Jump to content



- - - - -

Günün sözü Nietzche'den...


  • Please log in to reply
5 replies to this topic

#1 selamsız

selamsız

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 23 posts

Posted 18.11.2006 - 22:57


DİYO Kİ: ' İNSANLARIN ÜZERİMDE KÜÇÜK ZAFERLER KAZANMASINA İZİN VERECEK KADAR BÜYÜK BİR İNSANIM.'
NE KADAR DOÐRU DİYO.... AMA BÜYÜK RUHLARA...
HAYATTA HİÇBİRŞEY VAZGEÇİLMEZ DEÐİLDİR...

#2 böcük

böcük

    YGOİ

  • Üyeler
  • 915 posts
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:atom altı parcacık:belirsizlik prensibi
  • İlgi Alanları:resim ,kitap,bilim,fizik, mavi,turkuaz,....

Posted 18.11.2006 - 23:24

sen bide bunu o küçük zafer kazanan küçük insancıklara söyle ,birde onlar anlasa..
Çamura batmış bir midye kadar mutlu olabilir miyim?.

#3 Canan

Canan

    diyalog değil,monolog..

  • Üyeler
  • 5,591 posts
  • Konum:Dünya
  • İlgi Alanları:...

Posted 25.05.2008 - 09:33

1-Vicdan, iyi bir şöhret, cehennem; duruma göre polisin bizzat kendisi

2-Dünya var olduğundan bu yana, hiçbir otorite kendisinin eleştiri konusu
yapılmasına istekli görünmemiştir.

3-İnançlar hakikat düşmanları olarak, yalanlardan daha tehlikelidir.

4-Pek çok yanlış ihtişamı yeryüzünden yeniden kaldırmamız gerekiyor, çünkü bu bizden hak talep eden her şeye karşı haksızlıktır! Bizi buna dünyayı olduğundan daha uyumsuz görmemek isteği mecbur ediyor!

5-Geleneğin emretmediği şeylerde ahlak yoktur; ve gelenek yaşamı ne denli az belirlerse, ahlaklılık çemberi de o denli küçülür.

6-Gelenek nedir? Bize yararlı olan şeyleri emrettiğinden
dolayı değil, bize emrettiğinden dolayı itaat ettiğimiz yüksek bir otoritedir.

7-Nedenselliğin anlamı arttığı ölçüde ahlaklılığın alanının kapsamı daralır: Çünkü insan gerekli etkileri kavrayıp, bütün rastlantılardan, ve buna ilişkin sonra olacaklardan ayırarak (post hoc ) düşünmeyi öğrenince, şimdiye değin törelerin temeli olarak kabul edilen birçok fantastik nedenselliği tahrip eder.

8-Kendinden hiç söz etmemek çok soylu bir ikiyüzlülüktür.

9-Yasayı öldürdüm, yasa beni, bir cesedin canlı birini korkuttuğu gibi korkutuyor:

10-O halde uygarlığı başlatan büyük önermeyi
vurgulayalım: Her gelenek geleneksizlikten daha iyidir.

11-Vahşet, insanoğlunun yaptığı en eski şenliklerdeki neşe kaynaklarından
biridir. Dolayısıyla tanrılara dehşet manzarası sunulunca onların da ferahladıkları ve neşelendikleri sanılır... ve böylece gönüllü acı çekmenin, insanın kendi seçtiği işkencenin iyi bir anlamı ve değeri olduğu düşüncesi yayılır dünyaya.

12-Son yeniliklerin gürültüsünden başka bir şey bulunmayan dünya tarihi denilen şeyin kendisinde, gerçekte bataklığı hareket ettirmek isteyen çok eski şehitlerin trajedilerinden daha önemli konu yoktur.

13-Hiçbir şey, şu andaki gururumuzu oluşturan insan aklının ve
özgürlük duygusunun bir parçası kadar pahalıya mal olmamıştır.

14-çile çekmenin erdem, ikiyüzlülüğün erdem, intikamın
erdem, vahşetin erdem, aklın inkarının erdem, buna karşın kendini iyi hissetmenin tehlike,öğrenme hırsının tehdit, barışın tehlike, acımanın tehlike, merhamet görmenin küfür, işin küfür, çılgınlığın tanrısallık, değişimin ahlaksızlık ve bozulma emaresi sayıldığı çağda! — Siz bunların hepsinin değiştiğini ve insanlığın böylece kendi karakterinde yanılmış olması gerektiğini mi sanıyorsunuz? Ah siz insan sarrafları, kendinizi daha iyi tanıyın!

15-ahlaklılık yeni ve daha iyi geleneklerin ortaya çıkmasına karşı direnir: aptallaştırır.

16-Bütün çağların insanlarının neyin iyi, neyin kötü, neyin övgüye değer
ve neyin yergiye layık olduğunu bildiklerine inandıkları konusunda bilgeler doğru bir yargıda bulunmuşlardır. Ama, biz şimdi geçmişte herhangi bir zamandakinden daha iyi biliyoruz,görüşü, bilgelerin bir önyargısıdır.

17-Bir kez yürünmüş bir yola düşenlerin sayısı çoktur, hedefe ulaşan az.

18-insan ırkının eğitimini bugüne kadar sanki gardiyanlar ile
cellatlar yönetmiş gibi görünüyor!

19-Sevilmiş olma isteği kendini beğenmişliklerin en büyüğüdür.

20-Bir insan yoğun ve kılı kırk yararak düşündüğü zaman, sadece yüzü değil gövdesi de çekinceli bir havaya bürünür.


-----------------------------


1-Kişinin beni anlamasının, hem de zorunlukla anlamasının koşulları, —bunları pek iyi bilirim. Benim yalnızca içtenliğime, tutkuma dayanabilmek için, düşünsel konularda katılık kertesinde dürüst olması gerekir kişinin. Dağlarda yaşamaya, alışkın olması gerekir— çağın siyasetinin ve halkların çıkarcılıklarının sefil gevezeliğini kendi altında görmeğe. Aldırmaz olmuş olması gerekir, hiç sormaması gerekir, doğruluk yararlı mıdır diye, bir kötü kader olup çıkar mı diye... Bugün kimsenin sorma yürekliliğini göstermediği sorulara sertliğin verdiği yatkınlık; yasaklanmış olana yüreklilik; labirente önceden-belirlenmişlik. Yedi yalnızlıkta edinilmiş bir deneyim. Yeni bir müzik için yeni kulaklar. En uzaklar için yeni gözler. Şimdiye dek sağır kalınmış doğrular için yeni bir vicdan. Ve yüce üslubun iktisat istemi: gücünü, heyecanlanmalarını derli-toplu tutmak... Kendi kendine saygı; kendi kendine sevgi; kendi kendisi karşısında koşulsuz bir özgürlük...
İşte! Bunlardır benim okurlarım ancak, benim sahici okurlarım, benim önceden belirlenmiş okurlarım: geri kalan neye yarar ki —geri kalan, insanlıktır yalnızca.— Kişinin, gücüyle, ruhunun yüksekliğiyle, insanlığa tepeden bakması gerekir —hor görüşüyle...

2-İyi nedir? —İnsanda güç duygusunu, güç istemini, gücün kendisini yükselten herşey.
Kötü nedir? —Zayıflıktan doğan herşey.
Mutluluk nedir? —Gücün büyüdüğü duygusu —bir engelin aşıldığı duygusu.

3-Doygunluk değil, daha çok güç; genel olarak barış değil, savaş; erdem değil, yetenek (Rönesans tarzı erdem, virtü, moralinsiz erdem).

4-Zayıflar, nasibi kıtlar yıkılıp gitmelidir: bizim insan sevgimizin baş ilkesi. Ve onlara yıkılıp gitsinler diye de yardım edilmelidir.

5-Herhangi bir günahtan daha zararlı olan nedir? —Nasibi kıtlara, zayıflara duyulan acımadan doğan eylem — Hristiyanlık.

6-ortaya koyduğum sorun, varlıklar sıralamasında insanlığın yerini ne almalıdır sorunu değildir (—insan bir sondur) : sorun, hangi tip insanın, daha yüksek değerlidir, yaşamaya daha değerdir, geleceği daha sağlamdır diye. yetiştirilmesi -gerektiği, istenmesi gerektiği sorunudur.

7-İnsanlık, bugün inanıldığı gibi, daha iyiye ya da daha güçlüye ya da daha yükseğe doğru bir gelişme göstermemektedir, «ilerleme», modern bir düşüncedir yalnızca, yani, yanlış bir düşünce. Bugünün Avrupalısı, değerlilik bakımından, Rönesans Avrupalısının fersah fersah altında kalır; ileriye doğru gelişme, herhangi bir zorunlukla, yükselme, yücelme, güçlenme değildir hiç de.

8-Bir canlıya, bir türe, bir bireye, içgüdülerini yitirmişse, kendisine zararlı olanı seçiyor, yeğliyorsa,, yozlaşmış derim.

9-Gücün içgüdüsü : güç isteminin eksik olduğu yerde, düşüş vardır. Savım, insanlığın bütün en üst değerlerinde bu istemin eksik olduğudur.

10-Kişi, acıma duyduğunda, gücünden yitirir.

11-Rahip, yaşamın bu meslekten yoksayıcısı, yalanlayıcısı, zehirleyicisi, yüksek bir insan türü sayıldığı sürece, doğru nedir sorusuna hiçbir yanıt bulunamaz. Hiçin ve olumsuzlamanın bu bilinçli avukatı, «Hakikat»in sözcüsü yerine konduğunda, doğru zaten tepesi üstüne çevrilmiştir.

12-Bir tanrıbilimcinin doğru diye duyduğu, yanlış olmak zorundadır: bu bir doğruluk ölçütü neredeyse.

13-Tanrıbilimciliğin etkilerinin yayıldığı heryerde, değer yargısı tepesi üstüne çevrilmiştir, «doğru» ve «yanlış» kavramları zorunlu olarak terstir: burada, yaşama en zararlı olana «doğru» denir; onu yükselten, yücelten, evetleyen, haklı ve üstün kılana da «yanlış»... Tanrıbilimciler hükümdarların (ya da halkların—) «vicdan»ları yoluyla güce el attıkları zaman da, temelde hep neyin olup-bittiğinden kuşkumuz olmaz: Son istemi, nihilistik istem, gücü istemektedir...

14-Kant'ın başarısı, salt bir tanrıbilimci başarısıdır: Kant, Luther gibi, Leibniz gibi, kendi başına ayakta duramayan Alman dürüstlüğünün yeni bir payandasıydı...

15-Yaşamımızın belirlemediği birşey ona zarar verir.

16-Bir halk, kendi ödevini, genel olarak ödev kavramıyla karıştırınca, batar.

17-Herşeyi, herbir şeyi yanlış kavrama içgüdüsü, doğaya aykırılığın içgüdüleşmesi, Alman décadence'inin felsefe olup çıkması — işte Kant budur! —

18-Bir - iki şüpheciyi, felsefe tarihinin dürüst tipini bir yana ayırıyorum: geri kalanların, düşünsel dürüstlüğün daha ilk gereklerinden bile haberleri yoktur. Topu, hanımcıklar gibi davranırlar, bütün bu büyük gayretkeşler ve hilkat garibeleri —«güzel duygular»ı kanıtlama sayarlar, «dolu yüreği» tanrılığın körüğü sayarlar, kanmayı da doğruluğun ölçütü.

19-Küçümsemeyelim bunu: biz bile, biz özgür tinliler bile «değerlerin yeniden değerlendirilmesi »yiz, bütün eski «doğru» - «doğru olmayan» kavramlarına karşı cisim bulmuş bir savaş ilanıyız, zafer ilanıyız.

20-Akıllandık artık. Her bakımdan daha alçakgönüllü olduk, insanı artık «tin»den, «Tanrısallık»tan türetmiyoruz. Onu, geri, hayvanların arasındaki yerine koyduk. En güçlü hayvandır o bizim için, çünkü en kurnazıdır: bunun bir sonucudur tinselliği.

Edited by Canan, 25.05.2008 - 09:52.

2 metre bez
2 kürek kum
var mı ötesi?

#4 tandem

tandem

    Sadık bir ziyaretçidir

  • Üyeler
  • 1,157 posts
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:artık kendi evinde..

Posted 24.04.2009 - 11:41

*İnsan, bu dünyada o kadar acı çeker ki, bütün canlı yaratıklar arasında yalnız o, gülmeyi icat etmek zorunda kalmıştır.

*Bana diyorsunuz: "Yaşam ağır, taşıması zor". Ya peki ne oluyor sabahki kibriniz ve akşamki teslimiyetiniz? Yaşamı taşıması zordur: Ama bana öyle yumuşaklık havaları takınmayın! Hepimiz pekala dayanıklı yük eşekleriyiz.

* ne kadar yükselirsen, uçmayı bilmeyenlere o kadar küçük görünürsün

*Öyle kolay bir sanat değildir uyumak. Onun uğruna bütün gün uyanık olmak gerekir.

*Uçmasını bilmiyorsan uçurumun kenarında yuva yapma.

*Uzun süre uçuruma bakarsan, uçurum da senin içine bakar.

*Yarım yamalak öğrenmektense hiç öğrenmemek daha iyidir.

*Yaşarken yaşayın! İnsan doğru zamanda yaşamazsa, asla doğru zamanda ölmez.

Edited by anemone, 24.04.2009 - 11:44.

BAZEN SUSMAK ÇOK ŞEY ANLATIR....

#5 Saklı Bahçe

Saklı Bahçe

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Üyeler
  • 85 posts
  • Cinsiyet:Bayan
  • Konum:belki bir şarkının her sesinde..
  • İlgi Alanları:"O"'na dair herşey..

Posted 11.05.2009 - 12:50

Derin olmak ve derin görünmek -Derin olduğunu bilen kimse kolay anlaşılır olmaya çalışır;kalabalığa derin görünmekten hoşlanan kimse ise anlaşılmaz olmaya çalışır.Kalabalık,dibini göremediği herşeyi derin sanır çünkü.

Yoksul-Bugün yoksul o;fakat herşeyini elinden aldıkları için değil de,kendisi herşeyi kaldırıp attığı için;ne önemi var onun için bunun? Bulmaya alışıktır çünkü.Onun isteyerek katlandığı bu yoksulluğu anlamayanlar,asıl yoksullardır.

İşitmemizin sınırı-İnsan karşılık bulabileceği soruları işitir ancak..

Kibirlinin küskünlüğü-Kibirli insan kendisini en öne geçirseler bile küskünlük duyar;O zaman da arabasının atlarına bakar ters ters.

Hayvanların eleştirisi-Korkarım ki hayvanlar insanı kendi türlerinden bir yaratık sayıyorlar;ama hayvanların sağduyusunu tehlikeli tarzda yitirmiş bir yaratık.Korkarım ki insanı, alık bir hayvan,gülen ve ağlayan bir hayvan,felaketli bir hayvan sayıyor onlar.

İnat ve sadakat-Bu adam bu davanın çürük olduğunu görüyor ama inat olsun diye vazgeçmiyor ondan;...fakat "sadakat" adını veriyor bu hale...

Saygı noksanlığı-Bu adam karşısındakini inandırmıyor...yaptığı iyi işi hiçbir zaman gizli tutmamıştır da ondan.

Akıl ve karakter-Kimi insanda karakter zirveye ulaşır ama akıl bu zirvenin yüksekliğine erişemez.Kimi insanda da bunun tam tersi olur.

Alışkanlık-Her alışkanlık elimizi daha becerikli,aklımızı ise daha beceriksiz hale sokar.

En büyük tehlike nerde? -Merhamette.

Başkalarında neyi seversin? -Umutlarımı.

En insancıl davranış nedir? -Birisinin utanmasını önlemek.

Gerçekleşen özgürlük belirtisi nedir? -Kendisinden artık utanmamak.

Gurura karşı -Çok şişinme;ufak bir iğne patlatıverir seni!

Mutluluğum -Aramaktan yorulalıberi,bulmasını öğrendim.Ters bir rüzgar karşıma çıkalıberi,her rüzgarla yelken açtım.

İnsan döner döner yalnızlığını severmiş..

#6 elfim

elfim

    Hiç gelmiyor desek yeridir

  • Yeni Üyeler
  • 1 posts

Posted 06.11.2009 - 01:44

Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü iskenceyi uzatir.

nedir o sabahki kibiriniz ve akşam ki teslim oluşunuz.sizlerde çok iyi biliyorsunuz ki bizler çok ta iyi birer yük eşşekleriyiz..

hem neremiz benziyor ki üzerine bir çiğ damlası düştü diye titreyen gonca güle...





2 user(s) are reading this topic

0 members, 2 guests, 0 anonymous users