bu konuya 10 yanıt verildi

[L1Square]

Atatürk'ün Peygamber Efendimize duyduğu hayranlık

Atatürk'ün Kuran-ı Kerim'e duyduğu derin sevgi ve saygısı, İslam dininin en saf şekliyle yaşanmasına olan inancı onun dindar yönünü her dönemde ortaya çıkarmıştır. Her zaman gerçek din ile batıl inançlarla dolu gericiliği net biçimde ayıran Atatürk, birçok konuşmasında, samimi ve içten bir şekilde Allah'tan, İslam'dan, Kuran'dan saygı ve bağlılıkla bahsetmiştir. Hz. Peygamberimizi övmüş ve Türk Milleti'ne, gerçek dine sarılmayı ve daha dindar olmayı tavsiye etmiş. Allah'a yönelmede Hz. Muhammed'i rehber göstermiştir:

"Bütün dünyanın Müslümanları Allah'ın son peygamberi Hz. Muhammed'in gösterdiği yolu takip etmeli ve verdiği talimatları tam olarak tatbik etmeli. Tüm Müslümanlar Hz. Muhammed'i örnek almalı ve kendisi gibi hareket etmeli; İslamiyet'in hükümlerini olduğu gibi yerine getirmeli. Zira ancak bu şekilde insanlar kurtulabilir ve kalkınabilirler." (Atatürk, Nedim Senbai, A.Ü. Dil, Tarih, Coğrafya Yay., s. 102, 1979)

Hz. Muhammed'i överek O'nu kendisine örnek alan Atatürk, Hz. Muhammed'in peygamberliğine kesin olarak iman etmişti. Hz. Muhammed'e duyduğu hayranlığı ve O'nun peygamberliğini heyecanla anlattığı bir sırada yanında bulunan M. Şemseddin Günaltay, Ata'nın o anki halini şöyle anlatmıştır:

"... Atatürk'ün denizlerden renk alıp renk veren gözleri, masanın üzerinde serili haritaya dikildi ve beni kolumdan tutarak masanın başına çekip parmağını bir noktaya dikti. Bu, kendi elleriyle çizdikleri bir askeri harita idi ve Hz. Muhammed'in büyük Bedir Cengi'ni adım adım gösteriyordu. Hz. Muhammed'e ve O'nun peygamberliğine kadar, büyük askeri dehasına hayran olan eşsiz Sakarya Galibi, Bedir Galibi'ni göklere çıkarırken, "O'nun Hak Peygamber olduğundan şüphe edenler, şu haritaya baksınlar ve Bedir destanını okusunlar" diye heyecanlandı.

Ata'nın son sözü şu olmuştu:

- Hz. Muhammed'in bir avuç imanlı Müslümanla mahşer gibi kalabalık ve alabildiğine zengin Kureyş ordusuna karşı Bedir meydan muharebesinde kazandığı zafer, fani insanların karı değildir, O'nun Peygamberliğinin en kuvvetli delili işte bu savaştır. (Atatürk ve Din Eğitimi, Ahmet Gürbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, s.28)

Atatürk"ün Hz. Muhammed'e duyulacak sevgiyi tarif ettiği sözleri ise şöyledir:

"Büyük bir inkılap yaratan Hazreti Muhammed'e karşı beslenilen sevgi, ancak onun ortaya koyduğu fikirleri, esasları korumakla tecelli edebilir." (Şemsettin Günaltay, Ülkü Dergisi, sayı 100, s. 4)

Atatürk, dinimizin tam anlamıyla ve aslına uygun olarak yaşanmasını ve milletimize doğru, modern, hurafelerden arındırılmış bir din anlayışını benimsetmeyi hedeflemiştir. Hiçbir aşırılığa kaçmadan, Kuran'ın modern bir dünyayı tarif ettiğini çok net biçimde özümsemiştir.

Açıkça anlaşılmaktadır ki, gerçek manada dindarlık, heyecanlı fanatiklerin, tutucu, kapalı görüşlü kimselerinkinde değil; Atatürk'ün tarif ettiği ılımlı, insancıl, modern yapıda kendini göstermektedir.

Büyük Atatürk'ün, İslam dinini, Kuran-ı Kerim'i, Hz. Peygamberi ve dini müesseseleri öven tüm bu sözleri, O'nun dinimize olan içten bağlılığını gösteren somut ve tartışılmaz belgelerdir.

atamizindeyiz.com.

[AtamÇepni]

Büyük Atatürk'ün, İslam dinini, Kuran-ı Kerim'i, Hz. Peygamberi ve dini müesseseleri öven tüm bu sözleri, O'nun dinimize olan içten bağlılığını gösteren somut ve tartışılmaz belgelerdir.

ATAMİZİNDEYİZ.harabe

Atatürk'ü din düşmanı olarak gösterme gafleti içersinde olanlara duyurulur.

Sağol GLAmor.

[L1Square]

Kasten ve bilerek ekledim bu yazıyı buraya..

Çünkü bazı Kemalistler,daha doğrusu Kemalistim diye geçinenler,inançsız tipler oluyorda..Bilgilenmeleri açısından,faydalı olabileceğini düşündüm..

[S_erel55]

ELLERİN DERT GÖRMESİN GLAMOR UMARIM BU MESAJLAR YERİNE ULAŞIR...

[WaLe]

Atatürk'ün sansürlenen görüşleri


Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor.

Biri Batılılaşma konusunda...
Diğeri din konusunda...

İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor.
İkincisi, -dünkü Vakit gazetesinde bir örneğini gördüğümüz gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken, sarıklı mebuslarla ya da peçe içindeki Latife Hanım'la gösterip cumhuriyetin temelinde bir din motifi arıyor.
Bu 2 konuda 2 belge hatırlatacağım.
***
İlk belge, 29 Ekim günü Mustafa Kemal Paşa'nın Fransız yazarı Maurice Pernot'ya verdiği demeç... Paşa, o gün Revue Des Deux Mondes için Meclis Başkanı sıfatıyla verdiği son demecinde şöyle diyor:

"Osmanlı İmparatorluğu, Batı'ya karşı elde ettiğimiz başarılardan çok gururlanarak kendisini Avrupa uluslarına bağlayan bağları kestiği gün düşüşe başlamıştır. Bu bir hataydı. Bunu tekrar etmeyeceğiz. Bizim vücutlarımız Doğu'da ise de düşüncelerimiz Batı'ya dönüktür. Memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz. Bütün çalışmalarımız Türkiye'de çağdaş, bu sebeple Batılı bir hükümet oluşturmaktır. Uygarlığa girmek arzu edip de Batı'ya yönelmemiş millet hangisidir?"
***
Din meselesine gelince...

İlk Meclis'in dualarla açıldığı ve cumhuriyete oy veren milletvekilleri arasında 100 kadar din adamı olduğu doğru... Ancak böyledir diye cumhuriyetin kökeninde ve Atatürk'ün düşünce evreninde din motifleri aramak nafile uğraş.
Afet İnan cumhuriyetin ilanından 6 yıl sonra Yurt Bilgisi dersleri vermeye başlamıştı. Okutacağı kitabı Kemal Paşa'ya gösterdi. Gazi beğenmedi. Yeni bir Medeni Bilgiler kitabı yazdırdı.
Kitap, 1931'de Afet İnan imzasıyla çıktı; ortaokul ve liselerde okutuldu. İşte Kemal Paşa'nın el yazısıyla kaleme aldığı o notların "Millet" bölümünden satırlar:
***
"Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arapların dinini kabul ettikten sonra bu din Arapların (..) Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. (..)
"Türk milleti birçok asırlar, (..) bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kur'an'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndü. (..)
"Türk milletini Allah için, Peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, Allah'la mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. (..)
"... din hissi, dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. (..) Artık Türk, cenneti değil, (..) son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milletinde bıraktığı hatıra..."***

Yeterince açık değil mi?

Nasıl oluyor da din konusundaki görüşleri bu kadar net olan bir lider hâlâ yanlış yorumlanıyor?

Can DÜNDAR

YAZININ DEVAMI

[MaryJane]

Kasten ve bilerek ekledim bu yazıyı buraya..

Çünkü bazı Kemalistler,daha doğrusu Kemalistim diye geçinenler,inançsız tipler oluyorda..Bilgilenmeleri açısından,faydalı olabileceğini düşündüm..

Senin ağzında ki ifadeyle ''O kemalist tipler'' Atatürk'ün dinine,Atatürk'e,müslümanlık'a,din'e, saygısızlık ederse bu lafı sarfedebilirsin ancak.
Bunun dışında kimsenin inancı seni ilgilendirmemeli,genelleme yapma hakkı bulmamalısın.
Burası inançlıları-inançsızları yargılama forumu değil.
O yüzden alıntı yaptığım cümleni değiştirmeni öneririm.

[L1Square]

Senin ağzında ki ifadeyle ''O kemalist tipler'' Atatürk'ün dinine,Atatürk'e,müslümanlık'a,din'e, saygısızlık ederse bu lafı sarfedebilirsin ancak.
Bunun dışında kimsenin inancı seni ilgilendirmemeli,genelleme yapma hakkı bulmamalısın.
Burası inançlıları-inançsızları yargılama forumu değil.
O yüzden alıntı yaptığım cümleni değiştirmeni öneririm.

Hiç bir şekilde cümlemde değişiklik yapmayı düşünmüyorum..Yazımı bir daha oku istersen..Bazı kemalistim diye geçinen tipler demişim değilmi?Bazı kelimesi senin için genelleme anlamına mı geliyor?

Madem kimseyi yargılama formu değil,o zaman sende düşündüğüm şeyden ötürü bana silmeni öneririm gibi,ifadeler kullanmamalısın..Çünkü bu senin yaptığında beni yargılamaya girer nepenthe...

[L1Square]

Wale ; Can Dündar'dan alıntı yaptığın yazılar,ADD(Atatürkçü Düşünce Derneği)'nin 29 Ekim'de dağıtmış olduğu 'Yurttaş İçin Medeni Bilgiler'' adlı kitapçıkta yer almaktadır..Ve bu kitapçıktaki İslamiyete hakaret vari söylemlerden ötürü toplattırılmaya kadar gitmiştir..

Osmanlı İmparatorluğu, Batı'ya karşı elde ettiğimiz başarılardan çok gururlanarak kendisini Avrupa uluslarına bağlayan bağları kestiği gün düşüşe başlamıştır. Bu bir hataydı. Bunu tekrar etmeyeceğiz. Bizim vücutlarımız Doğu'da ise de düşüncelerimiz Batı'ya dönüktür. Memleketimizi çağdaşlaştırmak istiyoruz. Bütün çalışmalarımız Türkiye'de çağdaş, bu sebeple Batılı bir hükümet oluşturmaktır. Uygarlığa girmek arzu edip de Batı'ya yönelmemiş millet hangisidir?"

"Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arapların dinini kabul ettikten sonra bu din Arapların (..) Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis Türk milletinin milli rabıtalarını gevşetti; milli hislerini, milli heyecanını uyuşturdu. (..)
"Türk milleti birçok asırlar, (..) bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kur'an'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndü. (..)
"Türk milletini Allah için, Peygamber için topraklarını, menfaatlerini, benliğini unutturacak, Allah'la mütevekkil kılacak derin bir gaflet ve yorgunluk beşiğinde uyuttular. (..)
"... din hissi, dünyanın acısı duyulan tokadıyla derhal Türk milletinin vicdanındaki çadırını yıktı, davetlileri, Türk düşmanları olan Arap çöllerine gitti. (..) Artık Türk, cenneti değil, (..) son Türk ellerinin müdafaa ve muhafazasını düşünüyordu. İşte dinin, din hissinin Türk milletinde bıraktığı hatıra..."***

Can Dündar'ın bahsettiği yazıların dışında da ,"Türkler, Arapların dini(Müslümanlığı) kabul etmeden önce büyük bir ulus idi" gibi ifadelerde yer almaktadır..

Bu gibi cümlelerin ardından Şube Başkanı Yeşildal çok komik bir savunma yaparak "Kitapçıkta eleştirilen İslam dini değil, Arap milliyetçiliğidir. Burada bir hata varsa Türkçeleştirilirken yapılmış olabilir." demiş.

"Türkler, Müslümanlığı kabul etmeden önce büyük bir ulus idi" cümlesinde yazım hatası olduğunu öne süren Yeşildal, cümlede 'önce' kelimesinden sonra olması gereken '-de' bağlacının baskı hatası nedeniyle eksik yazıldığını idda etmiş.

Şİmdi soruyorum size,'Türkçe ye çevrilirken hata olmuş' ne demek ?Yani bu kitapçığı ADD yetkilisi Türkler yazmıyor da ,bu yazı ülke dışından mı gönderiliyor?

Ayrıca müslümanlıktan Arabın dini diye bahsedilirken,Peygamber efendimizi de arap millliyetçisi gibi gösteriliyor..Ki Hz.Muhammed'i(s.a.v),bir Hadis-i Şerif'te ''Arab'ın Arap olmayana bir üstünlüğü yoktur''.buyurmuşlardır.

Arkadaşlar islam evrensel bir dindir..Eğer öyle olmasaydı,dünyada 1,5 milyar temsilcisi olmazdı..Ayrıca müslümanlar çağdaş olamazlarmı?Çağdaşlık denilince akla batılılar ve batılaşma geliyor?Liselerde okuduğumuz "Kitabu Dîvânü Lûgati’t-Türk"ün yazarı Kaşgarlı Mahmud, düşünür ve bilim adamı İbn-i Sina gibi önemli Türk alimler, hep İslam sonrası döneme aittir..

Bence M.Kemal ATATÜRK yanlış tanıtılıyor..Düşündükleri gibi biri olsaydıdı,kendi annesinin başındaki örtüyü çıkartıp atardı..

Unutmadan bu tip kitap yazan insanlar,islamiyetle uğraşacaklarına, Tecavüz edilme yaşı birbuçuğa inen Türkiye'nin tablosunu değiştirmeye uğraşsınlar..

[AtamÇepni]

Bu ülke için en büyük tehlike de Atatürk'ü sevmediği halde onun düşünce çatısı altında bulunanlar zaten.

[L1Square]

Atatürk'ü kendilerine kalkan olarak kullanan,Onun isminin arkasına sığınan tipler bence Gg26..

[Who am I]

Abdullah gül cumhurbaşkanı seçildikten sonra çankayada bir ara kuran-ı kerim tartışması vardı Atatürke ayitmş ve chp miras kalmış diye acaba doğrumudur çok merak ediyorum