bu konuya 67 yanıt verildi

[Yücel]

e...Ve neden cama vuran her damlada gözümüze sokar gibi açar bacaklarını hüzün.......


Hele ki alışkanlık olunca hüzün, her yol dönemecinde dizgin tanımaz bir şahlanış içinde apansız saldırıverir...Gönüllü olunmaz, o tecavüz eder...Kurumuş dudakları hatırlatır, duvarlarda gezen gölgeleri gösterir...Yapışkandır nihayetinde, dili tatlıdır...

Karla karışık yağmur, etme gel, beni çöz!.......

[/i][/b]

Meğer Tecavüzcü Coşkun'dan başka bir de Tecavüzcü Hüzün varmış

[KaKTüS]

[Yücel]

Bu mesaj yucel tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 13.01.2007 - 06:24

[KaKTüS]

benim bahçemde ki dereler
minik minik denizle birleşirler...

saçlarıma bağladığım her arzu, elinden tutulmaz hayallerin ihtirasıyla bırakır kendini rüzgara...sabıkalı düşlerimin de infazı gerçekleşir o sıra...ve rüzgarrr...
tanrının nefesi gibi okşasa da yüzümü, bilirim ki şeytanın özümü savurma çabasıdır..bu gün acaba, hangi poyrazlara uyandım......................................

[KaKTüS]

cansız benliklerime kılıf olan bedenim,iyiliğimi kötülüğüme karıştırarak ruhumu kıyılarına savuran bu acımasız hayatta, hiç değilse sonunu kendim çizebilmiştim, diye öykünmektedir...ne onda, ne başka birinde, ne de dünya üzerinde hiç bir yerde olmayan, sadece ruhunun o karanlık, o binbir gizemle dolu bahçesinde gezinirken hissedebildiğim sevgi, içimde uyuşturucu nöbetleri yaşar gibi gönlümü paralayan bir fahişeyle yaşamak zorunda bırakıldı...ben onu SENinle zehirleyecektim...peki KİMi cezalandırıyordum....

[KaKTüS]

yolsam atsam avuçlarıma geçirdiğim zehirli kancaları...bir tebessüm etsem, öyle gitsem....

[Serra]

i'll give up everything just to find you!

[BAKIMSIZ DEVE]

[KaKTüS]

ufuklar kızıla boyandı...siyahlar içinde koşuyorum...sarıya doğru........

[Pıchx]

e...Ve neden cama vuran her damlada gözümüze sokar gibi açar bacaklarını hüzün.......


Hele ki alışkanlık olunca hüzün, her yol dönemecinde dizgin tanımaz bir şahlanış içinde apansız saldırıverir...Gönüllü olunmaz, o tecavüz eder...Kurumuş dudakları hatırlatır, duvarlarda gezen gölgeleri gösterir...Yapışkandır nihayetinde, dili tatlıdır...

Karla karışık yağmur, etme gel, beni çöz!.......

[/i][/b]

Meğer Tecavüzcü Coşkun'dan başka bir de Tecavüzcü Hüzün varmış

Bence Gırgır geçeçek yer aarama Bastan Oku ve Onu yazan gibi oku seninmiş gibi oku Ayın karanlıgındaki eline gelen son satırları okurmuş gibi oku Oku ki sende anlıyabilesin

[Pıchx]

Yüreğine sağlık be ögretmenim !

[KaKTüS]

ben gündüzlere yetişemedim ya...geceler de bana dar geldi...benim zamanım yok...
gelmiş bulundum...
kalmış bulundum...
sevmiş bulundum...
bu yüzden bulanık gelen aydınlıklara inadım..düşünceme bahane, düşüme karanlık çoktur...ay tutulmalarında bile sarsılmadı da bedenim, güneşleri ben kendim, kendime erteledim...sebeplerden ziyade sonuçlarım yüzüme çarpınca düşünürüm..sen beni ısıtamazsın! ben kendi kendime üşürüm...

[KaKTüS]

avuçlarıma kancalarını geçiren zaman yüzünden...

[LaHesis]

yolsam atsam avuçlarıma geçirdiğim zehirli kancaları...bir tebessüm etsem, öyle gitsem....

kolay olmaz gitmek. yıllarca agırlıgını verdigin topraktan, bir kaya gibi can çekişerek koparsın ancak.

ama gün gelir de gidersen,
ama gün gelir de gitmek zorunda kalırsan,
ama gün gelir de kollarınla sımsıcak sardıgın topragından kanayarak ayrılırsa köklerin, her gözyaşında dallarından kopup buharlaşırsa yaprakların; gururunu ipek bir şal gibi omuzlarına atıp gidersin.

günü gelir de ayrılırsan bu sevdigin gökyüzünden gururunu başına dikenli bir elmas taç yapar da gidersin.

gitmek dedigin egrisiyle dogrusuyla, bir gurur işidir cünkü.
cünkü gitmek, terk edildigin o sokaktan, üsüyen omuzlarına gururunu örtüp gitmektir.
cünkü gitmek, terk etmek gibi planlanan degil, o an olup da köklerin topraktan çıktıgında "o" kararı verebilmektir.

gitmek; yalnız oldugunu bilerek, bilmedigin yolu yürümeyi, yürüyemesen de o yolda ölmeyi istemektir.

gitmek; ayak seslerini en güzel melodi, gururu en güzel söz bellemektir.

[KaKTüS]

içinde rahata varmış, esir-i cebrin ölüsü...sen, ey vedatzade canım efendim...ben ki sahbareyim, biçareyim gülşende; bad-ı rüza kapılmış, derd ü aşka düşmüşem...bar- saamet tahtında, siz yar-ı sıddığım sayesinde payidarım...

ne halettir size baktıkça, ey fidanım, ömrüm eksilmez...meğer zercir-bend-i payı ömr-i pür neşemsiniz...

[BAKIMSIZ DEVE]

Hmmm.... Hüzüne müptela bir mutluluk

[KaKTüS]

ağırdan alıyorum bu aralar nefesi...bir küçük zamanı gözümde büyütüyorum...yenilme pahasına kendime tuzaklar kuruyor, canıma masallar uyduruyorum...rüzgarın yelkeni terkettiği anı düşündüm de şimdi....hayır....

parça pinçik fikrimi zemzemle yıkamak isterim...gecelerimin dümenini alıvermiş elimden izi kalmışlarım...sabaha ise daha yıllar var bu azgın saplanışta...gel sen beni dinle,ey iki dudak arasına sıkışmış sevda...sen beni vuramazsın bir küçücük ayrılıkta......evet.....

Bu mesaj kaktüs tarafından düzenlendi. Düzenleme zamanı: 03.03.2007 - 06:06

[Serra]

artık bülbül ötmüyor..

[IssIz]

''sen beni ısıtamazsın! ben kendi kendime üşürüm... ''


daha güzel anlatılamazdı...

hep yüreğimizi ısıtacak olanı bekleriz,o bizi cehenneminde yakmaya başladığında ise gerçeğin soğuğuna uyanırız..

[KaKTüS]

yine üşürken benliğimle yalnız, saba makamına rast geldi duyuşum...derin bir ohhhh, geçti gözümden, çocukluğum geçti, çocuklarım geçti, annem geçti..
babam geçti, yine makam eşliğinde beyazlara sarınırken...hüzün geçti,ömrümün en yüce anları teker teker önümden geçti...
çamurlu ayaklarım mislerle yıkanmasaydı keşke, saçlarım kesilmeseydi...ve topallamasaydım, ne de güzel yürüyordum işte...


ruhumu böylesine yıkayan bir başka ses yok ! ah şu sabah ezanları !...