Posted 06.11.2006 - 03:03
Neye güvenmiyoruz arkadaslar, devlete mi, Cumhuriyete mi, milletimize mi?
Cikan her yasadan, her yeni seyden sonra hemen 'ülkemizi bölmek icin atilmis bir adim' paranoyasina düsüyoruz. Herkes her zaman düsman mi?
Illa ki bu vakiflari kuracak olanlar ülkeyi bölmek icin mi ugrasacak? Eger ülkenin bölünmez bütünlügünü icten kabul ediyorsak, buna izin verilmeyecegi muhakkaktir. Icten derken hem samimi anlaminda kullaniyorum hem de icsel (yani nesnesinin ona sahip olmamasi düsünülemez bir nitelik ise) anlaminda.
Bu vakiflarin burada bizim de yapilmasindan memnuniyet duyacagimiz bir seyler yapmasi ihtimali neden düsünülmüyor da hemen, 'eyvah, ülkeyi bölecekler!' diye yakinmaya basliyoruz?
Kendinize, kurdugunuz degerlere, inandiginiz degerlere güvenin. Bu serzenisler, Emre kardes, bence neticede özgüven eksikliginin göstergesi.
Patrikhane'nin de isine yarayacak seyler yapilabilir. Patrikhane mutlak suretle herbirimizin dinini degistirmek icin calismak zorunda degil. Niye düsman olarak görüyoruz patrikhaneyi? (Ülkemizi bölmeye calisiyorlar'dan baska bir savunma lütfen) Yapsinlar elbette onlar da güzel seyler. Dinimize mi güvenmiyoruz? "Eyvah, hristiyanligin iyi yanlarindan bahsederlerse herkes dinini degistirir!" diye bir endisen mi var? Dinini degistirmek isteyen varsa degistirsin. Ister budizmi secsin, ister hiristiyanligi isterse de puta taparligi. Bize ne? O, Allah'la onun arasinda olan bir sey. Onun cehennemde yanacagina inaniyorsan ona niye kiziyorsun ki. Birak zavalliyi. Iyilik yapmak istiyorsan -ki islamiyet te bunu salik verir- ona senin icin dogru olan yolu anlat. Ama kendi hayatina dair kararlari elbette ki o verecektir. Bedellerini de kendisi öder. Sen de. Ben de.
-yoksa biz hayatin kendisine mi güvenmiyoruz?-