın insanın kalbine samimiyetine, sevgisine, aşkına baktığını gerisinin yani çok çok önemli olmadığını anlatıyor.
Resululah a.s dan sonra bana göre fetva makamı sona ermiştir. bu ne diyanete ne başka bir kuruma, nede başka bir şeyh, veli dahi olsa bir insana verilmemiştir.
Elimizde Kuran ve Muhammed A.S. ın sünneti yaşantısı bize gereken bilgileri fazlasıyla verir.
Ne güzel.. Kuran mealini okuyorum diyorsun tanrıça! Kuranı arapça okuyup anlamını bilmemekten çok iyi
bana göre her müslüman Kuranı ve sünneti okuyup araştırması ve Kuran+Sünnet+Vicdan+sevgi=DOÐRU KARAR'ı kendisi vermeli ve "kimsenin fetvasına" yorumuna göre hareket etmemeli...
Sevgi ve dualarımla...
Bu mesaj cengiz tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 19.10.2006 - 11:39
#48
Gönderim zamanı 19.10.2006 - 12:09
dogru mudur? böyle bir gecede hangi dua muhakkak edilmelidir?
18 yaşımdayken mucizevi bir duam kabul olmustu ama son on yıldır dualarım bana mısın demiyor.
offffff..
#49
Gönderim zamanı 19.10.2006 - 12:37
Hz. Aişe annemiz (r.a), bir gün kendilerine:
"- Ey Allah’ın Rasülü, şayet Kadir Gecesi’ne rastlarsam nasıl dua edeyim?" şeklinde sorunca, Peygamberimiz (s.a.v) ona şu duayı öğretir:
(Allahümme inneke afüvvün tühibbül afve fa’fu anni) "Ey Allah’ım! Muhakkak Sen affedicisin, affetmeyi seversin beni de affet!"
Bu mesaj Mel G. tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 19.10.2006 - 15:09
#50
Gönderim zamanı 20.10.2006 - 19:52
bu soruyu kendin için soruyorsun sanırı...Yaz ayları bilirsiniz sıcak olur. Kısa kollu tişört olur üstümüzde. Şimdi onunla kılmak günahmı ki ?
erkekler kısa kollu tişörtle evet kılabilirler...
............................şşşşt sessiz ol!.................................
#51
Gönderim zamanı 12.11.2006 - 14:28
Nerde?namazdayken örtünmeleri emrediliyor
Sıkmayın yahu.. Diyanet İşleri Başkanlığı bile birbirine girip toplantılar yapıyor bunun üzerine. Siz direk çözümlemiş gibi konuşuyorsunuz.
Alim olan sizseniz sizin sözünüzden çıkmayalım!
İnanan kadınlara söyle, onlar da gözlerini bakılması yasak olandan çevirsinler; iffetlerini korusunlar; [örfen] görünmesinde sakınca olmayan yerleri dışında, cazibe ve güzelliklerini açığa vurmasınlar; ve bunun için, başörtülerini yakalarının üzerine salsınlar. Cazibe ve güzelliklerini kocalarından, babalarından, kayınpederlerinden, oğullarından, üvey oğullarından, kardeşlerinden, erkek kardeşlerinin ya da kız kardeşlerinin oğullarından, kendi evlerindeki kadınlardan, yahut yasal olarak sahip oldukları kimselerden, yahut kendilerine bağlı olup cinsel isteklerden yoksun bulunan erkeklerden, ya da kadınların mahrem yerlerinin henüz farkında olmayan çocuklardan başka kimsenin önünde açığa vurmasınlar; ve [yürürken] gizli görkem ve güzelliklerini belli edecek şekilde ayaklarını yere vurmasınlar.Ve siz, ey müminler, hepiniz topluca, günahkarca davranışlardan dönüp Allah'a yönelin ki kurtuluşa, esenliğe erişesiniz!
NUR-31- AYET MEALİ.
AÇIKLAMA.
"[örfen]" sözcüğüyle yaptığımız ilave illâ mâ zahera minhâ ifadesiyle ilgili olarak ilk İslam alimlerinin ve özellikle (Râzî'nin kaydettiğine göre) el-Kiffâl'in yaptığı "kişinin hakim örfe (el-âdetu'l-câriyye: geçerli âdet) uyarak açık tutabileceği, yani örtmemesinde beis olmayan yerler" şeklindeki açıklamayı yansıtmaktadır. İslam Hukuku'nun geleneksel temsilcileri "görünmesinde [örfen] sakınca olmayan" ifadesinin tanımını her ne kadar kadının yüzü, elleri ve ayaklarıyla sınırlı tutma eğilimini göstermişler -hatta sınırlamayı bazan daha da ileri götürmüşler- ise de, illâ mâ zahera minhâ'nın anlamı bizce çok daha geniştir; nitekim, kullanılan ifadedeki kasdî belirsizlik (yahut çok anlamlılık) da bu hususta, insanın ahlakî ve toplumsal gelişiminin gereği olarak ortaya çıkan zamana bağımlı değişikliklerin gözönünde bulundurulduğunu göstermektedir. Yukarıda, aynı kelimelerle hem erkeklere ve hem de kadınlara ulaştırılmak istenen mesajın özü, onların "haramdan gözlerini çevirmeleri ve iffetlerini korumaları" noktasında düğümlenmektedir; kişinin, yaşadığı çağda, Kur'an'ın toplumsal ahlak konusunda getirdiği ilkeleri gözönünde tutarak, dış görünüşünde, giyim kuşamında göstermek zorunda olduğu dikkatin sınırlarını da bu ölçü belirlemektedir.
Himâr (çoğulu humur), hem İslam'dan önce, hem de İslam'dan sonra Arap kadınlarının kullandıkları geleneksel başörtüsüdür. Klasik müfessirlere göre, bu başörtüsü kadınlar tarafından İslam öncesi dönemde az çok süs giysisi olarak kullanılır ve uçları örtünen kadının sırtına serbestçe bırakılırdı; o günün yaygın modasına göre, kadınların giydiği gömleğin ya da bluzun önünde genişçe bir açıklık bulunur ve böylece göğüsler örtülmezdi. Bunun içindir ki, göğsün himâr ile örtülmesinin emredilmesi bu iş için mutlaka himâr kullanılmasının gerektiğini ifade etmez; fakat, sadece kadınların göğüs kısmının, örfen açık bırakılmasında sakınca bulunmayan yerlerden olmadığını ve dolayısıyla örtülmesi, gösterilmemesi gerektiğini ifade eder.
Zannedersem bu kadar şimdilik yeter İslam da (Müslüman) örtünme yok demek Müslümanlığa kafasına göre yorum yapmak demek tir 1400 küsür senedir uygulana gelen örtünmeyi bazıları zamanımızda örtünme yok KUR,AN da nerede bana göster diyanet te bile buna bir çare bulamadılar
toplantı üstüne toplantı yapıyorlar demek abesle iştigaldir. Adama sorarlar o toplantıların hangisine katıldın diyanet ne demiş o toplantılarda örtünme hakkında delil getir ben diyorum var ve NUR-31. Ayet in mealini ve açıklamasını(alıntı)
yaptım konu kapanmıştır vesselam.
MUTA.
#52
Gönderim zamanı 23.11.2006 - 18:41
Arkadaşlar benim kafama şey takılıyor. "Şeytan hani Hz. Adem'e secde etmedi ve Tanrı'ya bana süre ver yarattığın insanları Senin yolundan döndüreceğim diyor ve Tanrıda buna izin veriyor." Yani Tanrı neden yarattığıyla iddaya girsinki.
Vede meleklerin sorgulama yetisi var mı ben yok biliyorum; şeytanında önceden bir melek olduğunu biliyorum; eğer sorgulama yetkisi yoksa meleklerin şeytan nasıl sorguladı.Yada yanlış biliyorsam doğrusu nedir?
Şimdiden teşekkürler.
...:--------------------------------------------------------:...
BİTTİ!
CAN_i
...:--------------------------------------------------------:...
#53
Gönderim zamanı 23.11.2006 - 20:06
Allah'ın da İblisle iddiaya girmesi bir durum olduğunu da düşünmüyorum. Hakkında çok da bilgili olmadığım bir konu. Bu konuda bilgili arkadaşlarımız kesinlikle vardır.
#54
Gönderim zamanı 05.01.2007 - 01:45
İçten saygılarımı sunarım.
#55
Gönderim zamanı 05.01.2007 - 02:14
Kur'an-ı Kerim de 5 vakit Namazdan söz edilmediği iddiasında bulunarak , günde 5 vakit Namazın Farz olmadığı iddia edilemez.Kur'an-ı Kerim de sizin de söylediğiniz gibi Namazın kılınış şekli hakkında bilgi verilmemiştir.Buna binaen Resul-ü Ekrem (s.a.v)'in Sünneti Seniyyesi olmadan Kur'an- Kerim tam manası ile anlaşılamaz diye biliriz.Namaz konusunda bize yol gösteren Resul-ü Ekrem(s.a.v) Efendimizdir.
Bu bağlamda Sünnet'in görevi Kur'an-ı Kerimi açıklamaktır...Resul-ü Ekrem (s.av) Efendimizin söylediği sözler ve yaptığı davranışlar Hz.Allah'ın denetimi altındadır.Efendimize itaat Hz.Allah'a itaattir...
Saygılarımı Sunarım...
#56
Gönderim zamanı 05.01.2007 - 03:33
#57
Gönderim zamanı 06.01.2007 - 16:56
Evet yapabilir....Bunu da dualarla yapıyoruz.....Namazın ise kendi içinde bir adabı vardır. Kafana estiği gibi istediğini söyleyemezsin ki...İnsanlar kendi söylemek istediklerini ve özgün bir şekilde Allahın şanını yüceltebilir.
............................şşşşt sessiz ol!.................................
#58
Gönderim zamanı 14.01.2007 - 00:18
Evet yapabilir....Bunu da dualarla yapıyoruz.....Namazın ise kendi içinde bir adabı vardır. Kafana estiği gibi istediğini söyleyemezsin ki...İnsanlar kendi söylemek istediklerini ve özgün bir şekilde Allahın şanını yüceltebilir.
benim söylediğimle biraz çelişiyor sanki. Tamam dua edelim. ama dua neden belli kalıplara bürünün ki? Ben Allah'a istediğim şekilde dua edemezmiyim? Namazın adabı benim Allah'a söylediğim şeyin ne demek olduğunu bile bilmediğim sözlerin tekelinde olmamalı. İnanç ve ibadet iyi niyet çerçevesinde ve kalıplardan uzak olmalı. Şayet kur'an'da belirtilmemişse öyle olmalı.
#59
Gönderim zamanı 11.02.2007 - 02:41
(33/1-73)el-ahzab suresi 59. ayet:
ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle: (bir ihtiyaç için dışarı çıktıklarında,vucütlarını baştan aşağı örten bir çerşaf gibi) örtülerine sarınsınlar. bu onların iffetli tanınıp eziyet edilmemelerine daha uygundur. allah çok bağışlayıcıdır çok merhametlidir...
====>allah hanımların dışarı çıkarken mahremlerine karşı örtünmelerini istiyor. bu ibadetten daha mı önemli..?
aradaki bu bağlantıyı kuramıycak kadar daraldı mı beyniniz? sorarım size...hiç araştıramıycak kadar aciz misiniz..? bi hanımın mahreminin yakınından geçerken kokular sürüp,ziynet eşyalarını göze batırırı derecede kullanması bile haramken başın örtülmesi sana nasıl saçma gelebilir..! allah aşkına..! mantık yürütün biraz...olmadı araştırıverin..
yalnış anlaşılmasın..inanmıyor olabilirsiniz...buna karışamam...ama burda islamiyeti tartışıyorsak lütfen gönderilen klavıuza göre hareket edelim...
AHZÂB SÛRESİ
(59) Ey Yalvaç! Eşlerine söyle sonra kızına,
Bundan başka inanmış kişi kadınlarına:
Üstlerine giysinler o dış giysilerini,
Böyle korumuş olur bunlar kendilerini.
Bu şekilde tanınıp saldırıya uğramak
Yönünden daha fazla hizmet eder bu mutlak.
Tanrı yarlıgayıcı, Tanrı bağışlayıcı. 10
10 Bu âyetle inananların eş ve kızlarının örtünmeleri buyurulmakta ve nasıl örtülüneceği açıklanmaktadır.
Bu âyet hür kadınları saldırılardan, yani cinsel tacizden korumak için vahyolunmuştur. Çünkü o tarihlerde sokağa çıkan kadınlar tacize uğruyor ve tacizde bulunarak suç işleyen “ben saldırdığım kadının cariye olduğunu sanmıştım” savunmasını yaparak cezadan kurtuluyordu.
Âyet Müslüman kadını farklı giysiye bürüyerek onu korumuş ve saldırganların cezalandırılmalarını sağlamıştır.
Kur'ân-ı Kerîm, Manzum Me'âl, Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba
#60
Gönderim zamanı 11.02.2007 - 03:11
NÛR (Işık) SÛRESİ
(31) Açıp göstermesinler fazla kısmını süs’ün,
Ucu omuzlarından sarksın başörtüsünün.
Süslerini herkese göstermesinler, ancak
Kocaları, babalar olsun buna bakacak.
Bir de kocalarının babası, oğulları
Ve üvey oğulları görecektir bunları.
Ya da kardeşleriyle, kardeş oğullarıyla
Kızkardeş oğulları görebilecek yine.
Kadınları, kölesi, ihtiyar hizmetkârlar
Gizli yerleri bilmez çocuklara cevaz var.
Gizledikleri süsler belli bilinsin diye
Ayaklarını onlar vurmasın birbirine.
Tanrı’ya tövbe edin, inanmışlar, hepiniz,
Böyle yapınız tâ ki murada eresiniz.
34. ÂYETİN SONUNDAKİ (3. DİPNOT):
Kur’ân, evliliği insanlar için doğal bir hâl olarak kabul eder. Bütün bekârlar, erkek ve kadın, kul-köle-câriyeler evlensin diye buyurur. Evlenmemiş câriyeleri tutmak “bu gün metres adı verilen evlilik dışı ilişkiler kurmak” bu âyetlerin buyruğuna uymaz, ters düşer.
Burada, para kazanmak için câriyelerini kötü yola itenler yeriliyor. Zorla kötü yola itilen bu câriyelere bağışlanma muştusu veriliyor.
Karısını, kızını bile satacak kadar ahlâksızlaşmış Arap için câriyesini satmayı bile yasaklayan bu âyet, fuhşu önleyici değerli bir buyruktur.
Yukarıdaki âyetlerde önemli bir konu da, kölelerin özgürlüğü problemidir. Köle âzâd edilmesinde kolaylıklar göstermenin gereği emrediliyor. Sahibi ile köle arasında yazılı bir sözleşme düzenlenir, gerekirse ilerde kazanarak ödenmek üzere köle âzâd edilir ve özgürlüğüne kavuşturulur. Başka sûrelerde de geçti, köle âzâd etmek hayırlı ve sevabdır diye… Özgürlüğünü satın alamayacak iyi hâlli köleye devlet parasından da yardım yapıldığını (sûre 9, âyet 60) gösteriyor.
Üstelik, köleyi âzâd edene de, köleye mal ve servetinden biraz bağışta bulunması buyruğu da var. İslâmlık, bu soylu davranışı günümüzden bin yıl önceleri ortaya koymuştur.
(7/1-205)
A’RÂF SÛRESİ
(26) Ey Âdem oğulları! Çıplaklığı örtecek
Giysiler verdik size hem güzellik verecek.
Bilin ki en hayırlı, bilin ki en iyisi
Kemlikten, kötülükten korunmanın giysisi.
Bunlar, onların öğüt tutabilmesi için
Âyetlerinden Rabb’in… Âyetlerinden Rabb’in…
Kur'ân-ı Kerîm (Manzum Me'âl), Doç. Dr. Bedri Noyan Dedebaba
Bu mesaj babuna tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 11.02.2007 - 03:13
Benzer Konular
Konu | Forum | Konuyu Açan | İstatistikler | Son Mesaj Bilgisi | |
---|---|---|---|---|---|
Yapay zeka, koronavirüs hakkında sorulan sorulara yanıt verecek |
Bilim & Teknoloji Haberleri | Haberci |
|
|
|
Bir üstteki kullanıcı hakkında yorumlar, düşünceler |
Oyun Bahçesi | wildrose |
|
|
|
We Need To Talk About Kevin (Kevin Hakkında Konuşmalıyız) |
Çeşitli Videolar | hüfyaa |
|
|
|
Kevin Hakkında Konuşmalıyız |
Sinema | hüfyaa |
|
|
|
Lazer Epilasyon Hakkında Merak Ettikleriniz |
Moda & Güzellik | hüfyaa |
|
|
2 kullanıcı bu konuya bakıyor
0 üye, 2 ziyaretçi, 0 gizli